Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/701 E. 2022/84 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/701 Esas
KARAR NO:2022/84

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/12/2020
KARAR TARİHİ:02/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ve …’nun işletme hakkının müvekkili şirkette olduğunu, davalının maliki bulunduğu araçların (dava konusu araç plakaları: …dir.) muhtelif tarihlerde müvekkili şirketin işlettiği köprü ve otoyollardan ücret ödemeksizin ihlalli geçişler yaptığını, bedeli ödenmeden yapılan geçiş ücretlerinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, yasal süresi içinde davalı/borçlu tarafından takibe itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı/borçlunun itirazında haksız olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri ile tensip zaptı davalıya 03/02/2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça davaya cevap vermemiştir.
Böylece davalı … mahkememizce münkir olarak kabul edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı şirket tarafından işletilen köprü ve oto yollardan davalıya ait ticari nitelikteki araçların muhtelif tarihlerde ihlalli geçiş yaptığı iddiasıyla ödenmeyen geçiş ücreti ile yasadan kaynaklı para cezasının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine girişilen ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK.’nun 67. maddesine göre iptali istemine ilişkin ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takip dosyası, ihlalli geçiş listeleri, ihlalli geçişlere ilişkin görüntü ve provizyon kayıtları, arabuluculuk tutanakları, müvekkili şirketin kayıtları, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı, yemin ve sair tüm yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil bildirmemiştir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takip dosyası celbedilerek dosya içerisine alınmıştır. İcra dosyasının incelenmesinde; davacı şirket vekili tarafından 18/10/2019 tarihinde davalı aleyhine 37.078,55-TL. asıl alacak (geçiş ücreti ve para cezası), 1.365,68-TL. işlemiş faiz ve 245,82-TL. işlemiş faizin KDV’si olmak üzere toplam 38.690,05-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek-7 no’lu ödeme emrinin davalı borçluya 01/11/2019 tarihinde tebliği üzerine davalı vekili tarafından 08/11/2019 tarihli dilekçe ile yetkiye, borca ve faize itiraz edildiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, akabinde davacı şirket vekili tarafından 17/12/2020 tarihinde harca esas değer olarak 38.690,05-TL. gösterilmek suretiyle huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
2004 sayılı İİK.’nun 67/1 maddesi; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” düzenlemesini getirmiştir. Bu yasal düzenleme doğrultusunda yapılan icra takibine borçlunun itiraz etmesi halinde davanın 1 (bir) yıllık süre içinde açılması zorunludur. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Maddedeki bu sürenin başlaması için itirazın alacaklıya tebliği zorunludur. Yasada bu sürenin itirazın alacaklıya tebliğinden başlayacağı açıkça vurgulanmıştır. Yasa koyucu bu sürenin hak düşürücü süre olması, bu bağlamda hakkı söndüren bir süre olması nedeniyle alacaklının borçlunun itirazlarına tam olarak muttali olması, bunun da ancak itirazın tebliği yoluyla olacağını öngördüğünden sürenin tebligatla başlayacağını kabul etmiştir.
Somut olayda icra takip dosyasının tetkikinde; davalının 08/11/2019 tarihli itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğe çıkarılmadığı, borca itiraz dilekçesinin davacıya tebliğ edildiğine dair dosyada herhangi bir belgenin bulunmadığı görülmüş, İİK.’nun 67/1 maddesinde öngörülen sürenin başlaması için itirazın alacaklıya tebliği zorunlu olduğundan, mahkememizce re’sen yapılan incelemede huzurdaki davanın 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı kanaatine varılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 19/4. maddesinde “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Davalı vekili tarafından her ne kadar borca itiraz dilekçesinde yetki itirazında bulunulmuş ise de; anılan itirazında “yetkili icra müdürlüğünü açıkça bildirmediğinden”, dolayısıyla ortada usulüne uygun olarak yapılmış bir yetki itirazı bulunmadığından, davalı tarafın yetki itirazı mahkememizce dikkate alınmamıştır.
Kaldı ki; 2004 sayılı İİK.’nun 50. maddesinde yetki düzenlenmiştir. Buna göre; para ve teminat borcu için takip hususunda usul kanununun yetkiye ilişkin hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK.’nun 6. maddesinde genel yetkili mahkeme düzenlenmiştir. Genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. HMK.’nun 10. maddesinde ise sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin (akdin) ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir. Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca; para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu, alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden, alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; işletmesi davacı şirkete ait olan köprü ve otoyolların kullanılmasından kaynaklı para alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında yetkili icra dairesi; 6100 sayılı HMK.’nun 6. maddesi uyarınca davalının yerleşim yeri, 6098 sayılı TBK.’nun 89. maddesi uyarınca davacı şirketin yerleşim yerinin bulunduğu yer icra dairesi ve taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulduğu gözetildiğinde HMK.’nun 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesidir. Taraflar arasındaki sözleşme (hizmet sözleşmesi), davalı borçlunun araçlarının davacı şirketin işlettiği … (…) ile … Otoyolu’ndan geçişlerine ilişkindir. O halde akdin ifa yeri, davalının hizmet aldığı köprü ve otoyol gişelerinin bulunduğu yargı çevresidir. Dosyada mevcut ihlalli geçişlere ilişkin kayıtlar incelendiğinde, akdin ifa yerinin hizmetin verildiği yer olan İstanbul’un yargı alanı içerisinde kaldığı, takibin yapıldığı …. İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğu, dolayısıyla davalı borçlunun yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşılarak mahkememizce işin esasına girilmiştir.
Mahkememizce … Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak dava konusu … plakalı araçların ilk tescil tarihlerinden itibaren tüm maliklerini gösterir kayıtların gönderilmesi istenmiştir. Yine İstanbul PTT Bölge Müdürlüğü’ne ve Karayolları’na ayrı ayrı müzekkereler yazılarak dava konusu aracın HGS ve/veya OGS hesabının bulunup bulunmadığı, varsa geçiş tarihleri itibariyle hesap hareket dökümlerinin gönderilmesi talep edilmiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda taraflarca bildirilen deliller toplanmış, icra takip dosyası aslı celbedilerek dosyaya kazandırılmış, 13/06/2021 tarihli ara kararla uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, davacı tarafın iddiası, davalı tarafın borca itiraz dilekçesi ve tüm dosya kapsamına göre SMMM ve Elektrik – Elektronik Mühendisi bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu marifetiyle inceleme yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenerek 05/10/2021 tarihinde dosyaya sunulan raporda özetle; davalıya ait … plakalı araçların 08/01/2019 ile 26/09/2019 tarihleri arasında … Otoyolu gişelerinden ihlalli geçişleri nedeniyle davalı aleyhine davaya konu icra takibinin başlatılmış olduğu, ihlalli geçişlere davalıya ait araçların HGS/OGS hesaplarındaki bakiyenin gişe geçişleri esnasında geçiş bedelini karşılamamasının sebep olduğu, dosyaya gelen … İl Emniyet Müdürlüğü’nün 14/01/2021 tarihli yazısı içeriğinden, takibe konu araçların ihlalli geçiş tarihleri itibariyle davalı … adına kayıtlı olduklarının anlaşıldığı, araçların tamamının çekici olduğu ve dorse plakasına yazılmış geçiş ve ceza bedelinin bulunmadığı, davalı şirket araçlarının her bir ihlalli geçiş esnasındaki HGS bakiye tutarının gişe geçiş bedeli ile kıyaslandığı, her bir geçiş için araç HGS hesabında gişe geçiş bedelini karşılar yeterli bakiyenin bulunmadığı, …plakalı aracın ise ihlalli geçişleri esnasında HGS ürününün bulunmadığının tespit edildiği, CD kayıtlarındaki ihlalli geçiş bildirim numaraları doğrultusunda davacı tarafça davalıya ait araçların HGS/OGS hesaplarının geçişler esnasında sorgulanmış olduklarının anlaşıldığı, davalı tarafça ihlalli geçişler için gerek geçiş tarihlerinde gerekse geçişi takip eden 15 günlük süre içerisinde davalı tarafça ödeme yapıldığına ilişkin herhangi bir makbuz veya belge örneğinin dosyaya sunulmadığı, gişelerde bariyer ve gişe görevlilerinin bulunduğu, bariyerin açılmaması nedeniyle araç sürücülerinin gişe görevlileri ile iletişim halinde kalacakları, ödemenin alınamadığı hususunda araç sürücüsü bilgilendirilmeden ve ihlalli geçiş bildirim formu araç sürücüsüne tebliğ edilmeden bariyerin açılamayacağı, gişedeki görevlinin varlığı gözetilerek davalıya ait araçların sürücülerinin durumdan (ücreti ödenmeyen geçişten) haberdar edildiği, olay günü itibariyle araç sürücülerine ihlalli geçiş bildiriminin yapılmış olduğuna kanaat getirildiği, takip formundaki her bir ihlalli geçiş talebinin dosya kapsamına sunulan CD kayıtlarındaki geçişler ve sunulan fotoğraflar ile tek tek karşılaştırıldığı, yapılan tespitler doğrultusunda davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalıdan (7.418,35-TL. geçiş bedeli + 29.660,20-TL. 4 katı ceza bedeli olmak üzere) 37.078,55-TL. asıl alacak, 1.344,30-TL. işlemiş faiz ve 241,97-TL. işlemiş faizin KDV’si olmak üzere toplam 38.664,82-TL. talep edilebileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına tebliğ edilmiş, davacı şirket vekili tarafından 07/10/2021 tarihli dilekçe ile rapora itiraz edilerek, itirazları doğrultusunda ek rapor alınması talep edilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu dosya davalısı …’e 22/10/2021 tarihinde bizzat ve usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın davalı tarafından yasal süresi içerisinde rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
Mahkememizce 02/02/2022 tarihli duruşmada; dosyada alınan bilirkişi kurulu raporunun yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatiyle davacı vekilinin ek rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 30/5 maddesine göre; geçiş ücretleri ve cezalardan araç malikleri sorumludurlar. 30431 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 25.05.2018 tarihinde yürürlüğe giren 16.05.2018 tarihli ve 7144 Sayılı Kanun’un 18. maddesi ile değiştirilen ve söz konusu değişikliğin uygulama usulü belirleyen 19. maddesi ile 6001 sayılı Kanun’a eklenen Geçici Madde 3 ile getirilen düzenleme çerçevesinde; 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin 5. fıkrası ile 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin 4 (dört) katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. 7144 sayılı yasal ile ve bu yasanın yürürlük tarihi olan 25.05.2018 tarihi itibari ile ve sadece tahsil edilmemiş ceza tutarları hakkında uygulanmak üzere, geçiş ücretinin geçiş tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ödenmemesi halinde tahakkuk eden geçiş ücretinin 10 katı tutarındaki ceza; 4 katı olarak değiştirilmiş ve hazine payı uygulaması ortadan kaldırılmıştır. Sonuç olarak; Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5. maddesine göre, 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
Dosyada alınan bilirkişi kurulu raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun dosyada toplanan delillere, dosya kapsamında mevcut bilgi ve belgelere uygun olduğu, davacı tarafça sunulan davalı şirkete ait aracın ihlalli geçişlerine ilişkin CD de incelenmek suretiyle detaylı olarak hazırlandığı, yargısal denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre, davalıya ait … plakalı araçların 08/01/2019 ile 26/09/2019 tarihleri arasında davacı şirketin işlettiği köprü ve otoyollardan ihlalli geçişler yaptığı, bu geçişler nedeniyle ödenmesi gereken ücretlerin davalı tarafça yasal süresi içerisinde ve henüz cezaya uğramadan ödenmediği, bunun üzerine davacı şirket tarafından davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin itirazı üzerine takibin durduğu, mahkememizde görülen huzurdaki davanın İİK.’nun 67. maddesi gereğince 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, dosyada alınan bilirkişi raporunda davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalıdan 7.418,35 TL. geçiş ücreti ile 29.660,20 TL. geçiş ücretinin 4 katı tutarında para cezası olmak üzere toplam 37.078,55-TL. asıl alacak, 1.344,30-TL. takip öncesi işlemiş faiz ve 241,97-TL. işlemiş faizin KDV’si olmak üzere genel toplamda 38.664,82-TL. tutarında alacaklı olduğunun tespit edildiği, 25/05/2018 tarihli, 30431 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan; 7144 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 18. maddesi ile; “25/06/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin 1. ve 5. fıkrasında yer alan “on” ibaresinin “dört” şeklinde değiştirilmiş olduğu, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın yasadaki bu değişikliğe uygun olduğu, dosyada alınan raporun uygulamaya ve mevzuata uygun, aynı zamanda hüküm kurmaya elverişli olduğu, sonuç itibariyle takip tarihi itibariyle davalının davacı şirkete toplam 38.664,82-TL. borcu bulunduğu, davalı borçlunun bu miktara yönelik itirazının haklı ve yerinde olmadığı anlaşılmakla, hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin 37.078,55-TL. asıl alacak, 1.344,30-TL. işlemiş faiz ve 241,97-TL. işlemiş faizin KDV’si olmak üzere genel toplamda 38.664,82-TL’ye ilişkin itirazının iptali ile takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, davacının fazlaya ilişkin istemin ise reddine, ayrıca takip ve dava konusu geçiş ücretlerine ilişkin alacaklar likit ve davalı borçlu tarafından önceden belirlenebilir nitelikte para alacağı olduğundan, davalı aleyhine %20 oranında hesaplanan 7.732,96-TL. icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasında 37.078,55-TL. asıl alacak (7.418,35-TL.’si geçiş ücreti, 29.660,20-TL.’si geçiş ücretinin 4 katı tutarında ceza olmak üzere), 1.344,30-TL. işlemiş faiz ve 241,97-TL. işlemiş faizin KDV’si olmak üzere toplam 38.664,82-TL.’ye yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa (37.078,55-TL.’ye) takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %18,25 oranını geçmemek üzere) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, davacının fazlaya ilişkin isteminin ise reddine,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan, itirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 7.732,96.-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 2.641,19-TL karar ve ilam harcından 660,73-TL peşin harç ve icraya yatan harç toplamının mahsubu ile geriye kalan 1.980,46-TL harcın davalıdan tahsili ile Maliye’ye gelir kaydına,
4-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak Maliye’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan peşin harç ve icraya yatan harç toplamı olan 660,73-TL harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.799,72-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 168,55-TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.230,75-TL yargılama giderinin, kabul ve red oranına göre 2.229,29-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.