Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/630 E. 2021/390 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/630 Esas
KARAR NO:2021/390

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:20/11/2020
KARAR TARİHİ:31/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar aleyhine, alacaklısı … A.Ş olan … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 06/08/2013 vade tarihli 1 adet senet bonoya dayalı olarak 108.504,42-TL için icra takibi başlatılmış ve takibin kesinleşmiş olduğunu, davalı tarafından, … A.Ş temlik alacaklısı olarak 02/06/2020 tarihinde … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile davacı İsmail Salas aleyhine ” BK 19. Maddesine göre Tasarrufun İptali ile İİK 283/2 gereğince tazminat talebi” ile dava açılmış olduğunu, bu davanın dayanaklarından olan … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası için iş bu davayı açmanın zaruri olduğunu, takip dosyası incelendiğinde takip dayanağı bononun kambiyo vasfında olmadığını, asıl borçlunun bonoda imzasının olmadığını, bono da sadece müşterek müteselsil kefil sıfatıyla davcıların imzası bulunduğunu, düzenlenen keşidecinin imzası olmayan bu bononun kambiyo vasfında olmadığını, bu nedenle ilgili icra dosyası ile kambiyo vasfında olmayan bono için başlatılan kambiyo senetlerine özgü takibin %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, dava konusu senedin en son işlem tarihinin 2014 yılı olduğunu, bu nedenle davacılar yönünden zaman aşımına uğradığını belirterek, dava dilekçesindeki nedenlerle davanın kabulünü talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap süresinden sonra vermiş olduğu 12/02/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacıların borçlu olduğunun Genel Kredi Sözleşmesi ile sabit olduğunu, menfi tespit davasının, icra takibi borçlusunun borcunu ödemeden önce herhangi bir borcu olmadığını tespit ettirmek için açtığı dava olup, ancak, davacıların borçlu davaya konu Genel Kredi Sözleşmesi incelendiğinde borcun varlığının ortada olduğunu, bu nedenle, borçluların iş bu iddialarında hukuki bir yararı bulunmadığını, davacıların iddialarının ne olduğunun anlaşılamadığını, davacıların dava dilekçesinin konu kısmında İİK’nun 72. Maddesine dayanarak menfi tespit talebinde bulunmuş, ancak, netice-i talep kısmında ise takibin iptalini talep etmişler, bu nedenle, davacıların iddiaları anlaşılamadığından davacının davasını neye dayandırdığını açıklamasını talep ettiklerini, davacıların iddialarında haksız ve kötü niyetli olduklarını, hesap kat ihtarnamesine ve icra takibine herhangi bir itirazı bulunmayan borçlunun 8 yıl geçtikten ve aleyhine tasarrufun iptali davası açıldıktan sonra sonraki iddiaları açıkça kötü niyetli olduğunu, cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle davanın reddini talep etmişlerdir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası, ….Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası, Bilirkişi incelemesi, yemin ve sair delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … E. ve ödeme emri tebligat mazbatası, bilirkişi, tanık, yemin ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Dava; senedin kambiyo vasfının haiz olup olmadığı, zaman aşımı süresinin geçirilip geçirilmediğinin tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; senedin kambiyo vasfının haiz olup olmadığı, zamanaşımı süresinin geçirilip geçirilmediğinin tespiti noktalarında toplandığı görülmüştür.
Davacı tarafın talebinin İcra İflas Kanunu’nun 71/2 del. 33/a maddesi kapsamında zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına ilişkin olduğu, işbu hususta icra mahkemesinden talepte bulunulması gerektiği kanaatine varıldığından, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Açılan davanın reddine,
2-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.852,99-TL den mahsubu kalan 1.793,69-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap olunan 14.257,92-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.31/05/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı