Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/335 E. 2022/73 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/335 Esas
KARAR NO:2022/73

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/10/2014
KARAR TARİHİ:01/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin bilişim ve reklamcılık iş konusu ile iştigal ettiğini, müşterisi … ve Dış Tic. A.Ş’nin sipariş etmiş olduğu traş bıçağı ambalajlarının tasarımını yaptığını ve tasarıma uygun şekilde ambalajların hazırlanarak teslimi hususunda davalı tarafla 05/04/2014 tarihinde anlaştıklarını, davalı tarafından anlaşmaya uygun şekilde belirtilen zamanda ve verilen sipariş adetince ürün tesliminin yapılmadığını, teslim edilen ürünlerin ise barkodları okumadığını, buna karşın toplam 600.000 adet ürün sipariş edilmişken fatura edilen adetin üstünde 645.000 şeklinde düzenlendiğini, ayıplı üretilen ürünlerin davalı şirkete iade edilmesine karşın iadenin kabul edilmediğini ve ambar ücretinin müvekkilinin bilgisi dışında müvekkilinin müşterisinden alındığını zira bu bedelin daha sonra müvekkili tarafından müşterisine iade edildiğini, şu hali ile müvekkili ile davalı taraf arasındaki sözleşmenin davalı tarafından ifa edilmediğini, borcun ifa edilmemesinin borçlunun taahhüt ettiği edimi hiç veya gereği gibi yerine getirmemesi demek olduğunu, bu halde alacaklının uğramış olduğu zararı tazmin sorumluluğunun bulunduğunu, davalı tarafın sözleşmeye uygun hareket etmeyerek edimini gereği gibi ifa etmemesine rağmen müvekkilinin sözleşmeye uygun olarak KDV dahil 17.204,40-TL sözleşme bedelini ve ürün iadesi gereği 701,81-TL kargo bedelini ödediğini, bu nedenle müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararın ödenmesi için …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini ancak davalı tarafça yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu beyanla itirazın iptaline, takibin devamına, davalı tarafın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin tüm taahhütlerine zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, dava dışı … ve Dış Tic. A.Ş ile davalı arasında var olduğu iddia edilen ilişkinin kendilerini ilgilendirmediğini, müvekkilinin davacı ile sözleşme yaptığını, müvekkiline sipariş verenin de davacı taraf olduğunu, müvekkiline sipariş edilen 645.000 adet ürünün irsaliyeli fatura ile 06/05/2014 tarihinde davacıya teslim edildiğini, 600.000 adet ürün siparişi yapılmadığını, 645.000 adet ürün siparişi yapıldığını ve sipariş edilen ürünlerin eksiksiz ve ayıpsız olarak üretilerek davacıya teslim edildiğini, teslim tarihinin tarihi olarak 22/04/2014 tarihinin belirlenmediğini, davacının gönderdiği klişenin 2 gün içerisinde çıkartılması konsunda da anlaşma bulunmadığını, ambalaj üzerindeki barkotların sözleşmeye uygun ve okunaklı yapıldığını, davacı tarafından müvekkiline yapılmış hiçbir ayıp ihbarının bulunmadığını, tacirler arasındaki ayıp ihbarının TTK hükümlerine göre ve süresinde yapılması gerektiğini, davacının bu kurala uymaksızın yani ayıp ihbarında bulunmadan dava açtığını, davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının sözleşmeyi fesh ettiğini, ayıp ihbarında bulunmamasına rağmen sözleşmeye aykırılık nedeniyle tazminat davası açtığını, bu yönüyle de hukuka aykırı olup reddi gerektiğini beyanla davanın reddine, davacının % 20 oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davalı tarafından …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazının iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce davanın reddine dair verilen karar , İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 24/06/2020 tarih 2018/702 Esas 2020/631 Karar sayılı kararı ile;
“….Eser sözleşmelerinde TTK’nın 23. maddesinde düzenlenen 2 ve 8 günlük ayıp ihbar süreleri geçerli olmayıp, TBK’nın 474. maddesi gereğince eserin teslimden sonra işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz gözden geçirilmesi ve ayıp var ise bunun uygun bir süre içerisinde yükleniciye bildirilmesi gerekmektedir. Dava konusu ambalajların miktarı, doğrudan davacıya teslim edilmeyişi, dağıtım yapıldıktan sonra şikayetler üzerine ayıptan haberdar olunup tanık beyanlarına göre yükleniciye derhal bildirildiği anlaşıldığından ayıp ihbarının süresinde yapıldığı kabul edilerek, ayıplı ürünlerin miktar ve değerinin tespiti için gerekirse yeniden keşif yapılmak suretiyle tüm ürünler üzerinde inceleme yapılarak bilirkişilere ek rapor düzenlettirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece ayıp ihbarının süresi içerisinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine verilmesi isabetsiz olmuştur…” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yukarıda esas ve karar numarası belirtilen kaldırma ilamı kapsamında önceki bilirkişi heyetinden rapor alınmış, bilirkişilerce dava konusu ürünlerin Bursa ilinde bulunması nedeni ile inceleme yapılamadığının bildirildiği, mahkememizce dava konusu ürünlerin bulunduğu yerde keşif yapılması için ara karar oluşturulmuş ancak davacı vekil tarafından keşif giderlerinin yatırılmadığı anlaşılmış, davacı vekili duruşmalardaki beyanlarında özetle, yeniden inceleme yapılmasına ihtiyaç olmadığını, ürünlerdeki ayıbın sabit olduğunu, ürünlerin zayi olduğunu ve müvekkilinin ekonomik durumu olmaması nedeni ile mahkememizce talep edilen miktarı yatıramayacaklarını bildirmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi ilamı gereği, davacı yanın dava konusu ambalajlarda ayıp bulunduğuna dair davalı yana süresinde ihbarda bulunduğu açıktır. Taraf beyanlarına göre taraflar arasında teslim edilen ürün miktarı çekişmeli olup davacı tarafından ürünlerin tamamına değil bir kısmına yönelik iade faturası düzenlendiği de dikkate alındığında, davacı yan ayıplı ürün miktar ve değerini ispat yükü altındadır, kaldı ki davacı vekili duruşmadaki beyanında ürünlerin zayi olduğunu beyan etmiştir. Davacı elinde bulunan ve ayıplı olduğunu iddia ettiği ürünleri zayi etmiş olmakla ve gerekli giderleri yatırmamakla mahkememizce hem üzerine düşen ispat yükünü yerine getirememiş hemde ürünleri kullanmış kabul edilmiş bu sebeplerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının 293,85-TL peşin harçtan düşümü ile geriye kalan 213,45-TL’ nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır