Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/641 E. 2023/500 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/641 Esas
KARAR NO :2023/500

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:23/11/2020
KARAR TARİHİ:15/06/2023

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının kardeş olduklarını, vefat eden kardeşin mirasçıları ile ortağı oldukları tekstil ve pazarlama şirketlerinde faaliyetlerine devam ettiklerini ancak, eşit emek harcanmamasından dolayı huzursuzluklar ortaya çıktığını, vefat eden kardeşin mirasçılarının elinde bulunan %30 oranındaki tüm hisselerini devretmek istediklerini, buna ilişkin müvekkiline ve davalıya birçok dava açtıklarını, şirketlerde yapılan değerlemeler sonucunda 12.000.000 TL değerindeki hisselerinin %15’inin müvekkili tarafından, %15’inin davalı tarafından satın alınmasına karar verildiğini, bu doğrultuda 29/10/2017 tarihli devir, tescil, sulh ve ibra sözleşmeleri düzenlendiğini; fazla devirler tenzil edildikten sonra dilekçede ayrıntı olarak bildirdiği şekilde devir borcunun ödendiğini; davalının ödemesi gereken 6.000.000 TL’nin takas işlemleri sırasında yapılan hesaplamada mahsuba tabi olmakla bakiye ödemesi gereken 4.456.000 TL’den hataen 4.426.000 TL olarak işlem yapıldığını, takas ve mahsup işlemleri ile düzeltmeler sonrasında toplam davalı ödemesinin 5.816.838 TL olduğunu, müvekkili tarafından ilk varlık dağılımı ile yapılan 4.426.000 TL ödemenin yapılan tüm ihtara rağmen davalı tarafça müvekkiline ödenmediğini, hatalı işlem ile bakiye 1.390.838 TL için talep ve dava haklarının saklı tuttuklarını; davalının bedelini ödemeden sahip olduğu hisselerle birlikte tüm hisselerini satışa çıkarması üzerine hisselerin müvekkili tarafından satın alındığını ve bedelinin ödendiğini, müvekkilinin 4.426.000 TL alacağının faiziyle birlikte tahsili amacıyla davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından başlatılan takibe davalı tarafça itiraz edildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların kardeşlerinin vefatı sonrasında mirasçıların hisselerinin devralındığını, hisse devir sürecindeki tüm organizasyonun davacı tarafından yapıldığını; miras yoluyla kendilerine intikal eden ortaklık paylarını müvekkiline ve davacıya devreden dava dışı ortaklara ait hisse bedellerinin şirket çekleri ile ödendiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkiline ait hisse bedellerinin davacı tarafından ödenmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için davacı tarafça müvekkili adına ödeme yapılmış olsa bile bunun şirkete ait para ile ödenmiş olma ihtimalinin yüksek olduğunu, davacının parayı şirket hesabından kendi hesabına aktararak ödeme yapmış olabileceğini, davacının kendi adına ve müvekkili adına yaptığı ödemeleri ispatlaması gerektiğini; davanın 2 yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuş; davacının kötüniyet tazminatına mahkumiyetini talep etmiştir.
Takibin başlatıldığı, …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede; davacı tarafça davalı borçlu hakkında davaya dayanak sözleşmeye ve ihtarnameye alacağın fer’ileriyle birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçlunun vaki itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın hükümden düşürülmesine yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Dava; davacı ve davalı ile 29/10/2017 tarihli Şirket Ortaklık Pay Devir, Gayrimenkul Devir ve Tescil Karma Sulh ve İbra Sözleşmesinin diğer tarafları dava dışı 3.kişiler arasında yapılmış sözleşme gereği, taraflarca eşit olarak satın alınan dava dışı 3.kişilerin %30 oranındaki şirket pay bedelinden, davalının %15’lik payına düşen ancak davacı tarafça ödendiği ileri sürülen 4.426.000 TL bedelin davalıdan tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın İİK’nın 67.md gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa aittir. Bu kapsamda, davacı tarafça bildirilen deliller toplanmıştır. Uyuşmazlığın niteliği itibarı ile çözümü uzmanlık gerektirdiğinden ileri sürülen hukuksal nedenlere dayalı olarak davacı tarafça takipte talep edilen davacı taraf isteminin yerinde olup olmadığı, yerinde ise miktarının tespiti için bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilerek, dosya, ekleri ve getirtilen-sunulan belgelerle birlikte konusunda uzman bilirkişi SMMM Y. Doç. Dr. … ve Özel Hukukta Nitelikli Hesaplamalar konusunda uzman Doç. Dr. …’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 09/11/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu raporunda özetle; 29/10/2017 tarihli Şirket Ortaklık Pay Devir, Gayrimenkul Devir ve Tescil Karma Sulh ve İbra Sözleşmesi ile dava dışı …’nın devri yapılan 5 şirketteki payları, diğer şirket ortakları… tarafından devralınmış olup 1.000.000,00 TL sözleşme imzalanması sırasında, 1.000.000,00 TL’sinin 02/11/2017 tarihli çekle, bakiye 7.652.941,00 TL’nin ise 15/11/2017 tarihli çekle ödenmesine karar verildiği, keşidecisi … Ticaret ve Sanayi A.Ş. ve lehdarı davacı … olan 02/11/2017 tarihli ve 1.000.000,00 TL tutarlı çek ile 15/11/2017 tarihli ve 7.653.000,00 TL tutarlı çekin daha sonra iptal edildiği, bankadan gelen cevabi yazıdan anlaşılsa da bu çeklerin, ne lehdarına verilirken ne de iade alınırken … Ticaret ve Sanayi A.Ş. ticari defterlerine kaydedilmediği, sözleşme kapsamında kararlaştırılan tutarların dava dışı şirketler tarafından ödendiğine ilişkin herhangi bir kayda rastlanmadığı, davacı tarafından ödemelerin yapıldığına dair bir makbuz da dosya içeriğinde bulunmadığı; raporda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, şirket Ortaklara Borçlar hesabının gerçek durumunu yansıtmadığı ve fiktif olarak oluşturulduğunun değerlendirildiği, dava dışı mirasçılara ödenen bedelin ortaklar hesabı ile örtüştüğü; Ortaklara Borçlar hesabındaki alacağa mahsuben davacı şirket ortağına ödenen tutarın esasen şirket tarafından yapılan bir ödeme olduğunun değerlendirilmesi gerektiği; dava dışı … mirasçılarına yapılan ödemelerin davacı tarafından yapıldığının ortaya konamadığı, bu nedenle davacının davalıdan talep edilebilir bir alacağı bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu raporu, gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, rapora yönelik davacı taraf itirazları yerinde görülmemiş, bilirkişi kurulu raporu mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; davacı ve davalı ile dava dışı mirasçı diğer ortaklar arasında yapılmış 29/10/2017 tarihli Şirket Ortaklık Pay Devir, Gayrimenkul Devir ve Tescil Karma Sulh ve İbra Sözleşmesi gereğice davacı taraf, davalı ile eşit olarak mirasçılardan satın alınan %30’luk şirket pay bedelinin, davalının %15’lik payına düşen bedelin, davalı tarafça ödenmemesi nedeniyle, kendisi tarafından ödendiğini ileri sürmüş ve karşı tarafın payına düşen, kendisi tarafından ödenen bedelin davalıdan tahsilini talep etmiş ise de;
Benimsenen bilirkişi kurulu raporunda dayanak ve gerekçeleriyle ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, mirasçılara yapılan ödemelerin davacı tarafından yapıldığının somut delillerle ispatlanamadığı gibi; Garanti Bankası’ndan gelen 31/05/2022 tarihli yazı cevabı ve eklerinin incelenmesinden, çeklerin keşideci dava dışı şirket tarafından bankaya iade edildiği; bu durumda hamillere yapılan ödemelerin davacı tarafça değil, keşideci şirket tarafından yapıldığının kabulünün gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığından, davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine; davacının alacağının tahsili yönündeki davalı hakkında başlattığı icra takibinde kötüniyeti kanıtlanamadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat isteminin de reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Koşulları oluşmadığından davalı tarafın tazminat isteminin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 66.807,06 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 66.627,16 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 293.315,30 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 11,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.15/06/2023

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı