Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/414 E. 2022/46 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/414 Esas
KARAR NO : 2022/46

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/08/2020
KARAR TARİHİ:19/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’nun işletme hakkının müvekkili şirkete ait olduğunu, davalıya ait araçların müvekkilinin işlettiği köprü ve otoyollardan muhtelif tarihlerde geçiş ücreti ödemeksizin birçok kez ihlalli geçişler yaptığını, bedeli ödenmeden yapılan geçiş ücretlerinin 15 günlük sürede ödenmemesi üzerine davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalı-borçlu tarafından vekili aracılığıyla borca ve takibe itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, itiraz dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, ihlalli geçiş listesinin davalıya gönderilmesi gibi bir zorunluluğun söz konusu olmadığını, davalıya ait araçların 27/12/2018 ile 29/07/2019 tarihleri arasında müvekkilinin işlettiği köprü ve/veya otoyollardan ihlâlli geçişler yaptığı hususunun şirket kayıtlarının incelenmesi ile görüleceğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; öncelikle davalı üzerine kayıtlı menkul, gayrimenkul ve araçlar ile banka hesapları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, davalının haksız ve hukukî dayanaktan yoksun itirazının iptali ile takibin devamına, davalının itirazının kötü niyetli olması ve alacağın likit olması sebebiyle asgari %20 oranında icra inkâr ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın İİK.’nun 67. maddesinde öngörülen 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, bu nedenle reddi gerektiğini, ayrıca davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, davacı ile müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davanın TTK.’da sayılan ticari davalardan olmadığını, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, öte yandan yetki itirazında bulunduklarını, müvekkilinin …’de ikamet ettiğini, HMK.’nun 6. maddesi gereği müvekkili davalının yerleşim yeri olan … Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, davacı şirketin geçiş ihlallerine ilişkin olarak müvekkiline 4 (dört) katı ceza uygulamasının hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, icra takip dosyasında müvekkiline 10 (on) katı oranında ceza uygulandığını, Anayasa Mahkemesi kararı ile 10 (on) katı oranında ceza uygulanacağına ilişkin hükmün iptal edildiğini, davacı şirketçe dava öncesinde geçiş ihlalleri iddiasına yönelik olarak müvekkiline hiçbir bildirimde bulunulmadığını, müvekkilinin davacının işletmekte olduğu köprü ve otoyolları kullanmadığını, bunun aksi düşünülse dahi davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu talepler yönünden müvekkiline öncesinde bildirimde bulunması gerektiğini, ancak müvekkiline hiçbir bildirimde bulunulmaksızın icra takibine girişilmesinin ve ceza uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını, dava konusu takibin tamamen haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının faiz talebinin de fahiş olduğunu, müvekkili adına kayıtlı araçlar üzerinde HGS/OGS sistemi bulunduğunu ve söz konusu sistemde gerekli meblağın yüklü olduğunu, davacı taraf eğer geçiş ihlali olduğunu iddia ediyor ise bunu ispatlaması gerektiğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; haksız davanın reddine, davacı tarafça haksız olarak icra takibine girişilmiş olduğundan asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davacı karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı şirket tarafından işletilen köprü ve otoyollardan davalıya ait ticari nitelikteki araçların muhtelif tarihlerde ihlalli geçişler yaptığı iddiasıyla, ödenmeyen geçiş ücreti ile yasadan kaynaklı para cezasının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine girişilen ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK.’nun 67. maddesine göre iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, ihlalli geçişlerin yapıldığına dair geçiş dökümleri, fotoğraflar, bilirkişi incelemesi, provizyon cevapları, ticari defterler, banka hesap hareketleri, tanık beyanı, yemin ve sair her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise; …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, HGS ve OGS kayıtları, kamera görüntüleri, yemin ve ikamesi mümkün her türlü delile dayanmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası celbedilerek dosya içerisine alınmıştır. İcra dosyasının incelenmesinde; davacı şirket vekili tarafından 21/08/2019 tarihinde davalı/borçlu aleyhine 110.024,00-TL. asıl alacak (geçiş ücreti ve para cezası), 7.698,03-TL. işlemiş faiz ve 1.385,65-TL. işlemiş faizin KDV’si olmak üzere toplam 119.107,67-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek 7 nolu ödeme emrinin davalı borçluya 02/09/2019 tarihinde tebliği üzerine davalı tarafından 09/09/2019 tarihinde borca ve tüm fer’ilerine itiraz edildiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, akabinde davacı şirket vekili tarafından 20/08/2020 tarihinde harca esas değer olarak 119.107,67-TL. gösterilmek suretiyle huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
İİK. 67/1 maddesi; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliğ tarihinden itibaren 1 (bir) sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” düzenlemesini getirmiştir. Bu yasal düzenleme doğrultusunda yapılan icra takibine borçlunun itiraz etmesi halinde davanın 1 (bir) yıllık süre içinde açılması zorunludur. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Maddedeki bu sürenin başlaması için itirazın alacaklıya tebliği zorunludur. Yasada bu sürenin itirazın alacaklıya tebliğinden başlayacağı açıkça vurgulanmıştır. Yasa koyucu bu sürenin hak düşürücü süre olması, bu bağlamda hakkı söndüren bir süre olması nedeniyle alacaklının borçlunun itirazlarına tam olarak muttali olması, bunun da ancak itirazın tebliği yoluyla olacağını öngördüğünden sürenin tebligatla başlayacağını kabul etmiştir. Somut olayda; davaya konu takip dosyasının tetkikinde; davalı/borçlunun 09/09/2019 tarihli borca itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı şirkete veya vekiline tebliğe çıkarılmadığı, borca itiraz dilekçesinin davacıya tebliğ edildiğine dair dosyada herhangi bir belgenin de bulunmadığı görülmüş, İİK.’nun 67/1 maddesinde öngörülen sürenin başlaması için itirazın alacaklıya tebliği zorunlu olduğundan, mahkememizce re’sen yapılan incelemede huzurdaki davanın 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı kanaatine varılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde görev itirazında bulunarak, huzurdaki davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nin değil, Tüketici Mahkemeleri’nin görevli olduğunu ileri sürmüştür. Mahkememizce … Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak ihlalli geçiş tarihleri itibariyle dava konusu … plakalı araçların tescil maliklerini gösterir kayıtlarının gönderilmesi istenmiştir. Müzekkereye verilen cevaplardan; davacıya ait araçların, çekici, yarı römork, açık kasa, tenteli kasa, vb. vasıflarda araçlar oldukları, özellikleri itibariyle yük naklinde kullanıldıkları, dolayısıyla ticari nitelikte oldukları anlaşılmıştır. Emniyetten gelen yazı cevapları ve dosya içeriğindeki diğer tüm bilgi ve belgelere göre; davalıya ait araçların ticari nitelikte araçlar olduğu anlaşılmış, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendiren eldeki uyuşmazlığın çözüm ve görüm yerinin mahkememiz (Asliye Ticaret Mahkemesi) olduğu kanaatine varılarak davalının görev itirazı yerinde görülmemiştir.
2004 sayılı İİK.’nun 50. maddesinde yetki düzenlenmiştir. Buna göre; para ve teminat borcu için takip hususunda usul kanununun yetkiye ilişkin hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK.’nun 6. maddesinde genel yetkili mahkeme düzenlenmiştir. Genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. HMK.’nun 10. maddesinde ise sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin (akdin) ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir. Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca; para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu, alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden, alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; işletmesi davacı şirkete ait olan köprü ve otoyolların kullanılmasından kaynaklı para alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında yetkili icra dairesi; 6100 sayılı HMK.’nun 6. maddesi uyarınca davalının yerleşim yeri, 6098 sayılı TBK.’nun 89. maddesi uyarınca davacı şirketin yerleşim yerinin bulunduğu yer icra dairesi ve taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulduğu gözetildiğinde HMK.’nun 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesidir. Taraflar arasındaki sözleşme (hizmet sözleşmesi), davalı borçlunun araçlarının davacı şirketin işlettiği … (…) ile …’ndan geçişlerine ilişkindir. O halde akdin ifa yeri, davacının hizmet aldığı köprü ve otoyol gişelerinin bulunduğu yargı çevresidir. Dosyada mevcut ihlalli geçişlere ilişkin kayıtlar incelendiğinde, akdin ifa yerinin hizmetin verildiği yer olan İstanbul’un yargı alanı içerisinde kaldığı, takibin yapıldığı …. İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğu, dolayısıyla davalı borçlunun yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşılarak mahkememizce işin esasına girilmiştir.
Mahkememizce … Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak dava konusu … plakalı araçların ilk tescil tarihlerinden itibaren tüm maliklerini gösterir kayıtların gönderilmesi istenmiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda taraflarca bildirilen deliller toplanmış, icra takip dosyası aslı celbedilerek dosyaya kazandırılmış, 02/12/2020 tarihli duruşmada uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, davacı taraf iddiası, davalı taraf savunması ve tüm dosya kapsamına göre SMMM ve Elektrik – Elektronik Mühendisi bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu marifetiyle inceleme yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenerek 13/04/2021 tarihinde dosyaya sunulan raporda özetle; davacı şirketçe davalıya ait … plakalı araçların 27/12/2018 ile 29/07/2019 tarihleri arasında … gişelerinden ihlalli geçişleri nedeniyle davalı şirket aleyhine icra takibi başlatılmış olduğu, … İl Emniyet Müdürlüğü’nün 28/12/2020 tarihli yazısı içeriğinden, ihlalli geçişlere esas plakalı araçların geçiş tarihleri itibarıyla davalı adına kayıtlı olduğu, davacı tarafça davalıya ait araçlara ait HGS/OGS hesaplarının geçişler esnasında sorgulanmış olduğu, takibe esas ihlalli geçişler esnasında dava konusu araçların OGS/HGS hesaplarında yeterli bakiye bulunduğu hususunun davalı tarafça belgelenmemiş olduğu, ödeme yapıldığına ilişkin herhangi bir makbuz vb. belgenin dosyada görülmediği, takip formundaki her bir ihlalli geçiş talebinin dosya kapsamına sunulan CD kayıtlarındaki geçişler ile tek tek karşılaştırıldığı, yapılan tespitler doğrultusunda takibin 22.004,30-TL. (geçiş bedeli) + 88.019,20-TL. (4 katı gecikme cezası) olmak üzere 110.024,00-TL. (asıl alacak) ile 7.630,82-TL. (işlemiş faiz) + 1.373,55-TL (işlemiş faizin KDV’si) olmak üzere toplam 119.028,37-TL. üzerinden devam edebileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu dosya taraflarına tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından 27/04/2021 tarihli dilekçe ile rapora itiraz edilerek başka bilirkişilerden rapor alınması veya ek rapor alınması yönünde talepte bulunulmuştur. Davacı vekili tarafından ise 28/04/2021 tarihli dilekçe ile rapora karşı yazılı beyanda bulunulmuştur. Mahkememizce 22/09/2021 tarihli duruşmada; davalı tarafın başka bilirkişilerden rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiş, ancak davalı tarafın 27/04/2021 tarihli dilekçesindeki tüm itirazlarını değerlendirmek üzere kök raporu düzenleyen bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenerek 27/12/2021 tarihinde dosyaya sunulan ek raporda ise özetle; dosya kapsamına sunulan CD içeriği tekrar incelendiğinde davacı tarafça davalı araçlarının her bir ihlalli geçişine ait görüntü kaydına (fotoğraf) yer verildiğinin tespit edildiği, davalı vekilince araçların ihlalli geçiş tarihi ve saatleri itibariyle farklı bir konumda olduklarına dair dosyaya sunulmuş bir belgenin bulunmadığı, … gişelerinde bariyer ve gişe görevlisinin konumlandırılmış olduğu, ödeme alınamadığı hususunda araç sürücüsü bilgilendirilmeden ve geçiş bildirim formu araç sürücüsüne tebliğ edilemeden bariyerin açılamayacağı, bu tespitler doğrultusunda bariyer bulunan gişe geçişleri esnasında davalı araçlarına ait banka ve PTT hesaplarından ödemelerin alınamadığı hususunda araç sürücülerine davacı şirketçe gerekli ihlal bildirimlerinin yapılmış olduğuna kanaat getirildiği, zira gişe görevlisince araç sürücüsüne ihlalli geçiş bildirim formu teslim edilmediği müddetçe bariyerin açılamayacağı ve araç geçişinin de sağlanamayacağı, davalı vekilince geçişler esnasında araçların HGS ürünlerinde yeterli bakiye bulunduğu iddia edilmiş ise de bunu belgeleyecek bir belgenin dosyaya sunulmadığı, davacı tarafın araçların HGS ürün bakiye bilgilerine erişme yetkisinin bulunmadığı, araç sürücüsü veya davalı tarafça internet ortamı ve mobil uygulamalar ile ihlalli geçiş sorgulamalarının yapılabilmekte olduğu, ihlal tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ödeme yapılabildiği, gerek ihlalli geçişlerin günü ve saati itibariyle, gerekse ihlalli geçişi takip eden 15 gün içerisinde ödeme yapıldığına ilişkin davalı tarafça sunulmuş bir belgenin dosyada görülmediği, davacı şirketin faiz talebindeki %19,50 oranının TCMB avans işlemlerinde uygulanan faiz oranı olduğu, bu oranın 29/06/2018 ve 11/10/2019 tarihleri arasındaki dönem için geçerli olduğu, takibe konu tüm geçişlerin bu tarih aralığındaki dönem içerisinde olduğu belirtilerek 13/04/2021 tarihli kök rapordaki kanaatlerinin aynen devam etmekte olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi ek bilirkişi raporu her iki taraf vekiline de usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından 06/01/2022 tarihli dilekçe ile ek rapora itiraz edilerek dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdi edilmesi talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili tarafından ise 10/01/2022 tarihli dilekçe ile ek rapora karşı yazılı beyanda bulunulmuştur. Mahkememizce 19/01/2022 tarihli duruşmada; dosyada alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarının yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatiyle davalı vekilinin yeni bir bilirkişiden rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 30/5 maddesine göre; geçiş ücretleri ve cezalardan araç malikleri sorumludurlar. 30431 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 25.05.2018 tarihinde yürürlüğe giren 16.05.2018 tarihli ve 7144 Sayılı Kanun’un 18. maddesi ile değiştirilen ve söz konusu değişikliğin uygulama usulü belirleyen 19. maddesi ile 6001 sayılı Kanun’a eklenen Geçici Madde 3 ile getirilen düzenleme çerçevesinde; 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin 5. fıkrası ile 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin 4 (dört) katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. 7144 sayılı yasal ile ve bu yasanın yürürlük tarihi olan 25.05.2018 tarihi itibari ile ve sadece tahsil edilmemiş ceza tutarları hakkında uygulanmak üzere, geçiş ücretinin geçiş tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ödenmemesi halinde tahakkuk eden geçiş ücretinin 10 katı tutarındaki ceza; 4 katı olarak değiştirilmiş ve hazine payı uygulaması ortadan kaldırılmıştır. Sonuç olarak; Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5. maddesine göre, 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
Dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporların dosyada toplanan delillere, dosya kapsamında mevcut bilgi ve belgelere uygun olduğu, davacı tarafça sunulan davalıya ait araçların ihlalli geçişlerine ilişkin CD’yi de incelemek suretiyle detaylı olarak hazırlandığı, yargısal denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre, davalıya ait … plakalı araçların davacı şirketin işlettiği köprü ve otoyollardan muhtelif tarihlerde ihlalli geçişler yaptığı, bu geçişler nedeniyle ödenmesi gereken ücretlerin davalı tarafça yasal süresi içerisinde ve henüz cezaya uğramadan ödenmediği, bunun üzerine davacı şirket tarafından davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, mahkememizde görülen huzurdaki davanın İİK.’nun 67. maddesi gereğince 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, dosyada alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarında davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalıdan 22.004,80-TL. geçiş ücreti ile 88.019,20-TL. geçiş ücretinin 4 katı tutarında para cezası olmak üzere toplam 110.024,00-TL. asıl alacak, 7.630,82-TL. takip öncesi işlemiş faiz ve 1.373,55-TL. işlemiş faizin KDV’si olmak üzere genel toplamda 119.028,37-TL. tutarında alacaklı olduğunun tespit edildiği, 25/05/2018 tarihli, 30431 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan; 7144 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 18. maddesi ile; “25/06/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin 1. ve 5. fıkrasında yer alan “on” ibaresinin “dört” şeklinde değiştirilmiş olduğu, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın yasadaki bu değişikliğe uygun olduğu, dosyada alınan raporun uygulamaya ve mevzuata uygun, aynı zamanda hüküm kurmaya elverişli olduğu, sonuç itibariyle takip tarihi itibariyle davalının davacı şirkete toplam 119.028,37-TL. borcu bulunduğu, davalı borçlunun bu miktara yönelik itirazının haklı ve yerinde olmadığı anlaşılmakla, hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi kök ve ek raporlarında tespit edilen miktara göre davanın kısmen kabulü ile davalının 110.024,00-TL. asıl alacak, 7.630,82-TL. takip öncesi işlemiş faiz ve 1.373,55-TL. işlemiş faizin KDV’si olmak üzere toplam 119.028,37-TL’ye ilişkin itirazının iptali ile takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, davacının fazlaya ilişkin istemin ise reddine, ayrıca takip ve dava konusu geçiş ücretlerine ilişkin alacaklar likit ve davalı borçlu tarafından önceden belirlenebilir nitelikte para alacağı olduğundan, davalı aleyhine %20 oranında hesaplanan 23.805,62-TL. icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 110.024,00-TL. asıl alacak (22.004,80-TL.’si geçiş ücreti, 88.019,20-TL.’si geçiş ücretinin 4 katı tutarında ceza olmak üzere), 7.630,82-TL. işlemiş faiz ve 1.373,55-TL. işlemiş faizin KDV’si olmak üzere toplam 119.028,37-TL.’ye yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa (110.024,00-TL.’ye) takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, davacının fazlaya ilişkin istemin ise reddine,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan, itirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 23.805,62-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 8.130,83-TL karar ve ilam harcından 2.034,07-TL peşin harç ve icraya yatan harç toplamının mahsubu ile geriye kalan 6.096,76-TL harcın davalıdan tahsili ile Maliye’ye gelir kaydına,
4-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak Maliye’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan peşin harç ve icraya yatan harç toplamı olan 2.034,07-TL harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 15.257,70-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 1.600,00-TL bilirkişi ücreti ve 139,75-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.801,95-TL yargılama giderinin, kabul ve red oranına göre 1.800,75-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 793,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır