Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/637 E. 2022/1152 K. 19.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/637 Esas
KARAR NO : 2022/1152
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 21/11/2020
KARAR TARİHİ : 19/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine, müşterek müteselsil kefil sıfatı ile …. İcra Müdürlüğünün 2014/… E. Sayılı dosyası ile alacaklısı … Bankası A.Ş. olan, Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan borç için 9.280,55-TL üzerinden icra takibi başlatılmış ve takibin itiraz edilmeden kesinleşmiş olduğunu, davalı tarafından, … Bankası A.Ş. Temlik alacaklısı olarak 22.06.2020 tarihinde … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/… E. Sayılı dosyası ile davacı … … ve kardeşi … … aleyhine ” BK 19. Maddesine göre Tasarrufun İptali ve İİK 283/2 gereğince tazminat talebi ” ile dava açılmış olduğunu, …geçerli bir kefalet sözleşmesi olup olmadığının tespiti için öncelikle geçerli bir kefalet sözleşmesinin varlığının gerektiğini, …. İcra Müdürlüğünün 2014/… E. Sayılı dosyasında geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığından borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Borçlu … Ve Dış. Tic. Ltd. Şti. ile temlik eden … Bankası arasında 09.06.2010 ve 15.02.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri imzalanmış, davacı … … ve … … sözleşmede müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla yer almış olduğunu, borçluların kredi hesapları, temerrüt nedeniyle kat edilerek, hesap kat ihtarnamesi ana borçlu ve kefillere tebliğ edildiğini, hesap kat ihtarına itiraz etmeyen borçlular aleyhine icra takibine geçildiğini, borçlulara ödeme emrinin ekinde; Genel Kredi Sözleşmesi, ihtarname ve hesap özeti de tebliğ edilmiş ve borçlular tarafından icra takibine itiraz edilmeksizin takip kesinleşmiş olduğunu, bilahare davacı/borçlu … … alacaklılarından mal kaçırmak için aynı gün içinde 4 adet taşınmazını 18.03.2013 tarihinde kardeşine devrettiği tespit edilerek, … Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/… E. Sayılı dosya ile muvazaalı tasarrufların iptali istenmiş, bu davanın açılmasının süreci uzatma amacı taşıdığını, temlik eden bankadan kredi evrakları temin edilmiş, davacıların iddiasının asılsız olduğunun görülmüş olduğunu belirterek, cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğünün 2014/… E. Sayılı dosyası, ….Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/… esas sayılı dosyası, bilirkişi incelemesi, yemin ve sair delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğünün 2014/… E. Sayılı dosyası, ödeme emri tebliğ mazbatası, Genel Kredi Sözleşmesi, ihtarname, bilirkişi, tanık, yemin ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Bilirkişi raporu:
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, dosya bankacı bilirkişi … ‘e tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda; Temlik alan varlık yönetim şirketinin davacılardan T.C. ….İcra
Müdürlüğü’nün 2014/… esas numaralı icra dosyası kapsamında 30.01.2014 takip tarihi
itibariyle toplam 9.280,55-TL tutarında alacağı olduğunu, davacı kefillerin sorumlulukları kapsamında 30.01.2014 takip tarihinden itibaren
taraflar arasında akdedilen Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi tahtında serbestçe
belirlendiği şekilde asıl alacak 6.113,90-TL’ye yıllık %32,64 oranında temerrüt faizi ve
faizin gider vergisi işletildiği ve T.C. Merkez Bankası tarafından ilgili dönem için ilan edilen
kredi kartı azami gecikme faizi oranı gözetilerek asıl alacak 1.731,03-TL’ye yıllık %31,44
oranında temerrüt faizi ve faizin gider vergisi işletildiği takdirde;
Temlik alan varlık yönetim şirketinin davacılardan TC. ….İcra
Müdürlüğü’nün 2014/… Esas numaralı icra dosyası kapsamında talep edilebilir icra harç
ve masrafları vs. hariç olmak üzere 21.11.2020 dava tarihi itibariyle toplam 27.703,72-TL
tutarında alacağı olduğunu, temlik alan varlık yönetim şirketince davacılardan haksızca talep ve tahsil edilen bir
bedelin bulunmadığı, bu bağlamda davacılar yönüyle takibin iptaline karar verilemeyeceğine dair rapor sunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava; genel kredi sözleşmesi nedeniyle düzenlenen kefalet sözleşmesinin geçersizliği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Kefaletin sözleşmesinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmasına ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihinin kendi el yazısıyla yazılmasına bağlıdır. Nitekim TBK madde 583/1’e göre kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça, kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
Şu hâlde kefalet sözleşmesinde kefil; sorumlu olacağı azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kendi el yazısıyla belirtmek zorundadır.
Kefalet sözleşmesi tek tarafa borç yükleyen bir sözleşme olduğu için TBK. m. 14/1’e göre sözleşmede yalnız kefilin imzasının bulunması yeterlidir. Alacaklının imzası bulunmasa da sözleşme geçerlidir. Sözleşmede alacaklının adı bulunmayabilir; ancak borçlunun ismi mutlaka yer almalıdır.
Azami kefalet miktarı para olarak gösterilmelidir. Kefilin sorumlu olacağı azami miktar sözleşmede belirtilmediği takdirde, kefalet sözleşmesi geçersizdir. Teminat altına alınan borç, para borcu dışında bir borç olsa dahi bu şart yerine getirilmelidir.
Bu açıklamalar ışığında dosyamız kapsamında yapılan değerlendirmede; davacıların müteselsil kefil olarak yer aldıkları sözleşmelerin bir kısmının mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde, bir kısmının ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu döneminde akdedildiği, 818 sayılı kanun döneminde akdedilen üç adet sözleşme yönünden müteselsil kefalete ilişkin açıklayıcı hükümlerin yer aldığı, davacıların bu hükümlerin altına imza attıkları, yazılılık ve azami limitin belli olması şartlarının sağlanmış olduğu,
6098 sayılı kanun döneminde akdedilen bir adet sözleşmenin yazılı olarak yapıldığı, sorumlu olunan azami sınırın belirlendiği, müteselsil kefalet ibarelerinin davacıların el yazıları ile yazılmış olduğu, usulüne uygun eş muvafakatinin de alınmış olduğu, yeterli aydınlatma yapıldığına dair davacı beyanının da el ile yazılmış olduğu,
Bu suretle her iki kanun döneminde akdedilen tüm sözleşmelerin yürürlükte olan kanuna göre usulüne uygun olarak düzenlenmiş oldukları nazara alınarak davacıların menfi tespit istemini içeren davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Davanın reddine,
2-Şartları oluşmadığından davalının tazminat isteminin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 158,49-TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 77,79-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.19/12/2022

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.