Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/619 E. 2022/863 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/619 Esas
KARAR NO:2022/863

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/11/2020
KARAR TARİHİ:18/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; yargılamaya konu … Bank 31.01.2019 tarih, … Çek numaralı 50.000 TL ( Çek garanti bedeli alınması sebebiyle 47.970 TL bedel için takip ve şikayet yapılmıştır) değerindeki çekin bedeli itfa olduğunu, müvekkili şirket tarafından çek bedeli tamamen ödendiğini, müvekkili şirketin davalı şirkete vermiş olduğu 3 adet çekin ödemesi mal iadesi yöntemi ile yapıldığını, malların iade ve teslim alınmasına dair sözleşme ekli dosyada sunulduğunu, bu sözleşmede alınan iade ürünlerin çek borcundan mahsup edileceği açık bir şekilde ve tüm çeklerin seri numarası, banka bilgileri, tarihi ve miktarı belirtilmiş olarak yazmakta olduğunu, toplam 114.500 TL olan çek borcuna karşılık tamamı resmi belgeli olarak 104.722,65 TL ödeme yapıldığını fakat haricen yapılan bu ödemelerin hiçbirisi icra dosyasına bildirilmediği gibi karşılıksız çek cezaları için de yapılan şikayetler geri çekilmediğini ve müvekkili şirket (ve yasal temsilcisi) zor durumda bırakıldığını, yapılan ödemenin mahkemece yargılaması yapılan ve diğer çeklerden önce vadesi gelmiş olan karşılıksız çeke mahsup edileceğinin açık olduğunu, kaldı ki yapılan ödeme her ne şekilde mahsup edilirse edilsin 31.01.2019 tarihli 50.000 TL miktarlı çekin bedelinin itfa edildiği şüpheye mahal vermeyecek şekilde açık olduğunu, mahkemece yapılacak bilirkişi hesaplamasında da yargılamaya konu söz konusu çekin bedelinin itfa edildiği ortaya çıkacağını, diğer taraftan hukuki uyuşmazlığın Türk Borçlar Kanunu, İcra İflas Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Çek Kanunu çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği göz önüne alındığında “Hesap Uzmanı” ya da “Mali Müşavir” olan bilirkişilerce değil, yukarıda saydıkları hususlar çerçevesinde alanında uzman “Hukukçu” bilirkişilerce incelenmesi gerektiğini, açıklanan tüm bu nedenler, sunmuş oldukları deliller ve resen nazara alınacak hususlar göz önünde bulundurularak, çek bedelinin ödenmesi sebebiyle davanın kabulüne ve müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine, davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle belirtmek gerekir ki, karşılıksız çıkan … 31.01.2019 tarih, … Çek numaralı 50.000 TL bedelli, … 28.02.2019 tarih, … Çek numaralı 24.500 TL bedelli ve … 11.05.2019 tarih, … Çek numaralı 40.000 TL bedelli çeklerin müvekkil şirketin cari hesap ekstresine işlenmesi ile davacı … Pazarının müvekkili şirkete olan borcu 14.05.2019 tarihi itibariyle 114.703,84-TL olduğunu, davacı ile davalı arasında 16/03/2017 tarihinde imzalanan Bayilik Sözleşmesinde yer alan ve taraflarca kabul edilmiş şartlar dahilinde davacı firma … grup şirketleriyle bayilik ticari ilişki yürüttüğünü, işbu Bayilik Sözleşmesi kapsamında davacı firma tarafından taahhüt edilen aylık ve yıllık bağlantı tutarları için eski bayi davacı firmaya sipariş tutarları üzerinden iskontolar uygulandığını, müvekkili şirket tarafından tekli ürünler 1.56 kar marjı üzerinden, kampanyalı ürünlerse 1.46 kar marjı üzerinden satılmaktayken davacı firma tarafından taahhüt edilen bağlantı tutarları nedeniyle tekli ürünler için 1.50, kampanyalı ürünler içinse 1.40 kar oranı üzerinden satış yapıldığını, 01/02/2018 başlangıç ve 31/01/2019 bitiş tarihli aylık 40.000 TL bedelli taahhüt edilen bağlantı işbu dava konusu 3 çekin karşılıksız çıkması ve ürünlerin müvekkili şirkete iade edilmesiyle bozulduğunu, TTK m. 21/2 kapsamında işbu fiyat farkı faturasının içeriğine alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmediğinden işbu fatura içeriği davacı firma tarafından kabul edilmiş sayılmakta olduğunu, işbu fatura bedelinin davacı firma carisine işlenmesi ile davacı … Pazarının müvekkili şirkete olan borcu 20.05.2019 tarihi itibariyle 126.090,03-TL olduğunu, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında 26.05.2019 tarihinde imzalanmış Bayi Ürün İade Sözleşmesi ve Teslim Tutanağı ile ürün iadesinde anlaşıldığından müvekkili şirket zilyetliğinde bulunan, … 11.05.2019 tarihli, … Çek numaralı 40.000 TL bedelli çek, herhangi bir icra takibine konu edilmediğini ve keşideci aleyhine 5941 sayılı Çek Kanununa göre karşılıksız çek keşide etmek suçu kapsamında şikayette bulunulmadığını, dava konusu 3 çekten sadece … çekinin sorumluluk bedeli tahsil edildiğini ve 18.06.2019 tarihinde 2.030,00-TL çek sorumluluk bedeli davacı firmanın carisine işlenerek davacı firmanın borcundan düşüldüğünü, tüm iade faturalı, EFT ödemeleri ve 1 çek sorumluluk bedeli davacı şirketin cari hesap ekstresine işlenerek davacının borcundan düşüldüğünde, davacının müvekkil şirkete 12.11.2019 tarihi itibariyle 23.396,76-TL borcunun kaldığını, ilgili kanun hükümleri ve Yargıtay kararları ışığında, davacı tarafın dava dilekçesinde sunulmuş tüm talepleri haksız ve hukuka aykırı olduğundan tüm bu taleplerin reddine karar verilmesini ve davacı tarafından işbu menfi tespit davası haksız ve kötü niyetli bir şekilde ikame ediliğinden davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına ve alacağın %10 u kadar para cezasına hükmedilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce davaya konu edilen …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası, … 19. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizin 01/06/2021 tarihli celse beş nolu ara karar gereğince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak konusunda uzman SMMM … … seçilmiş, adı geçen bilirkişice sunulan 18/01/2022 tarihli bilirkişi raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunun tetkikinde, davacı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmesi hususunda, şirket vekilinin yerinde inceleme talebinin olduğu, talep dilekçesinde şirket mali müşavirinin telefon bilgisini paylaştığı, davacı şirketin vergi kimlik numarasının … olarak sorgulanmak kaydi ile şirketin http:/…/… adresinde e-defter mükellefi olmadığı, bu sebeple şirket ticari defter ve belgelerinin mail ortamında talep edilip, incelenmesine imkan bulunmadığı, şirket merkez adresinin … Mahallesi Belediye İş Merkezi no:… … / … olarak görüldüğü, bu kapsamda davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde tarafımdan inceleme yapılamadığının, davalı şirketin 2019-2020 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı … … … Tesk. San. Ve Tic. AŞ. ‘nin delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre davacı … Pazarı Teks. Taşımacılık Turizm İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’nden 23.396,76 TL alacaklı olarak görüldüğü, davacı şirket ile davalı şirket arasında 16.03.2017 tarihinde Bayilik Sözleşmesi akdedildiği ve ilgili sözleşme üzerinde davacı ve davalı şirkete ait kaşe-imzanın görüldüğü, 22/05/2019 tarihinde ise taraflar arasında Bayi Ürün İade Sözleşmesi ve Teslim Tutanağı tanzim edilmiş, ilgili tutanağın “Sözleşme Konusu” başlıklı I.maddesinde “İşbu sözleşmenin konusu, …’nın … Pazar’a ait sözleşmede bahsi geçen adet ve sayıda bulunan … ve Karacahome markalı ürünlerin Bayi Sözleşmesinin 32. Maddesi ve işbu sözleşmenin 6. Maddesinde belirtilen ticari şartlar ve prosedür dahilinde teslimi ile ilgili olarak tarafların hak ve yükümlülüklerinin saptanmasıdır” şeklinde olduğu, 2. Maddesinin 2.4 bendine göre “……. home adına … 31.01.2019 tarih, … çek numaralı 50.000 TL bedelli, … 28.02.2019 tarih, … Çek numaralı 24.500 TL bedelli, … 11.05.2019 tarih, … çek numaralı 40.000,00 TL bedelli, …… çeklere ilişkin olarak belirlenecek bedel çek borcundan mahsup edilecektir.” şeklinde tanzim edildiği, taraflar arasında akdedilen Bayi Ürün İade Sözleşmesi ve Teslim Tutanağı kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirkete raporun mali incelemeler kısmında detayları verilen faturaların tanzim edildiği, ilgili faturaların açık fatura şeklinde düzenlendiği, faturaya konu ürünlerin davalı şirkete teslim edildiğine dair dosya kapsamında sevk irsaliyelerinin görülmediği ancak ilgili fatura bedellerinin davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve BA formunda davacı şirketten ilgili faturaları aldığına dair beyanda bulunduğu, davalı şirket tarafından icra takibine konu edilen … … Biga şubesine ait 31.01.2019 vadeli, … numaralı 50.000,00 TL tutarlı çek ve … … Bank … Biga şubesine ait 28.02.2019 vadeli, … numaralı, keşidecisi … Pazarı Tekstaş Ltd. Şti., lehtarı … home … Teks. San ve Tic. AŞ. Olan 24.500,00 TL tutarlı çeklerin davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı vekilinin cevap dilekçesi ekinde davacı şirkete tanzim ettiği fiyat farkı faturasının açılımı hususunda taraflar arasında akdedilen 16/03/2017 tarihli sözleşmenin Çalışma Koşulları başlıklı 4.Maddesinin 4.3 bendine göre tanzim edilen fiyat farkı faturasın ilişkin kar marjı oranlarının gösterildiği belgenin davalı şirket vekilinden talep edildiği, taraflarına sunulan Bayi Bağlantı Sözleşmesi Onay formu ibraz edildiği, ilgili form düzenleme tarihinin 16/05/2017 olduğu, form üzerinde kar marjı belirtildiği ancak davacı şirket adına imzalayan, davacı şirkete ait kaşe-imza’nın görülmediği, bu kapsamda incelemeye davalı şirket tarafınca yeterince belge sunulamadığından fiyat farkı ve fiyat farkı faturasına ilişkin bir tespit yapılamadığı, davacı vekilinin dava dilekçesinde beyan ettiği 114.500,00 TL borcuna karşılık 93.162,65 TL iade faturası, davalı şirkete yapılan 7.500,00 TL nakit ödeme ve bankaya yapılan masraf bedelleri olmak üzere 4.060,00 TL ve toplam olarak 104.722,65 TL ödeme yaptığını belirttiği, bu kapsamda davacı şirketin dava dilekçesine istinaden 9.777,35 TL borcunun kaldığının tespit edildiği, davalı şirketin ticari defter ve belgelerine göre davacı şirketten 23.396,76 TL alacaklı olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesine istinaden ve davalı şirketin ticari defterlerine istinaden taraflar arasındaki cari hesap farklılığının (23.396,76 TL- 9.777,35 TL) 13.619,41 TL olduğu, bu farklılığın davalı şirket tarafından davacı şirkete tanzim edilen fiyat farkı faturası :11.386,19 TL, davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmayan ancak davacı şirketin bankaya yaptığı masraf bedeli : 2.030,00 TL, Toplam :13.416,19 TL ve kalan 203,22 TL’lik farkın tarafların yıllar itibariyle iş hacminin yoğun olmasından tespiti yapılamadığı kanaatiyle rapor alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava davacı yanın …. İcra dairesinin … takip sayılı dosyası ile takibe konu edilen … Bankası’nın muhatabı olduğu 31.01.2019 vade tarihli 50.000 TL çekin bedelinin ödenmiş olması nedeni davalı yana borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.
Davalı tarafından davacı aleyhine …. İcra dairesinin … takip sayılı dosyası ile “31.01.2019 keşide tarihli 50.000 L bedelli … seri numaralı çek ” açıklaması ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başlandığı anlaşılmıştır.
Menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak alacaklı olduğunu iddia eden davalı üzerindedir. Ancak alacağın varlığı davacı tarafından kabul edilmekle birlikte , alacağın bir şekilde sona erdiği iddia ediliyorsa ispat yükü davacı borçlu üzerindedir ve davalı borçlu alacağın sona erdiğini ispat yükü altındadır.
Elde ki dava da davacı, dava dilekçesi ile alacağın varlığını kabul etmiş ancak ödeme nedeni ile sona erdiğini ileri sürmüştür.
Davacı ödeme iddiasını dava dilekçesine eklediği ” Bayi Ürün İade Sözleşmesi ve Teslim Tutanağına” dayandırmış ve tutanağın 2.3 maddesi gereği düzenlenen ürün iade faturası, davalı yana verilen çekler nedeni ile ödenen çek sorumluluk bedelleri ve davalı yan hesabına gönderilen 7.500 TL olmak üzere toplam 114.500 TL ödeme yapıldığını bu ödemelerin tutanağın 2.4 maddesinde belirlenen ve vade olarak diğer çeklerden önceki vadeli dava konusu çekten mahsup edilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davacının 93.162,65 TL ürün iade faturası düzenlediği, 7500,00 TL havale yolu ile ödeme yaptığı davalının kabulünde olup, davalı çek sorumluluk bedeli olarak 4.060,00 TL ödeme aldığını beyin etmiştir.
Sözleşmenin 2.4 maddesinde dava konusu yapılan 50.000 TL bedelli çek ile birlikte aynı vade tarihli 30.000 ve 80.000 TL bedelli iki adet çek daha bulunmaktadır. Anılan çekler dava dışı grup şirketler adına düzenlenmiş olsa da davacının dayandığı tutanak davacı tarafın dava dışı … … Tic. ve San. Aş ve grup şirketleri arasında yapılan ticari ilişkiye dair kümülatif bir düzenleme içerdiği dikkate alındığında birbirinden bağımsız olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Davacı yanda özel olarak dava konusu çeki ödediğini ispat edebilmiş değildir. Bu nedenle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı yargılama sırasında davacı yanın dayandığı tutanağın yetkili kişiler tarafından imzalanmadığını iddia etmiş ise de, cevap dilekçesi ile bu konuya dair bir savunması bulunmaması ve cevap dilekçesi ile açıkça bu tutanağın hükümlerine dayanmış olması nedeni ile bu beyanına itibar edilmemiştir.
Davalı yan cevap dilekçesi ile para cezası ve tazminat isteminde bulunmuştur. 2004 sayılı İİK’nun menfi tespit davasını düzenleyen 72. maddesinde davanın alacaklı lehine sonuçlanması halinde borçlu aleyhine para cezası hükmedilmesi gerektiğine dair bir düzenleme bulunmadığından para cezası isteminin reddine karar verilmiştir. Kanun’un 72/4 maddesinde davanın alacaklı lehine sonuçlanması halinde davacı aleyhine tazminata hükmedileceği düzenlenmiş ancak aynı maddede dava sırasında verilmiş bir ihtiyati tedbir kararının varlığını aramıştır. Mahkememizce verilmiş bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından davalının şartları oluşmayan tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı yanın tazminat ve para cezası istemlerinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının, peşin yatan 853,88 TL’ den düşümü ile kalan 773,18 TL ‘ nin karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır