Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/381 E. 2022/123 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/381 Esas
KARAR NO:2022/123

DAVA:Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ:05/08/2020
KARAR TARİHİ:10/02/2022

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirketin %44 oranında paya sahip ortağı olduğunu, davalı şirketin yönetim kurulu başkanlığının iptali talep edilen genel kurul toplantısı öncesinde hileli bir şekilde dava dışı … tarafından ele geçirildiğini; bu yönetim kurulu başkanının hukuka aykırı işlemler ve usulsüzlükler yaptığını; davalı şirketin 09/03/2020 tarihli 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 2, 3, 4 ve 5 numaralı kararların yasaya, şirket ana sözleşmesine, objektif iyiniyet kurallarına ve usule aykırı olduğunu; gündemin 2 ve 3 numaralı kararıyla alınan yönetim kurulu faaliyet raporlarının ve şirket bilançosunun gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin incelemesine gönderilmediğini; yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin gündemin 4.maddesiyle herhangi bir karar alınmadığını, … ile …’in ibra edilmediğini; YK üyelerinin seçilmesine ilişkin gündemin 5.maddesiyle alınan kararın yasaya, ana sözleşmeye, dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, ibra edilmeyen YK üyelerinin yeniden seçilmesinin mümkün olmadığını, yine yönetim kurulunun kaç kişiden oluşacağına yönelik belirleme yapılmadan gündemin bu maddesinin onaylandığını, ana sözleşmeye aykırı olarak genel kurulda müzakere edilmeden iki kişinin yönetim kurulu üyesi olarak seçildiğini, alınan kararlara muhalefet şerhlerinin yazdırıldığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davalı şirketin 09/03/2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 2, 3, 4 ve 5 nolu kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının şirketteki imza yetkisini kötüye kullandığını, şirket adına yapması gereken ödemeleri yapmadığını, bu nedenle ödemelerin … tarafından yapıldığını, imza yetkisinin kötüye kullanılmasından dolayı ana sözleşmenin temsile yönelik düzenlemenin değiştirilmesi amacıyla genel kurulun toplantıya çağrıldığını ancak, davacının imza vermemesi nedeniyle karar alınamadığını, akabinde alınan mahkeme kararı doğrultusunda atanan kayyım ile genel kurulun toplantıya çağrılarak genel kurulda ana sözleşme değişikliğinin kabul edildiğini, davacının şirkette birçok usulsüzlük yaptığını, bu hususta İstanbul CBS’na suç duyurusunda bulunulduğunu; davacının yönetim kurulu toplantılarına çağrıldığını ancak, katılmadığını, bu çağrının şekle tabi olmadığını, sözlü olarak gerçekleştirildiğini; davacının somut herhangi bir delile dayanmadan şirket genel kurul kararlarının iptalini istediğini, davacının yönetim kurulu üyesi olduğunu, tüm evrak, raporlar ve kayıtların incelemesine açık olduğunu, şirketin 2010 yılından bu yana gayri faal olduğunu, şirketin haklı sebeple feshi istemli dava açıldığını; YK üyelerinin ibrasına ilişkin maddenin iptalinin istenemeyeceğini, YK üyelerinin tekrar seçilmesinin ibra ile ilgili olmadığını, YK’nun TTK ve ana sözleşmeye uygun olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Dava; davalı şirketin 09/03/2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 2, 3, 4 ve 5 nolu kararların iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafın alınan kararların iptalini istediği genel kurul toplantısına katıldığı hususu her iki tarafın da kabulünde olup, bu husus uyuşmazlık konusu değildir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık genel kurul kararlarının iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Olaya uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 445.maddesi; “446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” hükmünü içermekte olup;
Aynı yasanın 446.maddesi gereğince iptal davası açabilmek için toplantıda hazır bulunan ilgilinin karara olumsuz oy vermesi ve bu muhalefetini tutanağa geçirtmesi veya divan başkanlığına vermesi yasal zorunluluktur. Bu bağlamda, davacının, davalı şirketin 09/03/2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında iştirak ettiği ve iptali istenen 2, 3, 4 ve 5 nolu gündem maddelerine olumsuz oy kullandığı ve alınan karara muhalefet şerhi yazdırdığı, dolayısı ile dava açmaya hak ve sıfatının bulunduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan davalı şirketin merkez adresi itibariyle iş bu davaya bakmaya TTK’nın 445.maddesi gereğince mahkememiz yetkilidir. Toplantının yapıldığı tarih ve dava tarihi itibari ile davanın 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
İddia ve savunmaların ileri sürülüş biçimine göre, uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden dava konusu yapılan genel kurul kararlarının iptal koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilerek, taraf ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişiler SMMM … ve nitelikli hesaplamalar konusunda uzman Prof. Dr. …’a tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 29/11/2021 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu raporunda özetle; davacının davalı şirketin ortağı olduğu, davacının, davalı şirketin 09/03/2020 tarihli genel kurul toplantısına iştirak ettiği ve iptali istenen gündem maddeleri ile ilgili olarak muhalefet şerhini usulüne uygun biçimde zapta yazdırdığı;
Yönetim Kurulu Faaliyet Raporlarının okunması ve müzakere edilmesine ilişkin gündemin 2.maddesiyle herhangi bir karar alınmadığı, gündemin bu maddesinin sadece faaliyet raporunun okunup, müzakere edilmesine ilişkin olduğu, bu gündem maddesine yönelik onaylama yapılmadığı; alınmış karar bulunmadığı, bu nedenle iptalinin talep edilemeyeceği;
Finansal Tablolar ve Gelir/Gider Hesaplarının onaylanmasına ilişkin gündemin 3.maddesiyle alınan kararın, bilanço ve gelir tablosunun muhasebe temel kavramları ile tek düzen hesap planına uygun olduğu, dolayısıyla iptal koşullarının oluşmadığı;
Yönetim Kurulu Üyelerinin ibrasına ilişkin gündemin 4.maddesiyle alınan karara, davacının olumsuz oy kullandığı, kendisinin de ibra etmediği yönetim kurulu üyelerinin alınan kararla ibra edilmediği, davacının ise ibra edildiği; ibra edilen davacının alınan karara karşı iptal davası açmasında hukuki menfaatinin bulunmadığı, bu nedenle iptal koşullarının oluşmadığı;
Yönetim Kurulu üyelerinin seçimine ilişkin gündemin 5.maddesiyle alınan kararda, YK üye sayısına ve YK üyelerinin seçimine birlikte karar verilmesinde herhangi bir sakınca olmadığı, iki uygulamanın aynı sonuçları doğurduğu; bu uygulamanın kararın iptalini gerektirecek bir husus olmadığı; diğer yandan, şirket ana sözleşmesinde ve yasada ibra edilmeyen YK üyelerinin yeniden seçimini engelleyen bir hüküm bulunmadığı, bu nedenlerle gündem maddesinin iptalinin gerekmediği yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu raporu, gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, rapora yönelik davacı itirazları yerinde görülmemiş, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporu ile toplanıp değerlendirilen delillere göre; davacının, hissedarı olduğu davalı şirketin 09/03/2020 tarihli olağan genel kurul toplantısına iştirak ettiği, iptali istenilen dava konusu gündem maddelerine olumsuz oy kullandığı ve alınan kararlara muhalefet şerhi yazdırdığı, davacının gündem maddelerine bağlı alınan kararların iptaline ilişkin dava açma koşullarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davaya konu yapılan gündemin 2.maddesine ilişkin olarak;
Yönetim Kurulu Faaliyet Raporunun Okunmasına ve Müzakere edilmesine ilişkin gündemin 2.maddesinin iptali istenmiş ise de; benimsenen bilirkişi kurulu rapor ve ek raporunda açıklandığı üzere, anılan gündem maddesiyle yönetim kurulu faaliyet raporunun görüşülerek müzakere edildiği; bu gündem maddesine ilişkin herhangi bir karar alınmadığı anlaşıldığından bu yöndeki istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davaya konu yapılan gündemin 3.maddesine ilişkin olarak;
Finansal Tablolar ve Gelir/Gider Hesaplarının Onaylanmasına ilişkin gündemin 3.maddesiyle alınan kararın kanuna ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenmiş ise de; davalı şirket bilanço ve finansal tabloların usulüne ve kanuna ve dürüstlük ilkesine uygun olarak düzenlendiği, finansal tabloların birbirlerini teyit ettiği; kaldı ki anonim ortaklıklarda çoğunluk ilkesi gereği anılan genel kurul kararının oy çokluğu ile alındığı, kararın yasaya, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırılığından bahsedilemeyeceği anlaşıldığından bu yöndeki istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davaya konu yapılan gündemin 4.maddesine ilişkin olarak;
Yönetim Kurulu Üyelerinin ibralarına ilişkin gündemin 4.maddesiyle alınan kararla, davacının ibra edildiği, YK üyeleri … ile …’in ibra edilmediği, başka bir ifadeyle, davacının kendisinin de ibra oylamasına olumsuz oy kullandığı YK üyelerinin ibra edilmediği; dolayısıyla ibra edilen davacının bu karara yönelik iptal isteminde hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından bu yöndeki istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davaya konu yapılan gündemin 5.maddesine ilişkin olarak;
Yönetim Kurulu Üyelerinin Seçimine ilişkin gündemin 5.maddesiyle alınan kararın iptali istenilmiş ise de; benimsenen bilirkişi kurulu raporunda açıklandığı üzere, şirket ana sözleşmesinde ve kanunda, ibra edilmeyen YK üyelerinin tekrar seçilemeyeceğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı; diğer yandan, üye sayısının alt ve üst sınırının anasözleşmede gösterildiği hallerde, genel kurulda öncelikle YK üye sayısının belirlenmesi yönünde herhangi bir düzenleme bulunmadığı; her ne kadar uygulamada öncelikle üye sayısı belirlenip seçimi yapılmakta ise de, somut olayda, üye sayısının ve seçimlerinin birlikte yapılmasıyla alınan kararın iptalini gerektirecek bir durum olmadığı, her iki uygulamanın da aynı sonuçları doğurduğu, dolayısıyla alınan kararın yasaya ve ana sözleşmeye aykırılığından bahsedilemeyeceği kanaatine varıldığından bu yöndeki istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.10/02/2022

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı