Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/732 E. 2021/493 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/732 Esas
KARAR NO : 2021/493

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 30/09/2016
KARAR TARİHİ : 21/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01.07.2012-30.06.20l3 dönemini kapsayacak şekilde elektrik enerjisi tedarik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme feshedilmediğinden 7.1. Maddesine göre kendiliğinden 1’er yıllık süreler halinde 30.05.2016 tarihine kadar yenilendiğini, bu tarihten sonra davalı sözleşmeyi erken feshederek başka bir tedarik şirketinden elektrik almaya başladığını, sözleşmenin 7.1 .Maddesindeki; “Sözleşme tarihinden Önce sözleşmenin abone tarafından fesih edilmesi halinde abone son iki ayın fatura toplamı kadar ceza-i şart ödemeyi kabul eder. Her hangi bir taraf sözleşme süresinin dolmasından en az 2 ay önceden sözleşmenin yenilenmeyeceğini diğer tarafa yazılı olarak bildirmediği takdirde sözleşme aynı şartlarla 1 yıl daha yenilenmiş olur” hükme göre davalıya son iki fatura tutarında 7.394,31 TL ceza tahakkuk ettirildiğini, cezanın 1.014,52 TL’sinin otomatik ödemeden tahsil edildiğini, bakiye 6.379,79 TL ödenmediğini, … 13 İcra Müdürlüğünde … E dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini bu nedenle itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talep ettiği ceza-i şartın hukuka aykırı ve yersiz olduğunu, davacıya sözleşmenin sonlandınlacağı usulüne uygun olarak bildirildiği, sözleşmeye son verilmesine rağmen otomatik ödeme talimat vasıtasıyla bankadan iradesi dışında 1.014,52 TL çekildiğini, bakiye 6,379,79 TL ceza-i şart bedeli ve 239,24 TL işlemiş faizi talebinin sözleşmeye aykırı olduğunu, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Davacı taraf delil olarak; … 13. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası, elektrik tedarik sözleşmesi, fatura, tanık, yemin, bilirkişi ve her türlü yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf delil olarak; Sözleşme, bildirimler ve yazışmalar, icra dosyası, ödemelerle ilgili kayıtlar ve (gerektiğinde) tanık, bilirkişi incelemesi ve sair yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; sözleşme, bildirimler ve yazışmalar, icra dosyası, ödemelerle ilgili kayıtlar, tanık, bilirkişi incelemesi ve sair yasal delillere dayanmıştır.
Dava; taraflar arasında imzalanan elektrik enerjisi tedarik sözleşmesinin erken feshedilmesi nedeniyle cezai şart alacağının tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizden verilen 2016/984 Esas 2018/549 Karar sayılı karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2018/3069 esas 2020/1740 karar 03/12/2020 kaldırma kararı ile ” davacı ile davalı arasında 01.07.2012-30.06.2013 dönemini kapsayacak şekilde elektrik enerjisi satış sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 7.1. Maddesine göre kendiliğinden birer yıllık süreler halinde yenilenerek, 30.05.2016 tarihine kadar uzadığı, davalının, 30.05.2016 tarihinden sorıra elektrik eneıjisini başka bir tedarikçi firmadan satın almaya başladığı, sözleşmenin 7.1 Maddesinde ; “İşbu sözleşme Ek’teki protokolde belirtilen sözleşme bitiş tarihinde sona erer, İşbu sözleşme süresi içinde fesh edilemez ” hükmü bulunduğu, davalı 22.01.2016 tarihli yazısı ile “Şirketimizle olan indirimli satış sözleşmesinin 30.05 2016 bitiş tarihinden itibaren bilgim ve onayım olmadan yenilenmemesini” bildirmiş olduğunun iddia edildiği, sözleşmenin 7.1. Maddesindeki ; “Sözleşme bitiş tarihinden önce sözleşmenin abone tarafından fesih edilmesi halinde abone son iki ayın fatura toplamı kadar ceza-i şartı tedarikçiye ödemeyi kabul eder” hükmünün düzenlendiği görülmektedir.
Dosyada mevcut gönderi örneğine göre, 22.01.2016 tarihli bildirimin 30.05.2016 tarihli iadeli taahhütlü olarak gönderildiği, alındı makbuzunun fotokopi niteliğinde olduğu ve bunun muhatabına tebliğ edilip edilmediğinin araştırılmadığı görülmektedir.
Buna göre yapılan değerlendirmede, davalının sözleşmeyi yenilemediğini ispat etmesi gerektiği halde 22.01.2016 tarihli yazısının davacıya tebliğinin araştırılmadan ve hükümde tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla davacının istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince karar kaldırılarak belirtilen gönderinin akıbetinin araştırılarak sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. ” gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiş olup, kaldırma kararına uyularak devam edilen yargılamada;
İstinaf bozma ilamı doğrultusunda 22/01/2016 tarihli bildirime ilişkin evraklar PTT’den sorulmuş, gelen cevapta gönderinin, 25.01.2016 tarihinde muhatap davacının iş yeri yetkilisi …’ye imzası karşılığında teslim edildiği, alma haber kartının ise 27.01.2016 tarihinde …’ce gönderici adresine teslim edildiğinin sistem sorgusundan anlaşılmış olduğunun bildirildiği, buna ilişkin evrakların imha edildiğinin bildirildiği nazara alındığında; davalının, sözleşmenin 30/05/2016 tarihli bitiş tarihinden itibaren bilgi ve onayı olmadan yenilenmeme ihtarının davacıya usulüne uygun bildirdiği, bununla sözleşmenin yenilenmesini kendi onayına bağlı kılmış olmasına rağmen, davacı tarafça bu iradeye aykırı olarak otomatikman sözleşmeyi yenilenmiş gibi davalı aleyhine otomatik olarak hesaptan bir kısım kesinti yaptığı ve bakiye kısmının icra yoluyla tahsilini talep etmiş ise de; davalı tarafça sözleşmenin bitim tarihinden 4 ay önce-sözleşme 7.1 maddesine uygun olarak davacıya bildirim yapmış olmasına rağmen, davacı tarafça kendisinden onay alınmadan yenileme yapılması ile davalının sözleşmeyi yenilemiş olduğu ve süre dolmadan yeni bir tedarikçi ile sözleşme yaptığından da bahsedilemeyeceği anlaşılmakla davacının davasında haksız olduğuna kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Davacı tarafça, davalı taraftan gönderilen yazıya rağmen, kendisinden onay almadan sözleşme yenilenmiş gibi hesabından kısmi tahsilat yaptıktan sonra, bakiye kısım için de icra takibi ile tahsilat talebinde bulunmuş olmasında, bile bile davalı aleyhine kötüniyetli hareket etmiş olduğuna, bu nedenle reddedilen dava değeri üzerinden takdiren %20 oranında davalı lehine inkar tazminatı hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Davanın reddine,
2-Reddedilen miktar üzerinden takdiren % 20 oranında hesaplanan 1.323,80 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 79,94-TL’den mahsubu kalan 20,64- TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı tarafça yapılan 4,30 TL vekalet harcı, 6,80 TL vekalet pulu olmak üzere toplam 11,10 TL giderin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.21/06/2021

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.