Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/503 E. 2022/102 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/503 Esas
KARAR NO:2022/102

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:28/09/2020
KARAR TARİHİ :07/02/2022

BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: … Esas
KARAR NO: 2021/364

DAVA:İstirdat
DAVA TARİHİ:10/02/2021
KARAR TARİHİ :23/06/2021

… Asliye Ticaret Mahkemesinin … … esas …/… karar sayılı 24/09/2020 tarihli gönderme kararı ile mahkememize tevzi edilen mahkememizin yukarıda esasına kaydı yapılan mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2010 yılından bu yana önce “… Mah. … Cad. No: …/A … / … adresinde, 2013 yılından sonra ise “… Mah. … Sok. No: 5/48 … / … adresinde halıcılık (satım) faaliyetinde bulunduğunu, 13/03/2020 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından gelen talimat ile …. İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyasınca belirtilen işyeri adresinde davalının yetkisiz vekili ile menkul haczi gerçekleştirdiğini, mezkur icra takibi ile müvekkilinin hiçbir illiyeti bulunmadığını, istihkak iddiasında bulunulduğunu ve mahcuz menkullerin müvekkilinin yedinde bırakıldığını, daha sonra alacaklı tarafından, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin… Esas sayılı ve … Karar sayılı, İİK 97. Maddesi uyarınca takibin devamına dair verilen kararın dayanak gösterilerek 24/08/2020 tarihinde yeniden aynı işyerine nakliye ve hammaliye eşliğinde hacze gelindiğini, daha evvel haczedilen malların bu kere muhafaza altına alınacağı tahakkümüyle müvekkilinden 30.000 TL nakit para ve 170.000 TL bedelli, 24/10/2020 vade tarihli senet alındığını, İcra Hukuku Mahkemesinin takibin devamına dair verdiği karardan 24/08/2020 tarihli haciz esnasında haberdar olan müvekkilin, 28/08/2020 tarihinde …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile alacıklı aleyhine istihkak davasını ikame ettiğini, müvekkilinin yalnızca borçlunun kardeşi olduğunu, işyerinde icra memuru ve yetkisiz vekil tarafından bilfiil yapılan evrak araştırmasında borçlu adına hiçbir evraka rastlanılmadığını, borçlu ile haciz mahalli arasında hiç bir bağ kurulamadığının, bunun tutanağa da haciz tutanağında da bulunduğunu, dava dilekçesinde yazılı nedenlerle müvekkilinden haciz baskısı altında senet aldıklarını, müvekkilinin bir borcunun bulunmadığını beyanla davanın kabulü ile, 24/08/2020 düzenleme tarihli 24/10/2020 tarihli, 170.000,00-TL bedelli lehtarı … A.Ş olan senetten ötürü müvekkilinin borcu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2010 yılından bu yana önce “… Mah. … Cad. No: …/… … / … adresinde, 2013 yılından sonra ise “… Mah. … Sok. No: …/… … / … adresinde … vergi kimlik numarası ile halıcılık (satım) faaliyetinde bulunduğunu, 13/03/2020 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından gelen talimat ile …. İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyasınca belirtilen işyeri adresinde davalının yetkisiz vekili ile menkul haczi gerçekleştirdiğini, mezkur icra takibi ile müvekkilinin hiçbir illiyeti bulunmadığını, istihkak iddiasında bulunulduğunu ve mahcuz menkullerin müvekkilinin yedinde bırakıldığını, daha sonra alacaklı tarafından, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin… Esas sayılı ve … Karar sayılı, İİK 97. Maddesi uyarınca takibin devamına dair verilen kararın dayanak gösterilerek 24/08/2020 tarihinde yeniden aynı işyerine nakliye ve hammaliye eşliğinde hacze gelindiğini, daha evvel haczedilen malların bu kere muhafaza altına alınacağı tahakkümüyle müvekkilinden 30.000 TL nakit para ve 170.000 TL bedelli, 24/10/2020 vade tarihli senet alındığını, İcra Hukuku Mahkemesinin takibin devamına dair verdiği karardan 24/08/2020 tarihli haciz esnasında haberdar olan müvekkilin, 28/08/2020 tarihinde …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile alacıklı aleyhine istihkak davasını ikame ettiğini, müvekkilinin yalnızca borçlunun kardeşi olduğunu, işyerinde icra memuru ve yetkisiz vekil tarafından bilfiil yapılan evrak araştırmasında borçlu adına hiçbir evraka rastlanılmadığını, borçlu ile haciz mahalli arasında hiç bir bağ kurulamadığının, bunun tutanağa da haciz tutanağında da bulunduğunu, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2013/21926 Esas 2015/6642 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere 3. kişi şirket ile dava dışı borçlu şirketin aynı alanda faaliyet göstermeleri ve ortaklarının kardeş olması nedeni ile organik bağ içinde olmalarının tek başına muvazaayı göstermeyeceğini haciz yapılan adres ile icra takibine yer verilen adreslerin tamamen farklı olduğunu, müvekkilinin işyerinin borcun doğumundan çok evvelden bu yana faal olduğunu, haczedilen malların tamamının müvekkilce kesilen faturalarının mevcut olduğu tarafların yalnızca kardeş olduklarını ve bugüne kadar hiçbir ortak ticari faaliyetlerinin dahil olmadığını, ticaret sicil ve vergi dairesi kayıtlarının da bu iddialarını destekler olduğunu, ve müvekkil ile borçlu şahsın hiçbir zaman birlikte/danışıklı hareket etmediklerini, takibin devamına dair verilen karar kapsamında nakliye ve hammal eşliğinde müvekkilinin işyerine gelen alacaklının yetkisiz vekilinin, kardeşinin borcundan ötürü daha evvel haczedilen malların bu defa muhafaza altına alınacağı bilgisini vererek, aynı tarihte kendisiyle protokol akdetmiş ve muhafaza işlemini öteleme karşılığında kendisinden 30.000 TL nakit ve 170.000 TL bedelli senet aldığını, taraflar arasında imzalanan protokol incelendiğinde, müvekkil tarafından keşide edilen senedin bahsi geçen icra dosyasına karşılık verildiğinin açıkça anlaşıldığını, senedin düzenleme tarihi ile haciz tarihinin aynı olduğunu, haczedilen malların icrai satışta yarı pahasına satılacağı ve dolayısıyla müvekkilinin zararlı çıkacağını kendisine söyleyen alacaklı vekilinin, haciz baskısı altında hiçbir ilgisi bulunmayan bir borcu müvekkiline kabul ettirdiğini, haczedilen malların icra kanalıyla satılması ihtimalinde değerinin %50’sine ulaştığında ihale edileceğini, müvekkilinin davalı bankaya hiçbir borcu bulunmadığını, davalıdan bugüne kadar ne bir kredi çektiğini, ne de borç doğuracak bir işlemi olduğunu, cebri icra tehdidi altında borcu ödeyen/senet keşide eden müvekkilinin hiçbir ticari faaliyeti olmayan bankaya karşı borçlu duruma düştüğünü, bu şekilde mallarının muhafazasını engelleyebilen müvekkilinin ekonomik hayatının tehlikeye girdiğini, ticari itibarının zedelendiğini, 13/03/2020 tarihli haciz tutanağında borcun kabul edilmediğini, haciz mahallinin borçlu ile ilgisinin bulunmadığını, yapılan usulsüz haciz işlemine karşı tüm dava ve şikayet haklarının tutulduğu, istirdat davasına ilişkin davalı kurumca zorunlu arabuluculuk görüşmeleri yapıldığına, neticeten anlaşmaya varılamadığını, aralarındaki hukuki bağlantı sebebiyle açılan davanın … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesini, davanın kabulünü, 24/08/2020 tarihinde davalı banka adına baskı ve icra tehdidiyle ödenen 30.000 TL’nin bu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdatı ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından borçlu … aleyhinde …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, 13/03/2020 tarihinde borçlunun adına kayıtlı menkul mallarının haczi amacıyla “… Mah. … Sok. No: 5/48 …/… adresine gelindiğini, ancak mahalde ulunanlar tarafından borçlunun kardeşi … lehine haksız ve kötü niyetli olarak istihkak iddiasında bulunulduğunu, istihkak iddiasında bulunduğunu, dosya icra tetkik merciine sevk edildiğini, ve …. İcra hukuk Mahkemesi’nin… Esas ve … Karar sayılı 12/08/2020 tarihli ilamıyla takibin devamına hükmedildiğini, mahkeme ilamıyla da sabit olduğu üzere her ne kadar istihkak iddiasında bulunulmuşsa da mahcuzların borçluya aidiyetine karine olarak kabul edildiğini, nitekim davacı … da borcu ikrar ettiğini, müvekkilinin …. İcra müdürlüğü’nün … ve … Esas sayılı dosyaları ile takip etmekte olduğu, davacının kardeşi …’ndan olan alacağı sebebiyle tarafımıza 30.000 TL ödeme yapmış borcun alan kısım için de ödeme sözü verdiğini, dosya borcuna istinaden 24/10/2020 veda tarihli, 170.000 TL bedelli bir adet bono tanzim edilerek yine tarafımıza teslim edilmiş, ayrıca taraflar arasında protokol imzalandığını, sözde üçüncü şahıs tarafından haksız ve kötü niyetli olarak iş bu dava ikame edildiğini, davadaki iddiaların tamamının haksız ve mesnetsiz olduğunu, İİK m. 72/f.7 ‘de istirdat davasının şartlarını düzenlendiğini, davacı …’nun alacaklı müvekkil tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … ve … Esas sayılı dosyaları ile başlatılan icra takiplerinin borçlusu olmadığını, bu itibarla kanunen istirdat davası açmasının mümkün olmadığını, istirdat davasının koşullarının oluşmadığını, taraflarınca hiçbir baskı yapılmadığını, dava dilekçesinde ileri sürülen haczettiği malların icrai satışta yarı pahasına satılacağı ve dolayısıyla müvekkilin zararlı çıkacağı vb. İfadelerinin taraflarınca ileri sürüldüğünün asılsız olduğunu davacı …’nun ticari faaliyetlerini borçlu/ kardeşi … ile el birliğiyle yönetmekte olduğunu, borçlu aleyhinde başlatılan, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve … Esas sayılı dosyalarının borcunu üstlendiğini, ilgili icra dosyası kapsamında müvekkil bankanını borçlusu olmamasına karşın, rızası ile ödeme iradesi göstererek taahhütte bulunmuş ve kısmi ödeme yapıldığını, mahkemeyi yanıltmak saikiyle haksız kötü niyetli olarak öne sürüldüğünü, haksız ve kötü niyetli davacının davasının reddini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından borçlu … aleyhinde …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, 13/03/2020 tarihinde borçlunun adına kayıtlı menkul mallarının haczi amacıyla “… Mah. … Sok. No: …/… …/… adresine gelindiğini, ancak mahalde ulunanlar tarafından borçlunun kardeşi … lehine haksız ve kötü niyetli olarak istihkak iddiasında bulunulduğunu, istihkak iddiasında bulunduğunu, dosya icra tetkik merciine sevk edildiğini, ve …. İcra hukuk Mahkemesi’nin… Esas ve … Karar sayılı 12/08/2020 tarihli ilamıyla takibin devamına hükmedildiğini, mahkeme ilamıyla da sabit olduğu üzere her ne kadar istihkak iddiasında bulunulmuşsa da mahcuzların borçluya aidiyetine karine olarak kabul edildiğini, nitekim davacı … da borcu ikrar ettiğini, müvekkilinin …. İcra müdürlüğü’nün … ve … Esas sayılı dosyaları ile takip etmekte olduğu, davacının kardeşi …’ndan olan alacağı sebebiyle tarafımıza 30.000 TL ödeme yapmış borcun alan kısım için de ödeme sözü verdiğini, dosya borcuna istinaden 24/10/2020 veda tarihli, 170.000 TL bedelli bir adet bono tanzim edilerek yine tarafımıza teslim edilmiş, ayrıca taraflar arasında protokol imzalandığını, sözde üçüncü şahıs tarafından haksız ve kötü niyetli olarak iş bu dava ikame edildiğini, davadaki iddiaların tamamının haksız ve mesnetsiz olduğunu, İİK m. 72/f.7 ‘de istirdat davasının şartlarını düzenlendiğini, davacı …’nun alacaklı müvekkil tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … ve … Esas sayılı dosyaları ile başlatılan icra takiplerinin borçlusu olmadığını, bu itibarla kanunen istirdat davası açmasının mümkün olmadığını, istirdat davasının koşullarının oluşmadığını, taraflarınca hiçbir baskı yapılmadığını, dava dilekçesinde ileri sürülen haczettiği malların icrai satışta yarı pahasına satılacağı ve dolayısıyla müvekkilin zararlı çıkacağı vb. İfadelerinin taraflarınca ileri sürüldüğünün asılsız olduğunu davacı …’nun ticari faaliyetlerini borçlu/ kardeşi … ile el birliğiyle yönetmekte olduğunu, borçlu aleyhinde başlatılan, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve … Esas sayılı dosyalarının borcunu üstlendiğini, ilgili icra dosyası kapsamında müvekkil bankanını borçlusu olmamasına karşın, rızası ile ödeme iradesi göstererek taahhütte bulunmuş ve kısmi ödeme yapıldığını, mahkemeyi yanıltmak saikiyle haksız kötü niyetli olarak öne sürüldüğünü, haksız ve kötü niyetli davacının istirdat davasının reddini, tüm yargılama ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini ve davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğünün … E. ve … E. Sayılı dosyaları, … İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyası, …. İcra Hukuk Mahkemesinin… E. … K. Sayılı ve … esas sayılı dosyası, taraflar arasında imzalanan protokol, davalı banka kayıtları, senet örneği, ticari defterler, tanık, bilirkişi incelemesi, yemin ve hetürlü yasal delillere dayanmıştır.
Birleşen dosya yönünden deliller; … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası, … İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyası, … İcra Hukuk Mahkemesinin… esas, … esas sayılı dosyaları, protokol, davalı banka kayıtları, 30.000,00-TL ödemeye ilişkin banka kayıtları, senet örneği, ticari defterler, tanık, bilirkişi incelemesi, yemin ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğünün … E. ve … E. Sayılı dosyaları, …. İcra Hukuk Mahkemesinin… E. … K. Sayılı 12.08.2020 tarihli ilamı, 24.08.2020 tarihli protokol, 24.10.2020 vade tarihli ve 170.000,00 TL bedelli senet ve her türlü sair yasal delillere dayanmıştır.
Birleşen dosya yönünden deliller; …. İcra Müdürlüğünün … E. ve … E. Sayılı dosyaları, …. İcra Hukuk Mahkemesinin… E. … K. Sayılı 12.08.2020 tarihli ilamı, 24.08.2020 tarihli protokol, 24.10.2020 vade tarihli ve 170.000,00 TL bedelli senet ve her türlü sair yasal delillere dayanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Asıl dava bonodan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Birleşen dava, davacı üçüncü kişinin, haciz baskısı altında alacaklıya yapmış olduğu ödemenin istirdadı istemine ilişkindir.
Asıl davada çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; davalı bankanın, dava dışı İsmet Hopanioğlu aleyhine başlatmış olduğu ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında talimat icra dairesince uygulanan haczin önlenmesi amacıyla davacı tarafından davalı banka lehine 170.000,00 TL bedelli bono keşide edildiği, işbu bononun icra tehdidi altında düzenlenip düzenlenmediği, davacı/keşidecinin bu bonodan kaynaklı olarak davalıya borçlu olup olmadığı noktalarına ilişkindir.
Birleşen ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; davalı bankanın, dava dışı İsmet Hopanioğlu aleyhine başlatmış olduğu ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında talimat icra dairesince uygulanan haczin önlenmesi amacıyla davacı tarafından davalı bankaya 30.000,00 TL nakit ödeme yaptığı, işbu ödemenin icra tehdidi altında yapılıp yapılmadığı, bu ödemenin davalıdan istirdadının gerekip gerekmediği noktalarına ilişkindir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2018/720 esas, 2018/5850 karar sayılı kararıyla onanan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/330 esas, 2017/448 karar sayılı ilamında;
”İİK 72.maddesi uyarınca İstirdat davasını açma hakkı takip borçlusuna aittir. Davacı haciz sırasında ve haciz baskısı altında 85.000,00 TL yi takip alacaklısına ödemiş olmakla birlikte, yasal olarak, takip alacaklısına karşı istirdat davası açma hakkı bulunmamaktadır. Zira takip borçlusu kendisi değildir. Yargıtay 19. HD nin konuya ilişkin içtihatları da, davacı üçüncü Kişinin istirdat davası değil, istihkak davası veya maddi ve manevi tazminat davası açılabileceği yönündedir (Yargıtay 19. HD nin 2009/442 E. 2009/4085 K. Ve 06.05.2009 T. ve 2013/9005 E. 2013/14813 K. 26.09.2013 T. ). Yine davacı, tabip borçlusu aleyhine sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davası açabilir. Çünkü takip borçlusu, pasifindeki azalma nedeniyle, davacı aleyhine sebepsiz zenginleşmiş durumdadır.
Davacımız, takip borçlusu konumunda olmayıp üçüncü şahıs durumundadır. İcra takibi, dava dışı …’a yöneltilmiştir. Davalının, davacıdan bir alacak talebi olmamıştır ki, davacının davalıya karşı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı da yoktur. Davalı, davacıdan bir alacağının bulunduğunu iddia etmemiş, dava dışı takip borçlusuna alacak talebini yöneltmiştir. İcra dosyasına yapılan ödemeler, takip dışı borçlunun borcu nedeniyle yapılmış ödemelerdir. Davalının, dava dışı takip borçlusundan takip konusu alacağının mevcudiyeti yargılamamızın konusu değildir. Davadaki sorun, davacının davalı aleyhine istirdat davası açma yetkisinin bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Yukarıdan açıklandığı üzere, bir takip nedeniyle menfi tespit davasını ve istirdat davasını takip borçlusu açabilir. Takip borçlusu yerine geçerek, üçüncü şahıs konumundaki davacının dava açma ve davayı takip etme yetkisi yoktur.” şeklindeki tespitlere yer verilmiştir.
Asıl ve birleşen davada tarafların iddia ve savunmaları, bono ve taraflar arasında düzenlenen protokol, yukarıda bahsedilen istinaf ilamı ile dosyamızda bulunan tüm bilgi ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde; takip alacaklısı/davalı tarafından ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile dava dışı İsmet Hopanioğlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, anılan takip dosyasının haczi sırasında davacının davalı bankaya nakit 30.000,00 TL ödeme yaptığı ve 170.000,00 TL bedelli bono keşide ederek verdiği, ödemenin ve bononun haciz baskısı altında yapıldığı iddiası ile bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemli asıl davanın ve 30.000,00 TL’nin istirdadı talepli birleşen davanın açıldığı,
Asıl dava yönünden; dava dışı borçlu İsmet Hopanioğlu hakkında davalı tarafından başlatılan icra takibinin haczinin tatbiki sırasında davacının serbest iradesi ile 170.000,00 TL bedelli bonoyu keşide ederek davalı/takip alacaklısı bankaya verdiği, dava dilekçesi ekinde sunulan protokolden anlaşıldığı üzere bononun herhangi bir şarta bağlanmadığı, Yargıtayın emsal birçok kararında belirtildiği üzere davacı ile takip alacaklısı/davalı arasında herhangi bir ilişki bulunmasa dahi bononun niteliği gereği sebepten mücerret olması nedeniyle borçlu olunmadığı iddiasının aynı kuvvetteki yazılı delille ispat edilmesinin gerektiği, ancak davacının işbu iddiasını ispatlayamadığı anlaşıldığından, asıl davanın reddine, mahkememizce tedbir kararı verilmiş ise de, davacının hükmedilen teminatı yatırmaması nedeniyle tedbirin uygulanmadığı ve davalının alacağını geç almadığı anlaşılmakla davalının tazminat isteminin reddine,
Birleşen ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası yönünden; yukarıda ayrıntıları verilen emsal kararda da belirtildiği üzere, İİK’nin 72.maddesi kapsamında istirdat davası açma hakkının takip borçlusuna ait olduğu, davacının ise takip dışı 3.kişi konumunda olduğu anlaşıldığından, birleşen davanın aktif husumet yokluğundan bahisle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine,
2-Asıl davada davalı yanın tazminat isteminin reddine,
3-Asıl dava yönünden alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 2.903,18-TL den mahsubu kalan 2.822,48-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-Birleşen dava yönünden alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 512,33-TL den mahsubu kalan 431,63-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
5-Asıl dava yönünden davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 20.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Birleşen dava yönünden davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 5.100,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
9-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.07/02/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı