Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/351 E. 2022/388 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/351 Esas
KARAR NO :2022/388

DAVA:Alacak – Cezai Şart
DAVA TARİHİ:04/09/2003

BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: … E (İlk-Eski Esas: …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E)

DAVA :Alacak
DAVA TARİHİ:15/02/2005

BİRLEŞEN… 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: … E

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:17/02/2015

BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: … E

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:15/02/2005

BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: … E

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:03/05/2006

BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: … E (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17/05/2018 tarih ve 2016/9613 E, 2018/3011 K sayılı kararıyla ONANMAK suretiyle kesinleşmiştir)

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:15/02/2005

BİRLEŞEN…. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: … E (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17/05/2018 tarih ve 2016/9613 E, 2018/3011 K sayılı kararıyla ONANMAK suretiyle kesinleşmiştir)

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:03/01/2005
KARAR TARİHİ:14/04/2022

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı asıl ve birleşen davaların mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar … ve … … A.Ş. ile davacılar arasında 03/06/1999 tarihinde, davacıların kontrolünde bulunan … A.Ş., … A.Ş., … Medya Pazarlama A.Ş., … A.Ş., … Yayıncılık A.Ş., … Haber Ltd. Şti., … Tv. … Ltd. Şti.’nin %80 payının, alıcıların göstereceği kişi veya kuruluşlara devri konusunda sözleşme imzalandığını, toplam 150.000.000 USD olan satış bedelinin 126.000.000 USD’lik kısmının satışa konu şirketlerin borç tasfiyesi ile 24.000.000 USD’lik kısmının ise şirket ve kişilere hisse senedi karşılığı ödeneceğinin kararlaştırıldığını, alıcıların bu miktarı … Grubu Şirketleri tarafından düzenlenen … … A.Ş’nin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı senetler ile yılda 30.000.000 USD olmak üzere 5 yılda ödeyeceklerini, alıcıların bu ödemeye ek olarak döviz bazında ilk 3 yıl için %18, son 2 yıl için %20 vade farkı ödemeyi yüklendiklerini, hisse devir sözleşmesinden sonra 14/06/1999, 18/06/1999, 08/11/1999 tarihlerinde ek sözleşmeler yapıldığını, satışa konu şirketlerin kredi borçlarının tasfiyesine yönelik olmak üzere 08/11/1999 tarihinde … Bankası A.Ş. ile borç tasfiye sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeler uyarınca borçlusu … Grubu Şirketleri ve müşterek borçlu, müteselsil kefili … … A.Ş. olan senetlerin anılan bankaya ciro ile devredildiğini, 14/03/2001 tarihinde bu bankaya …’nin el koyduğunu, aynı zamanda davacılardan …’un da mal varlığı üzerine mahkeme kararıyla ihtiyati tedbir konulduğunu, davalıların hisse senedi satış sözleşmesi ve buna ek yapılan sözleşmeler uyarınca oluşan borç tasfiye sözleşmeleri kapsamında, alacaklı finansal kuruluşlara olan borçların yerine getirmediğini, tasfiye sözleşmesinin diğer tarafını oluşturan finansal kuruluşların da dava tarihi itibariyle …’nin yönetimi altında olduğunu, …’nin davalıların borçlarını ödememesi nedeniyle borç tasfiye sözleşmelerinden oluşan alacaklarını müvekkillerinin bünyesindeki şirketlerden talep ettiğini, 03/06/1999 tarihli hisse satış sözleşmesinin 8. maddesinde tarafların herhangi birisinin kendisine düşen yükümlülüğü yerine getirmemesi durumunda diğer tarafa herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın 25.000 USD cezai şart ödemeyi kabul ettiğini, davalıların ana ve ek sözleşmeler uyarınca yükümlülüklerini yerine getirmemeleri nedeniyle cezai şart alacak haklarının, ayrıca BK’nın 96. maddesine göre de vade farkı alacağının oluştuğunu ileri sürerek, şimdilik 1.000 USD vade farkı ve 1.000 USD cezai şart alacağının davalılar … ve … … A.Ş’den müteselsilen olmak üzere 21/06/2000 ihtarname tarihinden 3095 sayılı Yasa’nın 4/A maddesine göre tahsilini, aynı miktarın diğer davalı …’ndan sözleşmeden yararlandığı oranda müteselsil olarak tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 21/02/2011 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam talebini 51.684.866 USD’ye arttırmış ve anılan meblağın 21/06/2000 tarihinden itibaren %20 sözleşme temerrüt faizi ile birlikte davalılar … … A.Ş. ve …’ten tahsilini istemiştir.
Asıl davada davalılar vekilleri cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın dayanağını oluşturan sözleşme ve taahhütlere taraf bulunmayan müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, … Grubu ile BDDK ve … arasında imzalanan 31/01/2003 tarihli borç tasfiye sözleşmesi uyarınca dava konusu hisse satış sözleşmesi kapsamında ana para ve ferilerinin tasfiyeye tabi tutulduğunu, davacı satıcıların hisse devrine konu şirketlerin mali durumlarını gizlemekle 03/06/1999 tarihli sözleşme hükümlerini ihlal ettiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır.
Birleşen;
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E (İlk-Eski Esas: …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E),
… 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin … E,
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E,
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E,
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E ve
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyalarında davacılar vekilleri dava dilekçelerinde özetle; asıl davada anılan hisse devir sözleşmesine ek olarak 31/05/1999 tarihinden önceki olaylar nedeniyle devre konu şirketlerle ilgili davaların aleyhe sonuçlanması halinde mahkum olunan yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin şirketlerin 20.020.000 USD tutarındaki kredi borçlarından mahsup edileceği yönünde anlaşma yapıldığını, ancak daha sonra bu mahsubun mükerrerlik taşıdığının anlaşılması üzerine 20.020.000 USD’lik talep hakkından vazgeçildiğini, bunun üzerine taraflar arasında “karşılıklı taahhütname” başlıklı ve 12/12/2000 tarihli mutabakat tutanağı düzenlenerek … ve devre konu şirketler aleyhine sonuçlanan ve bu şirketler tarafından ödenen miktarların hisse senedi satış bedeli olan 24.000.000 USD’nin faizinden, faizlerin bu miktarları karşılamaması halinde ise 24.000.000 USD ana para bakiyesinden düşüleceğinin kararlaştırıldığını, ancak davalıların bu yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, davalı gösterilen gerçek kişilerin de devre konu şirketlerin ortakları olduklarını ve 03/06/1999 tarihli hisse devir sözleşmesi gereğince yapılan hisse devirlerinden yararlandıklarını, 31/05/1999 tarihinden önceki borçlardan da sorumlu olduklarını ileri sürerek, birleştirilen İstanbul Asliye 6. Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında ise 03/06/1999 tarihli hisse senedi satış sözleşmesinin 3/b maddesine göre, davacı Medya Pazarlama A.Ş. bünyesinde bulunan … A.Ş’nin hisselerinin 1.633.000 USD bedelle davalılar tarafından satın alınması ve söz konusu satış bedeli için 3 yıl USD cinsinden yıllık %18, son iki yıl için yıllık %20 oranında faiz ödenmesinin kabul edildiğini, belirtilen ödeme planındaki emre muharrer senetlerin sadece ana para tutarlarında olmak üzere davalılardan … … A.Ş. tarafından düzenlenerek … A.Ş’ye verildiğini ve bu şirket tarafından … A.Ş’ndeki 509.700 adet hissenin … … A.Ş.’ye devredildiğini, davalıların bu alacaklardan sadece 625.000 USD’lik kısmını ödediklerini, toplam 1.921.300 USD tutarındaki ana para ve faiz alacaklarının ödenmediğini, … … tarafından toplam 2.546.300 USD alacaktan 1.633.000 USD kısmına ilişkin verilen senetlerden 31/05/2001, 31/05/2002, 31/05/2003 vadeli olanların müvekkili … A.Ş. tarafından …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından takibe konulduğunu, ancak bu dosyadan da ödeme yapılmadığını ileri sürerek;
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasında 3.500 USD ana para ve 500 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.000 USD’nin 06/04/2004 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesine göre hesaplanacak faizi ile davalılardan müteselsilen tahsilini istemiş, 26/04/2011 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı … A.Ş. yönünden dava değerini 120.003 USD’ye yükseltmiş,
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E (İlk-Eski Esas: …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E) sayılı dosyasında 3.500 USD ana para ve 500 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.000 USD’nin 06/04/2004 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/A maddesine göre hesaplanacak faizi ile davalılardan müteselsilen tahsilini istemiş, 26/04/2011 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı … Yayıncılık A.Ş. yönünden dava değerini toplam 20.654 USD’ye çıkarmış,
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasında 10.000 USD ana para ve 2.000 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.000 USD’nin 09/04/2004 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/A maddesine göre hesaplanacak faizi ile davalılardan müteselsilen tahsilini istemiş, 26/04/2011 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı Aks … A.Ş. yönünden dava değerini toplam 4.315.427 USD’ye yükseltmiş,
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasında 3.500 USD ana para ve 500 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.000 USD’nin 06/04/2004 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/A maddesine göre hesaplanacak faizi ile davalılardan müteselsilen tahsilini istemiş, davacı … A.Ş. yönünden davayı ıslah ederek dava değerini 27.454 USD’ye yükseltmiş,
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasında 5.000 USD anapara, 2.000 USD işlemiş faiz toplamı 7.000 USD’nin 3095 sayılı Yasa’nın 4/A maddesine göre davalılardan müteselsilen tahsilini istemiş, davacılardan Medya Pazarlama A.Ş. yönünden davasını toplam 364.479 USD’ye yükseltmiş,
… 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin … E sayılı dosyasında 100 USD asıl alacak, 50 USD faiz olmak üzere toplam 150 USD’nin 06/04/2004 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/A maddesine göre hesaplanacak faizi ile davalılardan müteselsilen tahsilini istemiş, müvekkillerinden … Haber Ajansı Ltd. Şti. yönünden davayı ıslah ederek dava olunan miktarı 3.443 USD’ye yükseltmiştir.
Mahkememizce daha önceki bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonrasında 02/02/2016 tarih ve 2014/1160 E-2016/49 K sayılı kararla;
Asıl davada; davalı … yönünden pasif husumetten reddine, cezai şart talebinin reddine, vade farkı istemine yönelik talebin kısmen kabulü ile, 23.428.118,00 USD’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve payları oranında davacılara verilmesine, bu kısmın 20.397.623,00 USD’lik ana para kısmına 15/03/2001 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa 4/a md. gereğince faiz uygulanmasına,
Birleşen İst.14.ATM … E. sayılı dosyasında; davalı Mustafa Gürbüz hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden kabulü ile, 105.777,00 USD asıl ve 14.226,00 USD birikmiş faiz olmak üzere 120.003,00 USD’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile payları oranında davacılara verilmesine, 105.777,00 USD’lik asıl alacak kısmına dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa 4/a m. uyarınca faiz uygulanmasına,
Birleşen 14.ATM … E.sayılı davada; davalılar …, … ve … hakkında açılan davanın pasif husumetten reddine, davanın diğer davalılar yönünden kabulü ile, toplam 20.654,00 USD alacağın bunun 18.845,00 USD’lik asıl kısmına dava tarihi 15/02/2005 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a m. uyarınca faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsili ile payları oranında davacılara verilmesine,
Birleşen İst.14.ATM … E.sayılı davada; davalılar Nafia Sevin Ergün ve İrfan Şahin ve Yalvaç Ural yönünden pasif husumetten reddine, diğer davalılar yönünden kabulü ile, 2.211.927,00 USD’nin bunun asıl alacak kısmı olan 1.815.857,00 USD’lik kısmına dava tarihi 03/01/2005 den itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a m. uyarınca faiz uygulanarak müştereken ve müteselsilen tahsili ile payları oranında davacılar verilmesine,
Birleşen İst.12.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.sayılı dosyada, 27.454,00 USD’nin esas alacak kısmı olan 18.336,00 USD’lik kısmına dava tarihi 15/02/2005 den itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a m. uyarınca faiz uygulanarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile payları oranında davacılara verilmesine,
Birleşen İst. 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.sayılı davasında, davanın kabulü ile 306.000 USD asıl ve 38.479,00 USD faiz olmak üzere toplam 364.479,00 USD’nin bunun asıl kısmı olan 306.000 USD kısmına 03/05/2006 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a m. uyarınca faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara payları oranında verilmesine,
Birleşen … 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı davasında, davanın kabulü ile 3.443,00 USD’nin asıl alacak kısmı olan 3.034,00 USD’ye dava tarihi olan 17/02/2005 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a m. uyarınca faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara payları oranında verilmesine karar verilmiş;
Kararı, davacı-birleşen davalarda davalılar … … A.Ş. ile … vekili, birleşen dava davacıları … A.Ş., … A.Ş., Medya Pazarlama A.Ş. vekili, davalılar … … A.Ş. ile … vekili, birleşen dava davacıları … Yayıncılık A.Ş., … Haber Ltd. Şti., … … A.Ş., … vekili, davalı … vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17/05/2018 tarih ve 2016/9613 E- 2018/3711 sayılı kararıyla; “1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, mümeyyiz taraf vekillerinin birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyalarına yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas ve birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyalarında verilen hükmün ONANMASINA, asıl ve diğer birleşen davalara yönelik aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2 – Asıl ve birleşen davalar taraflar arasında akdedilen 03.06.1999 tarihli hisse devir sözleşmesi ve bu sözleşmeye ek olarak imzalanan diğer sözleşmelerden kaynaklanan alacakların tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davada, Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın davalı … yönünden pasif husumetten reddine, cezai şart istemi yönünden reddine, vade farkı istemine yönelik kısmının kısmen kabulü ile, … ve … … A.Ş. yönünden 23.428.118,00 USD’nin, 20.397.623,00 USD’lik ana para kısmına 15/03/2001 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a m. gereğince faiz uygulanmak suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK’nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.
Somut olayda asıl davada, devre konu yedi şirketin, dava dışı üç finans kurumuna olan ve davalı alıcılarca ödenmesi üstlenilen 126.000.000 USD borç tutarının faizi ile satın alınan pay bedeli olan 24.000.000 USD’nin faizi ve bu faiz borçlarının ödenmesinde temerrüde düşülmesinden dolayı 25.000.000 USD cezai şart tutarının tahsili istenilmiş, mahkemece bozma öncesi yapılan yargılama sonucunda 126.000.000 USD borç tutarının faizi olarak 23.563.488 USD, 24.000.000 USD’nin faizi olarak 3.121.378 USD olmak üzere toplam 26.684.866 USD’nin ve 25.000.000 USD cezai şart tutarının temerrüt faiziyle birlikte davalılardan tahsiline hükmedilmiş, Dairemiz 14.2.2013 tarihli bozma ilamı ile 126.000 USD ‘nin faizinin tahsili isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş, 24.000.000 USD’nin faizi istemi yönünden ise, anılan bozma ilamının 4. bendi uyarınca, davalı tarafça bu borcun da … Grubu ile … arasında imzalanan 31.01.2003 tarihli borç tasfiye sözleşmesi ve bu kapsamda düzenlenen 03.03.2003 tarihli mutabakat zaptı uyarınca tasfiyeye tabi tutulduğu ayrıca, davacıların tüm mal varlıklarına …’ce el konulmuş olduğundan 24.000.000 USD’nin faizini talep hakkının da davacılara değil, …’ye ait olduğunun savunulması karşısında sözleşmeden kaynaklanan asıl haklar da …’ye geçmişse bu asıl alacağın faizini talep hakkının da …’ye ait olduğunun kabulü gerekeceğinden …’den durumun sorulması suretiyle inceleme yapılıp asıl davadaki 24.000.000 USD’nin faizi ve buna bağlı olarak da cezai şart istemi konusunda bir karar verilmesi gerektiği belirtilmek sureti ile kararın bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak …’ye müzekkere yazıldığı ve bilirkişi heyetinden ek rapor alındığı, anılan raporda …’den gönderilen yazı uyarınca 24.000.000 USD’nin faizi ve buna bağlı olarak cezai şart isteme hakkının davacılara değil, TMF’ye ait olduğu, 24.000.000 USD’lik alacak için yapılan tahsilatların öncelikle faizlerden mahsubu sonrasında dava tarihi itibariyle 20.397,623 USD ana para ve 3.030.595 USD faiz olmak üzere toplam 23. 428.118 USD’lik faizli alacak bulunduğu kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama sonucunda ise mahkemece, gerekçede “ …. 29/09/2015 havale tarihli bilirkişi ek heyet raporunda da belirtildiği üzere …’den alınan yazı cevabı ve ekleri de değerlendirilerek 24.000.000 USD’nin faizi ve buna bağlı olarak da cezai şart isteme hakkının davacılara değil, ihbar olunan …’ye ait olduğu, 14.02.2013 tarihli Yargıtay bozma ilamının 5. maddesinde belirtilen hususlar dikkate alınarak yapılan hesaplama ve değerlendirme sonucunda 24.000.000 USD’lik alacak için yapılan tahsilatların öncelikle faizlerden mahsubu sonrasında dava tarihi itibariyle, 20.397.623 USD ana para ve 3.030.495 USD’de faiz olmak üzere toplam 23.428.118 USD’lik faizli alacak bulunduğu, …’den aldırılan yazı cevabına göre aynı bilirkişi heyetine yapılan ek bilirkişi raporu içeriğine göre ek bilirkişinin karar vermeye elverişli yapılan ödemelerin faizden düşümünden sonra bulunan ana para ve faiz yönündeki karar vermeye elverişli bulunan ek raporları birlikte değerlendirildiğinde, …’nin yazı cevabı ve eki birlikte değerlendirilerek yapılan bilirkişi tahkikatına göre bilirkişi hesaplaması neticesinde ve aynı tarihli bozma ilamının 5. maddesindeki hususlarda dikkate alınarak yapılan hesaplama ve değerlendirmeler sonucunda yapılan ödemelerin öncelikle faizlerden mahsubu sonucu esas dava tarihi itibariyle 20.397.623 USD ana para ile 3.030.495 USD faiz olmak üzere 23.428.118 USD’ nin toplam faizli alacak kaldığının açıkça anlaşılması karşısında asıl davada davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulü, fazlaya ilişkin talebin cezai şart yönünden ise reddine….” ifadelerine yer verilerek, yukarıda açıklanan ilkelere uyulmaksızın gerekçe kendi içerisinde ve gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturacak şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bu nedenle kararın davacı- birleşen davalılar … … A.Ş. ve … ile davalı-birleşen davacılar … … A.Ş. ve … yararına bozulması gerekmiştir.
3- Kabul şekil bakımından da mahkemece 24.000.000 USD’nin faizi istemine dayalı olarak açılan davada talebi de aşacak şekilde ana para alacağı yönünden de hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, cezai şart isteminin reddine dair herhangi bir gerekçe de belirtilmeksizin ve ayrıca Dairemiz 14.2.2013 tarihli bozma ilamına uyulmasına ve ilamın 5. bendi uyarınca kararın, taraflar arasında imzalanan 12.02.2000 tarihli mutabakat zaptına göre, devre konu … A.Ş. hakkında … Film Ltd. Şti. tarafından açılıp aleyhe sonuçlanan 2.103.500 USD’ye ilaveten, 31.05.1999 tarihinden önceki olaylar nedeniyle devre konu tüm şirketler aleyhine sonuçlanan ve bu şirketlerce ödenen meblağların da 24.000.000 USD’nin faizinden, bu yetmezse anaparasından düşüleceği, 03.06.1999 tarihli asıl sözleşmenin 4/b maddesinin de bu hükmü desteklediği, dolayısıyla aleyhe sonuçlanıp da kesinleşen davalar nedeniyle, işbu asıl dava tarihine kadar yapılan kısmi ödemelerin, taraflar arasında kararlaştırılan faiziyle birlikte taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek 24.000.000 USD’nin faizinden, bu yetmezse anaparasından mahsubunun istenebileceği ancak bu ödemelerin birleşen davaların konusunu oluşturmaması gerektiği ayrıca, mahkemece 24.000.000 USD’nin faiz alacağının hesaplanması konusunda görüşüne başvurulan bilirkişi raporundaki hesaplamaların da denetime elverişli olmadığı, öncelikle 31.05.2000 vadeli senedin ödendiği konusunda taraflar mutabık olduğundan anılan ödemenin borçtan düşülmesi gerektiği, bilirkişi raporunda ise nasıl mahsup yapıldığının açık olmadığı ayrıca diğer senetler yönünden faizin başlangıç tarihinin neden 31.05.2000 olarak kabul edildiği de açıklanmadığından raporun denetime elverişli olmaması nedeniyle işbu bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesinin doğru görülmediğinden bahisle bozulmasına rağmen, belirtilen hususlara riayet edilmeden düzenlenen ve denetime de elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm tesisi de doğru olmamış, asıl davada verilen kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
4- Yine Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı davasının konusu … Spor A.Ş.’nin hisselerinin satış bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece işbu davaya yönelik bozma öncesi verilen karar Dairemiz 14.2.2013 tarihli bozma ilamının 7. bendi uyarınca ”…davalılarca verilen senetlerden 31.05.2000 vade tarihli olanının 298.000 USD faiziyle birlikte ödendiği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece 31.05.2001, 31.05.2002 ve 31.05.2003 vadeli üç senet için …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı kesinleşmiş icra takibi bulunduğundan, işbu davada anılan senet bedellerinin talep edilmesinin mükerrer talep olacağı gerekçesiyle, senet bedellerinin tahsiline hükmedilmemiştir. Oysa işbu davada davacılar vekilince tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere talepte bulunulmuş olup, davacıların anılan alacakları hakkında icra takibi bulunsa da, alacaklarını ilama bağlatmakta hukuki yararları vardır. O halde mahkemece, 31.05.2001, 31.05.2002 ve 31.05.2003 vadeli üç senet için de alacak hesabı yaptırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği…” gerekçesiyle bozulmuş ve mahkemece de bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen uyulan bozma ilamı uyarınca herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın, bozma öncesi verilen kararın kesinleştiğinden bahisle, bozma öncesi verilen karara da aykırı olacak şekilde yanılgılı değerlendirmeye dayalı hüküm tesisi doğru olmamış, bu nedenle kararın birleşen davada davacı Medya Pazarlama A.Ş. yararına bozulması gerekmiştir.
5- Bozma sebep ve şekline göre, birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı davasında birleşen davada davacı Medya Pazarlama A.Ş vekilinin yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
6- Birleşen davada davacılar … … A.Ş., … ile … A.Ş vekilinin …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve birleşen davada davacılar … … A.Ş., … ile … Haber Ajansı Ltd. Şti. vekilinin … 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı davalarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince ise, mahkemece yapılan yargılama sonucunda işbu birleşen davalarda yazılı olduğu şekilde karar verilmiştir.
Ancak, 6100 sayılı HMK’nın 332. maddesinde düzenlenen ”Yargılama giderlerine, mahkemece resen hükmedilir. Yargılama gideri, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümü hüküm altında gösterilir. Hükümden sonraki yargılama giderlerini hangi tarafın ödeyeceği, miktarı ve dökümü ile bu giderlerin hangi tarafa yükletileceği, mahkemece ilamın altına yazılır. ” hükmü uyarınca mahkemece işbu birleşen davalarda yargılama giderleri hakkında re’sen bir karar vermek gerekirken anılan husus nazara alınmaksızın hüküm tesisi doğru olmamış, kararın birleşen davalarda davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
7- Birleşen davada davalı … vekilinin birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, davacı tarafça işbu davada davalıya, hisseleri devre konu Eksen A.Ş.’nin ortağı olup, 3.6.1999 tarihli hisse devir sözleşmesi gereğince yapılan hisse devir işlemlerinden yararlandığı ve bu nedenle hissedarı olduğu şirketin söz konusu sözleşmeler gereğince 31.05.1999 tarihinden evvelki borçlarından dolayı sorumlu bulunduğu belirtilmek sureti ile husumet yöneltildiği, diğer birleşen davalarda aleyhine benzer gerekçelerle husumet yöneltilen gerçek kişi davalılar yönünden mahkemece bozma öncesi yapılan yargılama sonucunda ”…Dava konusu sözleşmelerin bir bütün olarak ele alınması sonucu sözleşme yanlarının 3. kişi yararına sözleşme düzenleyerek sözleşmeye taraf olmayan 3. kişilere bu sözleşmeden dolayı borç yükledikleri görülmüş olup, sözleşmeye taraf olmayan kişilere bu kapsamda bir borç yüklenmesinin mümkün olmadığı sonucuna varıldığı, bu esas içinde sözleşmede taraf olmayan asıl ve birleşen davalardaki davalı şahıslar hakkında hisseleri devredilen şirketlerde pay sahibi veya yönetici veya yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmış olmalarına karşın, yapılan taahhütlerin şirket adına yapılması, bireysel olarak bir sorumluluklarının bulunmadığı …” gerekçesiyle haklarında açılan davaların pasif husmet nedeniyle reddine karar verildiği ve işbu kararın Dairemiz bozma ilamları kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinin anlaşılması karşısında, mahkemece bu kabulün aksine, bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda davalı … yönünden gerekçesi de belirtilmeksizin davanın kabulü ile yazılı şekilde tahsil hükmü kurulması da doğru görülmemiş, bu nedenle birleşen davada verilen kararın davalı … yararına bozulması…” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı belirtilen yönlerden bozulmuş;
Asıl davada davacı-birleşen davalarda davalılar … … A.Ş. ile … vekilleri, asıl davada davalılar-birleşen davalarda davacılar … … A.Ş. ve … vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11/06/2020 tarih ve 2018/5091 E- 2020/2805 sayılı kararıyla; “1- Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, asıl davada davalılar-birleşen davalarda davacılar … … A.Ş. ve … vekilinin tüm, asıl davada davacı-birleşen davalarda davalılar … … A.Ş. ile … vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve HUMK’nın 440’ıncı maddesinde sayılan hallerden hiç birisini ihtiva etmeyen diğer karar düzeltme istemlerinin reddi gerekmiştir.
2- Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere mahkemece verilen 11.10.2011 tarihli ilk kararda birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu kararın davacılar vekilince temyizi üzerine Dairemizin 14.02.2013 tarih 2012/4509 E. 2013/5622 K. sayılı bozma ilamının 8 nolu bendi uyarınca “…birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı davada davacılar vekilinin feragatının davalıların tümüne yönelik olmayıp sadece davalı … hakkındaki davaya yönelik olduğu, mahkemece birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı davanın tüm davalılar bakımından davadan feragat nedeniyle reddine karar verilmesinin doğru olmadığı…” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı davanın davalısı … dışındaki davalılar bakımından davanın esasına ilişkin olarak olumlu olumsuz hiçbir değerlendirme yapılmaksızın, “bozma öncesi verilen kararın kesinleştiğinden bahisle”, davanın davalı … dışındaki davalılar … … A.Ş. ile … yönünden de kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durum karşısında, birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı davada davalılar … … A.Ş. ile … vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda açıklanan nedenle bileşen davaya yönelik kararın bozulması gerekirken yazılı şekilde bozulmuş olduğundan, birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı davada davalılar … … A.Ş. ile … vekillerinin anılan yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 17.05.2018 tarih, 2016/9613 Esas-2018/3711 Karar sayılı bozma kararına yukarıda açıklanan nedenlerin (8) numaralı bent şeklinde ekleme yapılarak bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı belirtilen yönlerden bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, yargılamaya kesinleşmeyen davalar yönünden devam olunmuştur.
1-Asıl dava yönünden;
Asıl dava, taraflar arasında akdedilen 03.06.1999 tarihli hisse devir sözleşmesi ve bu sözleşmeye ek olarak imzalanan diğer sözleşmelerden kaynaklanan cezai şart ve vade farkı alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
a-Asıl davada davalı … yönünden yapılan inceleme sonrasında; sözleşme yanlarının üçüncü kişi yararına sözleşme düzenleyerek, sözleşmeye taraf olmayan üçüncü kişilere bu sözleşmeden dolayı borç yükledikleri, sözleşmeye taraf olmayan kişilere bu şekilde bir borç yüklenmesinin mümkün olmadığı; başka bir ifadeyle anılan davalının davaya dayanak sözleşmelerin tarafı olmadığı, bu nedenle sözleşmeden kaynaklı kendisine borç yüklenilemeyeceği; diğer yandan, hisseleri devredilen şirketlerde pay sahibi, yönetici veya yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmış olmasının bireysel sorumluluğunu doğurmayacağı, davalı tarafça taahhütlerin şirket adına yapıldığı anlaşıldığından bu davalıya yönelik açılan davanın pasif husumet yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
b-Asıl davada diğer davalılar yönünden yapılan yargılama sonrasında;
Davacı tarafın 126.000.000 USD’nin faizinin tahsili istemi yönünden; hükmüne uyulmasına karar verilen Yargıtay 11. HD’nin bozma ilamında ve aynı dairenin 14/02/2013 tarihli bozma ilamında işaret edildiği gibi, davaya dayanak hisse devir sözleşmesinin tarafı olan alıcılarca, devre konu şirketlerin sözleşmeye taraf olmayan finans kurumlarına olan borcunun üstlenilmesi ile üçüncü kişi finans kurumları yararına sözleşme yapılmış olduğu; bu durumda vaat ettiren davacı satıcılar, vaat eden davalı alıcılardan, ancak borcun finans kurumlarına ödenmesini isteyebilir. Bu borcun hisse devir sözleşmesinde kararlaştırılan faizi konusunda da davacı satıcı … … A.Ş.’nce davalı alıcı … … A.Ş.’ne keşide edilen 24.08.1999 tarih ve 1999/6 sayılı ihtarname ile (126.000.000) USD kredilerle ilgili faiz borcunun alacaklı finans kurumlarına ödenmesi istenmiştir. Davalı alıcılarca da finans kurumlarının yönetimine … tarafından el konulduğu 15.03.2001 tarihine kadar anılan faiz ödemesi, finans kurumlarına yapılmıştır. Dolayısıyla taraflar arasındaki uygulamada anılan faiz borcunun dava dışı finans kurumlarına ödenmesi şeklinde oluştuğundan, davacılar tarafından artık bu alacağının kendilerine ödenmesi istenmeyeceğinden davacıların 126.000.000 USD’nin faizinin tahsili isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın 24.000.000 USD’nin faizi ve cezai şarta ilişkin ikinci istemi yönünden; hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamında işaret edildiği gibi, davalı tarafça bu borcun da … Grubu ile … arasında imzalanan 31.01.2003 tarihli borç tasfiye sözleşmesi ve bu kapsamda düzenlenen 03.03.2003 tarihli mutabakat zaptı uyarınca tasfiyeye tabi tutulduğu ayrıca, davacıların tüm mal varlıklarına …’ce el konulduğu; …’den alınan yazı cevabı ve ekleri değerlendirildiğinde 24.000.000 USD’nin faizi ve buna bağlı olarak da cezai şart talep hakkının davacılara değil, …’ye ait olduğu anlaşıldığından davacı tarafın bu yöndeki isteminin de reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E (İlk-Eski Esas: …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E) sayılı davası yönünden;
a-Davalılar …, …, … yönünden yapılan inceleme sonrasında; asıl davada açıklandığı üzere, sözleşme yanlarının üçüncü kişi yararına sözleşme düzenleyerek, sözleşmeye taraf olmayan üçüncü kişilere bu sözleşmeden dolayı borç yükledikleri, sözleşmeye taraf olmayan kişilere bu şekilde bir borç yüklenmesinin mümkün olmadığı; başka bir ifadeyle anılan davalıların davaya dayanak sözleşmelerin tarafı olmadığı, bu nedenle sözleşmeden kaynaklı kendilerine borç yüklenilemeyeceği; diğer yandan, hisseleri devredilen şirketlerde pay sahibi, yönetici veya yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmış olmalarının bireysel sorumluluklarını doğurmayacağı, davalılarca taahhütlerin şirket adına yapıldığı anlaşıldığından bu davalılara yönelik açılan davanın pasif husumet yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
b-Diğer davalılar yönünden yapılan yargılama sonrasında; hükmüne uyulan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı öncesi verilen kararlar ile alınan bilirkişi kurulu raporlarında tartışılıp değerlendirildiği üzere;
Davacı şirketin 31/05/1999 devir tarihinden önce doğmuş ancak seneden bağlanmamış olan ve şirket tarafından ödenmiş borçları ile bu tarihten önce şirket aleyhine açılan ve sonuçlanan dava ve masrafların sözleşme hükümleri gereğince davalılardan tahsilinin gerektiği; buna göre, alınan bilirkişi kurulu rapor ve ek raporlarında kapsamında bu davalılara yönelik açılan davanın kabulü ile 18.845,00 USD asıl alacak ve 1.809,00 USD dava tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.654,00 USD alacağın 18.845,00 USD asıl alacak kısmına dava tarihi olan 15/02/2005 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a md gereğince uygulanacak faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
3-Birleşen … 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … E sayılı davası yönünden; hükmüne uyulan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı öncesi verilen kararlar ile alınan bilirkişi kurulu raporlarında tartışılıp değerlendirildiği üzere;
Davacı şirketin 31/05/1999 devir tarihinden önce doğmuş ancak seneden bağlanmamış olan ve şirket tarafından ödenmiş borçları ile bu tarihten önce şirket aleyhine açılan ve sonuçlanan dava ve masrafların sözleşme hükümleri gereğince davalılardan tahsilinin gerektiği; buna göre, alınan bilirkişi kurulu rapor ve ek raporlarında kapsamında davanın kabulü ile 3.034,00 USD asıl alacak ve 409,00 USD dava tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.443,00 USD alacağın 3.043,00 USD asıl alacak kısmına dava tarihi olan 17/02/2005 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a md gereğince uygulanacak faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
4-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı davası yönünden;
a-Davalı … yönünden yapılan inceleme sonrasında; davacı taraf 18/11/2005 tarihli dilekçesi ile anılan davalıya yönelik açılan davadan feragat ettiklerini bildirmiş; anılan davalı vekili ise aynı tarihli dilekçesi ile, feragat nedeniyle davacı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını bildirmiş; 28/11/2005 tarihli duruşmada işbu beyanlarını tekrar etmişlerdir.
Davadan feragat HMK’nun 307 ve 309. maddelerin hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
HMK’nın 307.maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davacılar vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde feragate yetkili olduğu anlaşılmaktadır. Feragat bildirimi de HMK.nun 307. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle anılan davalıya yönelik açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; talep olmadığından davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
b-Davalı … yönünden yapılan inceleme sonrasında; hükmüne uyulan bozma ilamında vurgulandığı üzere, sözleşme yanlarının üçüncü kişi yararına sözleşme düzenleyerek, sözleşmeye taraf olmayan üçüncü kişilere bu sözleşmeden dolayı borç yükledikleri, sözleşmeye taraf olmayan kişilere bu şekilde bir borç yüklenmesinin mümkün olmadığı; başka bir ifadeyle anılan davalının davaya dayanak sözleşmelerin tarafı olmadığı, bu nedenle sözleşmeden kaynaklı kendisine borç yüklenilemeyeceği; diğer yandan, hisseleri devredilen şirketlerde pay sahibi, yönetici veya yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmış olmasının bireysel sorumluluğunu doğurmayacağı, davalı tarafça taahhütlerin şirket adına yapıldığı anlaşıldığından bu davalıya yönelik açılan davanın pasif husumet yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
c-Diğer davalılar yönünden yapılan yargılama sonrasında; hükmüne uyulan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı öncesi verilen kararlar ile alınan bilirkişi kurulu raporlarında tartışılıp değerlendirildiği üzere;
Davacı şirketin 31/05/1999 devir tarihinden önce doğmuş ancak seneden bağlanmamış olan ve şirket tarafından ödenmiş borçları ile bu tarihten önce şirket aleyhine açılan ve sonuçlanan dava ve masrafların sözleşme hükümleri gereğince davalılardan tahsilinin gerektiği; buna göre, alınan bilirkişi kurulu rapor ve ek raporlarında kapsamında bu davalılara yönelik açılan davanın kabulü ile 105.777,00 USD asıl alacak ve 14.226,00 USD dava tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 120.003,00 USD’nin 105.777,00 USD asıl alacak kısmına dava tarihi olan 15/02/2005 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a md gereğince uygulanacak faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
5-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı davası yönünden;
Dava; taraflar arasında yapılmış hisse satış sözleşmesi gereğince … Spor A.Ş.’nin hisselerinin satış bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davaya dayanak sözleşme kapsamında, davalılarca verilen senetlerden 31.05.2000 vade tarihli olanının 298.000 USD faiziyle birlikte ödendiği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Eldeki davada davacı taraf, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla 31.05.2001, 31.05.2002 ve 31.05.2003 vadeli üç senet için talepte bulunmuş olup; davacıların anılan alacakları hakkında icra takibi bulunsa da, alacaklarını ilama bağlatmakta hukuki yararları vardır.
Bu doğrultuda, hükmüne uyulmasına karar verilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamının 4.bendi ve bozma öncesi aynı Daire tarafından verilen 14/02/2013 tarihli bozma ilamının 7.bendinde işaret edildiği üzere, davaya dayanak 31.05.2001, 31.05.2002 ve 31.05.2003 vadeli üç senet için de alacak miktarının tespiti için ek rapor alınmasına karar verilmiş; bu yönden bilirkişiler bankacı…, YMM … ve Prof. Dr. …’dan alınan 22/06/2021 tarihli raporun ve rapora yönelik taraf vekillerinin beyan ve itirazları doğrultusunda aynı bilirkişi kurulundan alınan 15/11/2021 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
En son alınan 15/11/2021 tarihli ek raporda özetle; davaya dayanak 3 senetten kaynaklı, 980.000 USD asıl alacak, (549.200 USD sözleşme ile vade tarihine kadar faiz ve 732.457,56 USD senet vade tarihinden dava tarihine kadar faiz olmak üzere toplam=) 1.281.657,56 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.261.657,56 USD alacaklı olduğu ancak, davacı taraf talebiyle bağlı kalınması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.
En son alınan 15/11/2022 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu; gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden ve hükmüne uyulan bozma ilamının gereklerini yerine getirdiğinden mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, bozma ilamı kapsamı, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporları ve toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; taraflar arasında yapılmış hisse satış sözleşmesi kapsamında davalı tarafça davacı tarafa verilmiş dava konusu 3 adet bonodan kaynaklı olarak benimsenen bilirkişi kurulu raporlarında dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere toplam 2.261.657,56 USD alacağının bulunduğu anlaşıldığından, en son alınan ek rapor kapsamında her bir davacı yönünden taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasındaki tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; 326.000,00 USD (Davacılar … ve … … A.Ş. yönünden 5.000 USD) asıl alacak ve 38.479,00 USD (Davacılar … ve … … A.Ş. yönünden 2.000 USD) dava tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 364.479,00 USD’nin (Davacılar … ve … … A.Ş. Yönünden toplam 7.000 USD’nin), asıl alacak kısmına dava tarihi olan 03/05/2006 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a md gereğince uygulanacak faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
6-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E ve Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı davaları yönünden; mahkememizce verilen 02/02/2016 tarih ve 2014/1160 E, 2016/49 K sayılı karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17/05/2018 tarih ve 2016/9613 E, 2018/3011 K sayılı kararıyla ONANMAK suretiyle kesinleştiğinden, bu davalar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın REDDİNE,
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 1.213.210,12 TL peşin ve ıslah harcından mahsubu ile bakiye 1.213.129,42 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine (06/06/2014 tarihli ve 14/06/2016 tarihli harç tahsil müzekkereleri ile maliyeye bildirilen harç miktarları davalılardan tahsil edilmiş ise tahsil edilen miktarın iadesine, tahsil edilmemiş ise müzekkerelerin işlemsiz iadesinin istenilmesine),
b-Davalı …’na yönelik açılan ve husumetten reddedilen davada anılan davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp bu davalıya verilmesine,

c-Davalılar … ve … … A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 905.603,87 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp bu davalılara verilmesine,
d-Davalılardan … ve … … A.Ş. tarafından yapılan ve önceki kararda hesaplanan 289,00 TL, Yargıtay ilamında işaret edilen 12.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 12.289,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınıp bu davalılara verilmesine,
2-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E (İlk-Eski Esas: …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E) sayılı davası yönünden;
a-Davalılar …, … ve …’ya yönelik açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
b-Diğer davalılara yönelik açılan davanın KABULÜ ile;
18.845,00 USD asıl alacak ve 1.809,00 USD dava tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.654,00 USD alacağın 18.845,00 USD asıl alacak kısmına dava tarihi olan 15/02/2005 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a md gereğince uygulanacak faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,
c-Alınması gerekli 2.100,72-TL karar ve ilam harcından 537,19 TL peşin ve ıslah harcının mahsubu ile geriye kalan 1.563,53-TL harcın davalılardan … … A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp maliyeye gelir kaydına,
d-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılardan … … A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara verilmesine,
e-Davalılar … ve …’ya yönelik açılan ve husumetten reddedilen davada anılan davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp bu davalılara verilmesine,

f-Davacı tarafça yapılan 13,20 TL dava açılış masrafı, 537,19 TL peşin ve ıslah harcı 16 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 566,39‬ TL yargılama giderinin davalılardan … … A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara verilmesine,
3-Birleşen … 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … E sayılı davanın KABULÜ ile,
a-3.034,00 USD asıl alacak ve 409,00 USD dava tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.443,00 USD alacağın 3.043,00 USD asıl alacak kısmına dava tarihi olan 17/02/2005 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a md gereğince uygulanacak faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,
b-Alınması gerekli 357,68-TL karar ve ilam harcından 88,88 TL peşin ve ıslah harcının mahsubu ile geriye kalan 268,80-TL harcın davalılardan … … A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp maliyeye gelir kaydına,
c-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılardan … … A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara verilmesine,
d-Davacı tarafça yapılan ve ilk kararda hesaplanan 18,50 TL dava açılış masrafı, 88,88 TL peşin ve ıslah harcı 16 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 123,38 TL yargılama giderinin davalılardan … … A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara verilmesine,
4-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı davası yönünden;
a-Davalı … hakkında açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
b-Davalı … hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
c-Diğer davalılara yönelik açılan davanın KABULÜ ile, 105.777,00 USD asıl alacak ve 14.226,00 USD dava tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 120.003,00 USD’nin 105.777,00 USD asıl alacak kısmına dava tarihi olan 15/02/2005 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a md gereğince uygulanacak faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,
d-Alınması gerekli 12.485,47-TL karar ve ilam harcından 2.707,19 TL peşin ve ıslah harcının mahsubu ile geriye kalan 9.778,28-TL harcın davalılardan … … A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp maliyeye gelir kaydına,
e-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 21.244,36-TL vekalet ücretinin davalılardan … … A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara verilmesine,
f-Davalı …’e yönelik açılan ve husumetten reddedilen davada anılan davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp bu davalıya verilmesine,
g-Davalı …’a yönelik açılan ve feragat nedeniyle reddedilen davada, talep olmadığından anılan davalı taraf yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
h-Davacı tarafça yapılan 13,20 TL dava açılış masrafı, 2.707,19 TL peşin ve ıslah harcı 17,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 2.737,89 TL yargılama giderinin davalılardan … … A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara verilmesine,
ı-Davalı … tarafından yapılan 20 TL tebligat giderinin davacılardan alınıp bu davalıya verilmesine,
5-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı davanın KABULÜ ile;
a-…. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasındaki tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla;
326.000,00 USD (Davacılar … ve … … A.Ş. yönünden 5.000 USD) asıl alacak ve 38.479,00 USD (Davacılar … ve … … A.Ş. yönünden 2.000 USD) dava tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 364.479,00 USD’nin (Davacılar … ve … … A.Ş. Yönünden toplam 7.000 USD’nin), asıl alacak kısmına dava tarihi olan 03/05/2006 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a md gereğince uygulanacak faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,
b-Alınması gerekli 37.997,73-TL karar ve ilam harcından 8.347,97 TL peşin ve ıslah harcının mahsubu ile geriye kalan 29.649,76-TL harcın davalılardan … … A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp maliyeye gelir kaydına,
c-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 44.862,72-TL vekalet ücretinin (Davacılar … ve … … A.Ş. yönünden 5.100,00 TL) davalılardan … … A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara verilmesine,
d-Davacı tarafça yapılan ve ilk kararda hesaplanan 18,50 TL dava açılış masrafı, 8.347,97 TL peşin ve ıslah harcı 16 TL tebligat gideri toplamı 8.382,47‬ TL yargılama gideri ile ilk bozma sonrasından itibaren yapılan toplam 603 TL tebligat gideri ve 4.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 13.485,47‬ TL yargılama giderinin davalılardan … … A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara verilmesine,
6-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E ve Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı davaları yönünden mahkememizce verilen 02/02/2016 tarih ve 2014/1160 E, 2016/49 K sayılı karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17/05/2018 tarih ve 2016/9613 E, 2018/3011 K sayılı kararıyla ONANMAK suretiyle kesinleştiğinden, bu davalar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacılar-birleşen davada davalılar … ve … … vekili, asıl davada Davalı … .. A.Ş. ve … vekili, birleşen tüm davalarda tüm davacılar vekili,birleşen davalarda … …A.Ş vekili, birleşen davalılardan … vekili, birleşen davalarda davalı … vekilinin yüzlerine karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu. 14/04/2022

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı