Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/674 E. 2021/886 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/674 Esas
KARAR NO:2021/886

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/12/2020
KARAR TARİHİ:16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; görevi nedeni ile …’de yaşayan, aynı zamanda İsviçre vatandaşı olan müvekkili … … yaşayan oğlu …’nun 2020 yılının yazında yapılması planlanan düğün töreni için davalı ile anlaştıklarını, düğünü yapılacak olan çift 29.08.2019 tarihinde İsviçre’de evlendiğini, evliliklerini ve mutluluklarını aileleri ve sevdikleri ile paylaşmak isteyen çift organizasyonu İstanbul’da yapmak istediklerini, bunun üzerine müvekkili ve genç çift görüştükleri yerler arasından davalıya ait mekanı beğendiklerini, müvekkilleri çiftin düğün organizasyonu için davalı ile sözleşme imzaladığını, davaya konu sözleşme 17.01.2020 tarihinde imzalanmış olup müvekkili … Ticaret Ltd.Şti davalının … nolu hesabına sözleşme gereği 30.01.2020 tarihinde 49.000.-TL ödeme yaptığını, tüm dünyayı etkileyen Covid 19 salgını nedeni ile evlenecek çift ve davetlilerin düğüne iştirak etmesi imkansız hale geldiğinden sözleşmenin feshi ile ilgili olarak mayıs ayının başında davalı şirket yetkilileri ile görüşmeye başlandığını, davalı bünyesinde çalışan … ile müvekkili … whatsapp üzerinden yazıştıklarını, düğün iptali konusunda taleplerini değerlendirmek üzere mutabık kaldıklarını, 19.05.2020 tarihinde muhatap yetkililerinin şirket elektronik posta adreslerine gönderilen elektronik posta ile içinde bulunulan durum ve fiili imkansızlık net bir şekilde anlatıldığını, sözleşmenin feshi bildirimi ve paranın iadesi taleplerini içeren elektronik postalarına 01.06.2020 tarihinde şirket avukatının konuyla ilgileneceği ve taraflarına yardımcı olunacağı şeklinde cevap verilmesine rağmen ne yazık ki 09.06.2020 tarihinde olumsuz cevap verildiğini, bunun üzerine davalıya …yoğlu 16. Noterliği’nin 10.06.2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinin çekildiğini, ihtarnamede özetle taraflar arasında imzalanan sözleşmenin mücbir sebep maddesi nedeni ile sözleşmeyi feshettikleri hususunun bildirildiğini, ödenmiş olan paranın iadesinin talep edildiğini, davalı tarafça taraflarına … 17. Noterliği’nin 23.06.2020 tarih … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinin gönderildiğini, sözleşmenin 200 kişilik akşam yemeği olduğu, sözleşmenin taraflarının … ile … … olduğu, Covid-19 salgını olsa bile Ağustos ayında organizasyon yapılmasına engel bir durum olmadığını, ifa imkansızlığından bahsedilemeyeceğini, ileri tarihli organizasyon taleplerinin fiyat değişikliği kaydı ile kabul edileceğini, para iadesinin mümkün olmayacağını ve hatta müvekkillerinin ödemesi gereken bakiye borçları olduğunun bildirildiğini, davalının bu iddiaları hukuki sorumluluktan kaçmaya çalışmak amaçlandığını, gerek şirket yetkilileri ile yapılan görüşmeler gerekse arabuluculuk görüşmeleri olumsuz sonuçlandığından huzurdaki davayı açma zorunluluğu doğduğunu, açıklanan nedenlerle müvekkillerinin davalıya ödediği 49.-000.-TL nin iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu sözleşme, davacı … … ile müvekkili şirket arasında akşam yemeği organizasyonu için akdedildiğini, sözleşme davacılar tarafından haksız şekilde feshedildiğini, somut olayda müvekkili şirket sözleşmeden doğan tüm edimlerini organizasyon tarihinde yerine getirebilecek durumda olduğunu, somut olayda davacılar açısından aşırı ifa güçlüğü ya da ifa imkansızlığının şartlarının oluşmadığını, müvekkili şirket tarafından sözleşmenin uyarlanması teklif için teklif sunulmuş ancak uyarlama talebi davacılar tarafından kabul görmediğini, sözleşmenin haklı nedenle feshi söz konusu olmadığı için iptal hükümlerinin uygulanmasının gerekmekte olduğunu, dava dilekçesinin dava şartına ilişkin açıklamalar başlıklı bölümünde ileri sürülen müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığı müvekkilinin icra takibine itiraz etmesi üzerine itirazın iptali davasına esas olmak üzere Arabuluculuk Bürosu’ na başvurulduğuna yönelik iddiaların doğru olmadığını, açıklanan nedenlerle usule ve yasaya aykırı ikame edilen davanın reddi gerektiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeni ile sözleşme gereği ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacılardan …’nun oğlunun 30 Ağustos 2020 tarihinde gerçekleşecek düğün töreni nedeni ile davalı yana ödenen ancak düğünün covid-19 salgını sebebiyle gerçekleşmemesi nedeni ile 49.000 TL’nin iadesi talep edilmekte olup , davalı yan ise sözleşmenin taraflarının davacı … Tic. Ltd. Şti olduğunu organizasyonun ise yemek organizasyonu olduğu ve organizasyon tarihi itibariyle yemek organizasyonun yerine getirilebileceğini savunduğu anlaşılmıştır.
Davacılar ve davalı vekili tarafından dosya kapsamına sunulan 17.01.2020 tarihli sözleşme taraflarının davalı … Aş ile davacı … Tic. Ltd. Şti olduğu organizasyonun 30.08.2020 tarihinde yapılacak akşam yemeği daveti olduğu ve toplam davet tutarının 18.760 Euro olduğu, anlaşılmıştır.
Taraflar arasında organizasyon bedelinin ödendiğine dair ihtilaf bulunmamakta olup, ihtilaf sözleşmenin tarafları, davetin niteliği ile covid -19 olarak bilinen salgın nedeni ile ödenen bedelin iadesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesi de “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmünü içermektedir.
Anılan bu düzenlemeler gereği davacılar
iddialarını ispat ile yükümlüdür.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ödeme koşulları başlıklı 5. madde birinci bendinde tutarın %50’sinin 31 Ocak 2020 tarihinde …. davet sahibi tarafından ödenecektir düzenlemesine, davet sahibi tarafından yapılacak iptaller başlıklı 15. maddesinde davet tarihine 179 ila 120 gün kala yapılan iptallerde toplam bedelin %50’sinin davalı nezdinde iptal bedeli olarak kalacağının ve davet sahibinin bu bedele ilişkin ileride hiç bir hak ve alacak talep etmeyeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Davacı iddiasına göre iptal talebi davet tarihinden yaklaşık 100 gün önce davalı yana e- mail yolu ile iletilmiştir. Anılan sözleşme hükmü gereği davacı yanın talep hakkı bulunmamaktadır. Ancak davacı yanın bedel iadesi talebi dünya da etkisini 2019 yılı son aylarında göstermeye başlayan covid-19 salgını nedeni ile organizasyonun yerine getirilememesi dolayısıyla 6098 sayılı TBK’ da düzenlenen ifa imkansızlığı hükümlerine dayanmaktadır.
Borçlar Kanununun ifa imkansızlığı başlıklı 136. maddesi “Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder.” hükmüne havidir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin tarihi, Covid -19 salgının görülmeye başlandığı tarih ile organizasyonun gerçekleşeceği tarih dikkate alındığında Covid-19 salgını somut olay bakımından ifa imkansızlığı veya beklenmeyen hal olarak değerlendirilemez ve davacı bu hükümlere dayanarak ödediği bedeli talep edemez. Bu durumda taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri devreye girecek olup sözleşmenin 15. Maddesi gereği davacı ödediği bedeli talep edemeyecektir.
Taraflardan … sözleşme de taraf olarak yer almamakla birlikte onun açısından dava ticari dava niteliğine haiz olmasa da, davacı vekilinin düğün organizasyonun davacının eşine ait diğer davacı şirket aracılığıyla yürütüldüğü iddia etmesi nedeni ile de anılan davacı yönünden de mahkememizce yargılamaya devam edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harcın, peşin yatan 836,80 TL ‘ den düşümü ile kalan 777,50 TL ‘ nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 7.170,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacılardan alınarak maliyeye gelir kaydına,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır