Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/384 E. 2021/791 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/384 Esas
KARAR NO :2021/791

DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/08/2020
KARAR TARİHİ:27/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında dava dilekçesi ekinde belirtilen numaralara ait hatların kullanımı için sözleşmeler imzalandığını, sözleşmelere istinaden keşide edilen fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmediğini, bunun üzerine davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının 03/12/2018 tarihli dilekçe ile borca itiraz ederek takibin durdurulmasını sağladığını, müvekkili şirketin davalı tarafla imzaladığı sözleşmelere uygun olarak takibe konu faturaları düzenlemiş olduğunu, davalı tarafça icra takibine yapılan itirazın tamamen haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davalının itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı karşı yana yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri ile tensip zaptı davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, davalı taraf cevap dilekçesi sunmadığı gibi, duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı operatör şirket ile davalı arasında, davalı şirketin kullandığı GSM hat numaralarına istinaden akdedilen … Mobil Telefon Hizmetleri Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmeleri’ne konu 10/09/2017 ile 10/10/2017 dönemine ait GSM hizmetine ilişkin fatura bedellerinin davalı kurumsal abone (şirket) tarafından ödenmediği iddiasıyla davacı tarafça davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazların İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, Kurumsal Abonelik Sözleşmesi, taahhütnameler, faturalar, müvekkili şirketin ticari defterleri, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi ve diğer yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil bildirmemiştir.
Mahkememizce davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasının bir örneği dosyaya kazandırılmıştır. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından 12/02/2018 tarihinde 9.323,88-TL. asıl alacak, 1.770,66-TL. işlemiş faiz, 314,20-TL. işlemiş faizin KDV’si ve 248,72-TL. işlemiş faizin ÖİV’si olmak üzere toplam 11.657,46-TL.’nin tahsiline yönelik olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek-7 nolu ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 28/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirket vekili tarafından 03/12/2018 tarihli dilekçe ile yasal süresi içerisinde borca ve yetkiye itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, sonrasında davacı alacaklı şirket vekili tarafından 07/08/2020 tarihinde harca esas değer olarak 11.657,46-TL. gösterilmek suretiyle huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
İİK. 67/1 maddesi; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” düzenlemesini getirmiştir. Bu yasal düzenleme doğrultusunda yapılan icra takibine borçlunun itiraz etmesi halinde davanın bir yıllık süre içinde açılması zorunludur. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Maddedeki bu sürenin başlaması için itirazın alacaklıya tebliği zorunludur. Yasada bu sürenin itirazın alacaklıya tebliğinden başlayacağı açıkça vurgulanmıştır. Yasa koyucu bu sürenin hak düşürücü süre olması, bu bağlamda hakkı söndüren bir süre olması nedeniyle alacaklının borçlunun itirazlarına tam olarak muttali olması, bunun da ancak itirazın tebliği yoluyla olacağını öngördüğünden sürenin tebligatla başlayacağını kabul etmiştir.
Somut olayda icra takip dosyasının tetkikinde; davalı borçlu şirket vekilinin 03/12/2018 tarihli itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğe çıkarılmadığı, borca itiraz dilekçesinin davacıya tebliğ edildiğine dair dosyada herhangi bir belgenin bulunmadığı görülmüş, İİK.’nun 67/1 maddesinde öngörülen sürenin başlaması için itirazın alacaklıya tebliği zorunlu olduğundan, mahkememizce re’sen yapılan incelemede huzurdaki davanın 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı kanaatine varılmıştır.
Ayrıca her ne kadar davalı tarafça icra takip dosyasına sunulan 03/12/2018 tarihli itiraz dilekçesinde borca itirazla birlikte icra dairesinin yetkisine de itiraz edilerek Küçükçekmece İcra Daireleri’nin yetkili olduğu ileri sürülmüş ise de; taraflar arasında akdedilen … Mobil Telefon Hizmetleri Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmesi’nin 7. maddesinde sözleşmeden doğan ihtilaflarda açıkça İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri yetkili kılındığından, dolayısıyla davaya konu ilamsız icra takibinin yapıldığı …. İcra Müdürlüğü yetkili olduğundan, HMK.’nun 17. maddesi gereğince davalı tarafın yetki itirazının reddine karar verilerek işin esasına girilmiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus; borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir. İtirazın iptali davaları icra takibine ve takip talebine sıkı sıkıya bağlı davalardan olup; davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereğince takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa aittir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, mahkememizce 13/06/2021 tarihli ara kararla iddia, savunma, taraflar arasında akdedilen Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmeleri, faturalar ile dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve 02/07/2021 günü, saat 14.00 inceleme günü ve saati olarak belirlenmiştir. İlgili ara kararın tebliği ile birlikte dosya taraflarına inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını mahkememize ibraz etmeleri, eğer inceleme günü ve saatinde defterlerini hazır edemeyecekler ise en geç inceleme gün ve saatine kadar ticari defter ve kayıtlarının bulundukları yerleri bildirmeleri için inceleme gününe kadar kesin süre verilmesine karar verilmiş, aksi takdirde defter ibrazından kaçınmış sayılacakları hususu açıkça ihtar edilmiştir. Bu konuda davalıya usulüne uygun olarak ve gerekli ihtaratı içeren tebligat gönderilmesine karşın, davalı taraf ticari defter ve belgelerini incelenmek üzere mahkememize sunmadığı gibi, yerinde inceleme de talep etmemiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2017 tarihli, 2016/2630 Esas ve 2017/258 Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere; mahkemece tacir olan taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmesi halinde davacı taraf ticari defterlerini öngörülen sürede ibraz etmesine karşın davalı taraf ticari defterlerini mahkemeye sunmaz ise artık davacı tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterleri onun (davacının) lehine delil niteliğini haizdir. Davacının icra takibine konu ettiği tutarlar eğer davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde yer almakta ise (kayıtlı ise) bu durumda davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması nedeniyle ispat yükü kendisinde olan tarafın (davacının) ticari defterleri davacı lehine delil olacaktır.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenerek 20/09/2021 tarihinde dosyaya sunulan raporda özetle; davacı … A.Ş ile davalı firma arasında 27/08/2017 tarihinde Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmesi akdedildiği, davalı şirketin Kurumsal Kontratlı Modem Kampanyası’ndan kurumsal abone olarak yararlanabilmek amacıyla sözleşme kapsamındaki Kampanya Taahhütnamesi’ni imzaladığı, dosyada mübrez telefon hatlarına ilişkin faturalar incelendiğinde; taraflar arasında imzalanan 27/08/2017 tarihli Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmesi ile ilgili 94 adet telefon hattına ilişkin olarak 10/09/2017 düzenleme tarihli ve 22/09/2017 son ödeme tarihli faturalar ile 39 adet telefon hattına ilişkin 10/10/2017 düzenleme tarihli ve 23/10/2017 son ödeme tarihli bir önceki dönem faturalarına ilişkin gecikme bedellerinin yer aldığı gecikme faturalarının bulunduğu, … Mobil Telefon Hizmetleri Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmesi kapsamında aylık paket ücretinin 73,00-TL. Olduğu, davalı şirketçe indirimli olarak 51,80-TL. … paketinden yararlanıldığı, paket kapsamında faturada da belirtildiği üzere her yöne 500 dk, şirket içi sınırsız, 250 SMS ve 2 GB, dakika aşımında her 30 dk 5-TL.’nin paket kapsamında olduğu, bu sınırların dışındaki tüm görüşmelerin ayrıca ücretlendirileceğinin açıkça belirtilmiş olduğu, Kurumsal Kontratlı Modem Kampanya Taahhütnamesi’nde ise belirtilmiş seçeneklerden … paketi kapsamında 2 GB sınır olduğu, bu sınırların dışında data kullanımının ayrıca ücretlendirileceğinin de açıkça hüküm altına alınmış olduğu, dava konusu ilgili faturalar incelendiğinde içeriklerinin paket aşımı faturalar, ses paket aşımı faturaları, kurumsal data paket faturaları, özel hizmet faturaları, paket dışı kullanım olduğu, tüm dosya kapsamı ve faturalar değerlendirildiğinde taahhütnamelerde belirtilmiş olan faturayı oluşturan ana kalemlerin karşılıklarının incelendiği ve tüm ücretlendirmelerin taraflarca imza edilen Kurumsal Kontratlı Modem Kampanya Taahhütnamesi KDV ve ÖİV dahil 51,80-TL. tarife bedeli taahhütname şartlarına uygun olduklarının anlaşıldığı, incelenen dosya kapsamına göre ise sözleşme ve taahhütnameler dikkate alındığında davalının tahakkuk ettirdiği ve dosyada mübrez son ödeme tarihi 22/09/2017 olan 94 adet fatura tutarları toplamının 9.152,82-TL. olduğu, dosyada mübrez 23/10/2017 son ödeme tarihli 39 adet gecikme bedeli faturalarının ise ödenmeyen bir önceki döneme ait fatura bedellerine işletilen gecikme bedeli olduğu, şayet borçlu gecikmeli de olsa bir sonraki dönemde fatura borcunu gecikme bedeli ile birlikte ödeseydi herhangi bir sorun olmayacağı, işbu davaya konu icra takibinde ise ödenmeyen faturalar için son ödeme tarihinden itibaren icra takibine kadar akdi gecikme bedeli hesaplanarak takip yapılmış olduğu, asıl alacak olan fatura bedellerine son ödeme tarihinden (fatura bedellerinin sadece 94 adet hatta ilişkin olduğu, dosyadaki diğer 39 adet faturanın ise gecikme bedeli faturası olduğu), icra takip tarihine kadar abonelik sözleşmesi hükümlerine göre akdi gecikme oranı olan aylık %4 üzerinden gecikme bedeli hesaplanması gerektiği, faize faiz yasağı da dikkate alındığında dosyada mübrez 39 adet gecikme bedeli faturasının asıl alacak olarak değerlendirilmemiş olduğu, dosya kapsamına göre davalı tarafından ödemeye ilişkin herhangi bir belgenin ibraz edilmediğinin görüldüğü, bu itibarla son ödeme tarihi geçen faturalar için taraflar arasında imzalanan Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmesi’nin 5.6. maddesinde belirtildiği üzere faturaların en alt kısmında “son ödeme tarihinde ödenmeyen fatura tutarları için aylık %4 oranında gecikme faizi uygulanmaktadır” şeklinde akdi faiz belirlenmiş olduğu belirtilerek ve sonuç olarak; taraflar arasında yapılan sözleşmeler ile taahhütnameler, faturalar ve tüm dosya kapsamındaki belgelerin incelenmesi neticesinde davacı şirketin davalı borçlu şirket hakkında …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile yaptığı ilamsız icra takibinde davalının itirazının iptali ile icra takibin 9.152,82-TL. asıl alacak (faturalar toplamı), 1.708,52-TL. birikmiş faiz (23/09/2017 – 12/02/2018 arası 140 gün), 307,53-TL. %18 KDV (birikmiş faize ait) ve 128,14-TL. Özel İletişim Vergisi (birikmiş faize ait) olmak üzere toplam 11.297,01-TL. üzerinden devamının gerektiği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu taraf vekillerine 25/09/2021 tarihinde e-tebligat yöntemi ile usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak her iki taraf vekili tarafından rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Dosyada alınan bilirkişi kurulu raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun toplanan delillere, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine, davalı şirketin sözleşme kapsamında verdiği taahhütlere, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu görülmüştür. Ayrıca raporun yargısal denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanmış, raporda yer alan teknik değerlendirme ve hesaplamalar mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları).
Tacir olan taraflar arasında akdedilen Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmesi’nin 5.6 maddesinde “Fatura ödemeleri, …’in belirleyeceği yöntemlerle ve duyurduğu anlaşmalı banka ve kurumlardan yapılır. Faturada belirtilen son ödeme tarihini geçen ödemeler için; … tarafından günlük bazda gecikmeli gün sayılı kadar faiz uygulanır. Uygulanacak faiz oranları düzenlenen faturalarda ve ilgili hizmet kanallarından bilgi verilir.” şeklinde düzenlemenin yer aldığı ve davacı … tarafından taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden düzenlenen faturaların alt kısmında ise “Son ödeme tarihinde ödenmeyen fatura tutarları için aylık %4 oranında gecikme faizi uygulanacaktır.” şeklinde ibarenin yer aldığı görülmekle; mahkememizce asıl alacağa takip tarihinden itibaren aylık %4 oranında akdi faiz uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
İddia, davalı borçlu şirketin icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesi içeriği, icra takip dosyası, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler, davalı şirketin imzaladığı taahhütnameler, takip konusu faturalar ile tüm dosya kapsamının ve mahkememizce benimsenen bilirkişi kurulu raporunun birlikte değerlendirilmesinde; taraflar arasında 27/08/2017 tarihinde Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmesi akdedildiği, sözleşme kapsamında davalı şirketin Kurumsal Kontratlı Modem Kampanyası’ndan yararlanabilmek amacıyla sözleşme kapsamındaki Kampanya Taahhütnamesi’ni imzaladığı, davacı şirketin taraflar arasındaki sözleşmeye ve ticari ilişkiye uygun olarak davalı şirket adına takip konusu faturaları düzenlediği, faturalardaki ücretlendirmelerin taraflarca imzalanan sözleşmeye ve Kurumsal Kontratlı Modem Kampanya Taahhütnamesi şartlarına uygun olduğu, takip ve dava konusu faturaların davacı şirketin resmi ve mevzuata uygun ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, dosya kapsamındaki sözleşme ve belgelere göre taraflar arasında kurumsal abonelik sözleşmesi ilişkisinin varlığı ve davalı şirketin bu kapsamda davacıdan abonelik hizmeti aldığı konusunda mahkememizde kanaat oluştuğu, davacı tarafın bilirkişi incelemesi için ticari defter, kayıt ve belgelerini ibraz ettiği, ancak davalı tarafın mahkememizce verilen kesin süreye ve yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, bu nedenle ispat yükü kendisinde olan davacı şirketin usulüne uygun şekilde tuttuğu ticari defterlerinin sahibi lehine delil olduğu, davacı tarafça sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi kurulu raporunda tespit edilen miktara göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibariyle 9.152,82-TL. asıl alacak (faturalar toplamı), 1.708,52-TL. işlemiş faiz (23/09/2017 – 12/02/2018 arası 140 gün), 307,53-TL. %18 KDV (işlemiş faize ait) ve 128,14-TL. Özel İletişim Vergisi (işlemiş faize ait) olmak üzere toplam 11.297,01-TL. alacağı bulunduğu, buna göre davalı yanın 11.297,01-TL.’ye yönelik itirazının haksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptalinin gerektiği, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan, takip konusu fatura alacakları da likit ve önceden belirlenebilir olduğundan, ayrıca davalının itirazları da haksız olduğundan, davacı lehine kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatını da kapsar şekilde davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin davacı isteminin ise reddine ilişkin olarak aşağı gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 9.152,82-TL. asıl alacak (faturalar toplamı), 1.708,52-TL. işlemiş akdi faiz, 307,53-TL işlemiş faize ait KDV ve 128,14-TL. işlemiş faize ait ÖİV (özel iletişim vergisi) olmak üzere TOPLAM 11.297,01-TL.’ye yönelik itirazlarının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren aylık %4 akdi faiz ve bunun KDV’si ve ÖİV’si uygulanmak suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, davacının fazlaya ilişkin isteminin ise reddine,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 2.259,40-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 771,70-TL karar ve ilam harcından 199,09-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 572,61-TL harcın davalıdan tahsili ile Maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan peşin harç ve icraya yatan harç toplamı olan 199,09-TL harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 87,25-TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.149,45-TL yargılama giderinin, kabul ve red oranına göre 2.082,99-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 360,45-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştikten sonra ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davalı vekilinin yüzüne karşı duruşma salonunda, davacı vekilinin e-duruşma sistemi üzerinden yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır