Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/260 E. 2021/145 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/260 Esas
KARAR NO :2021/145

DAVA: Menfi Tespit (…şlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/09/2013
KARAR TARİHİ: 24/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (…şlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı adına düzenlenmiş sahte/usulsüz vekaletname ile hiçbir şekilde bilgisi ve onayı olmaksızın davalı bankanın … Şubesi’nden 27/06/2012 tarihinde 250.000,00-TL., 08/10/2012 tarihinde 25.000,00-TL., 18/03/2013 tarihinde 60.000,00-TL. ve 03/06/2013 tarihinde 41.000,00-TL. meblağlı krediler çekildiğini, kredilerin kullanımı ile ilgili olarak davalı banka tarafından kredi işlemlerinin yapıldığı tarihlerde ve sonrasında müvekkiline hiçbir şekilde bilgi verilmediğini, davacı adına davalı bankadan usulsüz belgelerle birden fazla kredi kullanılması eyleminin … … faaliyet gösteren bir şirketin ticari plaka kiralama işiyle ilgili organize bir dolandırcılık faaliyetinin bir parçası olduğunu, davacının mülkiyeti kendisine ait olan bir adet ticari plakayı 2009 yılında … … faaliyet gösteren ve ticari plaka kiralama işi yapan … ve Tic. Ltd. Şti. adlı firmaya aylık kira bedelleri ile kiraya verdiğini, ticari plakanın kiralanması için dava dışı şirket ile yazılı sözleşme imzalayan müvekkili davacının kiralamaya konu ticari plaka ile ilgili yasal işlemleri takip etmek üzere …. Noterliği’nden 22/06/2009 tarihinde … yevmiye numaralı vekaletnameyi imzaladığını, daha sonra her yıl Haziran ayında taraflarca yeniden imzalanmak suretiyle sözleşmenin yenilendiğini, plaka kiralama işi yapan dava dışı şirketin sahibi ve yöneticisi olan … …’ın 2012 yılı Haziran ayında sözleşmeyi yenilemek üzere müvekkili davacıyı işyerine çağırdığını ve taraflarca 27/06/2012 tarihli ticari plaka kiralama sözleşmesinin imzalandığını, daha sonra bu kişinin (… …’ın) müvekkiline 2009 yılında kendilerine verdiği vekaletnamenin yenilenmesi gerektiğini söylemesi üzerine davacı müvekkilinin dava dışı şirket çalışanları ile birlikte …. Noterliği’ne gittiğini, davacı müvekkilinin bir süre noterlikte bekletildikten sonra kendisine plaka kiralama ile ilgili olduğu söylenerek noterde yeni bir vekaletnamenin imzalatıldığını, davacının anlatımına göre plaka kiralama işiyle ilgili olarak 2009 yılında vekaletname verirken vekaletnameye imza atan Noter’in hazırlanan vekaletname içeriğini davacıya okuyup anlattığını, anladığından emin olduktan sonra davacıya vekaletnamenin altına okudum, anladım yazdırarak imzalattığını, oysa aynı noterlikte 27/06/2012 tarihinde düzenlenen vekaletnamenin 70 yaşını geçmiş yaşlı bir insan olan davacıya okutulmadan ve vekaletname içeriği kendisine anlatılmadan imzalatıldığını, sahtecilik ve dolandırıcılık olayının ortaya çıkmasından sonra ilgili noterlikte yapılan araştırma sonucunda; 27/06/2012 tarihinde görüntü itibariyle birbiriyle aynı fakat içerdikleri yetkileri farklı olan … ve … yevmiye numaralı iki ayrı vekaletname düzenlendiğinin anlaşıldığını, noterlikte çalışan kişilerin … … isimli firmanın sahip ve yöneticileri ile işbirliği içinde müvekkilini kandırdığını, kandırılan davacının …. Noterliği’nin 27/06/2012 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamesinin kullanılarak davalı bankanın …Şubesi’nden krediler çekildiğini, sahtecilik ve dolandırıcılık olayında gerek vekaletnameyi düzenleyen noter çalışanlarının, gerekse kredi tahsis işlemi yapan banka çalışanlarının kusurlu olduklarını, bu nedenle … Cumhuriyet …’na … Hazırlık sayılı dosya ile şikayette bulunduklarını belirterek, davacının hiçbir şekilde bilgisi ve onayı olmadan çekilen kredilerden dolayı davacı müvekkilinin davalı bankaya toplamda 180.704,10-TL. borçlu olmadığının tespitine, kredilerle ilgili olarak davalı banka tarafından davacı müvekkili aleyhine icra takibi yapılmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı bankaya herhangi bir ödeme yapılması halinde ise yapılacak ödemelerin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile davacı arasında Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığını, davacı adına anılan sözleşmeleri …. Noterliği’nin 27/06/2012 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil edilenlerden … ve …’ın imzaladığını, davacının vekillerinin imzaladığı sözleşmelere istinaden dava dilekçesinde belirtilen kredilerin kullandırıldığını, işbu tredinin teminatı olarak da davacı adına kayıtlı … plakalı vasıtanın kaydına rehin tesis edildiğini, davacı tarafça dava dilekçesinde önce sahte/usulsüz vekaletname ile kredi kullandırıldığınin belirtildiğini, akabinde ise vekaletnamenin gerçek olduğunun beyan edildiğini, bu iki ibare arasında açık çelişki bulunduğunu, eğer vekaletname sahte ise krediyi kullandıranın, usulsüz ile vekaletnameyi düzenleyenin sorumlu olacağını, müvekkile bankaya …. Noterliği’nin 27/06/2012 tarihli ve … yevmiye nolu vekaletnamesinin ibraz edildiğini, işbu vekaletnameye istinaden sözleşmenin imzalandığını ve kredilerin tahsis edildiğini, müvekkili bankanın kredi öncesinde vekaletnamede azil olup olmadığını teyit ettiğini, azil olmadığı için kredilerin kullandırıldığını, davalı bankanın sunulan vekaletnamedeki yetkilere istinaden kredileri kullandırdığını, kredilerin kullandırılmasının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek ve dilekçede ileri sürülün diğer nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava; açıldığı tarih itibariyle davacının bilgisi ve onayı olmaksızın noterde düzenlendiği iddia olunan vekaletnamelere istinaden davalı bankadan davacı adına kullandırıldığı bildirilen krediler nedeniyle İİK.’nun 72. maddesine dayalı olarak açılmış menfi tespit davası olup, davacı tarafından yargılama sırasında yapılan ödemeler nedeniyle istirdat davasına dönüşmüştür.
Davacı taraf delil olarak; davalı bankanın … Şubesi nezdinde davacı adına açılmış olan 4 (dört) adet krediye ilişkin sözleşme ve belgeler, … C… Soruşturma sayılı dosyası, davacı tarafından davalı bankaya …Noterliği’nden keşide edilen 24/09/2013 tarih, … yevmiye numaralı ihtarname, davacıya ait ticari plakanın kiralanmasına ilişkin kira sözleşmeleri, …. Noterliği’nce düzenlenen 22/06/2009 tarih ve … yevmiye nolu vekaletname, …. Noterliği’nce düzenlenen 27/06/2012 tarih ve … yevmiye nolu vekaletname, …. Noterliği’nce düzenlenen 27/06/2012 tarih ve … yevmiye nolu vekaletname, bilirkişi incelemesi ve diğer tüm yasal delillere dayanmıştır.
Davalı banka ise delil olarak; sözleşme suretleri, araç rehin sözleşmesi, 4 (dört) ayrı krediye ilişkin başvuru formları, geri ödeme planları ve ödeme dekontları, …. Noterliği’nin 27/06/2012 tarihli ve … yevmiye numaralı vekaletnamesi, kredi dosyasına ibraz edilen ikmetgah senedi, vergi levhası, araç ruhsatı, çalışma belgesi imza beyannamesi ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda verilen 04/05/2017 tarihli, 2013/… E. ve 2017/… K. sayılı kararda özetle; Adli Tıp Kurumu … Fizik İhtisas Dairesi’den alınan 30/12/2014 tarihli rapor ile yine mahkemece yapılan yargılama sırasında grafolog bilirkişilerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan 15/10/2015 tarihli raporlarda sonuç olarak; davaya konu …. Noterliği’nin düzenlediği 27/06/2012 tarihli – … ve … yevmiye nolu vekaletnamelerde davacı …’a atfen atılan imzaların davacının eli ürünü olduğu, davaya konu 27/06/2012 tarihli – … yevmiye nolu vekaletnamenin birinci sayfasının alttan 6. satırında “bedel” kelimelerinin devamında evvelce mevcut “ile kredi” ibarelerinin fiziksel kapatıcı ile kapatılarak fiziksel kapatıcı üzerine “ve şartlarda kredi” yazılarınında daktilo ile yazılarak, (muhtemel) düzeltme imzasının atılmış ve mührün basılmış olduğu, dolayısıyla yapılan işlemin tahrifattan ziyade tashihat olarak değerlendirilmesinin gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği, dosyada bulunan Genel Kredi Sözleşmelerinin (GKS’lerin) incelenmesinde; davaya konu …. Noterliği’nin 27/06/2012 tarihli ve … yevmiye nolu vekaletnamesine istinadan davalı banka tarafından düzenlenen 27/06/2012 tarihli 625.000,00-TL. bedelli GKS.’nin davacı adına vekaleten, vekalette adı geçenlerden … tarafından imzalandığı, 350.000,00-TL.’lik GKS’nin ise davacı adına İ… tarafından imzalandığının anlaşıldığı, davaya konu …. Noterliği’nin düzenlediği 27/06/2012 tarihli – … yevmiye nolu vekaletnamenin incelenmesinde; davacı tarafından …, … ve …’ın vekil olarak tayin edildikleri ve işbu vekaletname ile “…T.C. …n kullanacağım her türlü kredi nedeniyle adıma dilediği bedel ve şartlarda kredi kullanmaya, beni borçlandırmaya, kredi sözleşmelerini tanzim ve imza etmeye, kredi bedellerini tahsil etmeye, kullanılacak kredi nedeniyle adıma kayıtlı araçları, ticari plaka hattını banka lehine rehnetmeye rehin sözleşmelerini ve yed’iemin sözleşmelerini imzalamaya…” şeklinde yetki verildiği ve işbu vekaletnamedeki yetkiye istinaden tayin edilen vekillerce davacı adına vekaleten imzalanan GKS’ler nedeniyle davalı bankadan krediler kullandırıldığı anlaşılmakla davalı bankanın kendisi açısından geçerli vekaletnamedeki yetkiye dayalı olarak işlem yaptığı, davacı tarafın “vekaletnamede vekil olarak tayin edilen şahıslara gerçekte davacı adına GKS düzenleme yetkisinin verilmediği” yönündeki iddiasının noterde düzenlenen vekaletnamelerin aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerden olması nedeni ile tek başına davalı bankaya karşı açılan huzurdaki davada davalı bankaya karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığı kanaatine varılarak yerinde görülmeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen davanın reddine dair karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içinde kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere İstanbul … Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiştir.
İstanbul … Mahkemesi (…uk Dairesi tarafından verilen 11/06/2020 tarihli, 2017/… E. ve 2020/… K. sayılı kararda özet olarak;
“…
Davacı vekili, 27/06/2012 tarihinde görüntü itibariyle birbiriyle aynı fakat içerdikleri yetkileri farklı olan … ve … numaralı iki ayrı vekaletname düzenlendiğini, noterlikte çalışan kişilerin … … isimli firmanın sahip ve yöneticileri ile işbirliği içinde davacıyı kandırdığını, kandırılan davacının …. Noterliğinin 27/06/2012 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamesinin kullanılarak davalı bankanın …Şubesinden krediler çekildiğini, sahtecilik ve dolandırıcılık iddiası yönünden şikayetçi olduklarını, vekaletnamelerde sonradan düzeltme yapıldığını beyan etmiştir. Mahkemece noterlik belgesine eklenen yazının tahrifat niteliğinde olup olmadığına ilişkin bilirkişi raporu alınmıştır.

6100 sayılı HMK’nın 204. maddesinde noter senetlerinin ispat gücü düzenlenmiştir. HMK 208/4. maddesi ise; Resmi bir senetteki yazı veya imzayı inkar eden tarafın bu iddiası, ancak ilgili evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererek açacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanabilir. Asıl davaya bakan hakim, gerekirse bu konuda imza veya yazıyı inkar eden tarafa, dava açması için iki haftalık kesin bir süre verilmesi gerekir.

Mahkemece, davacının iddiası yönünden HMK 208/4 maddesine göre dava açması için süre verilerek ilgili dosyanın bekletici mesele yapılması ve buna göre değerlendirme yapılması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. (…ette; Yargıtay 19. HUKUK DAİRESİ E. 2016/… K. 2017/… T. 19.12.2017, 1. HUKUK DAİRESİ E. 2015/… K. 2018/… T. 21.5.2018 kararlar)

Davacı vekilinin istinaf isteminin bu yönü ile kabulüne, kabul edilen istinaf istemi itibarı ile sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir…” denilmek suretiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
…e mahkememizce dava dosyası yukarıdaki esas (2020/260 E.) numarasına kaydedilerek, 29/06/2020 tarihli tensip tutanağı ile taraflara duruşma gününü bildirir davetiye gönderilmesine karar verilmiştir.
07/10/2020 tarihindeki duruşmaya her iki taraf vekili de katılmış, böylece taraf teşkili sağlanmış, duruşmada hazır olan taraflara hakim değişikliği nedeniyle önceki zabıtlar ile … … Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 11/06/2020 tarihli, 2017/… E. ve 2020/… K. sayılı kararı okunmuş, duruşmada hazır bulunan davacı vekili Av. … tarafından … Mahkemesi kararı doğrultusunda kendilerine süre verilmesi talebinde bulunulmuş, bunun üzerine mahkememizce aynı duruşmada verilen 1 nolu ara karar ile davacı vekiline HMK.’nun 208/4. maddesi gereğince dava konusu kredi sözleşmesinin yapılması sırasında kullanıldığı iddia edilen ve …. Noterliğince düzenlenen 27/06/2012 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnameye resmiyet kazandıran merci de taraf gösterilmek suretiyle dava açması için iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş, kesin sürenin davacı vekiline ihtar edilmiştir.
Davacı vekiline davaya konu vekaletnameye resmiyet kazandıran merci olan …. Noterliği’ni de taraf göstermek suretiyle HMK.m:208/4’e göre dava açması için 2 haftalık kesin süre verilmesine karşın davacı vekili tarafından verilen süre içinde dava açılmadığı gibi dava açıldığına dair herhangi bir beyanda da bulunulmamıştır. Davacı vekili 21/12/2020 tarihinde mahkememize sunduğu beyan dilekçesinde özetle; …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı ceza dosyasının durumu ile aşamalarda sundukları beyanlar dikkate alınarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili olarak 24/02/2021 tarihli duruşmaya katılan Av. … ise duruşmadaki imzalı beyanında; müvekkilinin mahkemece verilen görev kapsamında açılması istenen davayı açacak ekonomik güçte olmadığını, verilen kesin süreye karşın davayı açamadıklarını, aşamalardaki tüm beyanları ile mevcut dosya kapsamına göre davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
6100 sayılı HMK.’nun “Yazı veya imza inkârı” başlıklı 208/4 maddesinde; “Resmî bir senetteki yazı veya imzayı inkâr eden tarafın bu iddiası, ancak ilgili evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererek açacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanabilir. Asıl davaya bakan hâkim, gerekirse bu konuda imza veya yazıyı inkâr eden tarafa, dava açması için iki haftalık kesin bir süre verir.” hükmü yer almaktadır.
6100 sayılı HMK.’nun 204. ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 82/f. III maddeleri uyarınca noterlikçe onaylanan imza sahteliği sabit oluncaya kadar geçerlidir. …zanın sahteliği yönündeki iddia sözleşmenin diğer tarafına olduğu kadar sözleşmedeki imzayı onaylayan notere karşı da ileri sürülmüş bir iddia niteliğeindedir. …sabit görülmesi halinde ilgili noterin Noterlik Kanunu’nun 162. maddesi uyarınca hukuki sorumluluğu dağabileceği gibi, noterin açılacak davadaki savunması bu davanın sonucunu da etkileyebilecektir. Somut olayda; davacı tarafça onaylı imzanın sahteliği iddiasında bulunulmasına ve mahkememizce kendisine bu konuda dava açması için kesin süre verilmesine karşın, davacı taraf dava konusu vekaletnameyi düzenleyen (imzayı onaylayan) …. Noterliği’ni de taraf göstermek suretiyle herhangi bir dava açmamıştır.
Sonuç olarak; 6100 sayılı HMK.’nun 208/4. maddesi gereğince resmi bir senetteki yazı veya imzayı inkar eden tarafın bu iddiası ancak ilgili evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererek açacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanabileceğinden, somut olayda davacı taraf mahkememizce kendisine verilen kesin süreye rağmen bunu yönelik olarak dava açmadığından davacı tarafın vekaletnamenin sahte ve geçersiz olduğunu ispatlayamadığı, ayrıca davacı vekili 24/02/2021 tarihli duruşmada açıkça mevcut dosya kapsamına göre davanın karara bağlanması talep edildiğinden, dava konusu borcun doğumuna neden olan kredilerin davacı adına vekaleten çekilmesine dayanak teşkil eden ve …. Noterliği’nde düzenlenen vekaletnameler “sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belge niteliğinde” olduklarından, geçerli vekaletnamedeki yetkiye istinaden tayin edilen vekillerce davacı adına vekaleten imzalanan GKS’lerin de artık geçerli olduğu, geçerli GKS’lere istinaden davalı banka tarafından kullandırılan kredilerden dolayı davacının davalı banka nezdinde doğmuş borçlardan da sorumlu olması gerektiği, dolayısıyla davacının davalı bankaya borçlu olmadığı yönündeki iddiasını ispat edemediği kanaatine varılarak, davanın reddine dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 59,30-TL. karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 3.086,00-TL. harçtan mahsubu ile kalan 3.026,70-TL. harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 21.099,29-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının geriye kalanın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır