Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/422 E. 2022/47 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/422 Esas
KARAR NO:2022/47

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:24/08/2020
KARAR TARİHİ:19/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalılardan …ve Sanayi A.Ş.’nin asıl borçlu, diğer davalılar …, … ve …’ın ise müşterek borçlu/müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları Genel Kredi Sözleşmesi’ne (GKS’ye) istinaden adı geçen şirkete ticari krediler kullandırıldığını, davalılardan …ve Sanayi A.Ş.’nin 25/09/2019 tarihi itibarı ile müvekkili bankaya toplam 2.800-USD+BSMV ödenmemiş komisyon borcunun bulunduğunu, davalıların akdi taahhütlerini ifa etmemeleri ve ödemelerini tadil etmeleri üzerine … 11. Noterliği’nden davalılara 25/09/2019 tarihli ve … yevmiye no’lu hesap kat ihtarnamesinin keşide edilerek borçların ödenmesinin talep edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların borca ve yetkiye itiraz ettiklerini ve itiraz üzerine takibin durduğunu, davalıların itirazlarının tamamen alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu beyanla; davalıların …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptaline, takibin takip talebinde yazılı şartlarla devamına, davalılar aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin ikametgâhlarının …’da olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olmadığını, yetkili mahkemenin … Mahkemeleri olduğunu, takibe ve davaya konu borcu kabul etmediklerini, kabul edilse dahi söz konusu takip borcu için müvekkili şirket ile birlikte kefillere takip başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu sebeple davanın kefiller yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, takip alacaklısı bankanın komisyon oranı olarak talep ettiği tutarın tamamıyla fahiş ve anlaşılmaz bir miktar olduğunu, bu miktarı kabul etmelerinin mümkün olmadığını, takip alacaklısının talep ettiği faiz oranının da 3095 sayılı kanuna aykırı olduğunu, %22,50 oranındaki temerrüt faiz miktarı talebinin tamamen haksız ve kanuna aykırı olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle davanın reddine, davacı banka aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacı karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; Genel Kredi Sözleşmesi’ne dayalı olarak, davacı banka tarafından davalılarca ödenmediği iddia edilen komisyon borcunun fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik olarak davalı asıl borçlu şirket ve davalı kefiller aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; 22/12/2015 tarihli 5.000.000-USD bedelli Genel Kredi Sözleşmesi, … 11. Noterliği’nin 25/09/2019 tarih ve … yevmiye sayılı hesap kat ihtarnamesi, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, arabuluculuk son tutanağı, banka defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi ve yasal her türlü delile dayanmıştır.
Davalılar vekili ise delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, Yargıtay kararları, bilirkişi incelemesi vs. başkaca tüm delillere dayanmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasının aslı celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı banka tarafından davalılar aleyhine 2.800,00-USD asıl alacak, 692,38-TL. ihtarname gideri, 176,05-USD işlemiş faiz ve 8,80-USD BSMV olmak üzere toplam 2.984,86-USD ve 692,38-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip talebinde borcun sebebi olarak 22/12/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nin gösterildiği, davalılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde 28/01/2020 tarihinde borca ve yetkiye itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, akabinde davacı banka vekili tarafından 24/08/2020 tarihinde ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalılar vekili tarafından gerek icra dosyasına sunulan borca (ve yetkiye) itiraz dilekçesinde takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisine, gerekse cevap dilekçesinde mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de; 1-Ön inceleme aşamasının tamamlandığı anlaşılmakla tahkikat aşamasına geçilmesine, taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi’nin “Yetkili Hukuk, Mahkeme ve İcra Daireleri” başlıklı 42. maddesinde sözleşmeden (GKS’den) doğacak anlaşmazlıklarda İstanbul Mahkeme ve İcra Daireleri’nin yetkili olacağı şeklinde yetki sözleşmesi yapılmış olduğundan, 6100 sayılı HMK.’nun 17. maddesi gereğince yetki sözleşmesi ile belirlenen yerde takip yapılıp mevcut dava İstanbul’da açılmış olduğundan, ayrıca Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere; müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalayan davalı kefiller, tacir olmasalar dahi tacirler arasındaki yetki sözleşmesi 6102 sayılı TTK.’nun 7. maddesinde öngörülen teselsül karinesi gereğince davalı kefiller yönünden de bağlayıcı olduğundan, davalı tarafın yetkiye yönelik itirazları mahkememizce yerinde görülmeyerek işin esasına girilmiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK.) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı (alacaklı) tarafa ait olduğundan, bu kapsamda taraflarca bildirilen deliller toplanmış, uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden mahkememizce 15/09/2021 tarihli duruşmada dosyanın konusunda uzman bankacı bilirkişiye tevdi edilerek; davacı taraf iddiası, davalı taraf savunması, sunulan deliller, dosya kapsamındaki belgeler, GKS hükümleri ile davacı banka kayıtları incelenmek suretiyle rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bankacı bilirkişi tarafından düzenlenerek mahkememize sunulan 05/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı …Ş. ile davalı kredi müşterisi …ve Sanayi A.Ş. arasında 22/12/2015 tarihli 5.000.000-USD kredi limitli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, davalılar …, … ve …’ın Genel Kredi Sözleşmesi’ni müteselsil kefil sıfatıyla azami 5.000.000-USD limitle belirli ve sınırlı olarak imzaladıkları, müşteri ve kefillerin toplam 44 maddeden ibaret olan sözleşmenin tamamını okuyarak, tüm maddeleri müzakere ve kabul etmek suretiyle tam bir mutabakatla imza ettikleri, sözleşmenin 11. maddesi kapsamında kendilerine ait bilgilerin paylaşılmasını kabul, beyan ve taahhüt ettikleri, müşterinin sözleşmenin bir nüshasını aldığına ilişkin beyan ve kabulünün bulunduğu, kefillerin alacaklı bankaya karşı kredi borçlusu şirketin borcunu ödememesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendikleri, kefalet sözleşmesinin mevcut olan veya sözleşme imzalandığı tarihte henüz doğmamış ve doğması muhtemel tüm borçları karşılamak amacıyla kurulduğu ve yazılı şekilde yapıldığı, kefillerin sözleşmede sıfatını, sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihini el yazılarıyla belirtmiş olduğu, davalı kefiller …, … ve …’ın medeni durumunun evli olduğu, sözleşme akit tarihinde davalı asıl borçlu …ve Sanayi A.Ş.’nin yöneticisi / temsilcisi / ortağı vb. olmaları sebebiyle sözleşme kapsamında verilen kefaletleri için eş muvafakati alma zorunluluğunun bulunmadığı, kefalet sözleşmesinin teminat için üzerinde bulunması gereken tüm geçerlilik şartlarını taşıdığı, davacı banka tarafından muhataplar …ve Sanayi A.Ş., …, … ve …’a … 11. Noterliği’nin 25/09/2019 tarihli ve … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesinin keşide edilerek gönderildiği, ihtarnamede 25/09/2019 tarihi itibari ile toplam 2.800-USD + BSMV (26/04/2015-26/04/2019 tarihleri arasında yıllık 700 USD + BSMV’den 4 yıllık) ödenmemiş komisyon borcu bulunduğunun ve ödeme tarihine kadar işleyecek faizi, vergileri ve noter masrafı ile birlikte (3) iş günü içinde nakden ve defaten bankaya ödenmesi gerektiğinin, aksi takdirde tamamı muaccel hale gelen bu alacakların tahsili için yasal yollara başvurulacağının ve temerrüt tarihinden itibaren geçecek her gün için sözleşmede belirtilen %50 oran üzerinden temerrüt faizi ve faizin gider vergisi işleyeceğinin ihtar edildiği, ihtarnamenin tebligat hükümleri kapsamında muhataplar …ve Sanayi A.Ş., … ve …’a 27/09/2019 tarihinde, …’a ise 30/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, dava ve takip konusu uyuşmazlığın Genel Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklanması, davalı asıl borçlunun tacir ve taraflar arasındaki ilişkinin ticari nitelikte olması sebebiyle davacı banka tarafından kredi sözleşmesi ile serbestçe belirlendiği ve gösterildiği şekilde USD-Yabancı Para borçlar için icra takibinde talep edilen yıllık %22,50 oranındaki temerrüt faizinin uygun olduğu, davacı banka tarafından davalı asıl borçlu …ve Sanayi A.Ş. lehine 5.000.000-USD tutarlı Genel Kredi Sözleşmesi tahtında davalılar …, … ve …’ın kefalet teminatı karşılığında gayri nakdi kredi kullandırıldığı ve teminat mektubu verildiği, davalı asıl borçlu şirketin Genel Kredi Sözleşmesi tahtında teminat mektubundan kaynaklı komisyon bedellerini ilgili devre sonunda geri ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediği ve gecikmeye düştüğü, ödemede gecikmeler ve tahsilatta yaşanan güçlük sebebiyle davacı banka tarafından 25/09/2019 tarihinde keşide edilen ihtarname ile ödeme talebinde bulunulduğu, davalı asıl borçlu …ve Sanayi A.Ş.’nin ihtarname tarihi itibariyle teminat mektubunun 4 yıllık ödenmeyen komisyon bedelinden doğan ve bankanın ticari defterlerinde kayıtlı bulunan bakiye 2.800,00-USD tutarında komisyon borcu bulunduğu, davacı banka tarafından keşide edilen 25/09/2019 tarihli ihtarnamenin tebligat hükümleri kapsamında davalı asıl borçlu ve kefillere tebliğ edildiği, ihtarnamede bildirilen 3 günlük (iş günü) ödeme süresinin ilavesi ve tatil günleri dikkate alınmak suretiyle davalı asıl borçlu …ve Sanayi A.Ş., davalı kefiller … ile …’ın 03/10/2019 tarihinde, davalı kefil …’ın ise 04/10/2019 tarihinde temerrüde düştüğü, davalı kefillerin kendi temerrütlerinden ötürü temerrüt tarihinden itibaren aşım olması durumunda kefalet limitlerine ilaveten de işleyecek faiz, faizin gider vergisi, masraf vs. sorumlu olacakları, davacı bankanın davalı asıl borçlu …ve Sanayi A.Ş. lehine verilen teminat mektubunun (harici garanti) 4 yıllık ödenmeyen komisyon bedelinden doğan 03/10/2019 tarihi itibariyle toplam 2.800,00-USD tutarında ve ihtarname masrafından doğan 692,38-TL. tutarında alacağı olduğu belirtilerek ve sonuç olarak davacı bankanın …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası kapsamında davalı asıl borçlu …ve Sanayi A.Ş. lehine verilen 27/06/2014 tarihli, … mektup numaralı, 125.000,00-SAR bedelli, Performans Garantisi Teminat Mektubu’nun 4 (dört) yıllık ödenmeyen komisyon bedelinden doğan 17/01/2020 takip tarihi itibariyle toplam 2.984,85-USD + 692,38-TL. tutarında alacaklı olduğu, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla bu miktar üzerinden davalıların borca ve eklentilerine itirazının iptaline karar verilebileceği, 17/01/2020 takip tarihinden itibaren taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi tahtında serbestçe belirlendiği ve gösterildiği şekilde ödenmeyen devresel teminat mektubu komisyonlarından doğan asıl alacak 2.800,00-USD’ye yıllık %22,50 oranında temerrüt faizi ve faizin gider vergisi işletilebileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen rapor, taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, tüm davalılar vekili tarafından 24/11/2021 tarihli dilekçe ile rapora itiraz edilerek öncelikle yeni bir bilirkişiden yeni bir rapor, mahkeme aksi kanaate ise mevcut bilirkişiden ek rapor alınması talebinde bulunulmuştur. Mahkememizce 19/01/2022 tarihli duruşmada; dosyada alınan bilirkişi raporunun yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatiyle davalılar vekilinin yeni bir bilirkişiden rapor alınması ve ek rapor alınması yönündeki talebinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Eldeki dava; taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında, davacı banka tarafından davalılardan asıl borçlu …ve Sanayi A.Ş. lehine verilen, 27/06/2014 tarihli, … mektup numaralı ve 125.000,00-SAR bedelli, Performans Garantisi Teminat Mektubu’nun 4 (dört) yıllık ödenmeyen komisyon bedelinden doğan alacağın ve fer’ilerinin tahsiline yönelik olarak davacı banka tarafından davalı asıl borçlu şirket ve davalı kefiller aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin olup, mahkememizce çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın; davalılar aleyhine icra takibi yapılıp yapılmayacağı, takip tarihi itibariyle davalıların davacı bankaya borcunun bulunup bulunmadığı, varsa miktarı ile işletilen faiz miktar ve oranlarının sözleşme ve mevzuat hükümlerine uygun olup olmadığı, ayrıca icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; resmi kurum ve kuruluşlar ile diğer gerçek ve tüzel kişilere hitaben belirli bir işin veya hizmetin saptanan şartlar uyarınca ve belirli süreler içinde yerine getirileceği, aksi halde işi yüklenen tarafından tazminat olarak ödemesi gereken belirli bir tutarın mektubu veren banka tarafından kayıtsız şartsız ödeneceğinin garanti edilmesine ilişkin verilen mektuplara teminat mektubu denir. Bu tanıma göre teminat mektubu; borçlunun muhataba karşı yüklendiği bir edimin yerine getirilmesini garanti etmek üzere banka tarafından lehtara verilen mektuptur.
Teminat mektubu verilmesi durumunda bankalardan doğrudan bir nakit çıkışı olmamakta, ancak riskin doğması halinde muhataba mektup tutarının ödenmesi söz konusu olmaktadır. Bu nedenle bankalar düzenledikleri teminat mektubu karşılığında müşterilerden faiz yerine yaptıkları hizmet karşılığında komisyon alırlar. Teminat mektupları bir komisyon karşılığında hazırlanırlar ve alınacak komisyon bedeli garanti altına alınması gereken bedele göre değişkenlik gösterir. Teminat mektubu komisyon ücretleri ise BDDK’nın denetimindedir.
Davacı banka ile davalı asıl borçlu …ve Sanayi A.Ş. arasında 22/12/2015 tarihli 5.000.000-USD kredi limitli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, diğer davalılar …, … ve …’ın ise anılan Genel Kredi Sözleşmesi’ni müşterek borçlu – müteselsil kefil sıfatıyla ve azami 5.000.000-USD limitle sorumlu olacak şekilde imzaladıkları, ayrıca akdedilen GKS kapsamında davacı banka tarafından davalı asıl borçlu şirkete 27/06/2014 tarihli, 125.000,00-SAR bedelli teminat mektubunun düzenlenerek verildiği konusunda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Kefalet sözleşmesi; kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir. Kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. Kefalet Sözleşmesi asıl borç akdinden ayrı ikinci derecede ve bağımsız bir sözleşmedir.
Bir kefaletin geçerli olabilmesi için; 1-yazılı şekilde yapılması, 2-kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın açıkça gösterilmesi, 3-kefalet edilen borcun geçerli bir borç olması ve 4-kefilin medeni hakları kullanma ehliyetinin bulunması gerekir. Kefalet sözleşmesi, kefil ile alacaklının karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi ile meydana gelir. Kefalet sözleşmesiyle kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenmektedir. Kefil, asıl borçlunun borcunu ödememesi durumda, söz konusu borçtan şahsen sorumlu olacağını taahhüt etmektedir. (Fahrettin ARAL – Borçlar Hukuku – Özel Borç İlişkileri – Ankara 2007, s. 437). Daha yalın bir anlatımla bu sözleşme ile kefil, borçlunun asıl borcu ifa edememesi riskini üzerine alır. (Özen, B.: Kefalet Sözleşmesi, İstanbul 2008, s. 6.)
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
Dosyada alınan bilirkişi raporu incelenip denetlenmiş, raporun bankacılık uygulamalarına, ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak tanzim edildiği, toplanan delillere, dosya kapsamına ve taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi’ne uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
Somut olayda; yukarıdaki açıklamalar ışığında taraflar arasında 22/12/2015 tarihinde 5.000.000-USD kredi limitli Genel Kredi Sözleşmesi (GKS) akdedildiği, akdedilen sözleşmeyi davalılar …, … ve …’ın müşterek borçlu – müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, davalıların mevcut kefaletlerinin geçerli olduğu, kefillerin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları sözleşme kapsamında doğan 4 yıllık teminat mektubu komisyon borçlarının ödenmemesi nedeniyle kefalet limiti dahilinde davalı (asıl borçlu) şirket ile birlikte sorumlu oldukları kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, dosyada toplanan deliller ve mahkememizce benimsenerek hükme esas alınan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; davaya konu uyuşmazlığın Genel Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklandığı, GKS kapsamında 27/06/2014 tarihli, … mektup numaralı ve 125.000,00-SAR bedelli, Performans Garantisi Teminat Mektubu’nun davacı banka tarafından düzenlenerek davalı asıl borçlu …ve Sanayi A.Ş.’ye verildiği, davalı asıl borçlu şirketin anılan teminat mektubu için davacı bankaya ödenmesi gereken 4 (dört) yıllık komisyon bedelini ödemediği ve gecikmeye düştüğü, 4 yıllık teminat mektubu komisyon bedeli tutarının davalılarca geri ödenmemiş olması nedeniyle davacı bankanın davalılardan olan alacağını talep etme hakkının doğduğu, ödemedeki gecikmeler ve tahsilatta yaşanan güçlükler nedeniyle davacı banka tarafından tüm davalılara noterden ihtarname keşide edilerek davalıların temerrüde düşürüldüğü, davalı kefiller …, … ve …’ın davacı bankanın ticari defterlerinde kayıtlı bulunan bakiye 2.800,00-USD tutarındaki komisyon bedelinden, işlemiş temerrüt faizinden, gider vergisinden ve ihtarname masraflarından davalı şirket ile birlikte kefalet limiti dahilinde müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, böylece davacı bankanın dava konusu teminat mektubu komisyon bedelini ve fer’ilerini tüm davalılardan talep etmekte haklı olduğu, mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı bankanın davalılardan talep edebileceği alacak miktarının taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve bankacılık uygulamalarına uygun olarak tespitinin yapıldığı, buna göre davalıların takip tarihi itibariyle davacı bankaya 2.800,00-USD 4 (dört) yıllık teminat mektubu komisyon alacağı (asıl alacak), 176,05-USD işlemiş faiz ve 8,80-USD BSMV olmak üzere toplam 2.984,86-USD ile 692,38-TL. tutarında borçlu oldukları, davacı bankanın talep ettiği yıllık %22,50 oranındaki temerrüt faizi oranının bankacılık sektör uygulamalarına uygun ve makul olduğu, asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren yıllık %22,50 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV işletebileceği, davalı kefillerin borcun tamamından ve fer’ilerinden davalı şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, asıl alacak olan teminat mektubu komisyon alacağı likit ve önceden bilinen bir para alacağı olduğundan, itirazın iptaline karar verilen toplam alacağın takip tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığı olan 18.309,31-TL’nin %20’si oranında hesaplanan 3.661,86-TL. icra inkar tazminatını da kapsar şekilde aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalıların …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 2.800,00-USD asıl alacak, 176,05-USD işlemiş faiz ve 8,80-USD BSMV olmak üzere toplam 2.984,86-USD ile 692,38-TL ihtarname giderine yönelik itirazlarının iptali ile asıl alacağa (2.800,00-USD’ye) takip tarihinden itibaren yıllık %22,50 oranında işleyecek temerrüt faizi ve %5 BSMV işletilmek suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen toplam alacağın takip tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığı olan 18.309,31-TL’nin %20’si oranında hesaplanan 3.661,86-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacı bankaya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 1.250,71-TL karar ve ilam harcından, 312,68-TL peşin harç ve icraya yatan harç toplamının mahsubu ile kalan 938,03-TL.’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp maliyeye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 312,68-TL peşin harç ve icraya yatan harç toplamı, 7,80-TL vekalet harcı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 148,75-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.523,63-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve harcanmayan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır