Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/688 E. 2021/1014 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/688 Esas
KARAR NO :2021/1014

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/12/2020
KARAR TARİHİ:14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket yıllardır ” …” oteli ile turizm sektöründe faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu, davalı şirket te turizm sektöründe faaliyet göstermekte olup müvekkili şirketin acentesi olduğunu, taraflar arasında işbu otelde gerçekleşmesi planlanan konaklamanın rezervasyon satışı ve diğer hususlar hakkında 20/03/2020 tarihli sözleşme akdedildiğini, müvekkili şirket, akdedilen bu sözleşmeye istinaden davalının sözleşme gereği müvekkili şirkete göndermiş olduğu müşterilerin otel konaklaması ödemeleri için davalı acenteye aşağıda tarihleri ve miktarları yazılı 9 adet fatura kestiğini, faturalarda konaklama giriş- çıkış tarihleri ve otel oda nosu belirtildiğini, Sözleşmenin 8.2 nolu maddesinde ” Acente, otel ödemelerini misafir çıkışından 7 gün sonra yapacaktır. ” denilmekte olduğunu, ancak davalı, sözleşmede belirlenen süre zarfında faturalara herhangi bir itirazda bulunmadığı gibi bedellerini de ödemediğini, davalı ile yapılan sözlü görüşmelerden bir netice alınamayınca müvekkili şirketçe icra takibi başlatılmış ve davalıya ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından örnek No :7 ödeme emri gönderildiğini, davalı şirket iş bu ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, dava açmadan önce İstanbul Arabuluculuk Bürosu’nun … dosyasında yapılan görüşmelerde davalı taraf müvekkili şirketin taleplerini kabul etmediğinden anlaşmaya varılamamış ve huzurdaki dava açma gereği hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle davalı tarafından ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan vaki itirazların iptaline, takibe devam edilmesine, karşı taraf davalı borçlu aleyhinde takip miktarının % 20’ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de karşı taraf davalı yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış suretinin dosyaya sunulmaması sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, COVID-19, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11.03.2020 tarihinde pandemi ilan edilmiş olup, dünya çapında hala hızla yayılmakta olduğunu, bu bağlamda COVID-19 salgın hastalığının mücbir sebep teşkil ettiği söylenebileceğini, tarafların yaptıkları sözleşme uyarınca üstlendikleri edimlerin ifası, mücbir sebep olarak nitelendirilen bu salgın hastalık ve salgın hastalıkla mücadele ederken devletlerin aldığı önlemler sebebiyle doğrudan veya dolaylı olarak etkilendiğini ve bazen de imkansızlaştığını, ülkemizde ilk etapta eğlence yerleri ve kahvehanelerin kapatılmasıyla başlayan önlemler gün geçtikçe sıkılaşmış, şehirlerarası ulaşımın yasaklanması ve devamında sokağa çıkma yasağı uygulamasına kadar genişletildiğini, şüphesiz ki bu durum hayatın olağan akışını etkilemiş ve birçok sektörün özellikle de turizm sektörünün oldukça zarar görmesine sebep olduğunu, biran için müvekkili şirketin borçlu olduğu düşünüldüğünde dahi TBK md.119/f.2 hükmündeki düzenlemeye göre “Borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını…. ispat ederek bu sorumluluktan kurtulabilir” hükmüne havidir. Bu halde de müvekkili şirketin borçlu olduğu düşünüldüğünde herhangi bir kusuru olmadan temerrüde düşmüş ve bu aşamada pandemi sebebiyle aşırı ifa güçlülüğüyle karşılaşmışsa, aşırı ifa güçlüğünün borçlu olduğu iddia edilenden kaynaklandığını söylemek mümkün olamayacağını, davacının varlığını iddia etmiş olduğu hususların asılsız olduğu izahtan vareste olduğunu, bütün bu açıklamalar doğrultusunda davacı tarafın haksız ve mesnetsiz taleplerinin reddine karar verilmesinin gerektiğini, açıklanan nedenlerle davacı tarafından ikame olunan haksız ve mesnetsiz davanın reddine ve yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, haksız ve kötüniyetli takip başlatıldığından davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce davaya konu edilen …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizin 25/05/2021 tarihli duruşma üç nolu ara karar gereğince iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak konusunda uzman SMMM Gülşen Köse seçilmiş, adı geçen bilirkişice sunulan 16/07/2021 tarihli bilirkişi raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunun tetkikinde, dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davacı yana ait incelenen 2020 yılı ticari defter-belgeleri ile sınırlı olarak yapılan tespit,inceleme ve değerlendirmeler neticesinde, dava konusunun, taraflar arasında akdedilen sözleşme doğrultusunda davacı yan tarafından davalı adına tanzim edilen faturalardan kaynaklı 26.874,94 TL cari hesap alacağı amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacının 2020 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre davacı yanın takip tarihi (01.10.2020) itibariyle davalı adına düzenlemiş olduğu faturalardan kaynaklı 26.874,94 TL asıl alacaklı olduğu, davalı yan 25.06.2021 günü saat 14:00’da mahkemeniz duruşma salonunda yapılan incelemeye katılmadığı, ticari defter ve belge ibraz etmediği, davacı Vadi İç ve Dış.Tic.Yat.Turz.Ltd.Şti. tarafından davalı adına tanzim edilen faturaların E-fatura şeklinde usulüne uygun olarak düzenlediği, faturaların davalı yana e-fatura portalı üzerinden teslim edildiği, faturaların taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında usulüne uygun olarak tanzim edildiği, davalının teslim ve faturaya ilişkin takip dosyasında da somut bir itirazının bulunmadığı, bu itibarla davacının takip dayanağı alacağına esas faturalar münderecatındaki “konaklama geliri” hizmetinin tesliminin davalının bilgisi dahilinde olduğu kanaati hasıl olduğu, davacının takip tarihi olan 01.10.2020 tarihi itibariyle davalıdan olan asıl alacağına değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği rapor edilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, …. İcra dairesinin … takip sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘ nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı tarafından davalı aleyhine …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyası ile 01.10.2020 tarihinde 9 adet fatura alacağı açıklaması ile toplam 26.874,84 TL alacak için ilamsız icra takibine başlandığı ödeme emrinin 10.10.2020 tarihinde davalı yana tebliğ edildiği, davalı tarafından 15.10.2020 tarihinde 7 günlük itiraz süresi içerisinde sunulan dilekçe ile itiraz edildiği, davalı itirazının tebliğ edilmeksizin 11.12.2020 tarihinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 20.03.2020 tarihli sözleşme imzalandığı sözleşmenin diğer şartlar başlıklı 9 maddesinin 2 numaralı bendinde davalı yan otel kayıtları ile ticari kayıtlarının münhasır delil teşkil edeceğine dair delil sözleşmesinin imzalandığı görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nun 193. Maddesinde delil sözleşmesi düzenlenmiş ve buna göre
(1) “Taraflar yazılı olarak veya mahkeme önünde tutanağa geçirilecek imzalı beyanlarıyla kanunda belirli delillerle ispatı öngörülen vakıaların başka delil veya delillerle ispatını kararlaştırabilecekleri gibi; belirli delillerle ispat öngörülmeyen vakıaların da sadece belirli delil veya delillerle ispatını kabul edebilirler”
(2) “Taraflardan birinin ispat hakkının kullanımını imkânsız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmeleri geçersizdir.” hükmüne yer verilmiştir.
Taraflar arasında her ne kadar davalı kayıtları bağlayıcı, kesin ve münhasır delil olacağı kabul edilmiş ise de, davacının da iddiasını ispata yarayacak delillerini sunma hakkının elinden alınmasına yol açacak şekilde delil bildirme hakkının kısıtlanması kabul edilemez ( Emsal Yargıtay19. Hukuk Dairesi’nin 2018/2228 E-2020/1306 K ve 02.07.2020 tarihli kararı)
Mahkememizce taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, mali müşavir Gülşen Köse tarafından hazırlanan 16.07.2021 tarihli rapor ile davacının usule uygun olarak tutulan ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan 26.284,94 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği bildirilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. Maddesinin 3. fıkrasında ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.)…” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan kanuni düzenlemeler ile alınan bilirkişi raporuna göre davacı yanın davalıdan takip tarihi itibariyle 26.874,94 TL alacaklı olduğu, davalı yanın itirazda haksız olduğu anlaşılmış, davalı tarafından yapılan itirazın iptaline takibin devamına karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması , borçlunun itirazında haksız olması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur (Y.3HD’nin 09/10/2019tarih 2019/4054E-2019/7659K sayılı ilamı). Davacı isteminin faturaya dayanmakla likit olduğu ve davalı yanın icra takibine itiraz da haksız olduğu anlaşılmakla davacının icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilmiş uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıda ki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile davalı tarafından …. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20 ‘ si oranında hesaplanan 5.374,96 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 1.835,82-TL karar ve ilam harcından 324,59-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 1.511,23-TL eksik harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 386,79-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 1.085,25-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.472,004-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır