Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/330 E. 2022/337 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/330 Esas
KARAR NO :2022/337

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:15/07/2020
KARAR TARİHİ:05/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından davalı şirkete, fatura konusu ödemeler yapıldığını ancak firmadan herhangi bir hizmet alımı yapılmadığını, haksız ve kötü niyetli olarak tanzim ve tahsil edilen faturalara ilişkin ödenen tutarlar için …. İcra Dairesi Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası ile icra takibine geçilmiş olup, işbu takibe davalı/borçlu tarafından haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu, müvekkili şirket davalı taraftan herhangi bir hizmet alımı gerçekleştirmemiş olmasına karşın dava konusu faturalar haksız yere düzenlenmiş olup, müvekkili şirket tarafından faturalara ilişkin ödemeler, müvekkilinin bilgisi dışında gerçekleştirildiğini, davalı şirketin yetkilisi …, müvekkili şirket nezdinde kurumsal iletişim ve pazarlama direktörü olarak çalıştığını, müvekkili ile davalı şirket arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmamasına rağmen davacı şirketin bilgisi dışında, sigortalı çalışan …, kendi şirketi üzerinden davacıya faturalar tanzim ettirmiş ve şirket bünyesindeki pozisyonunu kullanarak davacı şirketten kendi şirketine, onay almaksızın ödeme çıkarttırdığını, ancak davacı şirket, … tarafından şirket kurulduğundan dahi habersiz olduğunu, davalı tarafından müvekkili adına düzenlenen fatura bedellerinin ödenmesi sonucu, davalının müvekkiline herhangi bir hizmet sağlamamış olması nedeniyle davalı şirket sebepsiz zenginleşmiş olup Türk Borçlar Kanunu ve Yargıtay Kararları uyarınca müvekkile fatura bedellerinin iadesi edilmesi gerekmekte olduğunu, davaya konu icra takibi başlatılmadan önce faturalara ilişkin ödemelerin istirdadına ilişkin taraflarınca arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş olup, … Arabuluculuk Bürosunun 2020/314 sayılı dosyası ile uzlaşmaya varılamadığını, açıklanan tüm bu nedenlerle ve müvekkillerinin fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak üzere, davalı tarafından müvekkili adına tanzim edilen faturalara ilişkin davalıdan herhangi bir hizmet alınmadığı sabit olduğundan ve davalı şirket ile müvekkil arasında herhangi bir iş ilişkisi veya sözleşme bulunmadığından davalı şirket sebepsiz zenginleştiğinden davalarının kabulü ile ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davalının itirazının iptali ile takibin 24.780,00 TL üzerinden aynı şartlarla devamına karar verilmesini, davalı tarafından takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğinden %20′ den az olmamak üzere icra-inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın sebepsiz zenginleşme iddiasının hiçbir şekilde maddi ya da hukuki dayanağının bulunmadığını, üstelik davacı hataen ödeme yapıldığı gibi bir sav da ileri sürmemekte, ödemenin bilgisi dışında yapıldığı gibi mesnetsiz bir iddia ileri sürdüğünü, davacı tarafın, dava dilekçesi kapsamında yer verdiği, müvekkili şirket yetkilisinin davacı şirkette çalıştığı dönemdeki pozisyonunu kullanarak, davalı müvekkil şirketten davacı şirkete fatura düzenlemiş olduğu ve bu ödemeleri onay almaksızın çıkarttığı yönündeki iddiaya dayanak hiçbir delil sunulmadığını, ticari faaliyet gösteren bir ticari şirkette, şirketin ilgili birimlerinden (muhasebe vb.) onay almaksızın başka bir şirkete ödeme yapılması hayatın olağan akışına uygun olmadığını, müvekkili şirket yetkilisi …’ nın davacı şirkette çalıştığı süre boyunca çalıştığı pozisyonu gereği muhasebe işleri bakımından herhangi (ödeme yapmak/gelen ve giden ödemeleri yönetmek) bir yetkisinin bulunmadığını, davacı şirketin işbu davayı açmasının arka planındaki sebep kötüniyete dayanmak olduğu zira müvekkili şirket yetkilisi …, davacı şirket nezdinde çalıştığı süre boyunca SGK primleri eksik gösterildiğini, …’ nın bu hususa dair itirazları sebebiyle davacı şirket ile husumeti oluşması sebebiyle huzurdaki dava kötü niyetle ikame edildiğini, davacı şirket TTK ‘ nın 18/2.maddesi kapsamında basiretli bir tacir olarak hareket etmediğini, davacı taraf, müvekkili şirketten hizmet aldığını, bu husus yazılı deliller ile sabit olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle esasa dair açıklamalarımız çerçevesinde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, davacı aleyhine alacağın %20 ‘ sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce davaya konu edilen …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasının UYAP sureti celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizin 08/12/2020 tarihli celse beş nolu ara karar gereğince, dosyanın bir SMMM ve bir reklam ve pazarlama konusunda uzman bilirkişiye tevdiiği ile taraf defterleri ve dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak konusunda uzman SMMM … ile … Üniversitesi Pazarlama ve Reklamcılık Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. … seçilmiş, adı geçen heyetçe sunulan 11/04/2021 tarihli bilirkişi heyet raporu ile 14/01/2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyet raporu ve ek raporunun tetkikinde, davanın; davacı araç kiralayan tarafından, davalı aleyhinde, 09.03.2020 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 24.780,00 TL asıl alacağı için başlatılan takibe davalının yaptığı itirazın iptali davası olduğu, davacının 2019 yıllarına ait ticari defterlerin TTK hükümlerine uygun tutuldukları, davalının 2019 yılına ait ticari defterlerin TTK hükümlerine uygun tutuldukları, somut olayda, dava dosyası kapsamında tarafların karşılıklı imzaladıkları bir yazılı sözleşme bulunmadığı, davalı şirket tarafından yapılan çalışmaların reklam ve pazarlama hizmeti çerçevesindeki görsel ve yazılı içerikleri içerdiği ve fuarda kullanıldığı, davalı tarafından davacıya kesilen hizmet tutarlı faturalar ile uyumlu olduğu ve davalı tarafından davacıya ilgili hizmetlerin verilmiş olabileceği, mali anlamda yapılan inceleme ile ve davacının ticari defterlerine göre, davalı tarafından davacıya kesilen fatura bedellerinin davacı tarafından ödendiği, dolayısıyla iş bu itirazın iptali davası açısından, davaya dayanak edilen 09.03.2020 takip tarihinde davacının davalıya herhangi bir borcu ve/veya alacağı olmadığı kanaatiyle raporlar alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı tarafından davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile 09.03.2020 tarihinde “MÜVEKKİL ŞİRKET TARAFINDAN HİZMET ALIMI YAPILMADIĞI HALDE TANZİM VE TAHSİL EDİLEN FATURULARA İLİŞKİN ÖDENEN TUTARLARIN İADESİ TALEBİDİR ” açıklaması toplam 24.780,00 TL fatura alacağı için ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 ödeme emrinin 12.03.2020 tarihinde davalı yana tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından aynı tarihte takibe itiraz edildiği, itirazın davacı yana tebliğ edilmeksizin 15.07.2020 tarihinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında eldeki davaya ve takibe konu uyuşmazlığın temelini 27.02.2019 tarihli KDV dahil 12.980,00 TL bedelli ilan ve içerik bedeli açıklamalı fatura ile 05.04.2019 tarihli KDV dahil 11.800 TL bedelli hizmet bedeli açıklamalı fatura oluşturmaktadır. Davacı faturaların dayanaksız olduğunu, davacının sigortalı çalışanı … tarafından davalı şirketin kurulduğunu, davalıdan hiç bir mal veya hizmet alınmadığını, …’nın kendi şirketi adına faturalar kestiğini ve ödeme yapılmasını sağladığını savunmuştur.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi de “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” hükmüne havidir.
Yukarıda anılan düzenlemeler gereği davacı davalı yana yapılan ödemeler nedeni ile mal veya hizmet almadığını , davalının sebepsiz olarak zenginleştiğini ispat yükü altındadır.
Taraf ticari defterleri üzerinde SMMM ve sektör bilirkişisi marifetiyle yaptırılan inceleme neticesinde düzenlenen 12.04.2021 tarihli rapor ile dava konusu faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olduğu davacı tarafından fatura bedellerinin davalıya ödendiği ve davalının davacı yana fatura konusu hizmeti verdiği tespit edilmiştir.
…’nın davalı şirket yetkilisi olup, davacı nezdinde bir dönem çalışmış olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Dava dışı …’nın davacı şirkette ödeme konusunda yetkili olduğu davacı tarafından iddia edilmemiş, davalı olan şirketine ödeme yapılmasını sağladığı beyan edilmiştir. Davacı tacir olarak TTK gereği basiretli davranma yükümlülüğü olup, karşılığında mal ve hizmet almadığı faturaları ticari defterlerine kayıt edip, ödemesi kendisinden beklenemez, kaldı ki mahkememizce içerisinde sektör bilirkişisinin bulunduğu heyetçe düzenlenen ve uz yukarıda anılan rapor ile davalının fatura konusu hizmeti davacı yana verdiği de tespit edilmiştir. Bu durumda davacı hizmet almadığı iddiasını ispat edebilmiş değildir. Bu nedenle davanın reddine karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez. Somut olayda, takip haksız olmakla birlikte, davacının icra takibinde kötü niyetli olduğu dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu sebeple davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-)Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının, 299,29 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 218,59 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
4-)Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine
6-)Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7-)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
05/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır