Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2020/605 Esas
KARAR NO:2021/236
DAVA:Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ:18/10/2007
KARAR TARİHİ:25/03/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, 19.07.2007 tarihli ortaklar kurulunun 2 no’lu kararında bilanço ve gelir tablosunun onaylanmasına karar verildiğini, oysa bilançonun gerçek durumu yansıtmadığını, müdürün kişisel harcamalarını şirket kasasından yaptığını, 3 no’lu karar ile kâr dağıtılmayarak yedek akçeye aktarıldığını, 4 no’lu karar ile şirket müdürünün usulsüz işlemler yaptığı halde ibra edildiğini, 5 no’lu karar ile …’in 3 yıl süreyle müdürlüğe seçildiğini, 6 no’lu karar ile davacının 6762 sayılı TTK’nın 551. m. uyarınca şirket ortaklığından çıkarılması için mahkemeye müracaat edilmesine karar verildiğini, alınan kararların yasaya, ana sözleşmeye, afaki iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle 2, 3, 4, 5, 6 no’lu ortaklar kurulu kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bilançonun gerçeği yansıtttığını, alınan kararların yasaya, ana sözleşmeye, afaki iyiniyet kurallarına aykırı olmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 28/04/2015 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararla; davalı şirketin 19/07/2007 tarihli ortaklar kurulunda alınan 4 nolu şirket müdürü …’in ibrasına ilişkin kararın TTK. 381 maddesi gereğince iptaline, diğer taleplerin reddine karar verilmiş, verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 02/10/2018 tarih, 2016/12518 Esas, 2018/5905 Karar sayılı kararıyla; “1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, davalı şirketin 19.7.2007 tarihli ortaklar kurulunda alınan 2, 3, 4, 5 ve 6 no’lu kararların iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda yukarıda özetlendiği şekilde davanın kısmen kabulüne, 4 no’lu şirket müdürünün ibrasına ilişkin kararın iptaline, diğer taleplerin ise, reddine karar verilmiştir.
Ancak, dava konusu ortaklar kurulu toplantısında alınan 6 no’lu karar ile şirket ortağı olan davacının TTK’nın 551. maddesi uyarınca şirketten çıkarılmasına ve şirketten çıkarma merasiminin tamamlanması için mahkemeye müracaat edilmesine karar verilmiştir. Dairemiz bozma ilamında da belirtildiği üzere neticesi beklenilen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında, davalı şirketin 17.5.2004 tarihli ortaklar kurulu kararının iptalinin talep edildiği, şirketin 17.5.2004 tarihi öncesi iki ortaklı olduğu, anılan tarihteki ortaklar kurulu kararı ile sermayenin artırılmasına, ortakların rüçhan hakkının kaldırılmasına, sermaye artırımının 3. kişler olan …, … ve …’ya tahsisine ve işbu kişilerin şirkete yeni ortak olarak alınmasına karar verildiği, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında 29.12.2010 tarih, … K. sayılı karar ile 17.5.2004 tarihli ortaklar kurulu toplantısında alınan hissedarların rüçhan hakkının kaldırılarak sermayenin artırılmasına ilişkin kararın iptaline dair verilen kararın Dairemizin 17.9.2012 tarih, 2011/6310 E- 2012/13469 K. sayılı ilamı ile onandığı ve karar düzeltme istemi de 05.03.2013 tarih, 2013/1676 E-2013/4115 K. sayılı ilamı ile reddedilerek kesinleştiğinden davalı şirketin yeniden iki ortaklı hale geldiğinin anlaşılması karşısında, işbu dava konusu 19.7.2007 tarihli ortaklar kurulu tarihinde de şirketin iki ortaklı limited şirket haline gelip gelmediği hususu üzerinde durulup, iki ortaklı limited şirketlerde, TTK hükümleri doğrultusunda ortaklıktan çıkarma söz konusu olamayacağı ve ortaklardan birinin şirketten çıkarılması hali, o şirketin infisahı sonucunu doğuracağından ortaklar kurulunda bu yönde bir karar alınamayacağı da nazara alınarak değerlendirme yapmak gerekirken 6 no’lu kararın iptali isteminin yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. ” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuş, bu kez davalı vekilinin karar düzeltme isteminin de reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı … ile devir alan … arasında yapılmış 30/12/2020 tarihli Pay Devri Sözleşmesi gereği, davacı …’in davalı şirkette bulunan hisselerinin …’ye devredildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 25/03/2021 tarihli duruşmada, davalı şirket ile yapılan görüşmeler sonrasında sulh olduklarını, bu nedenle davadan feragat ettiklerini bildirmiş; davalı vekili ise aynı tarihli duruşmada, feragate diyeceklerinin bulunmadığını, ayrıca davacı taraftan yargılama gideri, masraf ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirmiştir.
Davadan feragat HMK’nun 307 ve 309. maddelerin hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
HMK’nın 307.maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde davadan feragate yetkili olduğu anlaşılmaktadır. Feragat bildirimi de HMK.nun 307. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; talep olmadığından davalı taraf yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın Feragat Nedeniyle Reddine,
2-Talep olmadığından davalı taraf yararına vekalet ücreti ve yargılama ücreti takdirine yer olmadığına, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereği feragat nedeniyle alınması gerekli 39,55 TL karar ve ilam harcıdan, peşin alınan 13,10 TL harcın düşümü sonucu bakiye 26,45 TL’nin davacıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı , gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 25/03/2021
Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı