Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/59 E. 2021/301 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/59 Esas
KARAR NO:2021/301

DAVA:Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/11/2019
KARAR TARİHİ:22/04/2021

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili …. Tüketici Mahkemesine verdiği daha sonra görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ortağı olduğu dava dışı …. A.Ş.’nin davalı bankadan kullandırılan kredilere ilişkin kefalet verdiğini, ayrıca kredilere yönelik 2.600.000 TL bedelli teminat bonosu düzenlenerek bankaya verildiğini, müvekkilinin dava dışı şirketteki payı devrederek şirketten ayrıldığını ve kefalet verdiği tüm kredilerin ödenerek kapatıldığını, müvekkilinin ortaklıktan ayrıldıktan sonra şirkete açılan yeni kredilerden dolayı müvekkilinin kefaletinin ve herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davalı bankanın dava dışı şirkete kullandırılan ve ödenmeyen kredi borçlarının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası üzerinden kambiyo yoluyla 744.978,18 TL miktar üzerinden başlatılan takipte müvekkilinin borçlu olmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine ve davalının kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından 24/11/2014 tanzim tarihli, 2.600.000 TL bedelli bono ile ilgili olarak …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, bononun teminat bonosu olmadığını, kredilerin geri ödenmesi amacıyla kredi ödeme vasıtası olarak bankaya ciro edildiğini, bono borcun ifası için düzenlendiğini; takibe dayanak bonoda davacının borçlu sıfatıyla isim ve imzasının bulunduğunu, davacının borçlu olmadığı yönündeki iddialarının yerinde olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava; İİK 72/3.maddesi gereği menfi tespit istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere, kural olarak İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davalarında borçlu olunmadığı ileri sürülmüş ise; alacağın varlığını ve miktarını kanıtlamak yükümlülüğü alacaklıdadır. Ancak, alacağın kambiyo senedine dayanması halinde bu genel kuralın istisnası olarak borçlu olunmadığının kanıt yükümlülüğü, iddiayı ileri süren borçlu taraftadır.
Davacı taraf, kefaletinin bulunduğu davalı banka tarafından ortağı olduğu dava dışı şirkete kullandırılan kredi borçlarının ödendiğini, şirketteki paylarının devri sonrası kullandırılan kredilerden dolayı sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek menfi tespit istemiş; davalı banka ise, dava dışı şirkete kullandırılan kredi borçlarına karşılık alınan bonoda davacının isim ve imzasının bulunduğunu, davacının bonodan dolayı borçlu olduğunu savunmuştur.
Taraflar arasındaki çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; takip ve dava konusu bononun kredi sözleşmesinin teminatı olarak verilip verilmediği, verilmiş ise talep edilen alacağın bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yanlar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden; dava ve takip konusu bononun, taraflar arasındaki kredi sözleşmelerinin teminatı amacıyla davalıya verilip verilmediği, verilmiş ise söz konusu kredi sözleşmesinden dolayı takipte talep edilen alacağın bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti için bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilerek, getirtilip-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bankacı bilirkişi …’a tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 09/02/2021 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; dava ve takibe konu 24/1/2014 tanzim tarihli, 03/04/2019 vade tarihli, 2.600.000 TL bedelli bononun, dava dışı şirket tarafından keşide edilerek davalı bankanın alacağına teminen verildiği, bononun üzerinde yazılan tutarın altında bir bedelle tahsil amacıyla takibe konulduğu gözetildiğinde bononun genel kredi sözleşmesi ile kullandırılan kredilerin teminatı olabileceği, bu kapsamda kullandırılan 3 adet genel krediden dolayı borçluların sözleşme kefili sıfatıyla borçlu olmasa dahi, bono kefili sıfatıyla borçlu bulunduklarının kanaatine varıldığı, davacının borçtan sorumlu olduğuna hükmedilmesi halinde davalı bankanın davacıdan 720.912,27 TL asıl alacak, 6.378,67 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 727.290,94 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan ve benimsenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; davalı banka tarafından, asıl borçlu dava dışı …. A.Ş.’ne kullandırılan ve ödenmeyen kredilerden dolayı benimsenen bilirkişi raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere takip tarihi itibariyle davalı bankanın, 720.912,27 TL asıl alacak, 6.378,67 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 727.290,94 TL alacaklı olduğu; borcun kaynağını oluşturan 04/05/2011 tarih ve … nolu Genel Kredi Sözleşmesine 2.000.000,00 TL limitle davacının aynı tarihli kefaletname ile kefil olduğu; takip dayanağı bononun ise yine aynı kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiğinin davacının kabulünde olduğu; dolayısıyla takip tarihi itibariyle ödenmediği anlaşılan ve bilirkişi raporuyla belirlenen toplam 727.290,94 TL’den davacının sorumlu olduğu ve bu miktara yönelik davacı taraf isteminin yerinde olmadığı, bu miktarı aşan miktar yönünden ise borçlu olmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kabul edilen miktar yönünden alacaklının kötü niyetinin kanıtlanamamış olması nedeniyle, davacı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-Davacı borçlunun ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasında takip tarihi itibarı ile 720.912,27 TL asıl alacak ve 6.378,67 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 727.290,94 TL’yi aşan miktar yönünden borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine,
3-Kabul edilen miktar yönünden koşulları oluşmadığından davacı tarafın tazminat isteminin reddine,
4-Alınması gerekli 1.208,23-TL karar ve ilam harcının 12.722,36-TL peşin harçtan mahsubu ile geriye kalan 11.514,13-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harçtan karar harcı olarak mahsup edilen 1.208,23 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 53.414,55 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 6,40 TL vekalet harcı, 1.000 TL bilirkişi ücreti ve 71,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 1.132,30 TL’nin kabul ve red oranına göre 26,88 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 22/04/2021

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı