Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/301 E. 2021/428 K. 07.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/301 Esas
KARAR NO:2021/428

DAVA:İstirdat
DAVA TARİHİ:24/11/2017
KARAR TARİHİ:07/06/2021

… Tüketici Mahkemesinin …/… esas …/… karar 04/02/2020 tarihli görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edilen ve mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … …’de bulunan … isimli restaurantta garson olarak çalıştığını, davalı …’nin ise icra dosyasında borçlu olarak görünen … ve babası … ile birlikte hareket ederek müvekkilini ve arkadaşlarını dolandıran kişilerden biri olduğunu, davalıların davacının çalıştığı restauranta müşteri olarak sık sık geldiklerini, aralarında muhabbet kurmaya başladıklarını, kısa bir süre sonra müvekkiline arsa işi yaptıklarını, ellerinde çok değerlenecek yatırımlık arsa olduğunu söylediklerini, müvekkiline diğer arkadaşlarının arsayı aldıklarını öne sürerek teklifte bulunduklarını ve aynı yerden kendilerine de satış yapabileceklerini söyleyerek davacıyı ofislerine götürdüklerini, müvekkili ve arkadaşları üzerinde baskı ve stres oluştararak kendilerine deniz manzaralı arsa vereceği vaadiyle kendilerinden değişik oranlarda senet aldıklarını, müvekkiline 13 adet 2.000,00-TL ‘lik ve 1.000,00-TL ‘lik senet imzalattıklarını, müvekkilinin aldığı arsanın … ada, … pafta olduğunu söylediklerini, müvekkili ve arkadaşlarının tapu ve belediyeye giderek arsa hakkında bilgi almak istediklerinde kendilerine vaadedilen yer ile gösterilen yerin tamamen alakasız olduğunu söylediklerini, kendilerine satılan arsaların değersiz olduğunu, üzerinden yüksek gerilim hattı geçen, yerleşim yerinden uzak bir yer olduğunu öğrendiklerini, bu durumu … ve babası …’e bildirdiklerinde önce kabul etmediklerini ancak sonrasında hata olduğunu beyan ederek başka yerden arsa verebileceklerini söylediklerini, müvekkilinin imzaladığı senetlerden 9 tanesini bankaya ödediğini geriye kalan 4 senedi ödemediklerini, … ve babası …’e ulaşmaya çalışan müvekkilinin iş yeri olarak görünen mahallin boş olduğunu gördüğünü, bu sırada ….İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasıyla müvekkiline ödeme emri geldiğini, müvekkilinin … ve babası …’e verdiği 3 adet 2.000,00-TL ‘lik 1 adet 3.000,00-TL’ lik senedin davalı … tarafından icraya konduğunu, müvekkilinin kendisine tebliğ edilen ödeme emri ile …’ye haricen ödeme yaptığını, sonrasında icra dosyasına müvekkilince 167,91-TL tahsil harcı yatırıldığını, davalılar hakkında …’nın … soruşturma dosyası ile şikayet dilekçesi verildiğini, ödeme emrine konu senetler karşılığında teslim edilen bir mal olmadığını, ve senetlerin kambiyo vasfı olmadığını, davalı … müvekkilinden hile ile senetleri alan … ve oğlu … ile birlikte hareket ettiğinden meşru hamil olmadığını, senetlerin geçersiz olduğunu, istirdat talebinde bulundukları icra takibine konu senetlerin, müvekkilinin arsa satın almak amacıyla verdiği senetler olduğunu, dolayısıyla mezkur senetler sebebiyle herhangi bir borcunun bulunmadığını, kesinleşen icra takibi nedeniyle cebri icra tehdidi altında bulunan müvekkilinin herhangi bir borcu olmamasına rağmen icradosyasındaki borcu ödemek zorunda kaldığını beyan ederek, davanın kabulünü, müvekkilinin ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan takibe konu senetlerden dolayı ve takipten dolayı 11.219,91-TL ve icra dosyasına yatırılan 167,91-TL tahsil harcının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, kötü niyetli takip nedeniyle davalıların alacağın %20 sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle usulü ilişkin itirazlarını bildirmekle, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm merciinin, Tüketici Mahkemeleri değil Ticaret Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini talep ettiği, müvekkilinin emlak işletmecisi olduğunu, … ve oğlu … arasında ticari ilişki olması sebebiyle …’in lehtari olduğu senetlerin müvekkiline ciro edildiğini, senetlerin ödemesinin yapılmaması sebebiyle senet borçluları … ve … aleyhine icra takibi başlatıldığını, takip nedeniyle davacı tarafından haricen borcun ödenip dosyanın kapatıldığını, takibe konu senetlerin kambiyo senetleri olması nedeniyle herhangi bir borçludan alacağın talep edilebileceğini, bu nedenle davacının iddilarının mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin diğer davalılar ile davacı arasındaki ticari ilişkiden bilgisi olmadığını, diğer davalılarla müvekkili arasında arsa alım satımına ilişkin ticari bir ilişki olmadığını, müvekkili ile ticari faaliyet sürdüren kardeşi … ve …, söz konusu borçlu … ve oğlu … hakkında alacaklarından dolayı icra takipleri başlattıklarını, davacının müvekkilinin diğer davalılar ile birlikte hileli bir ciro işlemi ve muvvazaa iddiasının mesnetsiz olduğunu, davacının müvekkilinin arazi satmak bahanesi ile senet imzalattığı yönündeki mesnetsiz iddialarının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin söz konusu senette ciranta olduğunu, lehtar olmadığını, kendi imzalattığı senette ciranta olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, söz konusu senetlerin tüketici senedi olmadığını, ticari ilişkiye dayalı düzenlenen senetler olduğunu, davaya konu senedin kambiyo vasfına haiz olduğunun açık olduğunu beyanla davanın reddini, davacının %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı … tarafından verilen 29/01/2020 tarihli beyan dilekçesinde; davacı ile aralarında düzenlenmiş senetleri diğer davalı olan …ye emanet olarak bıraktıkları sırada …’nin senetleri alarak davacı hakkında haksız takibe giriştiğini öğrendiğini, davacının ne kendine ne de diğer davalılara borcu olmadığını, ilgili senetlerin … tarafından bilgisi olmadan babası ile alınmış ve ciro edildiğini, mahkemece ilgili senetlerde adı geçen davacının kendisine ve …’ye borcu olmadığını belirterek gereğinin yapılmasını talep etmiştir.
Davalı …’e usulüne uygun tebligat yapılamadığı, davacının talebi üzerine ilanen tebligat yapılmasına karar verildiği, ancak davacı vekilinin sunduğu 13/11/2019 tarihli dilekçesi ile ilanen tebligat yapılması talebinden vazgeçildiği belirtilerek davalılardan … hakkında dosyanın müracaata bırakılmasının talep edildiği, görüldü.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Davacı taraf delil olarak; …. Başsavcılığının… Sr. sayılı dosyası, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı ödeme emri,…. İcra Müdürlüğü’nün … E. tahsil harcı , bir kısım senet örnekleri ve ödeme belgeleri, banka kayıtları, tanık, bilirkişi ve her türlü delillere dayanmıştır.
Davalılar delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası, banka ödeme dekontları, Yargıtay kararları, tanık, bilirkişi incelemesi ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
… Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasının incelemesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmektedir.
Dava; bonoya dayalı olarak yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip dosyasına yapılan ödemenin istirdat talebini içerir istirdat davasıdır.
Takibe dayanak yapılan bonolar üzerinde bedellerinin malen alınmış ibaresi bulunduğu, lehtarının … olduğu, keşidecinin … olduğu anlaşılmaktadır.
İstirdat davası takip alacaklısına yapılan ödeme nedeniyle takip alacaklısı aleyhine, ödeme yapan senet borçlusu tarafından açılabilir. Takip dosyası incelendiğinde, alacaklının davalı … olduğu, davalı …’in takip dosyasında davacı ile birlikte borçlu olarak yer aldığı anlaşıldığından, davalı …’a karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … yönünden yapılan değerlendirmede; bono bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olup, senette bedel kaydının mevcut olması hâlinde ispat yükü kaydın aksini savunan tarafa aittir. Somut olayda ise aksini iddia eden davacı borçlu taraftır. Davacı iddiasını ispata yeterli delil sunmuş değildir. Davacı dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmamıştır.
Bu açıklamalar ışığında davacının ispat külfetini yerine getirmemesi nedeniyle, ispat edilemeyen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından, davacı aleyhine kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı … yönünden, görevsizlik kararı öncesi dosyanın davalı … yönünden Tüketici Mahkemesince işlemden kaldırıldığı, üç aylık sürede dosyanın yenilenmediği, ancak mahkememizce işbu davalı yönünden sehven karar verilmediği anlaşılmakla bu hususta ek karar yazılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Açılan davanın reddine,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 194,48-TL den mahsubu kalan 135,18-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan 12,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzünde, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisindeİstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup ana hatları ile anlatıldı.07/06/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı