Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/43 E. 2022/798 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/43 Esas
KARAR NO :2022/798

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/01/2020
KARAR TARİHİ:04/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında müvekkili şirket tarafından borçlu şirkete ecza depolarından serbest eczanelere yapılan tüketici sağlığı ürünlerine ait satışların aylık dönemler halinde raporlanmasına ilişkin olarak 15.02.2018 başlangıç tarihli “… hizmetleri Siparişi” Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirket tarafından borçlu şirkete bu sözleşmeler kapsamında sağlanan hizmetler için kesilen faturaları, vade tarihleri geçtiği halde ödenmediğini, oysa müvekkili şirket, borçlu taraf temerrüde düşmüş olmasına rağmen hizmet vermeye devam ettiğini, söz konusu faturalara borçlu tarafından itiraz edilmemiş olup TTK 21/2 maddesi uyarınca borçlu taraf fatura içeriklerini kabul ettiğini, davalı şirket hizmet almaya devam etmesine rağmen hizmet karşılığı fatura bedellerini ödememesinden dolayı öncelikli olarak … 11. Noterliği’nden 4.11.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile derhal ödeme talebinde bulunulduğunu ancak ihtarlarına süresi içerisinde ne cevap verilmiş ne de ödeme yapıldığını, ihtarname ile talep edilen bedel toplam 13 faturanın toplamı 66.936,36 TL olsa da devam eden süreçte müvekkili şirket borçlu şirkete verilen hizmeti ifa ettiğini ve 7.11.2019 tarih, 5.874,44 TL tutarında 19.11.2019 tarihli bir fatura daha düzenlediğini ve ilettiğini, söz konusu son faturaya da herhangi bir itiraz gelmediğini ancak ödeme de yapılmadığını, davalı tarafın ödeme yapmaması sebebi ile üm faturalar …. İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı takibe konu edildiğini ancak davalı şirket tamamen kötü niyetle ve haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, son olarak borcun ödenmesi amacıyla 15.01.2019 tarihinde borçlu taraf ile arabuluculuk görüşmesi gerçekleştirildiğini, borçlu taraf söz konusu arabuluculuk görüşmesinde de borcu ödemeyeceklerini belirttiklerini ve arabuluculuk sonucunda anlaşma sağlanamadığını, açıklanan tüm bu nedenlerle davalı şirketin borca yetecek miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının öncelikli olarak teminatsız, aksi takdirde uygun bir teminat karşılığı ihtiyaten haczine, …. İcra Müdürlüğü … Esas numaralı icra takibine yapılan itirazın iptaline, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı lehine icra ve inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının beyanlarının öncelikle olarak gerçeği yansıtmamakta olduğunu, dava dilekçesi ve delil listesi HMK ‘ nın emredici hükümleri gereğince usulüne uygun olmadığını, yasaların emredici hükmü gereği davacı dava dilekçesinde iddia ve beyanlarını ispat ile mükellef olup delillerini sunması gerektiği halde dava dilekçesi içinde davaya konu somut olayı ve taleplerini ispatlayan yeterli belge veya evraklar sunulmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında takip konusu borcu doğuracak nitelikle ticari ilişkinin bulunmadığını, davacı ile müvekkili şirket arasında akdi ve cari hesap bakımından bir ilişki bulunmamakta olduğunu, müvekkili şirket herhangi bir fatura tebliğ yapılmadığını, davacı taraf ile herhangi bir sözleşme imza edilmemiş olup dayanak olarak gösterilen sözleşme üzerindeki imza müvekkili şirket temsilcilerine ait olmadığını, iş bu nedenle dayanak sözleşme üzerindeki imzalara itiraz ettiklerini, müvekkili ile davacı arasında hukuki bir ilişki mevcut olmadığını, nitekim davacı taraf da ticari ilişkiye dair belgelerini dosyaya ibraz edememekte olduğunu, bu sebeple iddiasını ispatlayamamakta olduğunu, dava konusu borç müvekkil tarafından ödenmiş ve davacı taraf ile ticari ilişki bitirildiğini, hiçbir suretle davayı kabul etmemekle kayıt ve şartı ile muayyen belirlenebilir likit bir alacak olayda söz konusu olmadığını, açıklanan nedenlerle davacı tarafından ispat edilemeyen iş bu haksız ve dayanaksız davanın reddine, haksız ve kötü niyetli davacının aleyhine %20 ‘ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce davaya konu edilen …. İcra Müdürlüğünün2019/41600 Es. Sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizin 10/11/2020 tarihli celse beş nolu ara karar gereğince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak konusunda uzman SMMM Hilmi Yaman Bilgin seçilmiş, adı geçen bilirkişice sunulan bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporlarının dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunun ve ek rapolarının tetkikinde, davacı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davacı defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun mahkemenin takdirinde bulunduğu, davacı yanın ticari defterlerinde, davalı yandan takip tarihi itibarı ile KAYDİ olarak 72.810,80 TL alacaklı göründüğü, davalı yanın ticari defterlerini ibraz etmemesi hususundaki hukuki yorum ve takdirin mahkemeye ait olduğu, davacı yanın, davalıyı ihtarla temerrüde düşürdüğü, dolayısı ile temerrüt tarihi ve takip tarihi arasında geçen süre için 447,34 TL talep edebileceği kanaatiyle raporlar alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Dosya içerisinde yer alan …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasından; davacı tarafından davalı aleyhine ” Fatura Alacağı” açıklaması ile 72.810,80 TL fatura ile 7.050,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 79.861,27 TL alacak için ilamsız icra takibine başlandığı ödeme emrinin 22/11/2019 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği borçlu tarafından sunulan 27/11/2019 tarihli dilekçe ile takibe yasal süre içerisinde itiraz edildiği takibin durduğu, davacı alacaklıya itirazın tebliğ edilmediği 17/01/2020 tarihinde 92.699,50 TL dava değeri belirtilerek elde ki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ki uyuşmazlık aralarında imzalanan sözleşme nedeni ile düzenlenen ve dava konusu yapılan 13 adet fatura nedeni ile davacı yanın alacıklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce davacı alacağının varlığının tespiti için taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, davacı tarafından ticari defterleri inceleme için ibraz edilmiş davalı taraf yapılan ihtara rağmen ticari defterlerini inceleme için ibraz etmemiştir.
Bilirkişi tarafından sunulan 05/08/2021, 28/01/2022 ve 15/06/2022 tarihli tarihli raporlar ile davacının kendi ticari defterlerinde yer alan kayıtlara göre 72.810,80 TL alacaklı olduğu, davalının ihtar ile temerrüde düşmüş olması ve 6102 sayılı TTK’nun 1530/2 hükmünün somut olayda uygulama yeri bulunmaması nedeni ile 447,34 TL takip öncesi işlemiş faiz talep edebileceği tespit edilmiştir. Anılan raporlar dosya kapsamına uygun hüküm kurmaya elverişli olmakla mahkememizce hükme esas alınmıştır.
6100 sayılı HMK’nun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. Maddesinin 3. fıkrasında ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.)…” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davalı şirketin tüzel kişi tacir olarak defter tutmakla yükümlü olmasına rağmen defterlerini ibraz etmemesi, yukarıda anılan kanun maddesi ile davacı yan ticari defterleri dikkate alınarak davacı yanın davalı şirketten 72.810,80 TL asıl alacak ve 447,34 TL işlemiş faiz talep edebileceği anlaşılmış, bu miktar üzerinden itirazın iptaline takibin devamına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından toplam 79.861,27 TL alacak için ilamsız icra takibine girişmiş olmasına rağmen dava değerini 92.699,50 TL üzerinden harçlandırdığı anlaşılmış ve davacının talep edebileceği toplam 73.258,14 TL’yi aşan kısım için istemin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli 2019/4054 esas ve 2019/7699 karar sayılı kararında belirtildiği üzere; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun itirazında haksız olması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Davacının talebinin faturaya dayalı olduğu ve alacağın likit olduğu anlaşıldığından davacının icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez. Somut olayda, davacı yanın reddine karar verilen alacak istemi yönünden kötü niyetli olduğu dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu sebeple davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalı tarafından ….İcra Dairesinin … takip sayılı dosyasında yapılan itirazın 72.810,80 TL asıl alacak ve 447,34 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 73.258,14 TL yönünden iptali ile, TAKİBİN BU MİKTAR ÜZERİNDEN TAKİP TALEBİNDEKİ ŞARTLARLA DEVAMINA, FAZLAYA İLİŞKİN İSTEMİNİN REDDİNE,
2-İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20 ‘ si oranında hesaplanan 14.651,62 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Kötüniyet tazminat isteminin reddine,
4-Alınması gereken 5.004,26 -TL karar ve ilam harcından 1.183,99-TL peşin yatırılan harcın mahsubu ile geriye kalan 3.820,27-TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 1.183,99 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 62,20-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 1.057,75-TL olmak üzere toplam 1.149,95-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 908,78-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 11.721,30 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
9-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 1.043,16 TL’sinin davalıdan, 276,84 TL’sinin davacıdan alınarak Hazine’ye ödenmesine
Dair davacı vekilinin yüzüne, davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır