Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/328 E. 2021/48 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2020/328 Esas
KARAR NO:2021/48

DAVA:Ödeme Emrinin İptali
DAVA TARİHİ:28/03/2017
KARAR TARİHİ:21/01/2021

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili …. İş Mahkemesi’ne verdiği daha sonra görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; davalı kurum tarafından müvekkiline 23/02/2017 tarihli, … E takip kart numaralı ve … varide sayılı ödeme emrinin gönderildiğini, ödeme emrini ve ödeme emrinde belirtilen borcu ve borç tutarını kabul etmediklerini, müvekkilinin davalı Kuruma herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı Kurumun aynı alacak konusunda … A.Ş’ye ödeme emri gönderdiğini ve … A.Ş. tarafından mezkur borcun özel borç olduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması talebiyle İş Mahkemesinde dava açıldığını ve halen derdest olduğunu, davalı Kurum tarafından takip konusu yapılan alacağın … alacağı niteliği taşımadığını ve … Alacaklarının Tahsili Hakkındaki Kanun hükümlerine göre takip yapılmasının hiçbir yasal dayanağı bulunmadığını, davalı Kurumun talep ettiği alacağın klasik bir SGK prim alacağı olmadığının sabit olduğunu, davalı Kurumun ödeme emrine konu alacağının … A.Ş.’nin bankalardaki likit değerleri ile karşılanacak durumda olmasına rağmen, davalı Kurum tarafından mezkur hesaplara konulan blokajın kaldırılarak alacağını tahsil etme imkanından feragat edildiğini, bu nedenle müvekkilinin sorumlu tutulabileceği bir borç kalmadığını, müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olduğu … A.Ş.’nin kuruluşundan itibaren sermaye yetersizliği problemleri ile karşı karşıya kaldığını ve sermayesinin hiçbir zaman …’nın öngördüğü değerlere ulaşamadığını, sermaye yetersizliğinden kaynaklanan problemlerin 2011 yılında trafik sigortalarıyla ilgili yapılan düzenlenme neticesinde davalı Kuruma aktarılması gereken primlerin intikalini zora soktuğunu, davalı Kuruma aktarılması gereken primlerle ilgili olarak 12/08/2015 tarihinde toplantı yapılması kararlaştırılmış iken 07/08/2015 tarihinde …’nın sermaye yetersizliği nedeniyle … A.Ş.’nin sigortacılık faaliyetlerini durdurduğunu ve şirketin … Hesabına devrettiğini, bu tarihten sonra şirketin tamamen Devletin kontrolüne girdiğini, şirketin devletin kontrolüne geçmesi üzerine davalı Kurum, … A.Ş.’ye işbu dava konusu alacaklarının tahsiline yönelik olarak ödeme emri gönderdiğini ancak, ödeme emrinin gönderildiği tarihte … A.Ş.’nin bankalarda bulunan likit değerlerinin davalı Kurumun … Alacağı olduğu iddia edilen alacaklarını ödemeye yeterli düzeyde olduğunu ve davalı Kurumun alacaklarının öncelikli olmasına rağmen … Hesabı tarafından davalı Kuruma herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin ödeme emrine konu edilen … A.Ş.’nin borçlarından sorumlu tutulabilmesi için söz konusu borcun oluşumunda kusurlu bulunması gerektiğini ancak, ödeme emrine konu borcun tamamen sermaye yetersizliğinden kaynaklandığını, müvekkilinin bu hususta herhangi bir kusuru bulunmadığını, … A.Ş.’nin içinde bulunduğu sermaye yetersizliği problemi nedeniyle 2013 yılında … temsilcilerinin Yönetim Kuruluna atandığını ve … 22/05/2015 tarihli yazısı ile şirketin davalı Kuruma olan borçlarının yıllara yayılarak ödenmesi talimatı verdiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle … tarafından gönderilen 23/02/2017 tarihli ve … varide sayılı ödeme emrinin iptaline kaıar verilmesini talep ve etmiştir.
Davalı Kurum vekili …. İş Mahkemesi’ne verdiği daha sonra görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; 2918 sayılı Kanunun 98.maddesi gereği … A.Ş’nin prim katkı paylarını müvekkili kuruma aktarmak zorunda olduğunu ve mezkur Kanunun 98. maddesi gereğince ödenecek meblağın süresinde ödenmemesi halinde 5510 sayılı Kanunun 80.maddesinin ikinci fıkrasına göre işlem yapılması gerektiğini, yükümlülüklerini yerine getirmeyen … A.Ş. hakkında da gerekli yasal işlemler yapılarak 6183 sayılı Kanun gereği takibe geçildiğini, müvekkili Kurumun hem … A.Ş. ye hem de şirketin yönetim kurulu üyelerine karşı yasal takip başlattığını ve ödeme emri gönderdiğini, müvekkili Kurumun takibe konu ettiği alacağın … alacağı niteliğinde olup imtiyazlı olduğunun açık olduğunu, davacının 5510 sayılı Kanunun 88/20. Maddesi gereğince Kuruma karşı şirket ile birlikle müteselsilen sorumlu olduğunu, müvekkili kurumun yaptığı işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddine savunmuştur.
Dava, davalı kurum tarafından 6183 Sayılı Kanun kapsamında davacıya gönderilen dava konusu 23/02/2017 tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
13/02/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 Sayılı Kanunun 59 maddesi ile değişik 2918 Sayılı Kanunun 98 maddesi ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde … Kurumu tarafından karşılanacağı; trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve … Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının % 15’ini aşmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak … sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamının sigorta şirketleri ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinde düzenlenen durumlar için … Hesabı tarafından … Kurumuna aktarılacağı, söz konusu tutarın, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebileceği, aktarım ile sigorta şirketlerinin ve … Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülüklerinin sona ereceği, … bağlı bulunduğu Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunun söz konusu tutarı % 50’sine kadar artırmaya veya azaltmaya yetkili olduğu, bu madde çerçevesinde sigorta şirketleri ve … Hesabı tarafından ödenecek meblağın süresinde ödenmemesi halinde 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrasının uygulanacağı düzenlenmiştir.
5510 Sayılı Kanunun 89/2 fıkrası; “Kurumun prim ve diğer alacakları süresi içinde ve tam olarak ödenmezse, ödenmeyen kısmı sürenin bittiği tarihten itibaren ilk üç aylık sürede her bir ay için % 3 (% 2) oranında gecikme cezası uygulanarak artırılır. Ayrıca, her ay için bulunan tutarlara ödeme süresinin bittiği tarihten başlamak üzere borç ödeninceye kadar her ay için ayrı ayrı … açıklanacak bir önceki aya ait Yeni Türk Lirası cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faizi bileşik bazda uygulanarak gecikme zammı hesaplanır. Ancak, ödemenin yapıldığı ay için gecikme zammı günlük hesaplanır. Cumhurbaşkanı, ilk üç ay için uygulanan gecikme cezası oranını iki katına kadar artırmaya veya bu oranı % 1 oranına kadar indirmeye, yeniden kanunî oranına getirmeye ve uygulama tarihini belirlemeye yetkilidir. Dava ve icra takibi açılmış olsa bile, prim ve diğer Kurum alacaklarının ödenmemiş kısmı için gecikme cezası ve gecikme zammı tahsil edilir.” düzenlemesini içermektedir.
Davalı tarafça 2918 Sayılı Kanunu 98 maddesi uyarınca Kurum’a aktarılması gereken prim alacaklarının kamu alacağı olduğundan bahisle 5510 Sayılı Kanunun 88/16 ve 20 fıkraları uyarınca davacı hakkında 6183 Sayılı Kanun hükümlerine göre takip başlatılmıştır.
5510 Sayılı Kanunun 88/16 fıkrasının birinci cümlesi, “Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı … Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır” düzenlemesini, aynı Kanunun 88/20 fıkrası ise, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” düzenlemesini içermektedir.
Yukarıda alıntılanan düzenlemelerde yer alan “prim ve diğer alacaklar” ibarelerin yorumu 5510 Sayılı Kanunun bir bütün halinde değerlendirilmesini gerektirmektedir.
5510 Sayılı Kanunun 1. maddesi “Bu Kanunun amacı, sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri … altına almak; bu sigortalardan yararlanacak kişileri ve sağlanacak hakları, bu haklardan yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların ve genel sağlık sigortasının işleyişi ile ilgili usûl ve esasları düzenlemektir.” düzenlemesi ile kanunun amacını çerçevelemiştir. Bu düzenlemeye göre 5510 Sayılı Kanuna konu sigortalardan anlaşılması gereken, … hukuku kapsamındaki sosyal sigorta kolları ve genel sağlık sigortası; primler ve diğer alacaklardan anlaşılması gereken de bu sigorta kolları ve genel sağlık sigortası nedeniyle doğan prim ve diğer alacaklardır.
Nitekim davalı tarafça dayanılan 88/16 ve 88/20 fıkralarını da içerisinde alan 5510 Sayılı Kanunun Dördüncü Kısmının birinci bölümü, “Prim Alınması, Prime Esas Kazanç, Prim Oranları ve Asgarî İşçilik” başlığını, ikinci Bölümü “Prim Belgeleri ve Primlerin Ödenmesi
” başlığını taşımakta ve her iki bölümde kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık sigortası için Kurumun alacağı primler ve ilgililerin prim ödeme zorunluluğu düzenlenmektedir. Tüm bu düzenlemelerin aynı Kanunun 3. Maddesinde tanımlanan kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası primlerine ilişkin olduğu, başka ifade ile 5510 Sayılı Kanundan doğan prim alacaklarına ve bunlara bağlı diğer alacaklara ilişkin olduğu açıktır.
Somut olayda davalının alacağının dayanağı 6111 Sayılı Kanunun 59 maddesi ile değişik 2918 Sayılı Kanunun 98 maddesi düzenlemesidir. Anılan düzenlemeye göre; sigorta şirketleri değişikliğin yürürlüğe girmesinden önce yapılmış ve trafik kazalarında sağlık gideri teminatı içeren zorunlu özel sigorta poliçeleri kapsamında, üçüncü kişilere karşı sağlık gideri teminatı sorumluluğundan kurtulabilmek için; yazılan primlerin ve … Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının % 15’ini aşmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak … sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamını … Kurumuna aktarmak zorundadırlar. Bu tutarlar ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir ve aktarım ile sigorta şirketlerinin sağlık gideri teminatı kapsamındaki yükümlülükleri son bulur. Başka ifade ile aktarımın yapılmaması halinde, üçüncü kişilere karşı ilgili zorunlu sigorta kapsamındaki sağlık gideri teminatı yükümlülüğü devam eder. Bu aktarım yükümlülüğünden doğan Kurum alacağının, 5510 Sayılı Kanun kapsamındaki kısa ve uzun vadeli sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortasından doğmadığı açıktır. Nitekim kanunkoyucu 2918 Sayılı Kanunun 98/3 fıkrasında, bu mahiyet farkılığından ötürü, 5510 sayılı Kanunun diğer maddelerine, bu arada 88. maddeye atıf yapmamış, sadece gecikme cezasının oran ve hesaplama yöntemine yönelik düzenlemeler içeren 5510 sayılı Kanunun 89/2 fıkrasına atıf yapmakla yetinmiş, Kuruma aktarılacak tutarların özel sigortacılık ilkeleri çerçevesinde tespit edileceğini de hükümde açıkça düzenlemiştir. … Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nün 05/10/2017 tarihli yazı cevabında, Kurum’a 2918 Sayılı Kanunu 98 maddesi ile talep hakkı doğuran primin tamamen özel bir sigorta branşı olan kara yolları zorunlu trafik sigortası primi olduğu, sosyal sigorta primi ile eşdeğer olmadığı belirtilmiştir.
Dolayısıyla, davalı Kurum’un 23/02/2017 tarih ve … sayılı 5.751.058,77 TL tutarlı 6183 Sayılı Kanuna dayalı ödeme emrine konu ettiği alacağın 5510 Sayılı Kanundan doğan bir kamu alacağı olmadığı, 2918 Sayılı Kanunun 98 maddesine dayalı özel sigortacılık faaliyetinden doğan prim alacağı olduğu, bu nedenle bu alacağın tahsilinde 5510 Sayılı Kanunun 88/16 fıkrası atfı ile 6183 Sayılı Kanuna göre takip yapılamayacağı, yine aynı gerekçe ile dava dışı … şirketinin yönetim kurulu üyesi olan davacının 5510 Sayılı Kanunun 88/20 fıkrası uyarınca bu alacak nedeniyle müteselsil sorumluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından davanın kabulü ile davalı tarafça 6183 Sayılı Kanuna dayalı davacıya gönderilen 23/02/2017 tarih ve … sayılı ve toplam 5.751.058,77 TL bedelli ödeme emrinin iptaline ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davalı tarafça davacıya gönderilen 23/02/2017 tarih ve … Sayılı ve toplam 5.751.058,77 TL meblağlı ödeme emrinin iptaline,
2-Davalı kurum harçtan muaf olmakla harç takdirine yer olmadığına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 31,40 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 400 TL bilirkişi ücreti, 207,40 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 607,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 21/01/2021

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı