Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/651 E. 2022/48 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/651 Esas
KARAR NO :2022/48

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/11/2020
KARAR TARİHİ:19/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında tütün mamulleri alım satımından kaynaklanan ticari ilişki bulunduğunu, anılan ticari ilişki bağlamında tahakkuk eden borç bakiyesi ödenmediğinden davalı aleyhine …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak icra müdürlüğünün yetkisine, borcun tamamına ve tüm fer’ilerine itiraz edildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkili şirkete ait ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunun açıkça ortaya çıkacağını, İstanbul İcra Daireleri’nin yetkili olduğunu, müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarında davalı – borçlunun müvekkili şirkete dava tarihi itibariyle 2.931,57-TL. borçlu bulunduğunun anlaşıldığını belirterek; öncelikle yetki itirazının reddine, yapılacak yargılama sonucunda itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama vekalet ücreti ve tüm yargılama giderlerinin davalı karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, müvekkilinin adresi itibarıyla Bakırköy Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, müvekkili ile davacı şirket arasındaki cari hesap döneminin henüz sona ermediğini, davacı tarafın alacaklı olduğu kabul edilse dahi tarafların sözleşme süresi sonuna kadar alacaklarını talep etmekten vazgeçmiş sayıldıklarını ve cari hesap dönemi sona ermediğinden icra takibine konu edilemeyeceğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafından icra takibi dosyasında ödeme emri gönderilirken borcun hangi döneme ilişkin olduğuna dair herhangi bir dayanak belge sunulmamış olduğunu, herhangi bir belgeye dayanılmaksızın açılan icra takibi nedeniyle müvekkilinden ödeme yapmasını beklemenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyanla; davanın reddine, takibin iptaline, davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, ayrıca alacağın %10’undan aşağı olmamak üzere para cezasına hükmedilmesine, vekalet ücreti ile yargılama masraflarının da davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında tütün mamulleri alım satımına dayalı ticari ilişki kapsamında keşide edilen faturaya ve cari hesaba dayalı olarak davacı şirket tarafından davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; arabuluculuk son tutanağı, …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyası, alacak – borç ilişkisini gösterir cari hesap ekstresi, ticari defter ve belgeler, ilgili döneme ait faturalar ve sair müşteri kayıtları, keşif, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; arabuluculuk son tutanağı, ticari defter ve belgeler, ilgili döneme ait kayıtlar, keşif, bilirkişi incelemesi, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, banka kayıtları, tanık beyanı, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası aslı celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır. İcra dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından vekili vasıtasıyla 30/09/2020 tarihinde “52200022 SAP no’lu müşteri cari hesap alacağı” dayanak gösterilmek suretiyle 2.931,57-TL. asıl alacak miktarı üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek-7 no’lu ödeme emrinin davalıya 08/10/2020 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, davalı-borçlu vekili tarafından yasal süresi içeresinde 13/10/2020 tarihli dilekçe ile icra takibine, ödeme emrine, faize, faiz oranına, borca, borca bağlı tüm fer’ilere ve yetkiye itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, akabinde davacı vekili tarafından 30/11/2020 tarihinde harca esas değer olarak 2.931,57-TL. gösterilmek suretiyle ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça yetki itirazında bulunularak, İstanbul İcra Daireleri’nin ve dolayısıyla İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olmadığı, Bakırköy İcra Daireleri’nin ve Bakırköy Mahkemeleri’nin yetkili olduğu ileri sürülmüş ise de; huzurdaki dava konusu alacak fatura ve cari hesaba dayalı para alacağı olduğundan ve 6098 sayılı TBK’nun 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin dava ve takiplerde aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden ve alacaklı olduğunu iddia eden davacı şirketin yerleşim yeri adresi de …’da bulunduğundan, dolayısıyla İstanbul İcra Daireleri ile İstanbul Mahkemeleri yetkili bulunduğundan, mahkememizce 07/04/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında davalının yerinde görülmeyen yetki itirazının reddine karar verilerek işin esasına girilmiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Mahkememizce, davalının bağlı bulunduğu Yenibosna Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak, davalı …’ın taraflar arasındaki ilişki dönemi olan 01/07/2020 ile 31/07/2020 tarihleri arasındaki BA ve BS formlarının gönderilmesi istenmiştir. Yazılan müzekkereye ilgili vergi dairesince cevap verilmiş ve yazı ekinde gönderilen kayıtlar dosya içerisine alınmıştır.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, icra takip dosyası dosyaya kazandırılmış, davalıya ait BA ve BS formları bağlı bulunduğu vergi dairesinden celbedilmiş, uyuşmazlığın çözümü bakımından gerekli tüm deliller toplanmış ve sonrasında uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden 15/09/2021 tarihli ara karar ile davacı taraf iddiası, davalı taraf savunması, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmiştir.
SMMM bilirkişi … tarafından düzenlenerek 21/12/2021 tarihinde dosyaya sunulan bilirkişi raporunda özetle; incelenen davacı şirkete ait 2020 yılı ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile Envanter defterinin yasal süresi içerisinde onaylandığı, davacı şirketin 2020 yılı ticari defterlerinin TTK. hükümlerine göre usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, bu nedenle davacı şirketin 2020 yılına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı hususunun takdirinin mahkemeye ait olduğu, davalı … tarafından ibraz edilen ticari defterlerin işletme defteri olduğu, yerinde incelenen davalıya ait 2020 yılı işletme defterinin Defter Beyan Sistemi üzerinden kanuni süre içerisinde Gelir İdaresi Başkanlığı’na bildirildiği, HMK.’nun 222. maddesi gözetilerek bu husustaki takdirin mahkemeye ait olduğu, davacı şirketin incelenen 2020 yılı ticari defterlerinde davalı yan ile olan hesap hareketlerini ilgili SAP 52200022 no’lu hesap kodunda takip etmekte olduğu, davalı adına düzenlediği faturaları ve tahsilatları hesap ekstresine kaydettiği, davacı yanın incelenen ticari defterlerinde davacı şirketin icra takip tarihi olan 30/09/2020 tarihi itibariyle davalı yandan 2.931,57-TL. alacaklı olduğunun görüldüğü, davalı yanın incelenen 2020 yılı işletme defterinde davacı şirket tarafından düzenlenen faturaları giderlerinde kayıt altına aldığının görüldüğü, davacı şirket tarafından düzenlenen toplamı 8.252,17-TL. tutarındaki 10 (on) adet mal alış faturasının davalının ticari defterlerinde kayıt altına alındığının tespit edildiği, davalının adına düzenlenen faturaları ödediğine dair inceleme esnasında herhangi bir belge ibraz etmediği, ancak davacı şirketin incelenen ticari defler ve kayıtlarından, davalı yanın ticari defter ve kayıtlarında yer alan 10 (on) adet faturanın davacı şirket tarafından tahsil edildiğinin tespit edildiği, huzurdaki davada taraflar arasındaki hukuki ihtilafın davacı şirketin 30/09/2020 tarihinde davalı-borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 2.931,57-TL. alacağının tahsili amacıyla başlatmış olduğu icra takibine, davalı yanın borca itirazı ile icra takibinin durdurulması sonucunda davacı şirketin düzenlediği faturadan kaynaklı bakiye alacağını davalı yandan tahsil edemedikleri iddiası üzerine çıkmış bulunduğu, davacı şirketin dava ve icra takibine konu ettiği alacağın dayanağı olan 21/07/2020 tarihli … numaralı 4.395,53-TL. tutarındaki e-arşiv faturasının davalı yanın unvanına düzenlenmiş olduğu, davalı şirketin tarafına düzenlenen faturayı işletme defterinde kayıt altına almadığı, ancak davacı şirkete 11/08/2020 tarihinde 1.500,00-TL. ve 14/08/2020 tarihinde 250,00-TL. olmak üzere toplamda 1.750,00-TL. tutarında nakit ödeme yapmasından kaynaklı olarak davalı şirketin icra takip tarihi olan 30/09/2020 tarihi itibariyle davacı şirkete 2.931,57-TL. tutarında bakiye borcunun bulunduğu, davacı şirketin düzenlediği e-arşiv faturalarının üzerine “İrsaliye yerine geçmektedir. Vergi İstisna Muafiyet Sebebi:806-KDV K23 maddesine göre özel matrah şekli uygulanmıştır. İşbu fatura muhteviyatı emtia iş yerinde eksiksiz ve kusursuz teslim edilmiştir.” yazarak şerh düştüğünün tespit edildiği, davalı yanın ihtilafa neden olan fatura tutarına karşılık olarak davacıya toplam 1.750,00-TL. tutarında kısmi ödeme yapmasından dolayı dava konusu olan faturanın içeriği ürünlerin davalı yana teslim edildiği görüş ve kanaatine varıldığı, bu konudaki nihai takdirin mahkemeye ait olduğu, sonuç olarak davacı şirketin düzenlediği faturadan kaynaklı olarak icra takip tarihi itibariyle davalıdan (… – Çağlar Market Kuruyemiş’ten) 2.931,57-TL. bakiye alacağının bulunduğu, her he kadar davalı tarafından adına düzenlenen fatura ticari defterinde kayıt altına almasa da, davalının bu fatura nedeniyle davalı şirkete toplamda 1.750,00-TL.’lik kısmi ödeme yapmasından kaynaklı olarak icra takip tarihi itibariyle davacı şirkete 2.931,57-TL. bakiye borcunun bulunduğu, davalının icra takibi ile temerrüde düşürüldüğü, takip sonrası faiz ve icra inkar tazminatı konusundaki takdirin ise mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına 26/12/2021 tarihinde e-tebligat ile tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından 28/12/2021 tarihli dilekçe ile rapora karşı yazılı beyanda bulunulmuştur. Davalı vekili tarafından ise 04/01/2022 tarihli dilekçe ile rapora itiraz edilerek, itirazları doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınması talep edilmiştir.
Mahkememizce 19/01/2022 tarihli duruşmada; dosyada alınan bilirkişi raporunun yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatine varılarak davalı vekilinin ek rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
Dosyada alınan bilirkişi raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun toplanan delillere, dava ve takip konusu faturaya ve cari hesap ekstresine, dava konusu icra takip dosyasına, tarafların usulünce incelenen ticari defter ve kayıtlarına, ilgili Vergi Dairesi’nden celbedilen cevabi yazı ve eklerine, davalı tarafından davacı şirkete yapıldığı anlaşılan kısmi ödemelere uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanmış, mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır.
İddia, savunma, tüm dosya kapsamı, taraflara ait ticari defter ve kayıtlar ile mahkememizce benimsenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; davacı şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkiye uygun olarak davalı adına dava ve takip konusu faturayı düzenlediği, davalı şirketin adına düzenlenen dava ve takip konusu faturayı işletme defterinde kayıt altına almadığı, ancak davacı şirkete bu faturadan kaynaklı olarak 11/08/2020 tarihinde 1.500,00-TL., 14/08/2020 tarihinde ise 250,00-TL. olmak üzere toplam 1.750,00-TL. tutarında kısmi ödeme yaptığı, ayrıca dava konusu fatura üzerinde irsaliye yerine geçmekte olduğuna ve fatura muhteviyatındaki emtianın iş yerinde eksiksiz ve kusursuz teslim edildiğine dair şerhin bulunduğu, sevk irsaliyeli faturaların hem faturanın hem sevk irsaliyesinin şartlarını aynı belgede toplama özelliğine sahip vesikalar olduğu, böylece taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve dava konusu bakiye alacağın varlığı konusunda mahkememizde kanaat oluştuğu, davacı şirketin usulüne uygun şekilde tuttuğu ticari defterlerinin sahibi lehine delil olduğu, davacı tarafça sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere ve ayrıca davalının dava konusu faturaya istinaden yaptığı kısmi ödeme de dikkate alınarak düzenlenen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibariyle 2.931,57-TL. tutarında alacaklı olduğu, davacının davalıyı takiple birlikte temerrüde düşürdüğü, sonuç olarak davalı şirketin bu miktara (2.931,57-TL.’ye) yönelik olarak yaptığı itirazlarının haklı ve yerinde olmadığı, tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalı aleyhine 2.931,57-TL. asıl alacak için icra takibi başlatmakta haklı olduğu anlaşılmakla, hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre davanın kabulüne, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %10 oranını geçmemek üzere avans faizi uygulanmak suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan ve mahkememizce kabul edilen faturaya dayalı alacak likit ve itiraz da haksız olduğundan, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasında 2.931,57-TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %10 oranını geçmemek üzere) avans faizi yürütülmek suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir fatura alacağı olduğundan %20 oranında hesaplanan 586,31-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 200,25-TL. karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 54,40-TL. harcın mahsubu ile kalan 145,85-TL.’nin davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 2.931,57-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL. başvuru harcı, 54,40-TL. peşin harç, 7,80-TL. vekalet harcı, 1.000,00-TL. bilirkişi ücreti ve 52,00-TL. posta masrafı olmak üzere toplam 1.168,60-TL. yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve harcanmayan gider avansından geriye kalan kısmın kesinleşme şerhi yazıldıktan sonra davacı tarafa iadesine,
Dair, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır