Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/464 E. 2020/917 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/464 Esas
KARAR NO :2020/917

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:03/12/2019
KARAR TARİHİ:17/12/2020

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği daha sonra yetkisizlik kararı verilerek mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, müvekkili şirket tarafından davalıya satışı ve teslimi yapılan 368.000 kg iç fındık ürünlerinin iadesine ilişkin 2016 ve 2017 yıllarında iade faturaları düzenlendiğini ancak, ürünlerin müvekkiline teslim edilmediğini, taraflar arasındaki güven ilişkisine dayanılarak ürünlerin emanet hesabından daha sonra iade edileceğinin bildirilmesine üzerine müvekkili şirket tarafından iade faturalarına itirazda bulunulmadığını, akabinde iade faturalarından kaynaklı müvekkili şirketin borçlu gösterilmeye çalışıldığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle iade faturasına konu müvekkiline teslim edilmeyen ve 3.kişilere satışı yapılan 368.000 kg iç fındığın müvekkiline iadesine, aksi takdirde dava tarihindeki değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği daha sonra yetkisizlik kararı verilerek mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından keşide edildiği belirtilen faturalara konu ürünlerin, müvekkili şirkete hiçbir zaman teslim edilmediğini, bu nedenle iade faturası düzenlendiğini ve davacı tarafça itiraza uğramadığını, iade faturalarının düzenleme tarihinden sonra, 15/08/2018 tarihinde taraflar arasındaki protokol kapsamında, davacının müvekkili şirkete borçlu olduğunu ikrar ettiğini ancak, işbu protokolden kaynaklanan ödeme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, taraf ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucu davacının alacaklı olmadığının aksine müvekkiline borçlu olduğunun tespit edilebileceğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlere davanın reddini savunmuştur.
Dava; davacı tarafça davalıya satışı ve teslimi yapıldığı ileri sürülen ve davalı tarafça düzenlenen iade faturalarına konu malların davacıya aynen iadesine, aksi takdirde malların bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ticari ilişki her iki tarafın da kabulünde olup; davacı taraf, davalıya satışı ve teslimi yapıldığı iddia olunan ürünlere ilişkin düzenlenen iade faturalarına konu 368.000 kg fındık içinin müvekkiline teslim edilmediğini ileri sürmüş; davalı taraf ise, dava konusu ürünlerin teslim edilmemesi nedeniyle iade faturalarının düzenlendiğini, davacıya borçlu olmadıklarını savunmuştur.
Taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile davacı taraf davaya dayanak faturalar konusu malı teslim ettiğini iddia ettiğine ve davalı taraf da faturalar konusu malı teslim almadığını ve iade faturaları kestiğini savunduğuna göre, davacı bu iddiasını (malın teslimini) HMK’nın 200 vd.maddeleri gereğince kesin kanıtlarla kanıtlamak zorundadır. Salt fatura düzenlenmesi malın teslim edildiği anlamına gelmez.
Somut olayda; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafça dava konusu malların davalıya teslim edildiği ileri sürülmüş ise de; kanıt yükümlülüğü kendisinde olan davacı tarafça malların davalıya teslim edildiği iddiası hiçbir kuşkuya yer verilmeyecek şekilde kesin delillerle kanıtlanamadığı gibi davalı tarafça kesilen ve davacıya tebliğ edilen iade faturalarına da süresi içinde herhangi bir itirazda da bulunulmamıştır. Bu durumda iade faturalarına konu malların davalıya teslim edilmediğinin kabulü gerekmektedir.
Bir an için malların davalıya teslim edildiği kabul edilse dahi; malların teslim ve iade faturalarının düzenlendiği tarihlerden sonra taraflar arasında cari hesaba ilişkin olarak 15/08/2018 tarihli protokol düzenlendiği, sözkonusu protokolün her iki tarafın da kabulünde olduğu ve protokole göre 15/08/2018 tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı değil, aksine davalıya borcunun bulunduğunun kararlaştırıldığı anlaşılmakta olup; dava konusu malların protokol kapsamı dışında tutulduğuna ilişkin bir kayıt da bulunmamaktadır. Bu durumda protokolün düzenlendiği 15/08/2018 tarihi itibariyle davacının davalıdan aralarındaki ticari ilişki kapsamında bir alacağının bulunmadığı davacının da kabulündedir. Dolayısıyla davacı tarafça varlığı kanıtlanamayan alacağa ilişkin dava konusu taleplerin yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 17.077,50 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 17.023,10 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 67.050,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 17/12/2020
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı