Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/400 E. 2021/436 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/400 Esas
KARAR NO:2021/436

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/08/2020
KARAR TARİHİ:08/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan … aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile aleyhine icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, davaya konu 01/11/2013 keşide tarihli iş bu bono 300.000,00 TL bedelli olduğunu, öncelikle belirtmek gerekir ki davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını, iş bu konuda … asıl borçlu kendisinin ise kefil olarak bulunduğunu, davaya konu bono borçlusu …, … İli, … İlçesi, … Mah. 1850 ada, 2 parsel de bulunan gayrimenkul ile ilgili yüklenici olarak davalı … ‘ un ortağı olduğu … San. Ve Tic. A.Ş ‘ yle 18/06/2013 tarihli anahtar teslim inşaat sözleşmesinin akdettiğini, dava konusu senette asıl borçlu … kendisinin ise kefil olarak bulunduğunu, daha sonra bu bono … tarafından …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, teminat senedi olarak vermiş olduğu teminat senedi davalı … tarafından takibe konulduğunu, dava konusu senet üzerinde oynama yapıldığını, bu nedenle takibin durdurulmasını talep ettiğini, açıklanan tüm bu nedenlerle borçlu olmadığının tespitiyle kötü niyetle açılan takibin durdurulmasını ve akabinde iptaline, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu 01/11/2013 keşide tarihli 300.000,00 TL bedelli senette HMK 209.madde gereğince sahtecilik iddiasında bulunduklarından bu durumun tespitiyle öncelikle teminatsız aksi halde icra dosyasında haczedilen malların teminat olarak alınarak veya teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararına takibin durdurulmasına ve takibin iptaline, sahtecilik iddiası kabul edilmez ise …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası konu senedin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağından teminat karşılığında vezneye yatacak paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesiyle borçlu olmadığının tespitini ve takibin iptaline, kötü niyetle hareket ederek ticari hayatını onarılmaz zararlar veren davalılardan %20 ‘ den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında müvekkilinin taraf sıfatının bulunmamakta olduğunu, davanın reddini talep ettiklerini, davacı taraf … tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davacı … aleyhine takip başlattığını belirttiğini, söz konusu takibe konu senette müvekkili …’un adı yer almadığı gibi takipte de müvekkilinin adı geçmemekte olduğunu, kendisine karşı başlatılmış bir takibin bulunmadığını, müvekkillerine karşı bu davanın açılmasının anlaşılamadığını, takibe konu senet ve icra takip dosyası incelendiğinde görülecektir ki, alacaklısı …, borçlusu … olan söz konusu icra takibinin iptali için ikame edilen davada müvekkili …’un ne icra takibiyle ne de menfi tespit davasıyla bir ilgisi olmadığının ortada olduğunu, açıklanan nedenlerle müvekkilinin huzurdaki davada taraf sıfatı bulunmadığından davanın husumet yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle ; huzurdaki davaya ve icra takibine konu 05.05.2015 vade tarihli 300.000,00-TL bedelli bono, davacı … ile dava dışı … tarafından keşide edilerek davalı müvekkil i…’ye devir ve teslim edildiğini, keşideciler tarafından vadesinde ödenmeyen bono hakkında İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.01.2017 tarih, 2017/39 D.İş ve 2017/57 Karar sayılı ihtiyati haciz kararını müteakip ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, davacının müvekkiline alacağının tahsiline engel olmak veya geciktirmek için ….İcra Hukuk Mahkemesi’nin…Esas sayılı davası ile takibin taliki veya iptali konulu dava ikame ettiğini yerel mahkemece davanın reddine karar verildiğini, dosya Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davacı-borçlu … ile dava dışı borçlu … adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar üzerine haciz tatbik edildiğini, bunun üzerine davacı tarafından taşkın haciz iddiası ile ….İcra Hukuk Mahkemesi’nin…Esas sayılı dosya ile icra memur muamelesine ilişkin şikayette bulunmuşsa da takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, müvekkilinin alacağının geciktirilmesi amacıyla bu kez … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel, …. nolu bağımsız bölüme davacı-borçlu ile birlikte müşterek malik olan ağabeyi … devreye girerek hiçbir şekilde tarafı olmadığı ve hukuki yararı bulunmadığı halde borçlu hissesine ilişkin yapılan kıymet takdirine itiraz ettiğini, … tarafından …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası ile görülen davada keşif harç ve bilirkişi incelemesine ilişkin gider avansının ödenmemesi sebebiyle davanın reddine karar verildiğini, tüm kötü niyetli engellemelere rağmen davacı-borçlunun maliki bulunduğu taşınmazın satışı için satış günü tayin edilmiş, gerekli ilanlar yapılmışsa da belirlenen satış günlerinin Covid-19 salgını sebebiyle 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesi kapsamında işlem yapılmasının ertelendiği tarihlere denk gelmesi nedeniyle satış işlemi yapılamamış, yasal engelin ortadan kalkması üzerine satış işlemlerine başlanacağı sırada davacı-borçlu ile ağabeyi …’ün talep ve ısrarları sonucu taraflar arasında dava konusu bono ve icra takibinin de yer aldığı 02.07.2020 tarihli “Borcun Tasfiyesine Dair Anlaşma” imzalandığını, anılan anlaşma uyarınca dava konusu edilen senet ve icra takip bocunu kabul ettiğini beyan ile bu borca karşılık maliki olduğu … İli, … İlçesi, … …, … ada, 2 parsel sayılarına kayıtlı 8 nolu bağımsız bölüm ile … plakalı aracı her türlü borç, haciz ve takyidatlardan arındırılmış şekilde müvekkiline devretmeyi kabul ettiiğini, taraflar arasındaki anlaşma uyarınca müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, aracın bulunduğu otoparka ait yeddiemin ücretini ödemiş, icra müdürlüğüne talepte bulunarak araç üzerindeki yakalama kaydının kaldırılmasını sağlamış, devir ve temlik işlemlerine esas olmak üzere … ilçesi, … …, … ada, … parsel sayılarına kayıtlı 8 nolu bağımsız bölüme ait emlak vergilerini ödediğini, davacı tarafından anlaşmada yer alan taşınmazın müvekkili adına devir ve ferağ işlemleri amacıyla ekli SMS çıktısında da görüleceği üzere 13.07.2020 tarih ve … sıra numarası ile … Tapu Sicil Müdürlüğü’nden randevu alınmış, buna rağmen davacı borçlu satış günü çeşitli bahanelerle müvekkilemizi oyalayarak taşınmazın devrinden kaçınmış, yeddiemin otoparkında bulunan aracı kaçırmaya çalışmışsa da talebimiz üzerine yenilenen yakalama şerhi sebebiyle aracı kaçıramadığını, taraflar arasındaki anlaşmaya rağmen yükümlülüklerini ifadan kaçınan davacı anlaşmanın imzalandığı tarihten 3 ay sonra kötü niyetli, asılsız iddialarla huzurdaki haksız, anlaşma ve hukuka aykırı davayı ikame ettiğini, davacı iddialarını ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, davacı borçlu olduğunu kabul ettiğini, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, anlaşma ve senede rağmen huzurdaki davanın açılmasında davacının haksız ve köyü niyetli olduğu aşikar olmakla İİK.72/4. maddesi uyarınca icra takip alacağının %20’sinden aşağı olmayacak tutardaki tazminatın davacıdan alınarak müvekkilemize ödenmesini de talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle öncelikle davacının haksız davası ve ihtiyati tedbir şartlarını yerine getirmediği dikkate alınarak bu yöndeki talebinin reddine, müvekkilinin alacağının tahsilini geciktirmek veya engellemek amacıyla açılan haksız ve kötü niyetli davanın reddine, icra takip alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek tazminatın müvekkilene ödenmek üzere davacıdan alınmasına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce davaya konu olarak …. İcra Hukuk Mahkemesinin…Esas sayılı dosyası ile tüm ekleri, …. İcra Dairesinin … Tal. Sayılı dosyasının UYAP sureti, …. İcra Hukuk Mahkemesinin…Es. Sayılı Dosyasının UYAP sureti, …. İcra Hukuk Mahkemesinin… Es. Sayılı dosyasının UYAP suretleri celp edilip incelenmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davalı … tarafından …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyası ile davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu takibe konu edilen 300.000 TL bedelli 01.11.2013 keşide tarihli bono nedeni ile 2004 sayılı İİK’nun 72. Maddesi gereği davacı yanın borçlu olmadığının tespitine dair icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı; dava dışı şirketle yapılan sözleşme nedeni ile, şirket ortağı olan davalı …’a şirkete ait taşınmazın devri nedeni ile teminat amacıyla dava konusu senedin verildiğini, yapılan sözleşme gereği işlerin tamamlanmaması durumunda adına devredilen taşınmazı dava dışı şirkete devredeceğini, şirket tarafından da dava konusu bononun iade edileceğinin kararlaştırıldığını, bu durumun dava dilekçesi ekinde sunulan protokolden anlaşıldığını, bonoyu dava dışı …’in keşideci kendisinin ise kefil sıfatı ile imzaladığını ancak davalı tarafından senede nakden ibaresi eklendiğinin ve kefil olduğuna dair yazının çizilerek takibe konu edildiğini, davalı …’ye her hangi bir borcu olmadığını iddia etmektedir.
Dava konusu bononun, 01.11.2013 keşide ve 05.05.2015 vade tarihli, 300.000 TL bedelli olduğu, badeli nakden alınmış ibaresi bulunduğu, lehtarının … olduğu, keşidecinin … olduğu, davacı yanın kefil olarak imzaladığı ancak kefil yazısının üzerinin çizili olduğu anlaşılmıştır.
TTK’nun 702. Maddesi gereği kefil aval veren konumundadır. Üzeri çizili kefil yazısının davacı tarafından paraflanmadığı gözetilerek, mahkememizce davacı dava konusu senette aval veren olarak kabul edilmiştir. Ancak aval veren hamile karşı borcun tamamından keşideci gibi sorumludur.
Senedin teminat amacıyla verildiğini ispat yükü davacı borçlu üzerindedir. Yargıtay HGK’nun 14.03.2001 tarih ve … sayılı ve yine 20.06.2001 tarih ve … sayılı kararlarında da benimsendiği üzere; dayanak belgenin teminat senedi olduğu iddiası, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Yazılı belge sunulduğu takdirde, İİK’nun 169/a maddesi uyarınca belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunludur.
Bono metninde yapılan incelemede, senet metninde, teminat senedi olduğuna ilişkin hiç bir açıklama bulunmadığı görülmüştür. Davacı tarafından, davalı … ile aralarında imzalanan 01.11.2013 tarihli protokolün senedin teminat amacıyla verildiğini ispat ettiği savunulmuş ise de, protokolde dava konusu senede açıkça atıf yapılmadığı, bir senetten bahsedildiği, söz konusu belgenin her zaman düzenlenebilecek nitelikte olduğu ve senette yer almayan davalı … ile düzenlendiği gözetildiğinde dava konusu senedin teminat amacıyla verildiğini ispat için yeterli bir belge değildir. Davacı tanık deliline dayanmış ise de; davacı yukarıda anıldığı üzere bononun teminat olarak verildiği ancak senede açıkça atıf yapan yazılı bir delil ile ispat edilebilir, bu sebeple davacı tanıkları dinlenmemiştir.
Davacı dava konusu senedin teminat amacıyla verildiğini ispat edebilmiş değildir. Bu sebeple davalı alacaklı Nayime Naykı’ya karşı açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Menfi tespit davası, borçlu tarafından alacaklı olduğunu iddia eden kişiye karşı açılabilir. Davacı tarafından dava konusu senedin …’a verildiği iddia edilerek davalı olarak gösterilmişse de, adı geçen davalının icra takibinde ve dava konusu senette herhangi bir sıfatla yer almadığı adı geçen davalıya husumet yöneltilemeyeceği anlaşılmış, …’a yönelik açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar mahkememizin 19.08.2020 tarihli ara kararı ile dava konusu takibin %25 oranında teminat yatırılması halinde durdurulmasına karar verilmiş ise de, davacı tarafından teminat yatırılmaması sebebiyle ihtiyati tedbir kararı uygulanmadığından davacının İİK’nun 72/4 maddesine dayanarak talep ettiği tazminat isteminin reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-) Davalı …’ye yönelik davanın REDDİNE
2-) Davalı …’a yönelik davanın husumet yokluğu nedeni ile REDDİNE
3-)Davalı …’nin tazminat isteminin REDDİNE
4-)Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin ödenen 5.123,25 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.063,95 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacıya iadesine
5-)Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına
6-)Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a ödenmesine
7-)Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 29.450,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’ye ödenmesine
8-Gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine
Dair davacı asil ve davalı … vekilinin yüzüne diğer davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır