Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/711 E. 2023/216 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/711 Esas
KARAR NO : 2023/216

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2020
KARAR TARİHİ : 21/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasında 15.11.2017 tarihli Ambalajsız Ekmek Fason Üretim Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca davalı tarafın, bayi karının yanı sıra %3 ciro primi alacağı kararlaştırıldığını, ancak, davalı taraf buna uymayıp değişik isimler altında başkaca kesintiler yaptığını, müvekkili tarafından kabul edilmemişse de kesintili haliyle müvekkiline ödemeler yapıldığını, dilekçe ekinde sunulan … tarihli … sayılı resmi gazetede 5362 sayılı Kanunun 62 nci maddesi ile … tarihli ve .. sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 12 nci maddesi çerçevesinde zincir mağazaların bayi karları azami fiyat üzerinden en fazla %15 olarak belirlendiğini, bu haliyle sözleşmede belirlenen ciro primi ortadan kalktığını ve ancak ve ancak azami fiyat üzerinden %15 bayi karı ödeneceği yasalaştırıldığını, ayrıca, daha önceki yasalarda da bayilerin haksız kazanç elde etmelerinin yasaklandığını, üreticilerin korunduğunu, bu yasalarında yargılama sırasında mahkemece dikkate alınmasını talep ettiklerini, yasa sonrasında birkaç ay yasaya uygun hareket eden davalı şirket, sonrasında üretici firmaları koruyan yönetmeliğe rağmen hizmet bedeli, danışmanlık bedeli, organizasyon bedeli veya ciro primi adı altında farklı kesintilerle yönetmeliği delme yoluna gittiğini, ayrıca, bu hizmetler davalı şirketin şirket faaliyet konularına dahi ters düşmekte olduğunu, müvekkilinin ısrarla kesintileri kabul etmediğini beyan etmesine rağmen kesintilerin devam ettiğini, yasanın delinmesi amacıyla farklı çözümler üretildiğini, müvekkilinin kesmiş olduğu %1 KDV li faturalar müvekkile % 18 KDV li şekilde iade edilmesi şekliyle davalı tarafından yasaya aykırı şekilde gelirler elde edilmeye çalışıldığını ancak müvekkili tarafından hiçbir zaman kabul görmediğini, ancak davalı şirket ödemelerini yaparken sürekli olarak %15 ten fazla bayi karı elde edecek şekilde yaptığını, bu şekilde de davalı şirketin müvekkiline ödemediği ekmek bedelleri birikmeye başladığını, bu bedellerin istenmesi sonrasında “anlaşmayı bitiririz, bir sürü yatırım yaptınız, batarsınız” şeklinde söylemlerle müvekkilini korkutulmaya çalışılsa da müvekkilinin ısrarlı duruşu sonrasında 2020 yılı mart ayında davalı tarafından ekmek alımına son verildiğini, önceki kesintilerin faturaları taraflarına verilmeden yapılmış ancak ekmek alımına son verilmesinden sonra kesilen faturalar müvekkiline tebliğ edilmiş, müvekkilde faturaları noter aracılığıyla iade ettiğini, bakiye alacağının ödenmesini isteyen müvekkil … 1. Noterliğinin …tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde sehven maddi hataya düşmüşse de davalı tarafından yapılan kısmi ödeme sonrasında müvekkilinin 432.673,97TL alacağı kaldığını, bakiye alacağın ödenmemesi üzerine … 6. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili yoluna gidilmişse de davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, bunun üzerine zorunlu ticari arabuluculuğa başvuru yapıldığını, ancak anlaşma sağlanamadığını, açıklanan tüm bu nedenlerle icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamına, icra takibindeki alacak üzerinden %40’dan aşağı olmamak kayıt ve şartı ile davalı borçlunun icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; HMK 165/1 gereğince Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2018/5172 Esas numarası ile devam etmekte ve karar aşamasında olan davanın bekletici sorun yapılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, taraflar arasında bir tane değil iki tane sözleşme yapıldığını, ancak davacı taraf imzaladığı ikinci sözleşmeyi, davada aleyhlerine delil olacağını bildiği için kötü niyetle dava dosyasına ibraz etmediğini, davacı tarafın iade etmeye çalıştığı faturalarla ilgili iddiaları da mesnetsiz ve gerçeğe aykırı olduğunu, davacı taraf dava dilekçesinde, .. 1. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde 531.000 TL alacaklarını isterken sehven hata yaptıklarını ve ihtarnameden sonra taraflarınca kısmi ödeme yapıldığı için müvekkilinin 432.673,97 TL bakiye alacağının kaldığını iddia etmekte olduğunu, ancak bu iddiada bulunan davacı taraf sehven nasıl hata yapıldığını açıklamadığı gibi, yapılan maddi hatanın doğrusunu da beyan etmemekte olduğunu, müvekkil şirket ihtar nedeniyle değil, vadesinin gelmesinden dolayı davacı şirkete 15/04/2020 tarihinde 266.697 TL ödeme yaptığını, bu ödemeden sonra müvekkil şirketin davacıya hiçbir borcunun kalmadığını, karşı taraf dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde %40’tan aşağı olmamak kayıt ve şartıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiğini, ancak talep edilen tazminat miktarı fahiş olup İİK 62/2 maddesi hükmüne aykırı olduğunu, bu nedenle reddini talep ettiklerini, davacı dava dilekçesinde müvekkil şirket aleyhine ithamlarda bulunarak, sözleşmenin 15/11/2017 tarihinde imzalanmasından itibaren haksız kesintiler yapıldığını, daha sonra çıkan kararnameyi delmek için farklı kesintilen yapıldığını, batarsınız şeklinde korkutulmaya çalışıldıklarını iddia ettiğini, ancak bu iddialar da gerçeklerle alakası olmayan asılsız iddialar olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle davanın reddine, davacı tarafın dava değerinin %20′ den aşağı olmamak kayıt ve şartıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağına dayalı olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Davacı tarafından davalı aleyhine … 6. İcra Dairesi’nin …sayılı takip dosyası ile “16/04/2020 TARİHİ İTİBARİ İLE CARİ HESAP ALACAĞIMIZDIR” açıklaması ile 432.673,97 TL alacak için ilamsız icra takibine başlandığı, ödeme emrinin 10/07/2022 tarihinde borçlu yana tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından sunulan 16/07/2020 tarihli dilekçe ile takibi 7 günlük yasal süre içerisinde itiraz edildiği, takibin durduğu, itirazın davacı yana tebliğ edilmeksizin 22/12/2020 tarihinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflarca sunulan dilekçelerden, aralarında 15/11/2017 tarihli ” AMBALAJSIZ FASON EKMEK ÜRETİM SÖZLEŞMESİ ” ve 31/01/2019 tarihli “DANIŞMANLIK, HİZMET VE ORGANİZASYON SÖZLEŞMESİ’NİN” imzalandığı uyuşmazlığın bu sözleşmelerden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Davacının aralarındaki 15/11/2017 tarihli fason ekmek üretim sözleşmesi ile davalı adına ekmek çeşitleri üreterek, müşterilere sevk etmeyi üstlendiği, 31/01/2019 tarihli danışmanlık sözleşmesi ile, davalının davacı yana üretmiş olduğu ekmeklerin pazarlanması ve satışı konusunda danışmanlık hizmeti vermeyi üstlendiği ve taraflarca iki sözleşmenin birlikte uygulanmasının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Davacı alacağının cari hesap ilişkisine dayanması nedeni ile tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, davacı yanın ticari defter ve kayıtları üzerinde talimat yolu ile yapılan inceleme neticesinde bilirkişi mali müşavir …tarafından düzenlenen 17/05/2022 tarihli rapor ile, davacının ticari defter ve kayıtlarının usule uygun tutulduğu, davacının 16/04/2020 tarihindeki 432.673,97 TL alacağını 08/04/2020 tarihinde 432.673,97 TL olarak tahsil ettiği ve davalıdan alacak borç tutarının bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Davalı yanın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde Mali Müşavir …ve Borçlar Mevzuatından Kaynaklı Hesaplamalar Uzmanı Bilirkişi … tarafından düzenlenen 21/11/2022 tarihli rapor ile davalının 15/04/2020 tarihi itibariyle davacı yana borcunun bulunmadığı, davacının icra dosyasına sunulan muavin defterin dökümüne göre 16/04/2020 tarihi itibariyle davalıdan 432.67397 TL alacaklı olduğu ve taraflar arasındaki cari hesap farklılığının davacı defterlerinde kayıtlı olmayıp, davalı defterlerinde kayıtlı olan 2019 yılında düzenlenen 388.721,20 TL bedelli ve 2020 yılında düzenlenen 49.087,13 TL bedelli olmak üzere toplam 437.799,33 TL tutarlı faturalardan kaynaklandığının ve takip tarihi itibarile davalı yanın davacıya borcunun bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmış, taraf itirazlarının değerlendirilmek üzere aynı bilirkişi heyetinden alınan 18/01/2023 tarihli ek rapor ile davacı yana ait BA formlarının incelenmesi ile davalı yandan 2019 ve 2020 yıllarında mal ve hizmet alımı yaptığına dair bildirimde bulunmadığının tespit edildiği, taraflar arasındaki cari farklılığa neden olan toplam 437.799,33 TL bedelli faturaların 241.810,09 TL bedelli kısmının davacı tarafından … 9. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile süresinden sonra iade edildiği, 195.998,24 TL tutarlı kısmına itiraz edildiğine dair dosyada delil bulunmadığı, bu faturaların 31/01/2019 tarihli danışmanlık sözleşmesine istinaden düzenlendiği ve davacının davalıdan alacak talebinde bulunamayacağının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan Danışmanlık, Hizmet ve Organizasyon Sözleşmesi’nin 4. maddesi ile bu sözleşmenin uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların çözümünde davalı yan defter, muhasebe kayıtları ve belgelerinin kesin delil olduğunun davacı tarafından kabul edildiğine dair delil sözleşmesinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacının aralarında imzalanan fason ekmek üretim sözleşmesinden kaynaklandığını iddia ettiği cari hesap alacağı nedeni ile davalı aleyhine takibe giriştiği, taraflar arasında fason ekmek üretim sözleşmesi ve danışmanlık hizmet sözleşmesi olmak üzere iki ayrı sözleşme bulunduğu, davacının kendi ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan alacağının bulunmadığı, davacı yanın iddia ettiği üzere davalı borcunun sehven virman olarak kapatıldığı ve davacının icra takibine sunduğu muavin defterinde yer alan alacağının varlığı kabul edilse bile, davalı yan ticari defter ve kayıtlarına göre de davacının alacağının bulunmadığı, bu farklılığının nedeninin davalı tarafından düzenlenen ve davacı tarafından bir kısmı süresinden sonra itiraz edilerek iade edilen ve davacı defterinde kayıtlı olmayan danışmanlık sözleşmesi nedeni ile kesilen toplam 432.673,97 TL tutarlı faturalardan kaynaklandığı , davacının bu faturaların bir kısmına süresinden sonra itiraz etmiş olması, kalan kısmına itiraz ettiğine dair dosya kapsamında belge bulunmaması ve 31/01/2019 tarihinde imzalanan danışmanlık sözleşmesinden kaynaklanan bu faturalar nedeni ile sözleşmenin 4. maddesi gereği davalı yan defterlenin kesin delil niteliğinde kabul edileceği ve davalının bu faturalar nedeni ile davacıdan alacaklı olacağı ve bu hali ile cari hesap farklılığı giderildiğinde, davacının davalıdan alacağı bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez. Somut olayda, davacı yanın reddine karar verilen alacak istemi yönünden kötü niyetli olduğu dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu sebeple davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,
3-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının 5.225,62 TL den düşümü ile kalan 5.045,72 TL ‘ nin karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 63.574,36 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
7-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır