Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/669 E. 2022/60 K. 31.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/669 Esas
KARAR NO:2022/60

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:03/12/2020
KARAR TARİHİ:31/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 25.02.2015 tarihinde “… … Tic. A.Ş. Güvenlik Hizmetleri Alımı Sözleşmesi” imzalanarak özel güvenlik işlerini yürütmek üzere işin yürütme konusunda anlaştıklarını, İmzalanan sözleşmenin 5/C kapsamında … … Tic. A.Ş. (…) 01.03.2015 tarihinden önceki çalışanların İhbar – Kıdem tazminatlarından sorumlu olacağı, …’a ait işyerinde 15.01.2009-11.05.2016 tarihleri arası çalışan dava dışı Özel Güvenlik görevlisi … tarafından … İş Mahkemesi’nin… E. – … K. Sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine tüm çalışma dönemini kapsayacak şekilde, işçilik alacakları yargılama giderleri, faiz ve vekalet ücreti açısından müştereken ve müteselsilen hüküm kurulduğu, Hüküm BAM kararı ile onandığı ve dava dışı işçi işçilik alacaklarının tahsili için … 1. Müdürlüğü’nün … E. Sayılı İcra Emri ile takip başlattığı ve kapak hesabına göre 12.328,47 TL’yi haciz tehdidi altında olması nedeni ile ödediğini, taraflarca imzalan sözleşmenin 5 ve 8/a maddeleri gereği sorumlu olduğunu beyan edip, fazlaya ilişkin hakları saklı kalınarak şimdilik, icara dosyasına yapılan ödemenin 1.000,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren en yüksek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve mütaselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 0/11/2021 havale tarihli dilekçesi ile davasını ıslah etmiş ve ıslah harcını da yatırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin İhale Makamı olduğunu, davacı şirketle Asıl- Alt işveren ilişkisinin bulunmadığını, dava dışı işçinin davacı şirket çalışanı olduğundan işçinin işçilik alacaklarından sorumlu olmadıklarını, davacı firma ile davalı … arasında imzalanan sözleşmenin 10. Maddesinde belirtildiği üzere işçinin alacaklarından davacı firmanın sorumlu olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; 28/02/2015 tarihinde … … ve Tic. A.Ş ile imzalanan Güvenlik Hizmetleri Alımı Sözleşmesi, … İş Mahkemesinin … esas… karar sayılı dosyası, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 41. H.D 21/02/2020 tarih 2019/323 esas 2020/427 karar sayılı dosyası, … 1 İcra Müdürlüğünün 2020/224 esas sayılı dosyası icra dosyası, bilirkişi incelemesi, tanık, keşif, uzman görüşü, Yargıtay kararları, yemin ve her türlü yasal delilere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; SGK kayıtları, tanık, bilirkişi, yemin ve yasal delillere dayanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
İşçi-işveren uyuşmazlığından kaynaklı işçi …’in 2009-2016 tarihleri arasında alt işveren şirket olan davalı şirkette çalıştığı dönemlere ait olması nedeniyle rücu hakları saklı kalmak kaydı ile mahkeme kararı sonrası başlatılan icra takibine işçilik alacakları ve yargılama masrafları karşılığı olan toplam 12.328,47 TL’yi ödedikleri, ancak davalı şirketin sözleşme gereği ödemesi gereken payına düşen miktarı davacı şirkete ödenmediğinden, talep artırım sonrası neticeten 6.164,24 TL’nin davalıdan tahsili amacıyla eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; taraflar arasında düzenlenmiş olan hizmet alım sözleşmesi nedeniyle mahkeme kararı doğrultusunda dava dışı işçi …’e ödenmiş olan ücret nedeniyle iç ilişkiden kaynaklı davacının davalıdan rücuen alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, dosya aktüerya bilirkişisi …’ya tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda:
RÜCU EDİLEBİLECEK ALACAĞIN KAPSAMI VE SINIRI:6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 167/1’nci maddesi ile Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki oturmuş ve yerleşmiş içtihatlarına göre, asıl işveren ile alt işveren arasındaki sözleşmede işçinin hak ve alacaklarından hangi tarafın ne oranda sorumlu olacağına ilişkin hüküm bulunmakta ise rücu alacağının sözleşme hükümlerine göre belirlenmesi gerekmektedir. Şayet taraflar arasındaki sözleşmede bu hususta açık bir hüküm bulunmamakta ise işçinin hak ve alacaklarından asıl işveren ve alt işverenin eşit şekilde, yani yarı yarıya sorumlu oldukları kabul edilerek rücu alacağının tespiti gerekmekte olduğunu, dosyaya dahil edilen ve davalı kurum ile davacı şirket arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmelerin 5/c maddesi: “… İşin başlayacağı ../03/2015 tarihinden itibaren çalışanların ihbar ve kıdem tazminatları … A.Ş. tarafından karşılanacak işe başlangıç tarihi öncesinde çalışanların biriken Kıdem – İhbar tazminatlarında ise İŞVEREN (…) sorumlu olacaktır.” 8/ c maddesi: “… …, FİRMA’nın işçilere karşı, yasada, iş söyleşmesinden veya varsa toplu iş sözleşmesinden soğan yükümlülüklerden dolayı, FİRMA ile birlikte sorumludur. Ancak FİRMA’ nın kusurundan dolayı, …, FİRMA’ya rücu edebilir.” 10. maddenin c bendinde; “.FİRMA bu sözleşmeye konu işlemleri bizzat kendisinin istihdam ettiği personel ile gerçekleştirecek ve bu personelin sigorta primlerini, vergilerini ve ilgili yasalardan doğan diğer tüm haklarını muntazam olarak ödeyecektir. … yapmış olduğu uyarıya rağmen FİRMA’nın bu işlemleri yerine getirmemesi ve ödemeleri yapmaması halinde, bu işlemleri bizzat yerine getirmeyi ve bu nedenle yapacağı ödeme ve masrafları, FİRMA’nın işbu sözleşme hükümlerince tahakkuk edecek alacaklarından kesmeye yetkilidir.” 10. maddenin d bendinde; “.FİRMA’nın işbu sözleşmeye konu işlemlerde istihdam ettiği personel hiçbir şekilde …’ın istihdam ettiği personel olarak kabul edilmeyecektir. FİRAM bu personele karşı yasadan ve sözleşmeden doğan her türlü hukuki, mali cezai sorumluluk yüklenir ve hiçbir şekilde …’a rücu edilemez.” denilmekte olduğunu,
T.C.YARG.13. H.D.E. 2015/33001,K. 2016/2063,T. 28.1.2016 kararında: “.Dava konusu olayda taraflar arasında asıl işveren- alt işveren ilişkisi mevcut olup dava, asıl işveren davacı Belediyenin, davalı şirket tarafından çalıştırılan işçinin, iş akdinin feshedilmesi nedeniyle açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldığı tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda Hizmet alım sözleşmesinin 22. Maddesinin atıf yaptığı Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 6.Bölüm 38/. maddesinde ise “…Yüklenicinin iş verdiği alt yüklenicilerin gündelikçi, haftalıkçı veya aylıkçı olarak işyerinde çalıştırdığı işçi, personel ve teknik elemanların tamamı da yüklenicinin elemanları hükmünde olup, bunların ücretlerinin ödenmesinden de doğrudan doğruya yüklenici sorumludur…” hükmü mevcuttur. Kamu İhale Genel tebliğinin 78/30. maddesinde ise “Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ihalelerinde isteklilerin teklif bedelleri varsa yüklenici karı ile aşağıdaki bileşenlerden oluşur: a) Asgari İşçilik Maliyeti: İhale tarihinde yürürlükte bulunan brüt asgari ücret veya idari şartnamede brüt asgari ücretin yüzde (%) fazlası olarak belirlenen ücret (ulusal bayram ve genel tatil günleri ile fazla çalışma saatlerine ilişkin ücretler dahil), nakdi yemek ve yol bedeli gibi prime esas kazancın hesabında esas alınan işçiliğe bağlı diğer ödemeler ve işveren sigorta primlerinin toplam tutarı asgari işçilik maliyetini oluşturur…” yazılı olduğunu,
İki hüküm birlikte değerlendirildiğinde yüklenicinin sorumlu olduğu “ücretler”in içerinde ulusal bayram ve genel tatil günleri ile fazla çalışma saatlerine ilişkin ücretleri ile kıdem tazminatı olduğu anlaşılmaktadır. O halde asıl işveren ve alt işveren arasındaki sözleşme ve şartnamelerde, iş akdinin feshedilmesi nedeniyle doğan söz konusu tazminat alacaklarından tümüyle yüklenici alt işverenin sorumlu olacağına ilişkin düzenleme bulunduğundan, dava dışı işçiye yapılan dava konusu ödemeler nedeniyle davacı Belediye davalıya rücu edebilecektir…” denilmiştir. Ancak dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgilerin nihai takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere, davacı alt işverenin ödediği işçilik alacaklarından, 1. Seçenekte: ^’si oranında davalı asıl işveren şirkete rücu edebileceği, 2. Seçenekte:, Tamamını rücu edebileceği kabul edilerek iki seçenekli olarak rücu alacağı hesaplanarak mahkemenin takdirlerine sunulacağını,
HESAPLAMA: Dava dışı işçinin işçilik alacaklarından dolayı tarafların sorumluluk payının;
Toplam Ödeme 12.328,47 TL, Rücu edilebilir tutar (Tamamı) = 12.328,47 TL & Yansı(1/2) 6.164,24 TL
Sonuç olarak;
1.SEÇENEKTE; Davacı Alt işverenin rücu alacağının 6.164,24 TL (yarısı) olduğunu,
2.SEÇENEKTE; Davacı Alt işverenin rücu alacağının 12.328,47TL (Tamamı) olduğunu ve 23.06.2020 tarihinden itibaren Avans faiz oranından işleyecek faiziyle birlikte tahsili gerektiğine dair rapor sunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu ile dosyamızda bulunan tüm bilgi ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında işveren-yüklenici ilişkisi olduğu, dava dışı işçi …’in 2009-2016 tarihleri arasında taraflara ait şirketlerde çalışması nedeniyle … İş Mahkemesinin … esas, … karar sayılı dosyası gereği başlatılan icra takibine davacı tarafından toplam 12.328,47 TL ödeme yapıldığı, işbu ödemenin yarısı olan 6.164,24 TL’nin davalı taraftan rücuen tahsili amacıyla işbu rücuen alacak davasının ikame edildiği, taraflar arasında imzalanan hizmet alımı sözleşmesinin 5/c, 8/c, 10/c ve 10/d maddelerinde işçilik alacaklarından sorumluluğun düzenlendiği, 5/c ve 8/a maddeleri nazara alındığında, sorumluluk sınırı tespit edilmediğinden Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tarafların eşit oranda sorumlu olacakları kanaatine varılmakla, dosyamız kapsamı ile uyumlu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile 6.164,24 TL’nin, icra dosyasına davacı tarafından yapılan ödeme tarihi olan 23/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-6.164,24 TL’nin 23/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 421,08-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40-TL’ ve 90,00-TL ıslah harcından mahsubu ile eksik kalan 276,68-TL ‘nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL peşin harç, 90,00-TL ıslah harcı, 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı ve 899,50-TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.106,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap olunan 5.100,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.31/01/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı