Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/394 E. 2022/338 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/394 Esas
KARAR NO:2022/338

DAVA:İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:13/08/2020
KARAR TARİHİ:05/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafın …. İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı dosyası ile aleyhine yürüttükleri 3.608,84-TL tutarındaki icra takibi nedeniyle düzenlenen alacağa itiraz ettiğini, borcun itirazı haksız olup, borçlu itirazında kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirket ile davalı taraf arasında … Arabuluculuk Numaralı dosya ile 03.03.2020 tarihinde arabuluculuk görüşmesi yapıldığını, Arabuluculuk görüşmelerinde taraflar arasında gerekli muvafakat sağlanamaması sebebiyle takibe konu olan alacağın tahsili amacıyla işbu davanın ikame edilmesi zorunluluğunun hâsıl olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında kargo sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşme unsurları gereği taşıyıcının taşıma taahhüdünde bulunduğunu, gönderenin ise taşıma ücretini vermeyi borçlanması olduğunu, bu sözleşme içerisinde mesafelere ulaştırma saatleri, davalı ve müvekkili şirketin yükümlülükleri, ücret tarifesi ve ödeme şekli, uyuşmazlık durumunda yetkili mahkemeleri hususları belirtildiğini, müvekkili şirket, davalı ile aralarındaki kargo sözleşmesindeki taşıma taahhüdünü özen ve ivedilikle yerine getirmiş olup yapılan taşıma işlemleri neticesinde faturalar kesildiğini, buna karşılık davalının müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilmiş olan taşıma hizmetine karşılık olarak ödenmesi gereken ücreti ödemediğini, açıklanan tüm bu nedenlerle haklı davalarının kabulüne, borçlunun …. İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı takibine yaptığı itirazının iptaline ve takibin devamına, kötü niyetli olarak takibe itiraz eden borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı yan üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; mahkeme dosyasında açılan iş bu dava haksız olarak açılmış olduğundan reddi gerektiğini, davacı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası ile aleyhlerine icra takibi başlatılmış olsa da müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin davacının müvekkilin taşınması istediği ürünlere sürekli olarak zarar vermesi, sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesi sebebi ile 2018 yılında çalışmayı durdurduğunu, 2018 yılında çalışmayı durdurmuş olmasına rağmen, davacıya bütün alacakları eksiksiz ve tam olarak ödendiğini, müvekkilinin borçlu olmak bir yana, davacı tarafından verilen eksik hizmetlerden dolayı mağdur olduğunu, zarar etmiş, bu sebeple de davacı ile iş ilişkisini sonlandırdığını, müvekkilinin aleyhine ilamsız icra takibi ve itirazın iptali davası açan davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği bedeli, davanın niteliğine göre ispat etmesinin gerekmekte olduğunu, alacaklı olduğunun ispatını yapamayan davacının hukuki mesnetten yoksun işbu davasının reddedilmesi gerekmekte olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle hukuki dayanaktan yoksun açılmış iş bu davanın reddine, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası ile kötü niyetli olarak açılmış icra takibinin iptali ile birlikte davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce davaya konu edilen …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir. ür.
Mahkememizin 15/12/2020 tarihli celse bir nolu ara karar gereğince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak konusunda uzman SMMM … seçilmiş, adı geçen bilirkişice sunulan 30/07/2021 tarihli raporu ve 04/03/2022 tarihli ek raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunun ve ek raporunun tetkikinde, davacı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davacı defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olduğu, davacı yanın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı yandan 09.11.2018 tarihi itibarı ile KAYDİ olarak 3.397,57 TL alacaklı göründüğü, davacının davalı yanı takiple temerrüde düşürdüğü görülmekle, faiz yönünden hesaplamanın infaz anında icra müdürlüğünce yapılacağı, davacı yanın icra takibinde talep ettiği tutarın incelenen ticari defterlerdeki tutar ile aynı miktarda olduğu kanaatiyle raporlar alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘ nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı tarafından davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile “3.397,50 TL tutarlı, faturalara dayalı alacak” açıklaması ile 3.397,57 TL asıl alacak ile 211,27 TL takipten önce işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.608,84 TL alacak için ilamsız icra takibine başlandığı örnek 7 ödeme emrinin 27.03.2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından 29.03.2019 tarihinde 7 günlük yasal süre içerisinde takibe itiraz edildiği, itirazın davacı alacaklıya tebliğ edilmeksizin 13.08.2020 tarihinde elde ki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesi de “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda anılan düzenleme gereği davacı davalıdan talep ettiği tutar miktarı ile alacaklı olduğunu ispat yükü altındadır.
Davacı alacağının tespiti için taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, davacı tarafından defterleri incelme için ibraz edilmiş davalı taraf defterlerini inceleme için ibraz etmemiştir.
Bilirkişi tarafından sunulan 02.03.2022 tarihli rapor ile kendi ticari defterlerine göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 3.397,57 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. Maddesinin 3. fıkrasında ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.)…” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davalı şirketin tüzel kişi tacir olarak defter tutmakla yükümlü olmasına rağmen defterlerini ibraz etmemesi, yukarıda anılan kanun maddesi ile davacı yan ticari defterleri dikkate alınarak davacı yanın davalı şirketten 3.397,57 TL alacaklı olduğu anlaşılmış, bu miktar yönünden davalı tarafından yapılan itirazın iptaline takibin devamına, davalı borçlu takip ile temerrüde düştüğündün takip öncesi dönem için istenen faiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli 2019/4054 esas ve 2019/7699 karar sayılı kararında belirtildiği üzere; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun itirazında haksız olması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Davacının talebinin cari hesap nedeni ile alacak istemine ilişkin olduğu alacağın likit olduğu anlaşıldığından davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıda ki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalı tarafından …. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 3.397,57 TL asıl alacak yönünden İPTALİ İLE TAKİBİN BU MİKTAR ÜZERİNDEN TAKİP TALEBİNDEKİ ŞARTLAR İLE DEVAMINA, FAZLAYA İLİŞKİN İSTEMİN REDDİNE,
2-İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20 ‘ si oranında hesaplanan 509,63 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 232,09-TL karar ve ilam harcından 54,40-TL peşin yatırılan harcın mahsubu ile geriye kalan 177,69-TL eksik harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 62,20-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 966,75.-TL olmak üzere toplam 1.028,95-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 968,71-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 3.397,57 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 211,27 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
9-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 1.242,72 TL’sinin davalıdan, 77,28 TL’sinin davacıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
Dair, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır