Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/562 E. 2022/566 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/562 Esas
KARAR NO : 2022/566

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:29/12/2010

BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : …

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:19/09/2011
KARAR TARİHİ:09/06/2022

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı asıl ve birleşen davaların mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki dikey anlaşmanın tesis edildiği tarihte öngörülen süreden daha erken bir tarihte sonlanması nedeniyle davalı şirkete yapılan ödeme kalemlerinden geçersiz kalan bakiye süreye intifa süresine kıstelyevm usulü yapılan hesaplama neticesi müvekkilinin alacaklı olduğunu belirterek 101.024,06 TL’ nin KDV’ si ile birlikte iktisap tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve tüm semerelerin karşılığı olarak 323.330,30 TL KDV’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş;
Birleşen davada ise; davacı vekili, sabit yatırım bedelinin geçersiz ve kullanılamayacak sözleşme süresine karşılık gelen kısmının güncellenmiş değeri olan 112.671,52 TL’ nin 18.09.2010 tarihinden itibaren avans faizi ve faizin KDV’ si ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … …. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. , …, … vekili, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Kapatılan …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin16/11/2011 tarih ve 2011/232 E, 2011/68 K sayılı kararıyla asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 29/09/2014 tarih ve 2014/6526 E, 2014/14236 K sayılı kararıyla; “Asıl ve birleşen davanın davalılarından … 18.08.2008 tarihinde ölmüş olduğu dosya içeriği ile sabittir. Asıl davanın dava tarihi 29.12.2010, birleşen davanın tarihi ise 19.09.2011′ dir. Bu tarihlerde göstermektedir ki anılan davalı dava tarihlerinden önce ölmüştür. Dava tarihi itibariyle HUMK yürürlüktedir. Ölü kişi hakkında dava açılamayacağı düşünülmeden asıl ve birleşen dava hakkında yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, yine dosya içeriğinden anlaşıldığı gibi taraflar arasındaki bayilik ilişkisi davalı tarafça 18.09.2010 tarihinde feshedilmiş fesih ve asıl dava tarihinde davacı yan lehine tesis edilmiş olan intifanın fekedilmemiş olduğu açıktır. Kaldı ki, asıl davada, fesihten sonra kalan süreye tekabül eden intifa bedeli, birleşen davada ise kalıcı yatırım bedelleri talep edilmiştir.
Bu durumda; mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar gözetilerek asıl ve birleşen davada davalı …’ nun ölü olduğu, asıl davanın intifanın terkin edilmesinden önce açıldığı gözetilip, birleşen davada ise yine …’ nun ölü olduğu gözden kaçırılmaksızın, davacı lehine taşınmazda tesis edilmiş olan intifa hakkının intifa sözleşmesinde belirlenen süreden önce ve yine dava tarihinden önce fekedilmiş olduğu dosya içeriği ile sabit olup, mahkemece davacının talebi gözetilerek davacının bedelini ödeyerek yaptırılmış bulunan sabit yatırımların taşınmaz değerine bir artırım fayda sağlayıp sağlamadığı, bu sabit yatırımlar kullanılmak suretiyle davalının ticari faaliyetini sürdürüp sürdürmediği, sabit yatırımların ticari faaliyetine katkısı hususları üzerinde de yeterince durulup, bu yönlerde araştırma ve gerekirse yerinde keşif yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” neden ve gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuş; ticaret mahkemelerinin birleştirilmesine yönelik HSK kararı sonrası anılan mahkemenin kapatılması nedeniyle dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, yargılamaya devam olunmuştur.
Asıl ve birleşen davada davalı …’ya yönelik açılan dava yönünden yapılan inceleme sonrasında;
Hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamında vurgulandığı üzere, davalı …’nun 18.08.2008 tarihinde vefat ettiği dosya kapsamı ile sabit olup; asıl davanın dava tarihi 29.12.2010, birleşen davanın tarihi ise 19.09.2011 olduğu, anılan davalının asıl ve birleşen dava tarihlerinden önce vefat ettiği görülmüştür. Asıl ve birleşen dava tarihleri itibariyle yürürlükte bulunan HUMK gereğince, ölü kişi hakkında dava açılamayacağından anılan davalıya yönelik açılan asıl ve birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl davada diğer davalılar yönünden yapılan yargılama sonrasında;
Asıl davada davacı taraf, fesihten sonra kalan süreye tekabül eden intifa bedelini talep etmiş ise de; hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamında vurgulandığı üzere, asıl dava tarihinin 29/12/2010 olduğu, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin davalı tarafça 18.09.2010 tarihinde feshedildiği, fesih ve asıl dava tarihinde davacı yan lehine tesis edilmiş olan intifanın fekedilmemiş olduğu dolayısıyla, fekedilmemiş intifa bedelinin tahsilinin talep edilemeyeceği anlaşıldığından asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen davada diğer davalılar yönünden yapılan yargılama sonrasında;
Hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamında işaret edildiği üzere, davacının bedelini ödeyerek yaptırılmış bulunan sabit yatırımların taşınmaz değerine bir artırım fayda sağlayıp sağlamadığı, bu sabit yatırımlar kullanılmak suretiyle davalının ticari faaliyetini sürdürüp sürdürmediği, sabit yatırımların ticari faaliyetine katkısı bulunup bulunmadığının tespiti için dava konusu taşınmaz üzerinde keşif yapılarak rapor alınmak üzere … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış; bu yönden düzenlenen 02/09/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunun ve 22/01/2021 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Talimat ile alınan bilirkişi kurulu raporlarında özetle; asıl ve birleşen davada davacının sabit yatırımlarının neler olduğu belirtilmediği, yapılan keşifte de bunların tespitinin yapılamadığı, davacı tarafın sabit yatırımlara dair projenin mevcut olmadığı, tespitin yapılabilmesi için sözleşme kapsamında yapılan sabit yatırımları ispatlayan mimari ve mekanik tesisat projelerin sunulması gerektiği; dosyaya sunulan ve davalıya teslim edildiği belirtilen cihazların faturalarının olmadığı, cihazların ayrıntıları olmadığından değer tespitinin yapılamadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Birleşen davada tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi kurulu raporu ve ek raporu ile taraflarca sunulan ve toplanan tüm delillere göre; davacı taraf her ne kadar kalıcı yatırım bedellerini talep etmiş ise de, bilirkişi kurulu rapor ve ek raporunda açıklandığı üzere, davacı tarafça talebe konu yatırımlara ilişkin bilgi ve belge sunulmadığı, yatırımların özelliklerinin belirtilemediği gibi dosya kapsamından da belirlenemediği, yaptırılan keşif ile yatırımların tespit edilemediği, mevcut delillere göre eldeki davada bu yöndeki iddiaların ispatlanamadığı anlaşıldığından birleşen davanın da bu davalılar yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 6.301,70 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 6.221,00 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Asıl davada davalılar …, … ve … Turizm … Ltd. Şti. kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 38.154,81 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalılara verilmesine,
4-Birleşen dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 1.654,80 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 1.574,1‬0 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Birleşen davada davalılar …, … ve … Turizm … Ltd. Şti. kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 14.653,79 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı ve birleşen davacı vekili ile davalılar …, … ve … Turizm … Ltd. Şti. vekili Av. …’nın vekillerinin yüzlerine karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 09/06/2022

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı