Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/364 E. 2021/847 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/364 Esas
KARAR NO :2021/847

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/01/2020
KARAR TARİHİ:09/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının … 52. Noterliğinin 01/08/2017 tarihli … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi … ve İnş. San. Şti. Sahibi … ile akdedildiğini, söz konusu sözleşmeye istinaden davacının söz konusu inşaat üzerinde ki hissesinin 9/240 metrekaresinin 62 her bir birim fiyatının 1.000-TL tutarında olmak koşulu ile toplamda davacının 62.000-TL şüpheliye ödeyecek şeklinde sözleşmede kararlaştırıldığını, akabinde 3. Kişi … sahibi olduğu … ve İnşaat San. Tic. Ltd. Şti ile … İli … İlçesi … Mahallesine kain … parsel de kayıtlı olan gayrimenkulde yer alan yapının yıkım ve yeniden inşası için taahhüt altına girdiğini, davacı ile yapılan anlaşma neticesinde toplamda 62.000-TL ödemesi için 10.000-TL peşinat kalan kısım içim 15 adet 3.467,00-TL tutarında bono 22/09/2018 tarihinde belli dönemlere ilişkin olarak düzenlendiğini, davacının 27/09/2018 tarihinde müteahit … sahibi olduğu banka hesabına peşinat olarak 5.000-TL yatırıldığını, ancak müteahhitin sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getirmediğini, ayrıca davacıya ait senetleri 3. Kişilere ciro ettiğini, …. İcra müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından davacı aleyhine 22/02/2019 vade, 22/02/2019 düzenleme tarihli 3.467,00-TL tutarlı bir adet bonoya istinaden işlemiş faiz ile birlikte toplam 3.999,96 TL bedel il kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile icra takibi başlatıldığını, davacı ile 3. Kişi müteahhit ile yapılan 01/08/2017 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi dolayısıyla belirlenen yükümlülüklerinin müteahhit tarafından kasten ve hiçbir surette yerine getirilmemiş olmadığıı davalıya borcunun olmadığının tespitini, dava konusu 22/02/2019 vade 22/02/2019 düzenleme tarihli 3.467,00-TL tutarlı kambiyo senedinin iptalini, dava konusu senedin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel veya var olan icra takiplerinin durulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili davalıya karşı iddiaları usul ve yasaya aykırı olmakla birlikte gerçeği yansıtmamakta olduğunu, dava konusu olan ….İcra Müdürlüğü’nün … es sayılı dosyada diğer borçlu … ve İnş. San. Ltd. Şti. ‘nin yetkilisi … Müvekkilime cirolayarak borcu sebebiyle takip konusu senedi müvekkiline verdiğini, dava konusu senedin vadesi geldiğinde ödememiş olması sonucu müvekkili davalı , senedi … ve İnş.San. Ltd.Şti.ve senet borclusu olan davacı aleyhine icra takibi baslattığını, TTK gereği, kıymetli evrakın devir için ciro ve senedin zilyetliğinin geçirilmesinin yeterli olduğunu, devredilebilen bütün kıymetli evrakın, senedin içeriğinden veya niteliğinden aksi anlaşılmadıkça, ciro edilmesi ve zilyetliğin geçirilmesiyle cirantanın hakları ciro edilene devrolunacağını, kıymetli evrakların özelliği gereği ciro silsilesi ile zilyetliğin devriyle elinde bulunduran tahsil edebilme hakkına sahip olacağı olduğunu, … ve İnş.San. Ltd.Şti.’nin yetkilisi borcuna karşılık dava konusu senedi müvekkili davalıya verdiğini, dolayısıyla senedin alacaklısının müvekkilinin olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle dava dilekçesinin içeriğindeki anlam kargaşası 2. Ve son sayfalarının olmaması talep sonuç kısmının olmaması ve eksik tebliği hatta uyaptan incelendiğinde mahkeme de dahi eksik olması sebebiyle davanın reddine, davacının davasındaki iddiaları gerçekleri yansıtmaması ve yasanın aradığı şartların bulunmaması sebebiyle haksız ve yersiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve karşı vekalet ücreti ile birlikte HMK. 329 md. gereğince müvekkili ile akdedilen vekalet ücret sözleşmesine konu vekalet ücretinin de davacı yana hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava icra takibinden sonra İİK’nun 72/3 maddesi gereği menfi tespit davasının yargılaması sırasında bedelin ödenmesi nedeni ile ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir.
Somut olayda, davalı tarafından davacı ve dava dışı şirket …Ticaret Limited Şirketi aleyhine …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyası ile 03.12.2019 tarihinde 3.467 TL bedelli bono nedeni ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe girişildiği, örnek 10 ödeme emrinin 10.01.2020 tarihinde davacı yana tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Takibe konu bono incelendiğinde; 22.02.2019 düzenleme, 22.02.2019 vade tarihli 3.467 TL bedelli keşidecisinin davacı …, lehtarının dava dışı …Ticaret Limited Şirketi olduğu , bononun lehtarın cirosu ile davalı …’e devredildiği ve davalının bononun yetkili hamili olduğu anlaşılmıştır.
Davacı, dava konusu bononun dava dışı …Ticaret Limited Şirketi’ne aralarında imzalanan ” Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” nedeni ile verildiği ancak davalının üzerinde düşen yükümlülükleri yerine getirmediği yıkım ve yeniden inşaata başlamadığını, senedin bu nedenle bedelsiz olduğunu, ayrıca senedin hile ile elinden alındığını iddia ederek menfi tespit talebinde bulunmuştur.
TTK’nın 687. maddesinin birinci fıkrası, “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun…” düzenlemesini içermektedir. Bu hükme göre şahsî def’îlerin kural olarak hamile karşı ileri sürülmesi söz konusu değildir. Ancak hamil poliçeyi devralırken bile bile borçlunun zararına hareket ederse, bu durumda şahsî def’îler hamile karşı da ileri sürülebilecektir. Dava dilekçesinde, davalının iyi niyetli veya kötü niyetli olduğunun bilinmediği beyan edilmiş davalının senedi iktisapta kötü niyetli olduğu açıkça iddia edilmemiştir. Bu durumda davacının şahsi defi olan bedelsizlik iddiası davalı yana ileri sürülemeyecektir. Kaldı ki davacı senedin hile ile elinden alındığını iddia etmiştir, davacının öncelikle dava dışı lehtara yönelik, “hile ile bono imzalatıldığı” yönündeki iddiasını ispat etmesi, daha sonra hamil …’e bu senedi kötüniyetle iktisap ettiğini ispat etmesi gerekir. Ne var ki lehdar iş bu davada taraf olarak gösterilmemiş olup, bu durumda davacının lehdara yönelik hile ve bedelsizlik iddiası ile doğrudan hamile yönelik dava açması ve iddiasının ispatı mümkün değildir. (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 29/01/2014 tarihli 2013/18533 E., 2014/2153 K. sayılı emsal kararı).
Dosya kapsamı gereği yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alınarak davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının, 68,31-TL peşin yatırılan harçtan düşümü ile bakiye 9,01 TL harcın karar kesinleştiğinde yatıran davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 3.996,96 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır