Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/340 E. 2021/790 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/340 Esas
KARAR NO :2021/790

DAVA:İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/07/2020
KARAR TARİHİ:27/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan “İtirazın İptali” davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında sözleşmeden kaynaklanan ticari ilişki bulunduğunu, taraflar arasında müvekkili firma tarafından davalı şirkete tam otomatik su bazlı temizleme makinesinin ariyeten bırakılması, su bazlı otomatik parça yıkama makinesine servis hizmeti sağlanması ve bu edimler karşılığında davalının belirlenen ücreti ödemesi konularında anlaşma sağlandığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sona ermesinden sonra davalı şirketin müvekkili şirkete fatura ve cari hesaptan kaynaklanan 46.989,76-TL. bakiye borcu kaldığını, borcun ödenmemesi üzerine davalı şirket alehyine 46.989,76-TL. asıl alacağın tahsiline yönelik olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin tebliği sonrasında davalı tarafça haksız ve mesnetsiz olarak takibe, borca ve fer’ilerine itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin yerleşim yeri adresinin Başakşehir’de olduğunu, müvekkili şirketin yerleşim yeri adresinin ise Kadıköy’de bulunduğunu, dolayısıyla davaya konu icra takibi bakımından İstanbul Anadolu İcra Daireleri’nin yetkili olduğunu, icra takip dosyasında da yetki itirazında bulunduklarını, ortada geçerli, kesinleşmiş ve usulüne uygun olarak başlatılmış bir icra takibi bulunmadığını, bu aşamada itirazın iptali davasının da açılamayacağını, öncelikle davanın bu nedenle usulden reddi gerektiğini, mahkemenin huzurdaki davaya bakmaya yetkili de olmadığını, bu nedenle mahkemece yetkisizlik kararı verilerek, dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, icra takibinin haksız ve kötü niyetli olarak başlatıldığını, taraflar arasında 12 ay süreli bir hizmet sözleşmesi imzalandığını, ancak davacı şirketten beklenilen seviyede hizmetin alınamadığından sözleşmenin sürdürülemeyeceğinin davacı tarafa bildirildiğini, davacı firma tarafından müvekkiline ait fabrikadan ariyet olarak bırakılan sözleşme konusu cihazın (makinenin) alınarak götürüldüğünü, müvekkili şirket tarafından sözleşmesel ilişkinin haklı nedenle devam ettirilemediğini, bu nedenle davacı şirket tarafından müvekkiline verilmeyen bir hizmet için hizmet bedeli ve sözleşmesel ceza adı altında talepte bulunulmasının hukuka ve hakkaniyette aykırı olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davanın reddine, davacı şirket aleyhine haksız takipten dolayı %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacı karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen sözleşmeden doğan ticari ilişki nedeniyle davacı şirketçe davalı adına düzenlenen faturalardan kaynaklı cari hesap bakiyesinin tahsiline yönelik olarak davacı tarafça davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazların iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; taraflar arasında akdedilen sözleşme, sözleşme formu, cari hesap ekstresi, fatura ve irsaliyeler, servis formları, teslim tutanakları, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, taraflar arasındaki yazışma, e-mail ve fax mesajları, … 32. Noterliği’nin 04/02/2020 tarihli – … yevmiye nolu, … 32. Noterliği’nin 19/02/2020 tarihli – … yevmiye nolu ve … 32. Noterliği’nin 26/02/2020 tarihli – … yevmiye nolu ihtarnameleri, arabuluculuk son tutanağı, taraflara ait ticari defter ve kayıtlar, tarafların vergi dairesi kayıtları, İTO kayıtları, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı taraf ise; karşılıklı keşide edilen noter ihtarnameleri, taraflar arasındaki e-mail yazışmaları, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, ticari defter ve kayıtlar, ticaret sicil kayıtları, sözleşme, isticvap, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası aslı celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı şirket vekili tarafından davalı şirket aleyhine 05/03/2020 tarihinde 46.989,76-TL. asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, borcun sebebi olarak cari hesap ekstresi, fatura ve irsaliyelerin gösterildiği, Örnek-7 nolu ödeme emrinin davalı şirkete 12/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı-borçlu şirket vekili tarafından 18/03/2020 tarihli dilekçe ile borcun tamamına, faize ve tüm fer’ilerine itiraz edildiği, davalı-borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, sonrasında ise davacı şirket vekili tarafından 20/07/2020 tarihinde ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı şirket vekili tarafından cevap dilekçesinde her ne kadar davacı şirketin yerleşim yerinin Başakşehir, müvekkili davalı şirketin yerleşim yerinin ise Kadıköy’de bulunduğu, İstanbul Anadolu İcra Daireleri’nin ve İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğu iddia edilerek yetki itirazında bulunulmuş ise de; tacir olan taraflar arasında akdedilen dava konusu sözleşmenin yetkiye ilişkin 9.10. maddesinde İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olduğu hususu taraflarca açıkça kabul edildiğinden ve sözleşmede “İstanbul Mahkemeleri” ile kastedilenin de “İstanbul Merkez (Çağlayan) Adliyesi Mahkemeleri” olduğu anlaşıldığından, mahkememizce 6100 sayılı HMK.’nun 17. maddesi gereğince davalı tarafın yetki itirazının reddine karar verilerek işin esasına girilmiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK.) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlüğü davacı (alacaklı) tarafa ait olduğundan, bu kapsamda taraflarca bildirilen deliller toplanmış, davacı vekili tarafından sunulan 17/12/2020 tarihli dilekçe ile tarafların ilişki döneminin ve bağlı bulundukları vergi dairelerinin bildirilmesi üzerine mahkememizce Yenikapı Vergi Dairesi ile Kadıköy Vergi Dairesi’ne ayrı ayrı müzekkere yazılarak, tarafların ilişki dönemine ait 2018, 2019 ve 2020 yılları BA ve BS formlarının gönderilmesi istenmiştir. İlgili vergi dairelerince müzekkerelere ayrı ayrı cevap verilmiş ve taraflara ait BA – BS formları dosyaya kazandırılmıştır.
Uyuşmazlığın niteliği itibariyle çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, mahkememizce 11/03/2021 tarihli ara karar ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rapor alınmasına karar verilmiştir.
SMMM bilirkişi … tarafından düzenlenerek dosyaya sunulan 19/04/2021 tarihli raporda özetle; davacı şirket tarafından incelemeye sunulan 2018-2019 yılına ait ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı, davacı yana ait 2018-2019 yılına ait ticari defterlerin TTK.’nun ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun şekilde tasdik edildiği ve kendi lehine delil vasfını haiz olduğu, davacı şirkete ait 2020 yılı ticari defterlerinden envanter defterinin açılış tasdikinin hiç yapılmadığı, bu anlamda davacı şirketin 2020 yılına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tasdik edilmediği ve kendi lehine delil vasfını haiz olmadığı, bu hususta nihai takdirin mahkemeye ait olduğu, davacı şirketin 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait ticari defterlerinde davalı şirket ile olan hesap hareketlerini 120.01.001 numaralı hesap kodunda takip ettiği, düzenlediği faturaları bu hesabın borç hanesine, davalıdan aldığı ödemeleri ise bu hesabın alacak hanesine kaydettiği, yapılan muhasebesel incelemeler sonucunda davacı yanın 2018 yılı ticari defterlerinde 31/12/2018 tarihi itibariyle davalı ile olan hesap bakiyesinin 0 (sıfır) TL. gösterdiği, davacının 2019 yılı sonu itibariyle davalıdan 20.152,28-TL., icra takip tarihi itibariyle ise 46.988,96-TL. alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı şirket tarafından incelemeye sunulan 2018-2019 ve 2020 yılına ait ticari defterlerin elektronik defter beratlarının yasal süresinde alındığı, envanter defterinin açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, davalı yana ait 2018-2019 ve 2020 yılına ait ticari defterlerin TTK.’nun ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun şekilde tasdik edildiği kanaatine varıldığı, bu hususta nihai takdirin mahkemeye ait olduğu, davalı şirketin incelenen 2018-2019-2020 yıllarına ait ticari defterlerinde davacı yan ile olan hesap hareketlerini 320.01.5083 numaralı hesap kodunda takip ettiği, adına düzenlenen faturaları bu hesabın alacak hanesine, yapmış olduğu ödemeleri ise bu hesabın borç hanesine kaydettiği, yapılan muhasebesel incelemeler sonucunda davalı yanın incelenen 2018 yılı ticari defterlerine göre 31/12/2018 tarihi itibariyle davacı şirkete 0 (sıfır) TL. borçlu olduğu, davalının 2019 yılı sonu itibariyle davacıya 20.152,28-TL., icra takip tarihi itibariyle ise 12.024,55-TL. borçlu olduğunun tespit edildiği, davacının incelenen ticari defterlerinde davalıdan 17/02/2020 tarihi itibariyle 46.988,96-TL. alacaklı, davalının incelenen ticari defterlerine göre davalının davacı yana 20/02/2020 tarihi itibariyle 12.024,55-TL. borçlu olduğunun anlaşıldığı, taraflar arasındaki hesap bakiyesi farklılığının ise davacı tarafından davalı adına düzenlenen 04/02/2020 tarihli 11.576,14-TL. meblağlı, 05/02/2020 tarihli 236,00-TL. meblağlı ve 19/02/2020 tarihli 23.152,27-TL. meblağlı (toplam 34.964,41-TL. tutarındaki) 3 (üç) adet faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmasına karşın davalı yanın ticari defterlerine önce alınıp, sonra 20/02/2020 tarihli 34.964,41-TL. meblağlı iade faturası ile kayıtlardan çıkarılmasından yani davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, davalı şirket tarafından davacı şirkete düzenlenen 20/02/2020 tarihli 34.964,41-TL. meblağlı iade faturasının, davacı şirket tarafından davalı şirkete … 32. Noterliği vasıtası ile düzenlenen 26 Şubat 2020 tarihli – 06187 yevmiye numaralı ihtarname ile kabul edilmeyip davalı yana iade edildiği, bu çerçevede tarafların kendi kayıtlarına göre raporlanan alacak tutarlarının ortaya çıkardığı farkın belirtilen üç faturanın toplamına eşit olduğu, sonuç olarak raporda iki farklı olasılık dikkate alınarak değerlendirme yapıldığı, birinci olasılıkta; mahkemece sözleşmenin davacı şirketçe haklı olarak feshedildiğine dair karar verilir ise ve davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 04/02/2020 tarihli 11.576,14-TL. tutarlı, 05/02/2020 tarihli 236,00-TL. tutarlı ve 19/02/2020 tarihli 23.152,27-TL. tutarlı olmak üzere toplam 34.964,41-TL. tutarlı faturaların haklı yere düzenlendiğinin kabulünün gerekeceği, bu anlamda davacı şirketin davalı şirketten 46.988.96-TL. asıl alacak, 93,98-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 47.082,94-TL. talep edebileceği, ikinci olasılıkta; mahkemece sözleşmenin davacı şirketçe haksız olarak feshedildiğine dair karar verilir ise ve davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 04/02/2020 tarihli 11.576,14-TL. tutarlı, 05/02/2020 tarihli 236,00-TL. tutarlı ve 19/02/2020 tarihli 23.152,27-TL. tutarlı olmak üzere toplam 34.964,41-TL. tutarlı faturaların haksız yere düzenlendiği sonucuna ulaşılacağı, bunun ise fatura içeriği işlerin yapılmadığı anlamına geleceği, bu çerçevede davacı şirketin davalı şirketten icra takip tarihi itibariyle 12.024,55-TL. asıl alacak, 24,05-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.048,60-TL. talep edebileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı yazılı olarak beyan ve itirazda bulunulmuştur.
Dosyada alınan bilirkişi raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, SMMM bilirkişi … tarafından düzenlenen raporun dosyada toplanan delillere, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine, karşılıklı olarak keşide edilen ihtarname ve yazışmalara, tarafların karşılıklı beyanları ile dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu görülmüştür. Ayrıca raporun yargısal denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanmış, raporda yer alan değerlendirme ve hesaplamalar mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile tarafların karşılıklı beyanlarına göre; taraflar arasında yazılı sözleşme ile kurulmuş ticari bir ilişkinin bulunduğu her iki tarafın da kabulündedir. Taraflar arasındaki “Sözleşme” hükümleri mahkememizce incelenmiştir.
Anılan sözleşmenin “Sözleşmenin Konusu” başlıklı 1.1 maddesinin; “İşbu sözleşmenin konusunu; mülkiyeti tamamen Safetykleen’e ait olan ve ek’te bulunan sözleşme formunda belirtilen makina ve ekipmanların, çeşitli parça temizlik ihtiyaçlarında kullanılmak üzere sözleşme süresince Müşteri’nin kullanımına ariyeten bırakılması, sözleşme süresince bu makina ve ekipmanlar ile ilgili ariyeten kullanım bedeli, ilki sözleşmenin başlangıç tarihinde olmak üzere sözleşme formunda belirtilen zaman aralıklarında Safetykleen’in makina ve ekipmanlarla ilgili Müşteri’ye vereceği temizlik solüsyonu değişimleri, gerekli bakım ve onarımları ihtiva eden servis hizmetleri oluşturmaktadır. Sözleşmenin süresinin her 12 aylık dilimi bir sözleşme dönemini ifade etmektedir.” şeklinde…
“Fesih” başlıklı 6.1 maddesinin; “Her iki Taraf da en az 60 gün önceden karşı Tarafa yazılı olarak bildirimde bulunmak suretiyle sözleşme süresi sonu itibarıyla Sözleşmeyi feshetme hakkına sahiptir. Aksi hakle sözleşme otomatik olarak ilk sözleşme süresi kadar uzamış olur. Sözleşmenin kendiliğinden uzadığı dönemlerde sözleşme süresi sonu 5.2 madde’de belirtildiği şekilde hesaplanır.” şeklinde…
6.5 maddesinin; “Müşteri’nin herhangi bir nedenle sözleşmeyi sonlandırmak istemesi veya Safetykleen’in 6.2 maddesi ve ödeme vadelerine uyulmaması halinde sözleşmeyi tek taraflı fesh etmesi halinde, Safetykleen tarafından sağlanmış olan işbu sözleşmeye konu olan her bir Makina ve Servisler’e ait madde 5.1 de belirtilen, ödenmesi gereken yıllık kontrat bedelinin yarısı kadar miktar, Fesih tarihi itibarıyla Müşteri’ye fatura edilecektir, Müşteri bu faturayı ödeyeceğini kabul eder, söz konusu miktara iade alınırken yapılacak kontrolde tespit edilecek Makina ve ekipman’ın görmüş olduğu fiziksel hazarlar da ayrıca ilave edilecektir.” şeklinde….
“Genel” başlıklı 9.9 maddesinin; “İşbu sözleşme, sözleşme konusunu teşkil eden hususlarda Taraflar arasındaki tek ve tam yazılı mutabakat olup, işbu Sözleşme tarihinden önce yapılmış olan tüm mutabakatları ilga ederek onların yerini alır. Taraflar işbu sözleşmeyi herhangi bir beyan, güvence ya da garantiye dayanarak imzalamadıklarını ve bu tip beyan, güvence ya da garantilerde olabilecek yanlışlıklardan dolayı (ihmal veya kasti olmayan yanlışlıklar) herhangi bir hak taleplerinin doğmayacağını beyan ve kabul ederler.” şeklinde olduğu görülmüştür.
Davacı şirketçe davalı şirkete keşide edilen ihtarnameler ve gönderilen e-mail metinleri hep birlikte incelendiğinde; sözleşme konusu hizmetlerin davacı şirketçe davalı şirkete eksiksiz olarak verildiği, sonrasında sözleşmeye uygun olarak faturaların kesildiği görülmektedir.
Şöyle ki; davacı şirket tarafından … 32. Noterliği’nden davalı şirkete gönderilen 04/02/2020 tarih – … yevmiye nolu ihtarnamede özetle; hizmeti verilmiş ancak faturası kesilmemiş olanlar haricinde cari hesap bakiyesinin 23.600,69-TL. olduğu belirtilerek, buna ilişkin ödemenin ihtarnamenin tebliğini takiben 3 iş günü içerisinde yapılması istenmiştir. Davacı şirket tarafından davalıya keşide edilen … 32. Noterliği’nin 19/02/2020 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesinde ise; 04/02/2020 tarihli – … yevmiye nolu ihtarname ile belirtilen tutarın davalı şirketçe ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin 6.5. maddesi gereği taraflarınca sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği bildirilerek, “erken fesih bedeli” ile birlikte toplam 46.988,96-TL.’nin 3 iş günü içerisinde ödenmesi talep edilmiş, ödenmemesi halinde yasal prosedürlerin başlatılacağı ihtar edilmiştir. Yine davacı şirket tarafından … 32. Noterliği’nden davalı şirkete keşide edilen 26/02/2020 tarihli – … yevmiye nolu ihtarnamede; taraflarınca yapılan bildirimlerin ve kesilen faturaların taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olduğu, ancak herhangi bir nedene dayanmaksızın davalı şirketçe faturanın iade edildiği belirtilerek, davalı şirket tarafından kesilmiş olan 20/02/2020 tarihli iade faturasının kayıtlara alınmayacağı bildirilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşme ile davacı şirket tam otomatik su bazlı temizleme makinesinin kullanımını davalı şirkete bırakmış ve su bazlı otomatik parça yıkama makinesine servis hizmeti vermeyi üstlenmiştir. Yani davacı şirket, davalının kullanımına tam otomatik su bazlı temizleme makinesi bırakmış ve bu makine için her 4 haftada bir davalı şirketin lokasyonuna giderek makinenin temizlik işlemlerini gerçekleştirmeyi taahhüt etmiştir. Davalı şirket ise karşı edim olarak sözleşmede belirlenen ücreti ödemeyi üstlenmiştir.
Davacı şirketçe sözleşme gereği yapılması gereken ödemelerin yapılması istenmiş, ancak davalı şirket basiretli bir iş adamı gibi davranmamış, davacı şirketçe keşide edilen ihtarnamelere ve verilen sürelere rağmen sözleşme hükümlerine uymamıştır. Davalı şirketin davalı şirkete borçlu olduğu bizzat onun ticari defterlerinde dahi sabittir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 6.5. maddesi çok açıktır. Davalı müşterinin 6.2 maddesine ve ödeme vadelerine uymaması halinde davacının sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih hakkı mevcuttur. Ayrıca davacı şirketin yıllılk sözleşme bedelinin yarısı kadar bir miktarın davalı müşteriye fatura edileceği de açıkça kararlaştırılmıştır. Bir başka ifade ile taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 6.5 maddesi uyarınca davacı şirkete sözleşmeyi fesih ve davalıdan tazminat talep etme hakkı tanınmıştır. Sonuç olarak; davalı şirketin taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırı hareket ettiği, davacı şirketin ise yasadan ve sözleşmeden kaynaklanan haklarını kullandığı, böylece sözleşmeyi haklı nedenle feshederek sözleşme bedelinin yarısını erken fesih bedeli olarak davalıya fatura ettiği kanaatine varılmıştır.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
İddia, savunma, sözleşme hükümleri, ilgili vergi daireleri tarafından gönderilen taraflara ait BA ve BS formları, dosyada alınan ve mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde; davacı şirketçe davalı şirkete (müşteriye) sözleşme konusu makinenin teslim edilerek kullanımına sunulduğu, böylece taraflar arasında yazılı sözleşmeye dayalı olarak ticari bir ilişkinin kurulduğu, anılan sözleşme kapsamındaki hizmetlerin davacı şirketçe davalıya eksiksiz olarak verildiği ve davacı şirketçe taraflar arasındaki ticari ilişkiye uygun olarak davalı şirket adına faturalar düzenlendiği, ancak davalı şirketin sözleşme gereğince üzerine düşen edimleri eksiksiz bir şekilde yerine getirmediği, davalı şirketin borçlarını vadesinde ödememesi üzerine davacı şirketçe önce ihtarname çekilerek davalı şirkete uyarıda bulunulduğu, akabinde sözleşmenin haklı nedenle feshedilerek davalı şirket adına 19/02/2020 tarihli, 23.152,27-TL. bedelli, “sözleşme fesih bedeli” açıklamalı faturanın keşide edildiği, davacı şirketin anılan faturayı davalı şirket adına keşide etmekte haklı olduğu, dosyaya taraflarca sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda 1. seçenek olarak tespit edilen miktara göre taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle 46.989,76-TL. alacağı bulunduğu, buna göre davalı şirketin 46.989,76-TL. asıl alacak miktarına yönelik itirazının haksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptalinin gerektiği, her iki taraf da tacir olduklarından, ancak davacı alacaklı tarafça takip talebinde yıllık %13,75 oranında avans faizi talep ettiğinden, taleple bağlılık ilkesi gözetilerek asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 oranını geçmemek üzere avans faizi yürütülmesinin uygun olacağı, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan, takip konusu fatura alacakları da likit ve önceden belirlenebilir olduğundan, ayrıca davalının itirazları da haksız olduğundan, davacı lehine kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatını da kapsar şekilde davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin davacı isteminin ise reddine ilişkin olarak aşağı gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 46.989,76-TL. asıl alacağa yönelik itirazlarının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %13,75 oranını geçmemek üzere) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 9.397,95TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 3.209,87-TL karar ve ilam harcından 802,47-TL. peşin harç + icraya yatan harcın mahsubu ile kalan 2.407,40-TL harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.959,92-TL. (802,47-TL peşin + icraya yatan harç, 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 900,00-TL bilirkişi ücreti, 195,25-TL tebligat, posta) yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 6.908,67-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır