Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/67 E. 2021/819 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/67 Esas
KARAR NO :2021/819

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/01/2020
KARAR TARİHİ:03/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin haşere ve zararlılarla mücadele hizmeti veren kurumsal bir şirket olduğunu, davalı firmanın 2017 yılı Haziran ayından itibaren yaklaşık 5 ay süre içerisinde müvekkili şirketten sözleşme konusu zararlı kontrolü ve mücadelesi hizmetlerini aldığını, taraflar arasında imzalanan 01/07/2017 başlangıç tarihli “… Ürün Uygulama ve Zararlı Kontrolü Hizmetlerine İlişkin Hizmet Sözleşmesi” uyarınca davalı/borçlu şirketin işlettiği … İli, … İlçesi, … Köyünde bulunan “…” isimli otelin … ve haşere mücadele hizmetlerini yerine getirdiğini, sözleşmenin 6. maddesi gereği aylık hizmet bedelinin 800,00-TL.+KDV olduğunu, ayrıca davalı tarafından talep edilmesi halinde tesis bünyesinde yer alan büyük villaların haşere mücadelesi için 200,00-TL.+KDV, rezidansların haşere mücadelesi için 150,00-TL.+KDV ödenmesinin kararlaştırıldığını, sözleşme kapsamında davalıya ait otel ve tesislerde yapılan haşere mücadelesi için “Genel Alanlar+11 nolu villa+diğer tesisler için davalı firmaya 2017 yılında Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül ve Kasım aylarında verilen hizmetler karşılığında 6 adet hizmet faturası keşide edildiğini, 2017 yılı Kasım ayı itibarıyla davalı-borçlunun cari hesap borcunun 4.189,00-TL. olduğunu, sözleşmenin 6.3. maddesinde “hizmet bedelinin, hizmetin tamamlanmasından sonra davalıya fatura edileceğinin ve fatura bedelinin takip eden 30 gün içerisinde ödeneceğinin” belirtildiğini, fatura borcunu ödemeyen davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, takip talebinde “takip öncesi işlemiş faiz” miktarının temerrüt tarihi yerine sehven fatura tarihinden itibaren hesaplanarak 923,16-TL. olarak gösterildiğini, takipte talep ettikleri işlemiş faiz miktarının 112,16-TL.’sinden feragat ettiklerini, buna göre takip öncesi işlemiş faiz miktarına yönelik taleplerini 811,00-TL. olarak düzelttiklerini, sonuç olarak davalı taraftan toplam 4.189,00-TL. faturaya dayalı asıl alacak ile 811,00-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.000,00-TL. alacak talep ettiklerini, davalı-borçlu şirket tarafından icra takibinde borca ve tüm fer’ilerine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu belirterek; davalı borçlu tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı taraf aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri ile tensip zaptı davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen … Ürün Uygulama ve Zararlı Kontrolü Hizmetlerine İlişkin Hizmet Sözleşmesi kapsamında, davacı şirket tarafından davalı şirketin işlettiği … …’de bulunan La Saples Hotel’e ve tesis bünyesindeki konaklama yerlerine verildiği iddia edilen hizmetler karşılığında davalı adına düzenlenen faturalara ve buna dayalı cari hesaba dayalı olarak, davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazların İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takip dosyası, arabuluculuk son oturum tutanağı, Zararlı Kontrol Sözleşmesi, faturalar, cari hesap ekstresi, tarafların ticari defterleri, Ticaret Sicil Kayıtları, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı, yemin ve sair tüm yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise delil dilekçesi sunmamıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takip dosyasının aslı celbedilerek incelenmiştir. İcra dosyasının incelenmesinde; davacı şirket vekili tarafından 02/05/2019 tarihinde davalı şirket aleyhine 4.189,00-TL. sözleşmeye dayalı cari hesap alacağı, 923,16-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.112,16-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek-7 nolu ödeme emrinin davalı şirkete 11/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirket tarafından vekili vasıtasıyla 17/06/2019 tarihli dilekçe ile ve yasal süresi içerisinde borca, takibe, faize ve takibin tüm fer’ilerine itiraz edilerek takibin durdurulduğu, sonrasında ise 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde davacı şirketçe davalı (borçlu) şirket aleyhine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
İcra İflas Kanunu’nun 67/1 maddesine göre; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren 1 (bir) sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda mahkememizce 25/10/2020 tarihli ara kararla iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek, 13/11/2020 günü saat 14:00 inceleme günü olarak belirlenmiş ve sektör bilirkişisi turizmci Tülay SALİHOĞLU ile SMMM bilirkişi Bilge GÜR bilirkişi heyeti olarak re’sen seçilmiştir.
İnceleme günü ve saatine ilişkin olarak dosya taraflarına inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını mahkememize ibraz etmeleri, eğer inceleme günü ve saatinde defterlerini hazır edemeyecekler ise en geç inceleme gün ve saatine kadar ticari defter ve kayıtlarının bulundukları yerleri bildirmeleri için inceleme gününe kadar kesin süre verilmesine karar verilmiş, aksi takdirde defter ibrazından kaçınmış sayılacakları hususu açıkça ihtar edilmiştir. Bu konuda davalıya usulüne uygun olarak ve gerekli ihtaratı içeren tebligat gönderilmesine karşın, davalı taraf ticari defter ve belgelerini incelenmek üzere mahkememize sunmamıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2017 tarihli, 2016/2630 Esas ve 2017/258 Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere; mahkemece tacir olan taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmesi halinde davacı taraf ticari defterlerini öngörülen sürede ibraz etmesine karşın davalı taraf ticari defterlerini mahkemeye sunmaz ise artık davacı tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterleri onun (davacının) lehine delil niteliğini haizdir. Davacının icra takibine konu ettiği tutarlar eğer davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde yer almakta ise (kayıtlı ise) bu durumda davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması nedeniyle ispat yükü kendisinde olan tarafın (davacının) ticari defterleri davacı lehine delil olacaktır.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenerek dosyaya sunulan 07/01/2021 tarihli raporda özetle; davacı tarafın dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı tarafın defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, davalı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için davalı şirket vekili Av. …’le iletişime geçildiği, yapılan telefon görüşmesinde davalı şirket vekilinin karşı tarafla uzlaşmaya gidileceğinin ve feragat durumu olabileceğinin bildirildiği, ayrıca defter ve belgeler için geri dönüş yapılacağı bilgisinin verildiği, ancak davalı vekilinin bilirkişi heyetine geri dönüş yapmadığı, bu nedenle davalı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelenemediği, davacı ile davalı arasında … ürün uygulama ve zararlı kontrolü ticari hizmet sözleşmesi imzalandığı, sözleşme konusu ile uyumu davalı adına faturalar düzenlendiği, davacı şirketin davalı firma ile ilgili faturaları muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2017 yılı defter kayıtlarına işlediği, davacı şirketin ticari defterlerine göre 31/12/2017 tarihi itibariyle davalı şirketten 4.189,00-TL. tutarında alacaklı olduğu, bu alacağın 2018 yılına devrettiği, davalı tarafça sonrasında davacıya yapılan başkaca bir ödemenin bulunmadığı, davacı şirketçe davalı şirket aleyhine 4.189,00-TL. anapara + 923,16-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.112,16-TL. üzerinden icra takibi başlatılarak asıl alacağa icra takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar faiz talep edildiği, davacının icra takip dosyasındaki talebi ile dava dilekçesindeki talebinin örtüştüğü, ancak davacının faiz talebinden 112,16-TL.’lik kısmından feragat ettiği ve 811,00-TL. takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunduğu, sözleşmenin ilgili maddelerinde yazılan hükümler göz önünde bulundurulduğunda faiz hesaplanmasının heyetçe 608,21-TL. olarak yapıldı, buna göre 4.189,00-TL. anapara, 608,21-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.797,71-TL. alacak hesaplandığı, bu miktar yönünden itirazın iptali ile takibin devamının gerektiği, icra takip tarihinden sonra asıl alacak için talep edilen %9 yasal faiz oranının mahkemenin takdirinde olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi heyet raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı şirket vekili tarafından rapora karşı 08/01/2021 tarihli dilekçe ile faiz yönünden kısmen itiraz edilerek ek rapor alınması talep edilmiştir. Davalı taraf ise rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunmamıştır. Akabinde mahkememizce davacı tarafın itirazlarını karşılar nitelikte ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın bilirkişi kuruluna tevdine karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 11/06/2021 tarihli ek raporda ise özetle; davacı ile davalı arasında … ürün uygulama ve zararlı kontrolüne yönelik ticari hizmet sözleşmesi imzalandığı, sözleşme konusu ile uyumu davalı adına faturalar düzenlendiği, davacı şirketin davalı firma ile ilgili faturaları muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2017 yılı defter kayıtlarına işlediği, davacı şirketin defter ve kayıtlarında 31/12/2017 tarihi itibari ile davalıdan 4.189,00-TL. Alacaklı göründüğü, bu alacağın 2018 yılına devrettiği, sonrasında yapılan başkaca ödeme olmadığı, davacı şirketin itirazları sonrasında sözleşme maddesine gereği ilgili fatura tarihinden takip tarihine kadar değişen oranlarda avans faiz oranları dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, yapılan hesaplamaya göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 4.189,00-TL. anapara, 1.033,85-TL. takip işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.222,85-TL. alacaklı olduğu, ancak takdirin mahkemeye ait olduğu, bu miktar yönünden itirazın iptali ile takibin devamının gerektiği, icra takip tarihinden sonra asıl alacak için talep edilen yasal faiz oranının yerindeliğinin takdirinin ise mahkemenin görev alanında olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu ek raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından ek rapora karşı 14/06/2021 tarihinde beyanda bulunularak, talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir. Davalı vekili tarafından ise ek rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.”
HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Dosyada alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporları mahkememizce incelenip denetlenmiş, ek raporun toplanan delillere, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu görülmüştür. Ayrıca raporun yargısal denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanmış, raporda yer alan teknik değerlendirme ve hesaplamalar mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları).
Tüm dosya kapsamının ve mahkememizce benimsenen bilirkişi kurulu ek raporunun birlikte değerlendirilmesinde; taraflar arasında akdedilen 01/07/2017 başlangıç tarihli “… Ürün Uygulama ve Zararlı Kontrolü Hizmetlerine İlişkin Hizmet Sözleşmesi”’ne dayalı ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, bu ticari ilişki çerçevesinde davacı şirketin davalı/borçlu şirketin işlettiği … İli, … İlçesi, … Köyünde bulunan “…” isimli otelin … ve haşere mücadele hizmetlerini yerine getirdiği, buna göre davacı şirketin fatura konusu hizmetleri davalı şirkete vermiş olduğu ve fatura konusu hizmetlerin davalı tarafça davacıdan eksiksiz şekilde alındığının kabulünün gerektiği, davacı tarafın bilirkişi incelemesi için defter, kayıt ve belgelerini dosyaya ibraz ettiği, ancak davalı tarafın mahkememizce verilen kesin süreye ve yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, ispat yükü kendisinde olan davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olduğu, davacı şirketin TTK. hükümleri uyarınca tuttuğu ve kayıt altına almış olduğu ticari defterlerinde davalı şirket adına düzenlediği faturalardan kaynaklı olarak davalıdan icra takip tarihi itibariyle 4.189,00-TL. anapara, 1.033,85-TL. takip işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.222,85-TL. alacağının bulunduğu, davalı şirketin ise davacıya olan borcunu ödediğini kanıtlayamadığı, davacı tarafça dosyaya sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi kurulu ek raporunda tespit edilen miktara göre ve ancak taleple bağlılık ilkesi gereği davacı yanın talebi ile bağlı kalınarak, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibariyle 4.189,00-TL. asıl alacak, 923,16-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.112,16-TL. tutarında alacaklı olduğu, sonuç olarak davalı şirketin bu miktara (5.112,16-TL.’ye) yönelik itirazlarının haksız olduğu anlaşılmakla itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere avans faizi uygulanmak suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan ve mahkememizce kabul edilen faturaya dayalı alacak likit ve itiraz da haksız olduğundan, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde davanın kabulüne ilişkin olarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasında 4.189,00-TL asıl alacak, 923,16-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.112,16-TL’ye yönelik itirazlarının iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren (yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere) avans faizi yürütülmek suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacak likit ve önceden belirlenebilir olduğundan kabul edilen kısım üzerinden %20 oranında hesaplanan 1.022,43-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 349,21-TL karar ve ilam harcından, 85,39-TL. Peşin harç + icraya yatan harcın mahsubu ile KALAN 263,82-TL harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.953,84-TL. yargılama giderinin (54,40-TL başvuru harcı, 85,39-TL peşin harç + icraya yatan harç, 7,80-TL vekalet harcı, 1.600,00-TL bilirkişi ücreti ve 206,25-TL tebligat, posta ücreti olmak üzere toplam:1.953,84-TL) davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin e-duruşma sistemi üzerinden yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır