Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/681 E. 2021/273 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/681 Esas
KARAR NO:2021/273

DAVA:Alacak (Finansal Kiralamadan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/01/2013
KARAR TARİHİ:08/04/2021

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce dosya üzerinde yapılan incelemesi sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalılar arasında finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmede belirtilen kira ödemelerinin kiracı ve müşterek borçlular tarafından yapılmadığını, borcun ödenmesinde güçlük yaşanması nedeniyle tadil sözleşmeleri düzenlendiğini, çekilen ihtarlara rağmen borcun ödenmediğini, davacının sözleşme gereği asıl borçlu ve müşterek borçlulardan toplam 1.735.314,68 TL alacağı bulunduğunu, bu alacağın temerrüt tarihi olan 27/10/2008 tarihinden beri ödenmediğini ileri sürerek alacağın işleyecek %30 sözleşmesel faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …, …, …, …, … vekili, davacı şirketin davalıların zor durumundan istifade ile fahiş miktarlı faiz işleterek tadil sözleşmelerini imzalattığını, toplam 2.100.000 Euro ödeme yaptıklarını, dava konusu asıl finansal kiralama sözleşmesi ile tadil sözleşmelerinde kefillerin kefalet miktarlarının açık ve net olarak belirtilmediğini, bu nedenle borçtan sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığını, davacının mükerrer takip başlattığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 01/0/2016 tarih, …/… Esas, …/… sayılı kararla, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalılar … , …, …, …, … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin …/… esas ve …/… karar sayılı, 10/04/2018 tarihli kararı ile onanmış, bu kez bir kısım davalılar vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 15/10/2020 tarih, …/… E- … K sayılı kararıyla; “Dava finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Sözleşme tarihine göre taraflar arasında uyuşmazlığa 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir.
Davacı dava tarihinden önce …. Asliye Ticaret Mahkemesine malın iadesi davası açmak suretiyle fesih iradesinde bulunmuş olup, dava konusu sözleşmenin dava tarihinden önce feshedildiği anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığa 3226 sayılı Kanun’un 25. maddesindeki sözleşmenin feshinin sonuçları başlıklı hükmün uygulanması gerekir. Sözleşmenin kiralayan tarafından feshi halinde kiracı malı iade ile birlikte vadesi gelmemiş finansal kiralama bedellerini de ödeme yükümlülüğü altındadır. Bu nedenle davacı vadesi gelmiş ve gelmemiş finansal kiralama bedellerini talep etme hakkına sahiptir. Yine taraflar arasındaki sözleşmenin temerrüde ilişkin 21. maddesinde belirtildiği üzere, vadesi belirli olan kira bedellerinin vade tarihinde ödenmemesi halinde vade tarihinden itibaren sözleşmede belirtilen temerrüt faiz oranlarının uygulanacağı belirtilmiştir. Uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101/2. maddesi uyarınca borcun ifa edileceği gün tarafların anlaşmalarıyla belirlenmiş ise bugünün geçmesiyle borçlu temerrüde düşer. Bu durumda ödenmeyen kira bedelleri için vade tarihinden, vadesi gelmemiş kira alacağı için ise dava tarihinden itibaren sözleşmede belirtilen temerrüt faiz oranları ile birlikte faiz istenebilir. Davalılar taraflarınca yapılan ödemelerin bilirkişi raporunda dikkate alınmadığı iddiasında bulunulmuş ancak mahkemece söz konusu itirazların karşılanması için bilirkişiden yeniden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu da denetime elverişli olmayıp yeterli inceleme içermemektedir. Bu nedenle hükme esas alınamaz. Mahkemece bilirkişi kurulundan yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda ve davalının ödeme iddiası ile ilgili olarak inceleme yaptırılarak itirazları karşılar şekilde denetime açık gerekçeli rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yetersiz bilirkişi raporu dikkate alınarak yazılı şekilde karar verilmesi yerinde değildir. Dairece mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken onanması doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle davalılar … … A.Ş, …, …, … ve … vekillerinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Daire’nin onama kararının kaldırılarak kararın yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda bozulmasına karar vermek gerekmiştir.”neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili ile bir kısım davalılar vekili 08/04/2021 tarihli dilekçeleri ile tarafların sulh olmaları nedeniyle davadan feragat ettiklerini, karşılıklı olarak birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirmişlerdir.
Davadan feragat HMK’nun 307 ve 309. maddelerin hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
HMK’nın 307.maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde davadan feragate yetkili olduğu anlaşılmaktadır. Feragat bildirimi de HMK.nun 307. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; talep olmadığından taraflar yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın Feragat Nedeniyle Reddine,
2-Talep olmadığından taraflar yararına vekalet ücreti ve yargılama ücreti takdirine yer olmadığına, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereği alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 29.634,85 TL harçtan düşümü sonucu bakiye 29.575,55 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonrasında oy birliğiyle karar verildi. 08/04/2021

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı