Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/636 E. 2021/653 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/636 Esas
KARAR NO:2021/653

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/11/2020
KARAR TARİHİ :15/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yeminli mali müşavirlik firması olduğunu ve davalı şirkete yeminli mali müşavirlik hizmeti verdiğini, davalıya sağlanan hizmetle ilgili olarak davalı şirket adına faturalar düzenlendiğini ve davalıya tebliğ edildiğini, anılan faturaların tarafların defterlerine işlendiğini, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi halinde bu durumun tespit edilebileceğini, fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlu şirket tarafından borca ve takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı şirket arasında hizmet ilişkisi olduğunu, müvekkilinin bu ilişkiden dolayı davacı yana hiçbir borcunun bulunmadığını, davacı tarafın borcun sebebi olarak fatura alacağını gösterdiğini ve faturadan kaynaklı alacağının olduğunu iddia ettiğini, davacı tarafın alacak iddialarının ve başlattığı icra takibinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, faturanın tek başına alacağı doğuran bir işlem olmadığını, faturaya konu işlemlerin de gerçekleşmesi gerektiğini, davacı tarafın hizmet ilişkisi gereği vermesi gereken muhasebe hizmetini layıkıyla yerine getirmediğini, bu nedenle faturaya ve icra takibine haklı nedenlerle itiraz ettiklerini belirterek; haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı şirketin davalı tarafa verdiğini ileri sürdüğü yeminli mali müşavirlik hizmetinden dolayı davalı şirket adına keşide edilen fatura bedellerinin ödenmediği iddiasıyla ve bu bedellerin tahsiline yönelik olarak davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, tarafların ticari defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi ve sair tüm delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; taraflar arasındaki sözleşmeler, taraflara ait tüm ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı ve diğer her türlü yasal delille dayanmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası celbedilerek incelenmiştir. İcra dosyasının incelenmesinde; davacı şirket vekili tarafından davalı aleyhine 23/07/2020 tarihinde 13.918,16-TL. cari hesap alacağı, 570,00-TL. takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.488,16-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek-7 nolu ödeme emrinin davalı şirkete 06/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirket vekili tarafından 07/08/2020 tarihinde ve yasal süresi içerisinde borca ve takibe itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, sonrasında ise davacı şirket vekili tarafından davalı şirket aleyhine 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Mahkememizce tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerine ayrı ayrı müzekkereler yazılarak davacı ve davalı şirkete ait ilişki dönemine ait BA ve BS formları celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır. Taraflarca dosyaya sunulan ve celbi sağlanan tüm deliller toplanmış, akabinde 04/07/2021 tarihli ara kararla; iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak SMMM bilirkişisi … seçilmiştir.
Mahkememizce 04/07/2021 tarihli ara karar ile taraf vekillerine inceleme gün ve saatinde ticari defter ve belgelerini ibraz etmeleri, eğer inceleme gün ve saatinde burada hazır edemeyecek iseler en geç inceleme gün ve saatine kadar ticari defter ve belgelerinin bulundukları yerleri bildirmeleri için inceleme gününe kadar kesin süre verilmiş, aksi takdirde defter ibrazından kaçınmış sayılacakları hususu açıkça ihtar edilmiştir. Davalı şirket vekiline bu konuda usulüne uygun olarak ihtaratlı tebligat yapılmasına karşın davalı şirket ticari defter ve belgelerini inceleme gününe kadar sunmadığı gibi yerinde inceleme de talep etmemiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2017 tarihli, 2016/2630 Esas ve 2017/258 Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere; mahkemece tacir olan taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmesi halinde davacı taraf ticari defterlerini öngörülen sürede ibraz etmesine karşın davalı taraf ticari defterlerini mahkemeye sunmaz ise artık davacı tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterleri onun (davacının) lehine delil niteliğini haizdir. Davacının icra takibine konu ettiği tutarlar eğer davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde yer almakta ise (kayıtlı ise) bu durumda davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması nedeniyle ispat yükü kendisinde olan tarafın (davacının) ticari defterleri davacı lehine delil olacaktır.
SMMM bilirkişi tarafından düzenlenerek dosyaya sunulan 28/07/2021 tarihli raporda özetle; dava dosyası, davacı şirketin 2020 yılı ticari defterleri, icra takip dosyası ile dosyaya sunulan tüm belgelerin incelenmesi sonucunda; davacı tarafın 2020 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde ve TTK. hükemlerine göre usulüne uygun olarak yaptırıldığı, anılan defterlerin davacı şirket lehine delil niteliğinde olduğu, dosyaya celp edilen davalı şirkete ait 2020 yılı mal ve hizmet alımlarına ilişkin bildirim formu (BA) incelendiğinde davalı şirketin tarafına düzenlenen 14.398,00-TL. (KDV hariç) tutarındaki 2 adet hizmet alımı faturasını bağlı bulunduğu … Vergi Dairesi’ne 2020 dönemi BA formunda bildirdiği, davalı tarafın incelemeye ticari defterlerini ibraz etmemiş olsa dahi dava konusu olan cari hesap ekstresi içeriğindeki iki adet faturayı bağlı bulunduğu … Vergi Dairesi’ne 2020 dönemine ait BA formunda bildirilmesinden dolayı tarafına düzenlenen hizmet faturaların ticari defterlerinde kayıt altına aldığına dair görüş ve kanaate varıldığı, tarafların BA/BS formlarının birbiriyle örtüştüğü, davacı şirketin düzenlediği iki adet faturadan kaynaklı olarak icra takip tarihi olan 23/07/2020 tarihi itibariyle davalı şirketten 13.918,16-TL. cari hesap alacağının bulunduğunu, davalı şirketin 23/07/2020 tarihi itibari ile temerrüte düşürüldüğü, tarafların icra inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin değerlendirilmesinin ise mahkemenin takdirinde olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı şirket vekili tarafından rapora karşı 03/08/2021 tarihli dilekçe ile yazılı beyanda bulunulmuş, davalı şirket vekili tarafından ise 18/08/2021 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunularak dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdi edilerek yeniden rapor alınması talep edilmiştir.
Mahkememizce 15/09/2021 tarihli duruşmada dosyada alınan bilirkişi raporunun yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yeni bir bilirkişiden rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosyada alınan bilirkişi raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun toplanan delillere, Vergi Dairesi’nden gelen BA-BS formlarına, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere; BA ve BS formları, ticarî defter kavramı içerisine girmektedir. Mahkememizce … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden celbedilen davalı firmaya ait BA formları incelenmiş, gelen BA formlarına göre davalının dava ve takip konusu faturaları kayıtlı olduğu vergi dairesine beyan ettiği, davacı tarafın ticari defterleri ile dayanağı yardımcı defterlerin birbirini teyit ettiği görülmüş, sonuç olarak mahkememizce davalının davacı şirketten fatura konusu müşavirlik hizmetlerini eksiksiz olarak aldığı kanaatine varılmıştır.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
Tüm dosya kapsamının, davalı firmaya ait BA formlarının ve mahkememizce benimsenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; davacı şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkiye uygun olarak davalı adına faturalar düzenlediği, düzenlenen faturaların davacı şirketin resmi ve mevzuata uygun ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından dosyaya gönderilen davalı firmaya ait BA formlarında takip konusu faturaların davalı tarafça kayıtlı olduğu vergi dairesine beyan edildiği, böylece taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve dava konusu alacağın varlığı konusunda mahkememizde kanaat oluştuğu, davacı tarafın bilirkişi incelemesi için ticari defter, kayıt ve belgelerini ibraz ettiği, ancak davalı tarafın mahkememizce verilen kesin süreye ve yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, bu nedenle ispat yükü kendisinde olan davacı şirketin usulüne uygun şekilde tuttuğu ticari defterlerinin sahibi lehine delil olduğu, davacı tarafça sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibariyle 13.918,16-TL. tutarında alacaklı olduğu, davacı şirketin davalı şirketi takiple birlikte temerrüde düşürdüğü, bu nedenle davacı yanın davalıdan takip öncesi davalıdan işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı, sonuç olarak davalı şirketin bu miktara (13.918,16-TL.’ye) yönelik olarak yaptığı itirazlarının haklı ve yerinde olmadığı, tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre davacı şirketin davalı şirket aleyhine 13.918,16-TL. asıl alacak için icra takibi başlatmakta haklı olduğu anlaşılmakla, hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre davanın kısmen kabulüne, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan, takip konusu fatura alacakları da likit ve önceden belirlenebilir olduğundan, ayrıca davalının itirazları da haksız olduğundan, davacı lehine kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatını da kapsar şekilde davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin davacı isteminin ise reddine ilişkin olarak aşağı gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 13.918,16-TL. asıl alacağa yönelik itirazlarının iptali ile, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 2.783,63-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 950,75-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 223,81-TL. harçtan mahsubu ile kalan 726,94-TL harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 223,81-TL peşin harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.132,46-TL. yargılama giderinin (54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 70,25-TL tebligat, posta ücreti olmak üzere toplam:1.132,46-TL) davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.087,90-TL.’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın ise davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı vekille temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 570,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır