Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/286 E. 2022/101 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/286 Esas
KARAR NO:2022/101

DAVA:İstirdat
DAVA TARİHİ:30/06/2020
KARAR TARİHİ:07/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ciranta (dava dışı 3. Kişi … Şti.) tarafından teslim edilen… Bankası … Şubesine ait, keşidecisi … Tekstil Ürünleri San ve Dış Tic. Ltd. Şti. olan, 30.04.2020 tarihli, … çek nolu, 200.000 TL bedelli çekin müvekkilim uhdesinde iken kaybolması sebebiyle, …. Asliye Ticaret Mah. … E. sayılı dosyasıyla çek zayii ve iptali davası açtıklarını, davalı …’ın, dava konusu çeki mahkemeye ibraz etmiş olduğundan, anılan davada verilen ara karar gereği işbu istirdat davasını açma zorunluluğu oluştuğunu, anılan davanın halen derdest olduğunu, müvekkilinin çekin meşru hamili olduğunu, müvekkili ile çek cirantası (… Şti.) arasında çek teslim bordrosu olduğunu, davalının çeki müvekkilinin rızası hilafına ele geçirmiş ve kötüniyetli olarak elinde bulundurmakta olduğunu, davalının bu çeki, müvekkilinin şirket kasasından gizli bir şekilde aldığının (aldırdığı) düşünülmekte olduğunu, her nasılsa aldıkları bu çekin arkasındaki yazıları ve ciroları sonradan tanzim etmişler, zira söz konusu çekin aslında … Şti. tarafından cirolanarak müvekkiline teslim edilmiş olduğunu, nitekim ciro silsilesi incelendiğinde, arada kopukluk (sonradan oynama) olduğu görüldüğünü, zira ilk cironun lehtar tarafından atılmış olması gerektiği halde, …’ın çeki ilk sırada ciroladığı ve fakat üzerini çizerek cirosunu iptal ettiğini, lehtarın cirosunun ise ciro silsilesinin en başında yer almak yerine sonradan araya sıkıştırılmak suretiyle atıldığının görüldüğünü, oysa bu çekin müvekkilinin verildiğinde, çekin arkasında …’ın (iptal edilmemiş vaziyette) cirosu ile … Şti.’nin cirosu vardı ve bu iki ciro arasında ise …’ın araya sıkıştırılmış olan cirosu olmadığını, davalı tarafın, çekin arkasında oynama yaparak bu çeki ciro silsilesine uygun hale getirmişler ve bankaya ibraz edebilecek hale (sonradan) sokmuş olduklarını, Yargıtay’a göre, eğer atılan ilk ciro lehtar tarafından atılmamış ise sonradan atılan ciroların tamamı geçersizdir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/32833 E. 2015/4052 K. sayılı kararında, “Takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 Sayılı TTK’nun 778. maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 681. maddesi gereğince kambiyo senedi niteliğinde olan bonodaki hakkın devri ancak ciro ve teslim yolu ile mümkündür. Aynı Kanun’un 686. maddesi gereğince, bonoyu elinde bulunduran kimsenin hak sahibi olabilmesi için fiili zilyetliği yeterli olmayıp, aynı zamanda hakkını müteselsil ve birbirine bağlı cirolarla tevsik etmesi gerekir. Bonoda ilk cironun lehtara ait olması zorunludur. Ciroların birbirine bağlı olması, her şeyden önce, ilk cironun lehtar tarafından yapılmasıyla mümkündür. İlk ciro lehtara ait değilse, ciro zinciri düzensiz demektir. Ancak lehtarın cirosundan sonra senedi devralan hamiller, yetkili hamil olurlar.” şeklinde bu hususu ifade edildiğini, sonuç olarak davalı … çekin meşru hamili olmadığını ve çeki kötü niyetli olarak (hatalı ciroyu sonradan iptal edip araya kendi adını sıkıştırmak suretiyle) elinde bulundurmakta olduğunu, oysa çeki elinde bulunduran kişihih müvekkili şirket olup, ciranta … Şti. ile müvekkili şirtketin yetkilisi … arasındaki çek teslim bordrosu da bu hususun doğruladığını, Nitekim … Şti. İle müvekkili şirket arasında da cari hesap ilişkisi ve devam eden bir ticari alış veriş olduğunu, müvekkilinin … Şti.’nden olan alacaklarının, defterlere karşılıklı olarak işlenmiş faturalarla sabit olduğunu, bu çekin de, müvekkilinin alacağına istinaden verildiğini, bu sebeple dava konusu çekin davalıdan alınarak müvekkile iadesi gerektiğini belirterek, çekin davalıdan istirdatı ile müvekkiline teslimini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin davaya konu müvekkilinin lehdarı ve hamili olduğu … Bankası … Şubesine ait keşidecisi … Tekstil Ürünleri San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti olan … çek numaralı, 30.04.2020 tarihli, 200.000 TL bedelli bir adet çekin kendi ellerinde iken kaybolduğu gerekçesiyle …. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde çek iptal davası ( zayi nedeniyle ) açılmış olduğunu, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu gibi davalı …’ın dava konusu çeki …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ibraz etmiş ve bu nedenle de çek ile ilgili olarak ortaya atılan kayıp iddiası gerçeği yansıtmamakta olduğunu, dava dilekçesinde, iddia etmiş olduğu hususların, yasal dayanaktan yoksun, somut bir delile dayanmayan ve tamamen soyut iddialardan ibaret olup, adeta iftira mahiyetindeki bu beyanlara itibar edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, müvekkilinin gerçek hamili ve lehdarı olduğu çeki, davacı tarafından iddia edildiği gibi kaybolmamış olduğunu, davaya konu çeki keşideci … Tekstil Ürünleri San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti. Yetkilisi … tarafından imzalanıp kaşelenerek ve hatta şirket kendisinin ‘AVALİMDİR’ şerhi de düşülmek sureti ile müvekkiline verilmek üzere tarafına teslim edilmiş ve söz konusu çekin müvekkili …’a tarafından elden ve imza karşılığında teslim edilmiş, müvekillinin çekin meşru hamili konumunda olduğunu, çek aslının da müvekkili tarafından …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas numaralı dosyasına ibraz edildiğini, müvekkilinin çekin gerçek hamili ve aynı zamanda lehdarı olan …’ın, çeki tahsil etmek amacı ile bankaya ibraz ettiğinde, banka tarafından çekte …. Asliye Ticaret Mahkemesince konulan ödeme yasağı olduğu hususu kendisine bildirilmiş ve bankaca çekin arka yüzüne ödeme yasağı şerhi düşülerek çekin müvekkiline iade edilmiş olduğunu, müvekkilinin çekin aslını …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ibraz ettikten sonra …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas nolu dosyasında mahkeme, çekin zayi nedeniyle iptalini isteyen davacı vekiline, TTK. 758. Md. Gereğince çeki elinde bulunduğunu bildiren üçüncü kişiye iade davası açmak ve tebliğden itibaren iki hafta kesin süre verilmesine, iade davası açılmadığı takdirde muhatap hakkındaki ödeme yasağının kaldırılacağı ihtarını içeren meşruhatlı tebligat çıkarılmasına karar vermiş, ve bunun üzerine işbu menfi tespit davası açılmıştır ki menfi tespit davası için borçlu ile alacaklı arasında bir borç ilişkisi bulunması gerektiğini, davacı … ve Ticaret Limited Şirketi ile müvekkilim … arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, davaya konu çekte mevcut ticari ilişki … Tekstil iledir. … Tekstil , müvekkilimin çeki tahsil edebilmesini engellemek amacıyla çekle hiçbir ilgisi bulunmayan rev tekstil ile danışıklı olduğunu, davacı tarafın işbu davayı borcun tahsilini geciktirmek amaçlı ikame etmiş olup, davacı ile müvekkili arasında, dava dilekçesinde iddia edilen hususlar, hiçbir zaman gerçekleşmemiş, davacının talepleri, tamamen karşılıksız maddi menfaat temin etmek üzere dile getirilmiş olduklarını, cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle davacı Rev Tekstil çekin meşru hamili değil, müvekkili …’ın çekin gerçek hamili ve lehdarı olduğunu, anlaşılacağı üzere çekin asıl hamilinin müvekkili … olduğunun sabit olduğunu, bu nedenle aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; …. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyası, yazı ve imza incelemesi, tatbike medar yazı ve imza örnekleri, cari hesap kayıtları, faturalar, banka kayıtları, ticari defter ve kayıtlar, çek teslim bordrosu, tanık, keşif, bilirkişi, isticvap, yemin, her türlü delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; …. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyası, çek sureti, yazı ve imza incelemesi, ticaret sicil bilgileri, tatbike medar yazı ve imza örnekleri, cari hesap kayıtları, faturalar, banka kayıtları, ticari defter ve kayıtlar, çek teslim bordrosu, tanık, keşif, bilirkişi, isticvap, yemin, her türlü yasal delillere dayanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı TTK’nin 792.maddesine dayalı olarak açılan çekin istirdatı istemine ilişkindir.
TTK’nin 792.maddesine göre, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.”
TTK’nin 790.maddesinde ise, “cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır” hükmü düzenlenmiştir.
Çek istirdadı davalarında davacının; çekin yetkili hamili olduğunu, çekin rızası hilafına elinden çıktığını ve davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş veya çeki iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Çeki elinde bulunduran davalının çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti bulunmamaktadır, aksi düşüncenin kabulü çekin “mücerretlik” vasfını ortadan kaldırır.
Olayımızda; dava konusu çek üzerinde davacının ciro ve imzasının bulunmadığı, davacı tarafından çekin zayi edildiği iddiasıyla …. ATM’nin … esas sayılı dosyasında çek iptali davası açıldığı, çekin davalı tarafından ibraz edildiği anlaşılmaktadır.
İspat yükü üzerinde bulunan davacı, öncelikle çekte yetkili hamil olduğunu ve çekin rızası dışında elinden çıktığını, sonrasında ise davalının çeki iktisapta kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğunu kanıtlamak zorundadır.
Mahkememizde aslı, dosyamız arasında bulunan ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında sureti bulunan çek üzerinde davacının ciro ve imzasının bulunmadığı, dava dilekçesi ekinde sunulan çek teslim bordrosunun davacının yetkili hamil olduğu hususunu ispatlamadığı, ayrıca davalının çeki iktisapta kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğu hususu da ispatlanamadığından, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi
12. Hukuk Dairesinin 2019/835 esas, 2021/938 karar sayılı ilamı)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Davanın reddine,
2-Davalı yanın tazminat isteminin reddine,
3-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 26,30-TL ‘nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 22.450,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.
07/02/2022

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı