Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/255 E. 2021/266 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/255 Esas
KARAR NO:2021/266

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/06/2020
KARAR TARİHİ:07/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, mevcut ticari ilişki kapsamında müvekkili şirket tarafından davalı adına faturalar tanzim edildiğini, son olarak 22/11/2017 düzenleme tarihli, 028214 no’lu, 22.597,58-TL. bedelli ve 09/12/2017 düzenleme tarihli, 028270 no’lu ve 22.652,22-TL. bedelli faturaların keşide edildiğini, düzenlenen fatura bedellerinin bir kısmının davalı tarafça müvekkiline ödenmediğini, ödenmeyen fatura bedellerinin tahsiline yönelik olarak davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 28.892,91-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafça 10/02/2020 tarihinde takip konusu borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, davalının haksız olarak ve sırf ödeme sürecini uzatmak amacıyla takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; icra takibine konu faturaların müvekkiline teslim edilmediğini, faturalarda belirtilen malların da müvekkiline teslim edilmediğini, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağı olduğunu iddia eden tarafın bunu yazılı belgeler ile ispat etmesi gerektiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını ve sözleşme imzalanmadığını, Türk Ticaret Kanunu’nun 89. madde hükmüne göre herhangi bir cari hesap sözleşmesi yapılmadığını, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi yapıldığını kanıtlayan herhangi bir sözleşmenin de bulunmadığını, davanın TMK’nun 2. maddesi uyarınca iyiniyet kurallarına aykırı olarak açılmış olduğunu belirterek davanın reddine, davacı taraf aleyhine dava konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davacı karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; faturaya dayalı olarak davacı tarafça …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, arabuluculuk tutanakları, faturalar ve sevk irsaliyeleri, cari hesap ekstreleri, davacı ve davalı ticari defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi ve diğer yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası, tanık beyanları, bilirkişi incelemesi, yemin ve ilgili tüm yasal delillere dayanmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası celbedilerek dosya içerisine alınmıştır. İcra dosyasının incelenmesinde; davacı şirket vekili tarafından 17/01/2020 tarihinde davalı/borçlu aleyhine borcun sebebi olarak 09/12/2017 düzenleme tarihli, … no’lu, 22.652,22-TL. bedelli ve 22/11/2017 düzenleme tarihli, 28214 no’lu, 22.597,58-TL. bedelli faturalar gösterilmek suretiyle toplam 28.892,91-TL. asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek-7 nolu ödeme emrinin davalı şirkete 07/02/2020 tarihinde tebliğini müteakip davalı şirket vekili tarafından 10/02/2020 tarihinde borca, faize, vekalet ücreti ve tüm fer’ilere itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, akabinde davacı şirket tarafından 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde ve 19/06/2020 tarihinde harca esas değer olarak 28.892,91-TL. gösterilmek suretiyle huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, mahkememizce davaya konu icra takip dosyası celbedilerek dosyaya kazandırılmış, tarafların ilişki dönemini gösterir BA ve BS formlarının celbi için tarafların bağlı bulundukları … ve … Vergi Daireleri’ne ayrı ayrı müzekkereler yazılmış, takibe ve davaya dayanak faturalar ile cari hesap ekstresinin dosya içerisinde olduğu görülmüş, tüm deliller toplandıktan sonra 02/12/2020 tarihli duruşmada verilen ara karar ile uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden davacı taraf iddiası, davalının borca itirazı ve tüm dosya kapsamına göre bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce 02/12/2020 tarihli duruşmada ayrıca davalı vekiline meşruhatlı davetiye çıkartılarak inceleme gün ve saatinde müvekkiline ait ticari defter ve kayıtları ibraz etmesi, eğer inceleme günü ve saatinde hazır edemeyecek ise en geç inceleme gün ve saatine kadar ticari defter ve kayıtlarının bulundukları yerleri bildirmesi için inceleme gününe kadar kesin süre verilmiş, aksi takdirde defter ibrazından kaçınmış sayılacakları hususu açıkça ihtar edilmiştir. Gerekli ihtaratı içeren meşruhatlı tebliğat davalı vekiline e-tebligat yöntemi ile usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, davalı taraf ticari defterlerini sunmadığı gibi incelemeye de katılmamıştır.
SMMM bilirkişi … tarafından düzenlenen 05/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın elektronik ortamda tutulan elektronik mühürlü defterlerin XML dosyalarının Gelirler İdaresi’nin sayfasına yüklendiğinde dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde ve usulüne uygun olarak yapılmış olduğu, davacı taraf defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, davalı tarafın ise ticari defter ve belgelerini inceleme gününde ibraz etmediği gibi incelemeye de katılmadığı, davacı ile davalı arasında cari hesap ilişkisinin öteden beri devam ettiği, davacının davalıya ithal kömür faturaları düzenlediği, davalının ise düzenlenen bu faturalara istinaden davacıya peyder pey ödemeler yaptığı, cari hesap alacağına konu dönemin 2017 yılı faturalarından kaynaklandığı, faturaların tamamına ilişkin bildirimin davalı şirketçe 2017 yılı BA formunda 13 adet ve 221.223,00-TL. olmak üzere ilgili vergi dairesine yapıldığı, aynı tutarın davacı şirketin bildirmiş olduğu 2017 yılı BS formu ile de örtüştüğü, davacı şirketin davalı firma ile ilgili faturaları muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak elektronik mühürlü 2017-2018-2019 yılı defter kayıtlarına işlediği, faturalar ve yapılan ödemelerden sonra oluşan defter ve kayıt durumuna göre davacı şirketin davalı şirketten 31/12/2019 tarihi itibariyle 28.892,91-TL. tutarında alacaklı olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı şirket vekili tarafından 19/03/2021 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna karşı yazılı beyanda bulunulmuştur. Davalı şirket vekili tarafından ise 29/03/2021 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna itiraz edilerek yeniden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkememizce 07/04/2021 tarihli duruşmada; dosyada alınan bilirkişi raporunun yargısal denetime, hüküm kurmaya elverişli, dosyaya celp edilen vergi dairesi kayıtları ile uyumlu ve aynı zamanda uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatiyle davalı vekilinin yeniden bilirkişiden rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2017 tarihli, 2016/… Esas ve 2017/… Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere; mahkemece tacir olan taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmesi halinde davacı taraf ticari defterlerini öngörülen sürede ibraz etmesine karşın davalı taraf ticari defterlerini mahkemeye sunmaz ise artık davacı tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterleri onun (davacının) lehine delil niteliğini haizdir. Davacının icra takibine konu ettiği tutarlar eğer davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde yer almakta ise (kayıtlı ise) bu durumda davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması nedeniyle ispat yükü kendisinde olan tarafın (davacının) ticari defterleri davacı lehine delil olacaktır.
Öte yandan Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere; BA ve BS formları, ticarî defter kavramı içerisine girmektedir. Mahkememizce … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden celbedilen davalı şirkete ait BA ve BS formları incelenmiş, gelen BA formlarına göre davalı şirketin dava konusu faturaları kayıtlı olduğu vergi dairesine beyan ettiği, davacı tarafın ticari defterleri ile dayanağı yardımcı defterlerin birbirini teyit ettiği görülmüş, sonuç olarak mahkememizce davalı şirketin dava konusu faturalara konu ithal kömürleri davacıdan teslim aldığı kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamının, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; davacı şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkiye uygun olarak davalı şirket adına faturalar düzenlendiği, faturaların davacının resmi ve mevzuata uygun ticari defterlerine kayıtlı olduğu, … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından dosyaya gönderilen BA formlarına göre davalı şirketin dava konusu faturaları kayıtlı olduğu vergi dairesine beyan ettiği, davacı şirketin fatura konusu ithal kömürleri davalı şirkete teslim ettiği, böylelikle taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve dava konusu alacağın varlığı konusunda mahkememizde kanaat oluştuğu, davacı tarafın bilirkişi incelemesi için ticari defter, kayıt ve belgelerini ibraz ettiği, ancak davalı tarafın mahkememizce verilen kesin süreye ve yapılan ihtara rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, bu nedenle ispat yükü kendisinde olan davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olduğu, davacı tarafça sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibariyle 28.892,91-TL. alacaklı olduğu, davalı şirketin benimsenen bilirkişi raporu ile tespit edilen alacak miktarına yönelik itirazının ise haksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince davalı şirketin bu miktar (28.892,91-TL.) yönünden itirazının iptalinin gerektiği, her iki taraf da tacir olduğundan asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesinin uygun olacağı, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan, takip konusu fatura alacağı da likit ve itiraz da haksız olduğundan, davacı lehine kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatını kapsar şekilde davanın kabulüne ilişkin olarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
G.D: Gerekçede açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 28.892,91-TL. asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 5.778,58-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.973,67-TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 495,13-TL harcın mahsubu ile kalan 1.478,54-TL.’nin davalıdan alınıp Maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.333,94-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 495,13-TL peşin harç, 7,80-TL vekalet harcı, 800,00-TL bilirkişi ücreti ve 53,75-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.411,08-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve harcanmayan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.