Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/625 E. 2021/652 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/625 Esas
KARAR NO:2021/652

DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/11/2020
KARAR TARİHİ:15/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin cari hesaptan kaynaklanan alacağının tahsiline yönelik olarak davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin borca itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı yanın itirazlarının haksız, mesnetsiz ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, dava ve takip konusu konu alacağın likit nitelikte olduğunu ve davalı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, her iki tarafın ticari defter ve kayıtları incelendiğinde müvekkilinin alacağının haklılığının ortaya çıkacağını belirterek, davalının itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalı şirket aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri ile tensip zaptı davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; fatura ve cari hesaba dayalı alacağın tahsiline yönelik olarak davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla girişilen ilamsız icra takibine davalının vaki itirazlarının İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, arabuluculuk başvuru formu ve 26/10/2020 tarihli arabuluculuk son tutanağı, tarafların ticari defter ve kayıtları, davalı borçluya ait BA-BS formları, davalıya ait MERSİS görüntüsü, takibe konu cari hesap ekstresi, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı, yemin ve sair her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf herhangi bir delil bildirmemiştir.
Mahkememizce davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası celp edilerek incelenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından 11/08/2020 tarihinde davalı şirket aleyhine 26.903,75-TL. cari hesap alacağı, 385,13-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.288,88-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek-7 nolu ödeme emrinin davalı şirkete tebliği üzerine davalı şirket yetkilisi tarafından 19/08/2021 tarihli dilekçe ile borca itiraz edildiği, davalı yanın itirazı üzerine takibin durduğu, sonrasında davacı şirket vekili tarafından 19/11/2020 tarihinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce davalı şirketin bağlı bulunduğu … Vergi Dairesi Müdürlüğü ile davacı şirketin kayıtlı bulunduğu … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne ayrı ayrı müzekkereler yazılarak; taraflar arasındaki ilişki dönemine ilişkin BA ve BS formlarının gönderilmesi istenilmiştir. Her iki müzekkereye de ilgili vergi daireleri tarafından cevap verilmiş, böylelikle tarafların ilişki dönemine ait BA ve BS formları da dosyaya kazandırılmıştır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK.) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, davalı borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, icra takip dosyası getirilerek incelenmiş, tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden taraflar arasında dava konusu ticari ilişki dönemine ait BA ve BS formları celbedilerek dosyaya kazandırılmış, takibe ve davaya dayanak faturalar ile cari hesap ekstresinin dosya arasında olduğu görülmüştür.
Uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, mahkememizce 02/05/2021 tarihli duruşmada verilen 1 nolu ara kararla dosyanın SMMM bilirkişisine tevdi edilerek; davacı taraf iddiası, davalı taraf savunması, icra dosyası ve tarafların dilekçeleri ile ekindeki belgeler incelenmek suretiyle rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce 02/05/2021 tarihli ara kararla; 04/06/2021 günü, saat:14.00 inceleme günü ve saati olarak belirlenmiştir. İlgili ara kararda; taraflara inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmeleri, eğer inceleme günü ve saatinde hazır edemeyeceklerse en geç inceleme gün ve saatine kadar ticari defter ve kayıtlarının bulundukları yerleri bildirmeleri için inceleme gününe kadar kesin süre verilmesine karar verilmiş, aksi takdirde defter ibrazından kaçınmış sayılacakları hususu açıkça ihtar edilmiştir. Ancak davalı şirket, kendisine usulüne uygun ihtaratlı tebligat yapılmasına karşın ticari defter ve belgelerini incelenmek üzere sunmadığı gibi, yerinde inceleme de talep etmemiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2017 tarihli, 2016/2630 Esas ve 2017/258 Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere; mahkemece tacir olan taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmesi halinde davacı taraf ticari defterlerini öngörülen sürede ibraz etmesine karşın davalı taraf ticari defterlerini mahkemeye sunmaz ise artık davacı tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterleri onun (davacının) lehine delil niteliğini haizdir. Davacının icra takibine konu ettiği tutarlar eğer davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde yer almakta ise (kayıtlı ise) bu durumda davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması nedeniyle ispat yükü kendisinde olan tarafın (davacının) ticari defterleri davacı lehine delil olacaktır.
SMMM bilirkişi … tarafından düzenlenen 18/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı şirkete ait (BA) mal ve hizmet alımına ilişkin dosyaya sunulu bildirim formundan anlaşılacağı üzere davalı taraf ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, söz konusu faturalara ve muhteviyatı olan emtiaya süresi içerisinde davalı tarafından itiraz edildiğini gösteren bir belge, mübrez dava dosyasında görülmemiş olduğundan fatura içeriklerinin davalı yana verildiği kanaatine varıldığı, incelenen davacı şirkete ait 2020 yılı ticari elektronik defterlerine ait beratların yasal sürelerinde alındığı, envanter defterinin açılış tasdikinin yasal süresinde yapıldığı, bu anlamda davacı şirketin ticari defterlerinin TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tasdik edildiği ve tutulduğu, davalı yanın 04.06.2021 günü saat 14:00’te mahkeme duruşma salonunda yapılan defter incelemesine katılmadığı gibi HMK 218. maddeye göre yerinde inceleme talebinde bulunmadığı, davacı şirketin bağlı olduğu … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından gönderilen BS formunun tetkikinde davalı şirkete 2020 yılında KDV hariç 22.900,00 TL tutarlı fatura düzenlediği, davalı şirketin Bağlı olduğu … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından gönderilen BA formunun tetkikinde davacı şirketten 2020 yılında KDV hariç 22.900,00 TL tutarlı faturalı mal alımı yaptığı, ilgili faturaları BA formundan anlaşılacağı üzere ticari defterlerinde kayıt altına aldığı, davacı yanın incelenen 2020 yılı ticari defterlerinde son işlem tarihi olan 03.07.2020 tarihi ve icra takip tarihi olan 11.08.2020 tarihi itibariyle davalı yandan 26.903,75 TL alacaklı olduğu, davacı yanın 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 11.08.2020 tarihinden itibaren asıl alacağa %9 yasal faiz talep edebileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından 24/06/2021 tarihli dilekçe ile rapora karşı yazılı beyanda bulunulmuştur. Bilirkişi raporu davalı şirkete 26/06/2021 tarihinde tebliğ edilmesine karşın, davalı tarafından rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Dosyada alınan bilirkişi raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun toplanan delillere, Vergi Dairesi’nden gelen BA-BS formlarına, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu görülmüş, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere; BA ve BS formları, ticarî defter kavramı içerisine girmektedir. Mahkememizce … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden celbedilen davalı şirkete BA formları incelenmiş, gelen BA formlarına göre davalının dava ve takip konusu faturaları kayıtlı olduğu vergi dairesine beyan ettiği, davacı tarafın ticari defterleri ile dayanağı yardımcı defterlerin birbirini teyit ettiği görülmüş, sonuç olarak mahkememizce davalı şirketin davacı şirketten fatura konusu malları eksiksiz olarak aldığı kanaatine varılmıştır.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
Tüm dosya kapsamının, davalı şirkete ait BA formlarının ve mahkememizce benimsenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; davacı şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkiye uygun olarak davalı adına faturalar düzenlediği, düzenlenen faturaların davacı şirketin resmi ve mevzuata uygun ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından dosyaya gönderilen davalı şirkete ait BA formlarında takip konusu faturaların davalı tarafça kayıtlı olduğu vergi dairesine beyan edildiği, böylece taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve dava konusu alacağın varlığı konusunda mahkememizde kanaat oluştuğu, davacı tarafın bilirkişi incelemesi için ticari defter, kayıt ve belgelerini ibraz ettiği, ancak davalı tarafın mahkememizce verilen kesin süreye ve yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, bu nedenle ispat yükü kendisinde olan davacı şirketin usulüne uygun şekilde tuttuğu ticari defterlerinin sahibi lehine delil olduğu, davacı tarafça sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi kurulu raporunda tespit edilen miktara göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibariyle 26.903,75-TL. alacağı bulunduğu, davacı şirketçe takip öncesinde davalı şirkete ihtarname keşide edilerek davalı temerrüde düşürülmediğinden, davacının takip öncesi için davalı borçludan işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı, buna göre davalı şirketin 26.903,75-TL. asıl alacak miktarına yönelik itirazının haksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptalinin gerektiği, her iki taraf da tacir olduklarından, ancak davacı alacaklı tarafça takip talebinde yıllık %13,75 oranında avans faizi talep ettiğinden, taleple bağlılık ilkesi gözetilerek asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 oranını geçmemek üzere avans faizi yürütülmesinin uygun olacağı, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan, takip konusu fatura alacakları da likit ve önceden belirlenebilir olduğundan, ayrıca davalının itirazları da haksız olduğundan, davacı lehine kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatını da kapsar şekilde davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin davacı isteminin ise reddine ilişkin olarak aşağı gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 26.903,75-TL. asıl alacağa yönelik itirazlarının iptali ile, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %13,75 oranını geçmemek üzere) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, davacının fazlaya ilişkin isteminin ise reddine,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 5.380,75-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.837,79-TL karar ve ilam harcından, 459,45-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 1.378,34-TL harcın davalıdan alınıp Maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan peşin harç ve icraya yatan harç toplamı olan 459,45-TL harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 142,00-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.204,20-TL yargılama giderinin, kabul ve red oranına göre 1.187,20-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştikten sonra davacı tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır