Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/629 E. 2022/53 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/629 Esas
KARAR NO:2022/53

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:03/04/2009
KARAR TARİHİ: 27/01/2022

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne verdiği daha sonra görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’ün Türkiye’den Kıbrıs’a su götürülmesi ile ilgili olarak “…-… …” isimli projenin ve …/… sayılı “…” isimli incelemesiz patent belgesinin sahibi olduğunu, bu projenin hayata geçirilmesi için müvekkili …’ün proje danışmanı olacak şekilde müvekkili şirket ile davalı şirketin içinde bulunduğu konsorsiyum oluşturulduğunu, projenin Bakanlar Kurulunda tanıtıldığını, çalışmalara başlandığını, ancak davalı şirketin olumsuz tavırları nedeniyle müvekkili …’ün konsorsiyum ile proje danışmanlığı sözleşmesinin imzalanamadığını, davalı şirket tarafından müvekkillerinin projeden uzaklaştırıldığını ve davalı şirketin dava dışı … Firması ile projeyi üstlendiğini, davalının bu şekilde konsorsiyum sözleşmesini ihlal ettiklerini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davalı … Firmasının adi şirket sözleşmesine aykırı davrandığının tespitini, müvekkilinin projeye büyük katkısı ve adi ortaklık nedeniyle, davalının haksız olarak elde edeceği gelirlerden dolayı müvekkillerine isabet eden kısmının taraflarına verilmesini, 120.000,00 TL maddi, 300.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, hükmedilecek tüm tazminat miktarlarına olay tarihinden itibaren yasal avans faizi işletilmesini ve verilecek kararın ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı … Genel Müdürlüğü vekili …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne verdiği daha sonra görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, … FSHHM’de görülmekte olan …Esas sayılı dava nedeniyle derdestlik itirazlarının bulunduğunu, davacıların adı geçen konsorsiyumda yer aldıklarını belgeleyemediklerini, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, proje sözleşmesinin 12/10/2005 tarihinde imzalanarak çalışmaya başlanıldığını, mukavelenin 12. Maddesi gereğince, patent haklarının ihlalinden doğan her türlü sorumluluğun müteahhitte olduğunu ve hazırlanan her türlü tasarım ve proses ile ilgili projelerin …’nin malı olacağı hükmü nedenleriyle kendilerinin sorumluluğu bulunmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddine savunmuştur.
Davalı … … San.Tes.ve Tic. A.Ş vekili …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne verdiği daha sonra görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının ihtarnamesi üzerine davacı yanla ilişkilerinin bulunmadığını belirtir cevap verdiklerini, davacı yanın taleplerinin …. FSHHM’de açılan …esas sayılı dosyasında ki taleplerle mükerrerlik oluşturduğunu ve müvekkiline ait TR …/… sayı ile korunmakta olan patentin hükümsüzlüğü için İstanbul 1. FSHHM’nin …/… esas sayılı dosyasında dava açıldığını, müvekkili firma ile davacı yanlar arasında konsorsiyum ya da adi ortaklık olarak nitelendirilebilecek hiçbir hukuki ilişkinin bulunmadığını, adi ortaklıkta davanın bütün ortaklık yapısı içinde bulunan firmalara karşı açılması gerektiğini, davacının ise sadece müvekkili firmayı ve …’yi davalı göstererek iş bu davayı açtığını, adi ortaklık iddiasının davacı yanca ispatlanması gerektiğini, müvekkiline ihalesiz olarak verilen bir işte davacı yanın katkısının söz konusu olamayacağını, davacılardan Kemal … tarafından hazırlanan projeyi müvekkilinin kullanmadığını, müvekkilinin kendisine ait dizaynı şekillendirerek 3411 sayı ile koruma altına alarak patentini aldığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
…. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 29/12/2015 tarih, 2009/40 E, 2015/270 K sayılı kararıyla “…her ne kadar … başlıklı proje sebebiyle dosyamız davacıları Kemal … ile Dizayn Teknik Şirketinin davalılardan … … ile birlikte proje çalışması babından ön çalışmalar yaptığı görülmekte ise de, gerek Başbakanlık Kıbrıs Müsteşarlığı, gerekse Devlet Bakanlığı ilgili birimlerinde davacıların da katılımıyla yapılan toplantılar ve çalışmaların projenin hazırlığı niteliğinde olduğu, tüm çalışmaların bu amaçla yapıldığı, başta ihalesiz yapılması kararlaştırılmış ise de, kamu otoritesinin bu kararından vazgeçerek projeyi ihale yöntemiyle hayata geçirmeye karar verdiği, bu kararda davalıların sorumluluğunun bulunmadığı, yapılan ön çalışmalar sonucunda davacılar ile davalıları bağlayan hukuki anlamda sorumluluklarını gerektiren ve karşılıklı olarak edim ve dolayısıyla borç ilişkisi doğuran imzalı bağlayıcı sözleşmenin mevcut olmadığı, konsorsiyum diye ifade edilen oluşumun hazırlık safhasında dahi karşılıklı olarak sorumluluk gerektiren ve dolayısıyla borç ilişkisi doğuran bağlayıcı taahhüt olmaması sebebiyle davalıların davaya konu uyuşmazlık ile ilgili sorumlu tutulamayacakları, davacı yanın … ile yazışmalarının ya da boru tedariki ile ilgili çalışmalarının yer kiralamalarının çalışma hazırlığı anlamına gelse dahi ihalesiz işlem yapılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının daha sonraki bir tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile iptal edilmesi ve projenin dolayısıyla işin yapılması işinin ihale ile verilmesi kararı üzerine davalı … Alarkonun ihalenin katılamadığı, dava dışı üçüncü şahıs firmalar tarafından ihalenin gerçekleştiği gibi hususlar ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, proje hazırlığı aşamasında ön çalışma niteliğinde olan bu işlemler sebebiyle davalıları sorumlu tutmanın mümkün olmaması, davalıların sorumluluklarını gerektirir bağlayıcı taahhüt ve imzalarının da bulunmaması, …” neden ve gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; işbu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 02/11/2017 tarih, 2017/2777 E-6010 K sayılı kararıyla; “…Davacı, dava dilekçesinin ”Talebimizin Dayanağı” başlıklı bölümünde talebini ”..davalıların yukarıda belirtilen eylemleri müvekkillerimin fikri mülkiyet haklarını ihlal ettiği gibi, aynı zamanda haksız rekabet de teşkil etmektedir. Nitekim, telif ve patentten doğan fikri haklarımıza istinaden tarafımızdan daha önce …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin …Esasında kayıtlı bulunan davayı açmış bulunuyoruz… Huzurdaki işbu davamızda ise, konsorsiyum sözleşmesinin ihlalinden doğan zararlarımızın tazmini ile rekabet yasağının ihlalinden doğan haklarımız talep edilmekte olup, fikri mülkiyet haklarını içermemektedir..” şeklinde açıklamış olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiştir ve görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. 5846 sayılı Yasa’nın 76. maddesinde bu kanunun düzenlediği hukuki ilişkilerden kaynaklı uyuşmazlıklara ihtisas mahkemesi niteliğindeki fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerince bakılacağı belirtilmiştir. İşbu davada FSEK’ten doğan bir uyuşmazlık söz konusu olmadığından fikrî sınai haklar hukuk mahkemesinin görevli olduğundan söz edilemeyecektir. Bu durumda, davaya bakmakla görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi…” neden ve gerekçesiyle anılan mahkeme kararı bozulmuş;
Bu kez, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin (Kapatılan …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi) 17/12/2019 tarih, 2019/248 E – 465 K sayılı kararıyla, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda görevsizlik kararı verilmiş; mahkememize gönderilen dosya yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmış ve yargılamaya mahkememizce devam olunmuştur.
Dava; davacılardan Kemal …’un “…-… … Sisteminden” başlıklı geliştirdiği … diye adlandırılan proje kapsamında davalı … Şirketinin liderliği ile oluşturulan konsorsiyuma aykırı davranıldığının tespiti ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, “Sualtında Akışkan Maddeleri Taşıyan Yüzen Boru hattı” isimli patentin sahibi olduğu “…-… Çayından-İnterconnectde Sisteminden” projenin yapımı için davalı … … … A.Ş. ve diğer şirketler ile adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu ancak, davalının adi ortaklık ilişkisine aykırı davranışları ve projenin adi ortaklık dışı şirket ile yapımı nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradıklarını ileri sürmüş;
Davalı … vekili, davacıların patent haklarından doğan her türlü taleplerinin işi yüklenen müteahhitte olduğunu, kendilerinin sorumluluklarının bulunmadığını;
Davalı … … vekili ise, müvekkili şirket ile davacılar arasında herhangi bir adi ortaklık ilişkisinin bulunmadığını savunmuşlardır.
Yargıtay 11. HD’nin yukarıda değinilen ilamında vurgulanan bozma gerekçesi ile tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde eldeki davaya ilişkin çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; tarafların arasında bir adi ortaklık ilişkisinin bulunup bulunmadığı, davacıların fikri mülkiyet haklarının ve rekabet yasağının ihlal edilip edilmediği, edilmiş ise davacıların karşı taraftan tazmini gereken zararlarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere 6098 sayılı TBK’nda akitten doğan borçlar başlıklı bölümde sözleşmenin tamamlanması şekli ve 14. ve devamı maddelerinde de imzalanması ile ilgili belirlemeler mevcut olup, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun da başlangıç kısmında sözleşmenin kurulmasına ilişkin hükümler mevcut olduğu gibi, sözleşmenin şekli, yazılı olması, 15. ve devam eden maddelerde de imza ile ilgili hükümler mevcut olup, imzanın sözleşme taraflarının el yazısı ile olması veya tarafın konumuna göre kanunda belirtilen surette imza niteliği taşıyan hallerde yapılmış olması gerektiği, gelişen teknolojik durum sebebiyle Türk Borçlar Kanununda ise ayrıca güvenli elektronik imzanın da geçerli olduğu belirlenmiştir.
Somut olay bakımından dosyaya sunulan Ön Konsorsiyum Sözleşmesi başlıklı 10 sayfadan ibaret belge incelendiğinde, sözleşme hazırlığı niteliğinde olduğu, zira sözleşme tarihinin net belirtilmediği, 1998 yılında hazırlandığının içerikten anlaşıldığı, tarafların … Tesisleri tic.A.Ş ile … İnşaat A.Ş ve … San.ve Tic.A.Ş olduğu, konusunun … … liderliğinde Kıbrıs Su Alma Projesini geliştirip uygulamayı, mühendislik sağlamayı ve … … ile Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki su borusunun inşaasını üstlenilmesine ilişkin olduğu, konsorsiyum liderliği proje yönetimine ilişkin belirlemeler yapıldığı gibi, projenin konsorsiyuma verildiği takdirde sözleşmenin imzalanmasından önce taraflarca son bir konsorsiyum anlaşması yapılmasının taahhüt edildiği ve bu çerçevede belirlemeler yapıldığı görülmüş, bu sözleşmenin taraflarca imzalanmadığı gibi, danışmanlık sözleşmesi başlıklı yine aynı taraflarca düzenlenen …’un danışman olarak kabul edildiğine dair 11 sayfalık sözleşmenin de hazırlık safhasında olduğu, tarihinin yazılı olmadığı, imzalarının bulunmadığı, konuya ilişkin sunulan tüm dokümanlarda dosyamız davalılarını bağlayan imzalar bulunmadığı; dolayısıyla, taraflar arasında birbirlerini bağlayan, karşılıklı hak ve yükümlülüklerini düzenleyen bir adi ortaklık ilişkisinin kanıtlanamadığı kanaatine varılmakla adi ortaklık ilişkisine dayalı istemler yerinde görülmemiştir.
Davacı taraf adi ortaklık ilişkisi yanında fikri mülkiyet, telif ve patent hakları ile rekabet yasağının ihlali nedeniyle davalılardan tazminat isteminde bulunmuş ise de;
Bu yöndeki isteme dayanak yapılan …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 11/09/2012 tarih ve …E – 2012/210 K sayılı kesinleşmiş kararına göre; davacı tarafın dayandığı projenin, sahibinin özelliğini taşımadığından FSEK anlamında eser olarak nitelendirilemeyeceği, uyuşmazlık konusu projelerin aynı düşünceden hareket etmekle birlikte farklı unsurlar içermeleri nedeniyle patent hakkına tecavüzün sözkonusu olmadığı, herhangi bir haksız yararlanma ve iltibasın bulunmaması nedeniyle TTK kapsamında bir haksız rekabetin de bulunmadığı hususları göz önüne alındığında, davacı tarafın bu yöndeki istemleri de yerinde görülmemiş, açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 5.670,00 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 5.589,30 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maddi tazminat yönünden hesap ve takdir olunan 15.350,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalılara verilmesine,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince manevi tazminat yönünden hesap ve takdir olunan 5.100,00’er TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp belirtildiği şekilde davalılara verilmesine,
5-Davalı … … tarafından yapılan 43,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınıp bu davalıya verilmesine,
6-Davalı … tarafından yapılan 37,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınıp bu davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı , gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 27/01/2022

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı