Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/571 E. 2021/181 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/571 Esas
KARAR NO:2021/181

DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/01/2019
KARAR TARİHİ:10/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine 2 (iki) adet bonoya dayalı olarak …. İcra Dairesi’nin… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili tarafından ödeme emrinin tebliği üzerine itirazda bulunduğunu, ancak müvekkilinin itirazını icra mahkemesine yapması gerekirken icra dosyasına yapmış olması nedeniyle takibin kesinleştiğini, bunun üzerine davalı tarafça …’nin … ilçesinde bulunan müvekkiline ait taşınmaz hisseleri üzerine haciz konulduğunu, bu haciz neticesinde … Büyükşehir Belediyesi tarafından istimlak edilen gayrimenkullere ilişkin olarak tahakkuk eden istimlak bedellerine haciz konularak icra dosyasından tahsilat yapıldığını, takibe konu bonolardaki borçlu imzalarının müvekkiline ait olmadığını, borca dayanak başkaca herhangi bir belgenin de bulunmadığını, davalı tarafça müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip yapılmasının açıkça yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle icra dosyasında davalıya ödenen meblağın haksız bir kazanç teşkil ettiğini belirterek, müvekkilinden haksız olarak tahsil edilerek davalıya ödenen; asıl alacak, işlemiş faiz, icra vekalet ücreti, tahsil harcı ve icra masraflarının ödeme tarihinden itibaren tahakkuk ettirilecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkili davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davalı karşı tarafa yükletilmesine, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere haksız takipten dolayı tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davacı aleyhine …. İcra Dairesi’nin… Esas sayılı dosyasında 2 (iki) adet kambiyo senedine dayalı olarak icra takibi başlattıklarını, icra takibinin kesinleşmesi üzerine davalı adına tahakkuk eden kamulaştırma bedeli üzerine konulan haciz neticesinde dosya borcunun tahsil edildiğini, davacı karşı tarafça takibe dayanak yapılan bonolardaki imzaların kendisine ait olmadığı iddiasıyla huzurdaki istirdat davasının ikame edildiğini, taraflar arasındaki temel ilişkinin 2 (iki) adet bonoya dayalı olduğunu, kambiyo senetlerine ilişkin davalar mutlak ticari davalardan olduğundan 6102 sayılı TTK.’nun 4. maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesi’nin değil, Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğunu, davacı tarafından icra takip dosyası kapsamında yapılan ödemelerin istirdadı amacıyla huzurdaki davanın 29/01/2019 tarihinde ikame edildiğini, 2004 sayılı İİK.’nun 72. maddesinin 7. fıkrasında yer alan yasal düzenleme gereğince istirdat davasının icra tehdidi altında ödemenin yapılmasından itibaren 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame edilmesi gerektiğini, müvekkili tarafından başlatılan icra takip dosyasında borcun 20/06/2017 tarihinde ödenerek dosyanın infazen kapatıldığını, dolayısıyla borcun tamamen ödendiği tarihin 20/06/2017 tarihi olduğunu, sonuç olarak huzurdaki davanın ikamesi için yasada belirlenen hak düşürücü sürenin 20/06/2018 tarihinde dolduğunu, mevcut daanın da 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığının sabit olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davalı tarafça …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasında takibe konu edilen bonolardaki imzaların davacıya ait olmadığı iddiası ile icra takip dosyasında davacıdan tahsil edilen 36.615,58-TL.’nin davalıdan geri alınmasına yönelik olarak İİK.’nun 72. maddesi kapsamında açılmış istirdat davasıdır.
Dosyanın …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği 16/06/2020 tarih, … Esas ve …Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize gönderildiği ve yukarıdaki esas numarasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takip dosyası, bilirkişi incelemesi, yemin ve diğer tüm yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takip dosyası, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi ve sair tüm delillere dayanmıştır.
Davacı vekili 10/03/2021 tarihli duruşmadaki beyanında özetle; davalı tarafça müvekkili …’dan 20/06/2017 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasında toplam 51.970,45-TL. tahsilat yapıldığını, davalı tarafın ise bu parayı icra dosyasından 22/06/2017 tarihinde çektiğini, böylece …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takip dosyasının infaz olduğunu bildirmiştir.
Davalı vekili ise 10/03/2021 tarihli duruşmadaki beyanında özetle; cevap dilekçelerini aynen tekrar ettiklerini, İİK.’nun 72/7 maddesi uyarınca istirdat davasının ödeme tarihinden itibaren 1 (bir) sene içerisinde açılması gerektiğini, huzurdaki davanın ise 29/01/2019 tarihinde ve hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin bu beyanı üzerine davacı vekili söz alarak; mevcut davanın sahte imzaya dayalı istirdat davası olduğunu, davacı tarafın hak düşürücü süre itirazının yerinde olmadığını, bu nedenle burada İİK.’nun 72/7. maddesindeki hak düşürücü sürenin işlemeyeceğini beyan etmiştir.
İİK.’nun 72/7. maddesine göre; “Takibe itiraz etmemesi veya itirazın kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren 1 (bir) sene içinde umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak, paranın geri alınmasını isteyebilir.”
Buna göre; istirdat davasında hak düşürücü süre kanunda açıkça belirtilmiş olup, borçlu olmadığı parayı tamamen ödemek zorunda kalan şahıs, ödeme tarihinden itibaren 1 (bir) yıl içerisinde istirdat davasını açmak için mahkemeye başvurmalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11/04/2007 tarihli, 2007/3-164 E. ve 2007/204 K. sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; istirdat davası, İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenmiş olmasına rağmen, uyuşmazlığı maddi hukuk bakımından sona erdirme amacına yönelik bir davadır. İstirdat davası, normal bir eda davası olup, bununla icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödendiği iddia edilen paranın geri verilmesi istenir.
İstirdat davasının, borçlu olunmayan bir paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekir. Dolayısıyla, borçlunun bu parayı doğrudan doğruya alacaklıya veya icra dairesine ödediği veya borçlunun haczedilen mallarının satılarak bedelinin icra dairesine ödendiği tarihte 1 (bir) yıllık istirdat davası açma süresi başlar. Kanunda öngörülen 1 (bir) yıllık süre hak düşürücü süre olduğundan, taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece re’sen göz önüne alınır. Eş söyleyişle mahkemenin yargılamanın her aşamasında hak düşürücü süreyi kendiliğinden dikkate alması ve İİK.’nun 72/7. maddesinde öngörülen 1 (bir) yıllık dava açma süresini geçiren borçlunun açtığı istirdat davasını reddetmesi gerekir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/12/2020 tarih, 2020/4849 E. ve 2020/5967 K. sayılı kararında; İİK.’nun 72. maddesinde gösterilen 1 (bir) yıllık hak düşürücü sürenin, icra dosyasının infazen ortadan kaldırıldığı tarihten itibaren başlayacağı belirtilmiştir.
Somut olayda; …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasında, davacı borçludan 20/06/2017 tarihinde 51.970,45-TL. tutarında tahsilat yapıldığı, böylece dosya borcunun davacı tarafından tamamen ödendiği, davalı alacaklı tarafından ise yatan bu paranın icra dosyasından 22/06/2017 tarihinde çekildiği, bunun üzerine İcra Müdürlüğü tarafından icra takip dosyasının aynı tarihte (22/06/2017 tarihinde) infazen kapatıldığı, huzurdaki istirdat davasının ise 29/01/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, davacı tarafça İİK.’nun 72/7. maddesinde öngörülen 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre geçirildiğinden, mahkememizce aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine,
2-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcının 625,31-TL peşin harçtan mahsubu ile geriye kalan 566,01-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.492,34-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan 100,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır