Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/28 E. 2022/506 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/28 Esas
KARAR NO :2022/506

DAVA:Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/01/2020
KARAR TARİHİ:25/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin demir çelik konstrüksiyon alanında faaliyet gösterdiğini, taraflar arasında sipariş üzerine çelik konstrüksiyon alım satımı düzenleyen 14/09/2018 tarihli Standart Tedarik Koşulları Sözleşmesi imzalandığını, davalı şirketin bu sözleşme kapsamında davacı şirkete çeşitli zamanlarla siparişler verdiğini, müvekkili şirket tarafından siparişlerin davalıya teslim edildiğini, teslim edilen ürünler için toplam 162.457,88-EURO tutarında 5 (beş) adet fatura düzenlendiğini, faturaların davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirket tarafından süresinde iade işlemi yapılmadığını ve faturaları kabul etmiş sayıldığını, davalı şirketin cari hesap ekstrelerinde de görüldüğü üzere davalı şirket tarafından 45.000,00-EURO’luk tutarın müvekkiline ödenmediğini, davalı şirketin alacağının bir kısmına karşılık olarak müvekkili şirkete çek (… A.Ş. … Şubesi’ne ait 31/01/2019 tarihli ve 22.000,00-EURO meblağlı çek) verdiğini, vade tarihinde çekin karşılıksız çıktığını ve muhatap banka tarafından iptal edildiğini, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı konkordato dosyasında davalı şirket lehine 18/04/2019 tarihinden itibaren başlamak üzere 1 (bir) yıllık kesin mühlet kararı verildiğini, müvekkili şirket tarafından anılan konkordato dosyasına müdahil olunduğunu, davalı şirketin konkordato komiserliği tarafından haksız bir şekilde müvekkili şirketin alacak bildirimine itirazda bulunularak alacağın yalnızca 144.927,14-TL.’lik kısmının kabul edildiğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; müvekkili şirketin davalı şirketten olan 45.000,00-EURO tutarındaki alacağının fatura tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket hakkında …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından konkordato tasdiki dosyası açıldığını, halihazırda konkordato süresinin devam ettiğini, davacı tarafın müvekkili şirket kayıtlarında belirtilen ve kabul edilen tutar dışındaki alacak iddialarını kabul etmediklerini, dava dilekçesinde dava değerinin 45.000,00-EURO olarak belirtildiğini, dava dilekçesi içeriğinde konkordato komiserliğine bildirilen alacağın 144.927,14-TL.’nin kabul edildiğinin açıkça yazıldığını, konkordato dosyası ile işbu hususun sabit olduğunu, davacının ihtilaflı olmayan 144.927,14-TL. için dava açmasında hukuki yararının bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla ihtilaflı olmayan 144.927,14-TL. bakımından davacının hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, konkordato dosyasında kabul edilen tutar dışında davacı yanın müvekkili şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığını, davacı tarafın yazılı anlaşmaya aykırı olarak hiçbir haklı ve hukuki bir sebebe de dayanmaksızın alacağından fazla miktarda fatura kestiğini, davacı tarafın sözleşme gereğince vermesi gereken teminat mektubu verme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacı tarafın imalatları süresinde ve gereği gibi imal edip teslim etmediğini, davalının sözleşme gereğince müvekkiline cezai şart ödemekle yükümlü olduğunu, öte yandan bu sebeple müvekkili şirketin almış olduğu proje kapsamında davacının yaptığı imalatlar nedeniyle müşterisi nezdinde cezaya maruz kaldığını belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davanın öncelikle hukuki yarar dava şartı yokluğundan reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen ve çelik konstrüksiyon alım – satımını düzenleyen 14/09/2018 tarihli Standart Tedarik Koşulları Sözleşmesi kapsamında davacı tarafça üretilerek davalıya teslim edildiği iddia edilen çelik konstrüksiyon tezgahlarının bedeline karşılık olarak davalı şirket adına tanzim edilen 5 (beş) adet faturadan kaynaklanan bakiye 45.000,00-EURO tutarındaki alacağın tahsiline yönelik olarak açılmış alacak davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; 14/09/2018 tarihli Standart Tedarik Koşulları Sözleşmesi, satın alma siparişleri, sevk irsaliyeleri, e-mail yazışmaları, teklif metinleri, teknik şartnameler vb. belgeler, faturalar, cari hesap ekstreleri, … A.Ş. … Şubesi’nin … seri numaralı 31/01/2019 vade tarihli ve 22.000,00-EURO tutarındaki çek sureti, mühlet kararı, alacaklıları alacaklarını bildirmeye davet ilanı, arabuluculuk son tutanağı, sözleşmeler, teklifler, sipariş emirleri, cari hesap ekstreleri, banka kayıtları, BA – BS formları, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, tanık beyanı, yemin, bilirkişi incelemesi ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; 14/09/2018 tarihli Sipariş Tedarik Koşulları Sözleşmesi, 13/09/2018 tarihli ve 2420 sipariş numaralı sipariş formu, 28/01/2019 tarihli iade faturası, sevk irsaliyeleri, imalatlara dair belgeler, yazışmalar, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı konkordato dosyası, sözleşmeye aykırı teslimata dair davalı şirket kayıtları, müşterileri tarafından davalı şirkete kesilen cezalara ilişkin belgeler, banka kayıtları, tanık beyanı, keşif, bilirkişi incelemesi, isticvap, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Taraflarca dosyaya sunulan ve celbi sağlanan deliller toplanmış, akabinde 13/06/2021 tarihli ara karar ile iddia, savunma, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler üzerinde 1 (bir) SMMM, 1 (bir) makine mühendisi ve 1 (bir) borçlar mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplamalar konusunda uzman bilirkişiden oluşan bilirkişi heyeti marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek dosya bilirkişi kuruluna tevdi edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenerek dosyaya sunulan 07/11/2021 tarihli raporda özetle; davacı şirket tarafından düzenlenen faturaların tamamının davalı yanın ticari defter ve kayıtlarında yer almakta olduğu, davalı tarafından yapılan ödemelerin de davacı yanın ticari defterlerinde kayıt altına alınmış olduğu, tarafların EURO ödemelerinin banka alış/satış kuru temel alınarak ticari defterlerde kayıt altına alınmış olduğu, ödemeler açısından EURO para cinsinden cari hesap ekstrelerinin birebir örtüştüğü, ancak Türk Lirası cari hesap ekstresinde ödemeler açısından kur farkının temel alınmasından kaynaklı olarak farklılığın ortaya çıktığı, davalı şirket tarafından düzenlenen 28/01/2019 tarihli … seri numaralı 47.587,34-EURO (283.877,52-TL.) tutarlı iade faturasının taraflar arasındaki hesap farklılığının nedenini oluşturduğu, davalı ve davacı tarafından dosyaya sunulan 14 Eylül 2018 tarihli “Fematek Standart Tedarik Sözleşmesi” başlıklı sözleşme ve 13/09/2018 tarihli “Satın Alma Siparişi” incelendiğinde, sözleşmenin EURO üzerinden kurulmuş olduğu, ödemelerin yabancı para üzerinden yapılacağının kararlaştırıldığı, ancak sözleşmedeki bu belirtmenin TBK.’nun 99. maddesi anlamında aynen ödeme kaydı niteliğinde olmadığı, bu hüküm uyarınca sözleşmenin ülke parası dışında başka bir para birimiyle yapıldığı ihtimallerde sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borcun ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parasıyla da ödenebileceği, davalı tarafından davacı tarafa gönderilen 10 Ocak 2019 tarihli e-posta yazışmasında “Toplamda 164.457,88-EURO fatura kesilmiş, sipariş miktarı 99.042,83-EURO+KDV=116.870,54-EURO, 47.587,34-EURO iade faturası kesmemiz lazım…” şeklinde ifadenin yer aldığı, yine davalı tarafından düzenlenmiş olan 28/1/2019 tarihli 40.328,25-EURO bedelli faturada “25.12.2018 tarihli faturanıza istinaden düzenlenen iade faturasıdır” açıklamasının yer almakta olduğu, ancak davacı tarafın 25/12/2018 tarihli faturası incelendiğinde bu faturanın toplam 17.940 kg mal için düzenlenmiş olduğu, keza sevk irsaliyesinden anlaşıldığı üzere davacı tarafından davalı tarafa 25/12/2018 tarihinde 17.940 kg mal teslim edilmiş olduğunun görüldüğü, dolayısıyla davalı tarafından düzenlenen 28/1/2019 tarihli iade faturasının sebebinin ispata muhtaç olduğu, taraflar arasındaki sipariş formu incelendiğinde toplam siparişin 74.245 kg, toplam fiyatın ise 99.042,83-EURO olduğunun görüldüğü, ancak davalı tarafından sunulan sevk irsaliyelerinden (teslim eden ve teslim alan imzalı) anlaşıldığı üzere davacı tarafından davalı tarafa toplam 76.600-kg mal teslim edilmiş olduğu, dolayısıyla sözleşmeye göre davacı tarafından davalıya 76.600-74.245=2.355 kg olmak üzere fazladan mal teslim edilmiş olduğu, bu nedenle davacının davalıdan sözleşmede tespit edilen bedelden daha fazla bir bedel talep etmesinin mümkün olduğunun söylenebileceği, dolayısıyla davacı tarafın 74.245 kg mal için 116.870,54-EURO (99.042,83-EURO+KDV) bedelli fatura düzenlemek yerine 76.600 kg mal için toplam 164.457,89-EURO bedelli fatura düzenlemiş olduğu, fazladan teslim edilen malların hangi tür mal olduğunun ve hangi birim fiyatlı mal olduğunun dosyadan anlaşılamadığı, dolayısıyla davacı tarafın fazladan teslim ettiği 2.355 kg mal için KDV dahil 47.587,35-EURO talep edip edemeyeceğinin hesaplanamadığı (bu hususun uzmanlık alanları dışında olduğu), dosya mevcudu, davacı ve davalı şirketin 2018 ve 2019 yılı ticari defterleri, dava dosyası ile yine bu kayıtların dayanağı belgelerin muhasebesel ve teknik yönden tetkiki sonucunda; incelenen davacı tarafa ait 2018 ve 2019 yılı ticari defter ve belgelerinin elektronik defter genel tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, elektronik defterler ile envanter defterlerinin yasal süresinde onaylandığı ve davacı şirketin 2018 ve 2019 yılı ticari defterlerinin TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davacı şirketin 2018 ve 2019 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, incelenen davalı şirkete ait 2018 ve 2019 yılı ticari defter ve belgelerinin elektronik defter genel tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, elektronik defterler ile envanter defterlerinin yasal süresinde onaylandığı ve davalı şirketin 2018/2019 yılı ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş olmasından dolayı davalı şirketin 2018 ve 2019 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, taraflar arasında ticari ilişkide EURO para cinsinden faturalar düzenlendiği, bu nedenle de Türk Lirası ve EURO para cinsinden cari hesap kullanarak davalı yandan olan alacağını davalı yanın da Türk Lirası ve EURO para cinsinden cari hesap kullanarak davacı yana olan borcunu takip ettiği, davacı tarafın düzenlediği faturalardan kaynaklı olarak dava tarihi olan 13/01/2020 tarihi itibariyle davalı şirketten 66.707,01-EURO alacağı bulunduğu, davalı şirketin düzenlediği 47.587,34-EURO (283.877,52-TL.) tutarlı iade faturasını ticari defterlerde kayıt altına almasından kaynaklı olarak dava tarihi olan 13/01/2020 tarihi davacı … Çelik Yapı San. ve Tic. A.Ş.’ye 19.120,16 EURO-borcunun bulunduğu, davalı tarafından davacı tarafa gönderilen 28/01/2019 tarihli iade faturasının sebebinin ispata muhtaç olduğu, sözleşme 74.245 kg ve 116.870,54 EURO üzerinden yapılmış olsa da sevk irsaliyelerinden anlaşıldığı üzere davacı tarafından davalı tarafa toplam 76.600 kg mal teslim edildiği, fazladan teslim edilen malın bedelinin davacı tarafından talep edilmesinin mümkün olduğu, ancak 2.355 kg malın karşılığının ne kadar olduğunun ispata muhtaç olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından 22/11/2021 tarihli dilekçe ile rapora karşı beyan ve itirazda bulunmuş, davalı vekili tarafından ise 29/11/2021 tarihli dilekçe ile rapora karşı beyan ve itirazda bulunulmuştur.
Mahkememizce 09/02/2022 tarihli duruşmada; tarafların itirazlarını karşılar nitelikte ek rapor düzenlenmesi için dosyanın kök raporu düzenleyen bilirkişi kuruluna tevdiine karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenerek dosyaya sunulan 28/02/2022 tarihli ek raporda ise özetle; kök raporun mali inceleme kısmında davacı tarafın incelenen ticari defterlerinde davalı yandan 31/12/2019 tarihi itibariyle 66.707,01-EURO (443.641,64-TL.) alacaklı olduğunun, davalı tarafın incelenen ticari defterlerinde ise davacı tarafa 31/12/2019 tarihi itibariyle 19.120,16-EURO (100.930,14-TL.) borçlu olduğunun tespit edilmiş olduğu, davacı şirket tarafından düzenlenen faturaların tamamının davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, davalı tarafından yapılan ödemelerin davacı yanın ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, ancak davalı şirket tarafından düzenlenen 28/01/2019 tarihli 47.587,34-EURO (283.877,52-TL.) meblağlı iade faturasının taraflar arasındaki hesap farklılığının nedenini oluşturduğu, ancak davalı şirket tarafından neden iade faturası düzenlenmiş olduğunun ve fatura konusu malların davacı tarafa iade edilip edilmediğinin ispata muhtaç olduğu, kök raporda irdelenmiş olduğu üzere taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde; toplam siparişin 74.245 kilogram, toplam fiyatın 99.042,83-EURO olduğu, ancak davalı tarafından sunulan sevk irsaliyelerinden anlaşıldığı üzere davacı tarafından davalı tarafa toplam 76.600 kilogram mal teslim edilmiş olduğu, sözleşmeye göre davacı tarafından davalıya 2.355 kilogram fazladan mal teslim edildiği, davacı tarafın fazladan teslim ettiği 2.355 kilogram mal için 45.000,00-EURO talep edip edemeyeceği heyetin uzmanlık alanları dışında olduğundan hesaplanamayacağı, zira sözleşmede her bir malın birim fiyatının farklı olduğu, dolayısıyla davacı taraf sözleşmeye göre fazladan teslim ettiği 2.355 kilogram malın karşılığını davalıdan talep edebilecek ise de bunun bedelinin ne kadar olduğunun ispata muhtaç olduğu, bu hesaplamanın ancak söz konusu sözleşme konusu malların ortalama fiyatının ne kadar olabileceği hususunda uzmanlığı olan kişiler tarafından bilinebilecek türden olduğu, heyetin bu hesaplamayı yapmasının mümkün olmadığı, açıklanan tüm nedenlerle; davacı yanın düzenlediği faturalardan kaynaklı olarak dava tarihi olan 13/01/2020 tarihi itibariyle davalıdan 66.707,01-EURO alacağının bulunduğu, huzurdaki davada 45.000,00-EURO talep edildiği, davalı şirketin 47.587,34-EURO tutarlı iade faturası düzenlenmiş olduğu ve dava tarihi olan 13/01/2020 tarihi itibariyle davacıya 19.120,16-EURO borcunun bulunduğu, davalı tarafından davacı tarafa gönderilen 28/01/2019 tarihli iade faturasının sebebinin ispata muhtaç olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 74.245 kg ve 116.870,54-EURO üzerinden yapılmış olduğu, ancak davalı tarafa toplam 76.600 kg mal teslim edilmiş olduğu, fazladan teslim edilen malın bedelinin davacı tarafından talep edilmesinin mümkün olduğu, ancak 2.355 kg malın karşılığının ne kadar olduğunun ispata muhtaç olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu ek raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından ek rapora karşı 04/03/2022 tarihli dilekçe ile yazılı beyanda bulunulmuş, davalı vekili tarafından ise 18/03/2022 tarihli dilekçe ile ek rapora itiraz edilerek yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması talep edilmiştir.
Mahkememizin 25/05/2022 tarihli duruşmada; dosyada alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarının yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatine varılarak, davalı vekilinin yeniden bilirkişi raporu alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Eldeki dava; taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında davacı şirket tarafından üretilerek davalı şirkete teslim edilen çelik konstrüksiyon tezgahlarının bedelinden kaynaklanan bakiyenin tahsiline yönelik olarak açılmış alacak davasıdır.
Bilirkişi kök ve ek raporlarında tespit edildiği üzere; davacı şirketçe davalı şirkete sözleşmede kararlaştırılan miktardan 2.355 kg daha fazla ve toplamda 76.600 kg mal teslim ettiği, davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenen faturaların tamamının davalının ticari defter ve kayıtlarına işlendiği dosya kapsamı ile sabittir.
Davacı şirketçe davalı adına düzenlenen 25/12/2018 tarihli, 40.328,25-EURO meblağlı faturanın, toplam 17.940 kg mal için tanzim edilmiş olduğu, keza sevk irsaliyesinden anlaşıldığı üzere; davalı şirket tarafından davalı şirkete 25/12/2018 tarihinde 17.940 kg malın teslim edilmiş olduğu görülmüştür.
Bilindiği üzere sevk irsaliyesi; satılmış ya da satılacak bir malın aynı işletmeye ait olan ya da olmayan iki adres arasında nakledilirken bu naklin; malın konusu, birimi ve malın kime ait olduğu bilgileri ile beraber kayıt altına alındığı belgedir.
Tarafların ticari defterleri arasındaki hesap farklılığının, davalı şirket tarafından düzenlenen 28/01/2019 tarihli 47.587,34-EURO meblağlı iade faturasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK.’nda faturanın tanımı yapılmamıştır. Faturanın tanımı Vergi Usul Kanunu’nun (VUK.’un) 229. maddesinde ise şu şekilde yapılmıştır. Fatura; satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır. Bir başka tanıma göre ise fatura; ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası, bir ticari belgedir.
İade faturası ise; dayanak ticari ilişkide alıcıya teslim edilen ve fakat bir sebeple satıcıya iade edilen malların (veya hizmetlerin) tutarının iade alındığına dair kayıt tutulmasına hizmet eden bir belgedir.
TTK.’nun 21/1 maddesine göre; “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” TTK.’nun 21/2 maddesine göre ise; “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren 8 (sekiz) gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27/06/2003 tarihli, 2001/1 Esas ve 2003/1 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren 8 (sekiz) gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi takdirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır.
TTK.’nun 21/2. maddesi uyarınca tacir olmanın hüküm ve sonuçları gereği, bir faturayı tebliğ alan tacir, bu tarihten itibaren 8 (sekiz) gün içerisinde fatura içeriği konusunda bir itirazda bulunmamış ise artık fatura içeriğini kabul etmiş sayılacaktır. TTK. 21/2 maddesi ile fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak faturayı düzenleyenin lehine, adına fatura düzenlenenin ise aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. TTK.’nun 21/2. maddesi ile faturanın özellikle tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenenin ise aleyhine bir karine getirildiği söylenebilir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması tamamen birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK.’nun 21/2. maddesine göre, faturaya itiraz edilmemesi durumunda fatura içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispat edilmesi gerekir. Ancak, fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili TTK.’nun 21/2 maddesine değil, ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili 6100 sayılı HMK.’nun 222. maddesine bakmak gerekir. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturaya konu malı veya hizmeti aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle malı veya hizmeti almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir. Yasanın verdiği bu imkân sebebiyle, karşı tarafça süresinde itiraz olunmayan faturayı tanzim eden tacirin, bunun dışında faturaya konu işin yapıldığını ve teslim edildiğini veya işin görüldüğünü ayrıca ispat etmesi gerekmez.
Dosyada alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporları mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun toplanan delillere, sözleşme hükümlerine, tarafların ticari defter ve kayıtlarına, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanarak hükme esas alınmıştır.
Somut olayda; davalı tarafça fatura içeriklerine ve fatura konusu malların teslimine ilişkin sevk irsaliyelerine yönelik herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Davalı şirket, davacı şirket tarafından keşide edilen tüm faturaları kayıtlarına almış, yasada öngörülen 8 (sekiz) günlük süre içerisinde itiraz da etmemiştir.
Davacı şirket, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı konkordato dosyasına 02/01/2019 tarihinde müdahale talebinde bulunarak, dava konusu yaptığı alacağını davalıdan istemiştir. Davalı şirket 28/01/2019 tarihine kadar hiçbir aksiyona girmemiş, ancak davacının konkordato dosyasına yaptığı müdahaleden sonra düzenlediği 28/01/2019 tarihli ve 47.587,34-EURO meblağlı iade faturasını keşide etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde; davacı şirketin sözleşme ile üstlendiği imalatları süresinde ve gereği gibi imal edip teslim etmediğini iddia etmiş ise de dosyaya bu hususla yani ayıp ihbarı ile ilgili hiçbir bilgi ve belge sunmamıştır.
Ayrıca işin davacı tarafından eksik ve ayıplı yapıldığını ve taahhüt edilen hizmetin süresinde verilmediğini iddia eden davalı şirket olduğundan, ayıp ihbarı yapıldığını HMK.’nun 190. ve TMK.’nun 6. maddeleri gereğince iş sahibi olarak davalı şirketin ispatlaması gerekir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 30/05/2013 tarihli, 2013/5906 E. ve 2013/3519 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi; eserin ayıplı olduğu iddiası ile bedelin ödendiğini ispatlama yükümlülüğü iş sahibindedir. Ayıbın bildirilmemesi halinde ise eser kabul edilmiş sayılır. Özetle; davalı şirketçe iş teslim alınmasına karşın, sözleşme konusu işlerin ayıplı olduğu, davacı tarafça taahhütlere aykırı veya eksik yapıldığı hususu somut dosyada ispatlanamamıştır.
Davalı şirket, iade faturasının hangi nedenle düzenlenmiş olduğunu ve fatura konusu malların davacı tarafa iade edilip edilmediğini de somut olayda ispatlayamamıştır.
Taleple bağlılık ilkesi; Medenî Usul Hukuku’nda yer alan ve yargılamaya hâkim olan ilkelerden bir tanesi olup; hâkimin tarafların talepleriyle bağlı olduğunu ve talepten fazlasına veya talepten başka bir şeye karar veremeyeceğini, ancak duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebileceğini ifade eder. 6100 sayılı HMK.’nun “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26. maddesine göre; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
İddia, savunma, taraflar arasındaki akdedilen sözleşme hükümleri, fatura ve irsaliyeler, tarafların ticari defter ve kayıtları ile dosyada alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarının hep birlikte değerlendirilmesi sonucunda; taraflar arasında sipariş üzerine çelik konstrüksiyon alım satımı düzenleyen 14/09/2018 tarihli Standart Tedarik Koşulları Sözleşmesi imzalandığı, davalı şirketin anılan sözleşme kapsamında davacı şirkete çeşitli zamanlarla siparişler verdiği, davacı şirketçe davalı şirkete sözleşmede kararlaştırılan miktardan 2.355 kg daha fazla ve toplamda 76.600 kg mal teslim ettiği, davacı şirket tarafından siparişlerin davalı şirkete sevk irsaliyeleri ile teslim edildiği, teslim edilen ürünler için davacı şirketçe davalı adına toplam 162.457,88-EURO tutarında 5 (beş) adet fatura düzenlendiği, şirketçe davalı adına düzenlenen 25/12/2018 tarihli, 40.328,25-EURO meblağlı faturanın toplam 17.940 kg mal için tanzim edilmiş olduğu, keza sevk irsaliyesinden anlaşıldığı üzere; davalı şirket tarafından davalı şirkete 25/12/2018 tarihinde 17.940 kg malın teslim edilmiş olduğu, faturaların itiraz edilmeksizin davalı şirketin ticari defterlerine işlendiği davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenen faturaların tamamının davalının ticari defter ve kayıtlarına işlendiği, davacı şirketin davalı şirkete fazladan teslim ettiği malların bedelini davalıdan talep etme hakkı olduğu, davalı şirketin düzenlemiş olduğu 28/01/2019 tarihli iade faturasının davacının konkordato dosyasına müdahil olup davalıdan alacak talebinde bulunduğu 02/01/2019 tarihinden sonra keşide edildiği ve davacının iade faturasının kesme sebebini somut dosyada ispat edemediği, dolayısıyla davalı şirket tarafından davalı adına kesilen iade faturasının haklı nedene dayanmadığı ve davacı şirkete olan toplam borçtan mahsubunun mümkün olmadığı, sonuç olarak taleple bağlılık ilkesi gereğince davalı şirketin davalı şirketten 45.000,00-EURO tutarında alacaklı olduğu ve bu alacağa davacının konkordato dosyasına müdahalede bulunduğu 02/01/2019 tarihinden itibaren (aynı tarihler arasında geçerli olan değişen oranlardaki avans faiz oranını geçmemek üzere) 3095 sayılı kanunun 4489 sayılı kanun ile değişik 4/a maddesi gereğince devlet bankalarınca 1 (bir) yıl vadeli Euro mevduat hesabına uygulanan en yüksek faizin uygulanması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; 45.000,00-Euro’nun 02/01/2019 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4489 sayılı kanun ile değişik 4/a maddesi gereğince devlet bankalarınca 1 (bir) yıl vadeli Euro mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz uygulanmak suretiyle (ancak aynı tarihler arasında geçerli olan değişen oranlardaki avans faiz oranını geçmemek üzere) davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davalıdan alınıp Maliyeye gelir kaydına,
3-Alınması gerekli 20.072,89-TL karar ve ilam harcından 5.018,23-TL peşin harcın mahsubu ile 15.054,66-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 8.327,38-TL. (54,40-TL başvuru harcı, 5.018,23-TL peşin harç, 7,80-TL vekaletname harcı, 3.000,00-TL bilirkişi ücreti 254,75-TL tebligat posta) yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 29.019,50-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin e-duruşma sistemi üzerinden yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.