Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/517 E. 2021/920 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/517 Esas
KARAR NO:2021/920

DAVA:Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ:22/10/2019
KARAR TARİHİ :23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı … … tarafından müvekkili aleyhinde … 2. İcra Ceza Mahkemesinde … E. Sayılı dosyası ile 70.000,00 TL bedellli ‘karşılıksız çek düzenleme ve çek şikayeti’ konulu dava açıldığı fakat davalının çek alacağı ile ilgili icra takibine dahi başvurmadan çek şikayetine başvurduğunun kötü niyetli olduğunu beyan ettiğini, devamla müvekkilinin davalıya yukarıda belirtilen dosya numaralı çek ile ilgili ya da her hangi bir borcu olmadığını, söz konusu çekin müvekkilinin bir gayrimenkul alım satımında satın alacağı dükkan sahibi …’un anlaşma sağlanabilmesi için davalı …’e de keşide edilmesini istediklerinden satın alma amacıyla keşide ettiğini, alışveriş gerçekleşmiş ve söz konusu çekler ödenene kadar güvence olarak müvekkilinin satın aldığı dükkana ipotek tesis edildiğini ve tapu müvekkili adına tescil edildiğini, müvekkilinin işleri düzgün gitmediğinden söz konusu dükkan iade edildiğini beyanla müvekkilinin çeklerin bir kısmını iade aldığı ve hala taraflarda çeklerinin kaldığı durumunun söz konusu olduğunu, davalı ile müvekkili arasında gerçekleşen her hangi bir alışveriş mevcut olmamakla yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle davanın kabulüyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; huzurdaki dava yönünden arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğini, bu nedenle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkili ilgili çeki meşru hamili sıfatıyla 30/04/2019 tarihinde muhattap bankaya ibraz etmişse de keşideci şüphelinin çek hesabında çekin karşılığı bir meblağ bulunmadığından çek bedeli tahsil edilemediğini ve çeke muhattap banka tarafından karşılıksızdır şerhinin vurulduğunu, bunun üzerine davacı hakkında … 1. İcra Ceza Mahkemesinde suç duyurusunda yapıldığını ve bu şikayetleri üzerine … Es. Sayılı davasının açıldığını, bu dava halen derdest şekilde devam ettiğini, müvekkilinin davaya konu çekle ilgili alacağı hali hazırda devam etmekte olduğunu, kaldı ki davacı tarafça davacının çekteki imzasına yönelik bir itirazı da bulunmadığından, çekteki imzasını da ikrar ettiğini, davacı taraf ispat külfetini de yerine getirmediğini, bu nedenle davacı tarafça açılan dava ve sürülen iddialar haksız ve hukuktan yoksun olup davanın reddi gerektiğini, açıklanan tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacının dava konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak kaydıyla tazminata çarptırılmasını, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İİK.’nun 72/2. maddesine dayalı olarak icra takibinden önce açılmış menfi tespit davasıdır.
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesi ile; davacının dava dışı …’dan almak istediği … İli … İlçesi, … Mahallesinde bulunan dükkan nedeni ile, dava dışı … ve babasının ortağı olduğunu iddia ettiği davalı …’e dava konusu 70.000 TL bedelli çeki keşide ettiği ancak davacı tarafın işlerinin bozulması nedeni çeklerin iadesi ile, satıma konu taşınmazın iadesi konusunda anlaştıkları, davacının taşınmazı eski sahipleri adına tescil ettirmesine rağmen vermiş olduğu çeklerin tarafına iade edilmediği, davalı elinde bulunan çekin bedelsiz olması nedeni ile menfi tespit iddiasında bulunduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu çekin … Bankası … Şubesine ait olduğu, keşide tarihinin 30.04.2019, bedelinin 70.000 TL olduğu, davacı keşideci tarafından davalı lehine düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından dava konusu çek verilerek ödendiği iddia edilen taşınmazın 21.06.2018 tarihinde dava dışı … Limited Şirketi adına kayıtlı iken, şirket yetkilisi dava dışı … tarafından davacı yana 130.000 TL peşin bakiye 250.000 TL yönünden ipotek tesisi ile 380.000 TL bedelle davacı yana satışının gerçekleştirildiği, 23.11.2018 tarihinde ise davacı adına kayıtlı iken 368.000 TL bedelle dava dışı …’ye satışının yapıldığı, taşınmazın dava tarihi itibariyle dava dışı … adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer, ancak alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya düşer.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 201. maddesinde “Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz” hükmü düzenlenmiştir.
Senede karşı ileri sürülen hukukî işlemlerin senetle ispatı zorunludur. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukukî işlemler, ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir.
Somut olayda, davalı alacağı kıymetli evrak ve bir ödeme aracı olan çeke dayanmaktadır. Bu durumda davacı çekin bedelsiz kaldığını ispat yükü altında olup bu iddiasını senet ile (kesin delil) ispat etmesi gerekir. Davacı tarafından bu konuda kesin bir delil ileri sürülmemiş, dava dilekçesinde yemin deliline dayanmakla mahkememizin 09.02.2021 tarihli duruşmasının 4 numaralı ara kararı ile yemin deliline dayandığı hatırlatılmasına rağmen yemin deliline de başvurmamış, davasını ispat edememiştir. Bu sebeple mahkememizce ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı alacaklı tarafından davacı aleyhine tazminata hükmedilmesi talep edilmiş ise de mahkememizce yargılama sırasında davalı alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olacak bir ihtiyati tedbir kararı verilmediği ve davalı lehine tazminat şartlarının gerçekleşmediği anlaşıldığından tazminat isteminin reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 59,30 TL harcın, peşin yatan 1.195,43 TL den düşümü ile kalan 1.136,13 TL karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 9.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır