Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/534 E. 2022/1120 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/853 Esas
KARAR NO:2022/1053

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ:29/12/2021
KARAR TARİHİ:29/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; … San. Tic. A.Ş. adına düzenlenmiş olan 16.09.2020-16.09.2021 tarihli ve … numaralı Makine Kırılması Poliçesi kapsamında 18.09.2020 tarihinde meydana gelen hasar sebebi ile … San. Tic. A.Ş. adına 07.01.2021 tarihinde 431.204,76-TL tutarında maddi tazminat ödendiğini, müvekkili şirket şirket tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda makinede meydana gelen hasarın davalı tarafın kendisinden beklenilen sorumluluğu yerine getirmemesinden doğan kullanım hatasından kaynaklı olduğunun anlaşıldığını, bahse konu makinede meydana gelen hasar “hatalı yağlama” kaynaklı olup makinenin hatalı yağlanmasına ise davalı taraf sebebiyet verdiğini, sigortalının, makinenin Türkiye distribütörü’nün yanlış, yurt dışındaki üreticinin ise eksik yönlendirmesi nedeniyle hatalı yağ kullandığının anlaşıldığını, bu sebepten müvekkili bahse konu icra dosyası ile davalıya rücu ettiğini, satıcı, satış sözleşmesine konu olan malın nicelik ve nitelik açısından kullanılabilir olduğunu taahhüt edeceğini, bunun aksine bir ifa, satıcının ayıptan doğan sorumluluğunu teşkil eder. TBK’ nun 219. Maddesinden de anlaşılacağı üzere satıcı, maddenin birinci fıkrasında belirtilen ayıpları bilip bilmemesi fark etmeksizin bu ayıplardan sorumlu olduklarını, satıcı ile birlikte satışa sunan konumunda olan davalı şirketinde konu zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, bu hususa ilişkin olarak karşı tarafa 09.06.2021 tarihinde … 14.Noterliğinden … yevmiye numaralı ihtarname çekildiğini, bahse konu ihtarname dilekçeleri ekinde mevcut olup hasar ve rücu hakkında detaylı açıklamalar içermekte olduğunu, taraflarınca çekilen ihtarın sonuçsuz kalması nedeniyle davalı tarafa karşı dava konusu olan icra takibi başlatılmış olup karşı taraf hakkaniyetsiz ve art niyetli bir şekilde takibe itiraz ettiğini, haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmekte olduğunu, 01.10.2021 tarihinde taraflarınca dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğunu, arabuluculuk sürecinde karşı taraf ile anlaşmaya varılamamış 25.10.2021 tarihinde anlaşamama şeklinde son arabuluculuk tutanağı düzenlendiğini, açıklanan tüm bu nedenlerle davalarının kabulü ile karşı tarafın yapmış olduğu hakkaniyetsiz ve art niyetli itirazın iptaline ve icra takibinin devamına karar verilmesini, asıl alacağın %20′ sinden az olmamak üzere, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, vekalet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; mahkemenizce açılmış olan davada davacı tarafça ileri sürülen iddia ve olaylar haksız, yersiz ve gerçek dışı olup hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, ayrıca zaman aşımı ve husumet itirazlarının bulunduğunu, müvekkili şirket, davacının yurt dışından ithal ettiği makinenin distribütörü olmadığını, bu iddia tamamen gerçek dışı olduğunu, üretici firmayla müvekkili şirket arasında akdedilmiş bir çerçeve sözleşme bulunmamakta olduğunu, üretici firmanın ürünlerinin satışında belirli bir bölgede tekel hakkına sahip olarak tek satıcısı olmadığını, bu nedenle husumet itirazlarımız doğrultusunda davanın reddi gerektiğini, ayrıca iddiaya konu makinenin, 14.03.2013 tarihinde … A.Ş. şirketince ithal edildiğini öğrendiklerini, bu haliyle 2021 yılında, anılan makineye ilişkin bir takım iddialarla sekiz yıl sonrasında taleplerde bulunmak hukuken mümkün olmadığını ve zaman aşımı itirazında bulunduklarını, dava dilekçesindeki davacı tarafın iddiaları haksız yersiz ve gerçek dışı olup hukuka aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, anılan makineye ilişkin olarak, 06.12.2017 tarihinde, … Sigorta A.Ş. tarafından, makine kırılmasına bağlı olarak, ödenen tazminata ilişkin rücu talebi müvekkili şirkete bildirildiğini, müvekkili şirketçe bu rücu talebine ilişkin olarak, 11.12.2017 tarihinde cevap verildiğini ve iddiaya konu makinenin, yurt dışından satın alınarak ithal edilmiş bir makine olduğu, bu ithalat ve makinenin yasal sorumluluğunun taraflarına ait olmadığının bildirildiğini, açıklanan tüm bu nedenlerle davacının iddiaları haksız yersiz ve gerçek dışı olup hukuka aykırı olduğundan, husumet itirazlarının ve zamanaşımı itirazları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini, esasa ilişkin açıklamaları doğrultusunda da davanın esasına ilişkin yukarıda açıklanan nedenlerle davanın esastan reddine karar verilmesini, davacının haksız takip nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Davacı tarafından davalı aleyhine …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyası ile “07.01.2021 tarihinde muaccel rücuya dayalı anapara 431.204,76 TL ” açıklaması ile 431.204,76 TL asıl alacak ve 49.866,17 işlemiş faiz olmak üzere toplam 481.070,93 TL alacak için ilamsız icra takibine başlandığı, ödeme emrinin 23/09/2021 tarihinde davalı yana tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından sunulan 24/09/2021 tarihli dilekçe ile takibe yasal sürede itiraz edildiği, takibin durduğu, itirazın davacı alacaklıya tebliğ edilmeksizin 29/12/2021 tarihinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından sigortalısı … İnşaat Hafriyat… AŞ’ye nezdinde 16/09/2020-16/09/2021 tarihleri arasında makine kırılması poliçesi ile sigortalı olan … Çekiç makinesinin çekiç ünitesinin arızalanması nedeni ile ödenen bedelin rücuen tahsili talep edilmektedir.
Davacıdan gelen 10/01/2022 tarihli müzekkere ekinde sunulan ve dava dışı sigortalı şirket yetkilisinin imza ve kaşesini içeren ” Tazminat Makbuzu ve Temlikname” başlıklı belge ile sigorta poliçesi kapsamında dava dışı sigortalıya 365.427,76 TL ödeme yapıldığı, sigortalı tarafından %18 KDV’si ile davacı yana 431.204,76 TL meblağlı fatura düzenlendiği anlaşılmaktadır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun “Halefiyet” başlıklı 1472. maddesinde ” (1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm gereği davacı yan sigortalısına yapmış olduğu ödeme nedeni ile sigortalısı yerine dava hakkına sahiptir.
Dava dışı … A.Ş’den gelen 28/04/2022 tarihli müzekkere cevabı ile dava konusu makinenin, adı geçen şirket tarafından ithal edilip dava dışı sigortalıya finansal kiralama sözleşmesi ile teslim edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce uzman bilirkişi kurulundan alınan ve 12/09/2022 tarihinde dosyaya ibraz edilen rapor ile arızanın makinenin uzun süre kullanılmasından kaynaklanmış olabileceği ve zarar ile davalı şirket arasında herhangi bir illiyet bağının kurulamadığı rapor edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesi de “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmünü içermektedir.
Davacı, yurt dışından ithal edilen makinede oluşan zarardan davalının sorumlu olduğunu ispat yükü altındadır. Davacı tarafından davalının sorumluluğunu gösterir herhangi bir delil ibraz edilmiş değildir. Davacı tarafından davalının zarardan sorumlu olduğu ispat edilememesi nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez. Somut olayda, davacı yanın icra takibinde kötü niyetli olduğu dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu sebeple davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının, peşin yatan 5.810,14 TL’ den düşümü ile kalan 5.729,44 TL’ nin karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 19,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 70.349,93-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
8-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye ödenmesine
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır