Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/303 E. 2022/955 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/303 Esas
KARAR NO:2022/955

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ:06/07/2020
KARAR TARİHİ:08/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas ( Kambiyo Sencilerine Özgü Haciz Yolu İle Yoluyla Takip ) sayılı dosyasında , davacı … tarafından , …. İcra Hukuk Mahkemesi’ nin Esas … … Karar sayılı ve 12/12/2017 tarihli kararı doğrultusunda davacının imza itirazı icra hukuk mahkemesinde kabul edildiğini, davalı taraf davacı taraf aleyhine kambiyo senedine sahip olduğunu, Alacaklı / Davalı …., Borçlu … olan 24.12.2014 Tanzim – 16.11.2015 Vade Tarihli – 48.650 TL Bedelli ve 18.03.2015 Tanzim 25.11.2015 Vade Tarihli – 47.750 TL Bedelli senetlere istinaden …. İcra Müdürlüğünün … Esas numaralı dosyası ile davacı … aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip yoluna ilişkin icra takibi başlattığını, müvekkilinin bono ile benzer belgedeki yazı ve imzaya itiraz ettiğini, davacı borçlu görünen … ile davalı alacaklı arasında herhangi hukuki ve/ya ticari ilişkisi olmamakla birlikte, taraflar arasında bono ve ayrıca çek – poliçe – sözleşme – protokol – teslim tesellüm belgesi – fatura – cari ” hesap …gibi herhangi belge olmaması nedeniyle alacaklılık ve borçluluk söz konusu olmadığını, müvekkiline izafe edilen borçlu… gibi her türlü nam ve sıfata dair yazı ve imzalara ayrıca ve açıkça itiraz ettiğini, ayrıca davalı alacaklının bonoda ki ciro zinciri kopuk olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile davacı tarafın bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine, sahte imza nedeniyle haksız ve kötü niyetli davalı aleyhine yüzde %20 oranında tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı banka üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; usule ve esasa ilişkin itirazlarının bulunduğunu, arabulucu tarafından, yasada belirtilen şartlara uyulmaksızın arabuluculuk işleminin sonlandırılması hatalı olup dava şartı olan arabuluculuk şartının gerçekleşmediğini düşündüklerini, bu nedenle davanın esasa girmeksizin usulden reddine dair karar verilmesini talep ettiklerini, davacı vekilinin de belirttiği üzere ilgili senetler bankalarına Temlik Cirosu ile geçtiği için ve müvekkili bankanın elinde davaya konu senetler ile ilgili Sözleşme,Protokol,Tesellüm Belgesi ,Fatura vs belge olmadığı için davacı hakkında ilgili kararın 20/07/2018 tarihinde kesinleşmiş olmasına rağmen açılmış bir alacak davası açılmamış olup,imza borçluya ait olmadağı için açılma ihtimalide bulunmamakta olduğunu, açılmış bulanan menfi tespit davasında davacı tarafın hukuki yararının bulunmamakta olduğunu, menfi tespit davasında davacı dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gerektiğini ispat etmesinin gerektiğini, … ve dava dışı… San ve Tic A.Ş firması yetkilileri hakkında sahte evrak düzenlemek sureti ile kredi kullanarak menfaat temin edilmesine yönelik olarak … Cumhuyet Başsavcılığı’ na gerekli şikayet dilekçeleri de hazırlanmış olup gerekli başvuru yapıldığında mahkemeye bilgi verileceğini, ilk olarak kötü yönetilen bir arabulucuk süreci neticesinde görüleceği üzere hukuki yararı bulunmayan bir menfi tespit davası açıldığını, davanın açılmasında müvekkili bankanın kusurundan çok arabulucunun eksik yürüttüğü bir süreç bulunmakta olduğunu, davaya konu senetlerin üzerindeki imzaların ,davacının eli ürünü olmadığının taraflarınca bilindiği, İİK 68 maddesinde belirtilen belgelerden ellerinde bulunmadığı,bu nedenle davacının iş bu davayı açmakta hukuki bir yararının bulunmadığı ve bu hususun … Arabuluculuk Bürosunun … E sayılı, Arabuluculuk numarası … Esas sayılı dosyası ile de açıkca anlaşıldığı, davacıların asıl amacının vekalet ücreti elde etmeye yönelik olduğu dikkate alınarak açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesini talep etme zorunluluğu doğduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle davanın öncelikli olarak dava şartı arabuluculuk şartının gerçekleşmemiş olunması nedeni ile usulden reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaate varması halinde ise davanın hukuki yarar bulunmaması nedeni ile reddine karar verilerek yarglama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine dair karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının icra takibine konu yapılan iki adet bono nedeni ile davalı yana borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.
Davalı tarafından, davacı ve dava dışı borçlu aleyhine …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyası ile ” 16.11.2015 vadeli 48.650.00 TL tutarlı -25.11.2015 vadeli 47.750,00 TL tutarlı 2 adet bono” açıklaması ile 96.400 TL asıl alacak ve 2.630,09 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 99.030,09 TL alacak için kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe girişildiği, takip konusu bonoların davacı tarafından dava dışı… San. Ve Tic. AŞ lehine keşide edildiği, lehtar tarafından ise davalı yana ciro edildiği anlaşılmıştır.
Elde ki dava ile davacı tarafından takip konusu bonolarda ki keşideci imzası inkar edilerek, bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti talep edilmektedir.
Menfi tespit davasında, ispat yükü kural olarak alacaklı üzerindedir. Davalı alacaklı takip konusu bonolarda yer alan keşideci imzasının davacının eli ürünü olduğunu ispat yükü altındadır.
Mahkememizce dava konusu bonolarda ki keşideci imzasının davacının eli ürünü olup olmadığının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nden alınan 01/09/2022 tarihli rapor ile “… İnceleme konusu senetlerde atılı borçlu imzalarının teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imzalar olması nedeniyle söz konusu imzaların aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’un eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği..” bildirilmiş, adli tıp kurumu raporu taraflara tebliğ edilmiş ve ispat yükü üzerinde bulunan davalı rapora karşı beyanda bulunmadığı gibi yeniden imza incelemesi talebinde de bulunmamış, imzanın davacının eli ürünü olduğunu kanıtlamaya yönelik olarak, dosya arasına kazandırılan imza asıllarından ayrı, davacının eli ürünü olan ıslak imza asıllarının bulunduğuna dair beyanda da bulunmamış olup, üzerine düşen ispat yükünü yerine getirememiştir.
Davalı tarafın üzerine düşen ispat yükünü yerine getirememesi nedeni ile davanın kabulüne davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
İİK 72/5 maddesindeki düzenlenmeye göre ; menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur, icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa talebi üzerine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın alacaklıdan tahsiline karar verilir.
Alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için davalı alacaklının icra takibini yapmakta haksız ve aynı zamanda kötüniyetli olması gerekir. Tüm dosya kapsamında; icra takibinin haksız olduğu anlaşılmış ancak davalı alacaklının, bonoyu lehtardan ciro yolu ile devir aldığı. Davacı ile aralarında doğrudan bono düzenlenmediği ve davalının icra takibini yapmakta kötüniyetli olduğuna dair bir kanıt sunulmadığı anlaşıldığından davacının tazminat isteminin reddine karar verilerek aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davacının …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası ile takibe konu edilen 24/12/2014 düzenleme ve 16/11/2015 vade tarihli 48.650,00 TL bedelli senet ve 18/03/2015 düzenleme ve 25/11/2015 vade tarihli 47.750,00 TL bedelli senet nedeni ile DAVALI YANA BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacı yanın şartları oluşmayan tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 6.585,08 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin ödenen 164,63 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.420,45 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, davacı tarafından peşin ödenen 164.63 TL harcın davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
4-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 54,40 TL başvuru harcı ile 1.624,55 TL tebligat, posta ve ATK fatura bedeli olmak üzere toplam 1.678,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine
7-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin, uyuşmazlık konusu dava zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığından davacıdan alınarak Hazine’ye ödenmesine
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır