Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/232 E. 2022/528 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/232 Esas
KARAR NO :2022/528

DAVA:Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:27/04/2016
KARAR TARİHİ:31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline … Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi bulunan … ( … kapı nolu ) plaka sayılı araca davalı yana Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka ( iş makinası ) sayılı aracın 27/06/2015 tarihinde sebebiyet verdiği hasar nedeniyle müvekkili tarafından sigortalısına 23.481,56-TL ödemeyi 09/10/2015 tarihinde yaptığını ve müvekkilinin TTK gereğince halef olduğunu, müvekkilinin 27/06/2015 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle yapmış olduğu ödemeyi davalı yana müracaatla ödeme yapılmasını istediğini, ödeme olmadığını beyanla 23.481,56-TL rücu tazminatın fazlaya dair ve faiz ve kusur artışından doğan dava ve talep hakları saklı tutularak 09/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava öncesinde müvekkiline herhangi bir başvurusu olmadığını, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limitleri, poliçe vadesi, sigortalının – sürücünün kusuru, kusur oranı ve maddi zararlarla sınırlı olduğunu, dava konusu hasarın poliçe teminat kapsamına girmediğini, kazanın karayolunda meydana gelmediğini, kazanın meydana geldiği yerin şantiye sahası olduğunu, bu nedenlerle meydana gelen olayın iş kazası olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazası nedeni ile sigortalısına ödeme yapan davacı tarafından, zarardan sorumlu olduğu iddia edilen davalıdan ödenen bedelin rücu’en tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce 17/10/2017 tarihli 2016/465 Esas 2017/737 Karar sayılı karar ile ” …Davanın KABULÜ İLE ; 23.481,56 TL ‘ nin 09/10/2015 tarihinden itibaren değişebilir oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine… ” karar verilmiş, mahkememiz kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 04/03/2020 tarih 2018/641 Esas 2020/398 Karar sayılı kararı ile;
”…Dava, trafik kazasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 2. maddesinde bu Kanunun, karayollarında uygulanacağı belirtildikten sonra, bu kural biraz daha genişletilerek aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarındaki durumlarda da uygulanabileceği öngörülmüş; karayolu tanımına girmediği halde genel trafiğin kullanımına açık olan yerler “karayolu gibi” kabul edilmiştir.
Bu bağlamda, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı; bu haliyle, toplu trafiğin bulunduğu yerler ile karayoluyla bağlantısı olan yerlerin de bu kapsama alındığı belirtilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler gereğince kamunun yararlandığı tüm yollar karayolu tanımı içindedir. Bu açıdan karayolunda taşıt trafiğine kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmayıp fiilen bu amaçla kullanılması yeterlidir. Yine karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Bu açıdan köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayoludur. Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, karayolu sayılan bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 17/12/2015 tarih, 2014/ 5898 E. ve 2015/ 14368 K. sayılı kararı).
Somut olayda kaza şantiye sahası içeresinde meydana gelmiştir. Meydana gelen kaza nedeniyle, kaza tespit tutanağı yerine “Olay Tespit Formu” düzenlenmiştir.
Mahkemece alınan kusur raporunda kazaya karışan … (… kapı nolu) plaka sayılı araç sürücüsü ile … plaka sayılı araç sürücüsüne %50-%50 kusur verilmiş, olay yerinin karayolu ile bağlantısı tartışılmamıştır. Mahkemece bu raporda belirlenen kusura göre değil olay tespit formunda ki kaza anlatımına göre davalı araç sürücüsü tam kusurlu olduğu sonucuna ulaşılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda Olay Tespit Formu ile kusur raporu arasında çelişki oluştuğu halde bu çelişkinin giderilmesi için başka bir bilirkişiden rapor alınarak taraflara itiraz hakkı tanınmaksızın mahkemenin resen kusur oranını belirleyerek eksik incelemeye dayalı olarak karar vermesi doğru olmamıştır.
O halde mahkemece yapılması gereken, kusura ilişkin dosya kapsamında oluşan çelişkin giderilmesi ve kazanın gerçekleştiği yerin, Karayolları Trafik Kanunu kapsamında karayolu ya da karayolu sayılan yerlerden sayılıp sayılamayacağı, karayoluna bağlantısı olan yer olup olmadığı ve olayın trafik kazası kapsamında kalıp kalmadığının tespiti bakımından başka bir bilirkişi refakatiyle olay yerinde keşif yapılarak, rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesidir…” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce kaldırma kararı doğrultusunda, mahallinde keşif yapılmış ve bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişi tarafından sunulan 26/04/2022 tarihli rapor ile ,”…dava konusu kazanın meydana geldiği … şantiyesi 2.Pist döküm yerinin, Karayolları Trafik Kanununun uygulandığı yerlerden olduğu, … iş makinası tescil plakalı ve … kapı numaralı paletli dozerin sürücüsü … ‘ ın , Karayolları Trafik Kanununun 47.maddesinin d) fıkrası, 67.maddesinin b) fıkrası ve ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 137.maddesini ve 84.maddesinin j) fıkrasını ihlal ederek, Kaza yerinde geri geri manevra yapmak istediğinde, Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak, dikkatli ve tedbirli olmak, geriye gitme manevraları yaparken, karayolunu kullananlar için tehlike veya engel yaratmamak ve manevraları düzenleyen genel şartlara uymak zorunda olduğu halde, sevk ve idaresindeki … kapı numaralı dozer ile İstanbul İli, Başakşehir İlçesinde, … içinde, Pist-2 döküm yolunda geri geri manevra yaparken, o sırada döküm işlemini gerçekleştirip alandan çıkmak için manevra yapan sürücü …’un sevk ve idaresindeki … nolu kamyonun sol ön kısımlarına çarpması sonucu dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, bu durumda, kaza yerinde, geri geri giderken, hatalı bir şekilde geri manevra yaptığı ve arkasına dikkat etmediği, geri gidişi emniyetle sağlamadığı ve tehlike yarattığı, asli kusurlu olarak manevraları düzenleyen genel şartlara uymadığı diğer araç ile arasında yeteri kadar mesafe bırakmadığı, tedbirsizlik ve dikkatsizlik ve özensiz davranışı sonucu … kapı numaralı kamyonun sol ön kısımlarına çarptığı, bu şekilde, trafik kazasında asli kusur ihlali yapmak suretiyle dava konusu kazaya sebebiyet verdiği anlaşıldığından, meydana gelen trafik kazasında, % 75 (Yüzde Yetmiş Beş) oranında kusurlu olduğu, 34- 00 -15- 2524 iş makinası tescil plakalı ve … kapı numaralı kamvonun sürücüsü …’un ,Karayolları Trafik Kanununun 47.maddesinin d) fıkrası, 52.madesini a) fıkrası, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 137.maddesi ve 127.maddesinin son fıkrasını ihlal ederek; Araç ile seyir halindeyken, Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorunda olup, yapım ve onarım alanlarına çalışma alanlarına girerken hızını azaltmak, sağa, sola, geriye dönerken ve bunlara benzer hallerde, karayolunu kullananlar için tehlike ve engel yaratmamak, geceleri, yakın ilerisi görülmeyen tepe üstlerine yaklaşırken, yakın ve uzağı gösteren ışıkları art arda ve sıra ile yakarak gelişlerini haber vermek zorunda olduğu halde, İstanbul İli, Başakşehir İlçesinde, … içinde, Pist-2 döküm alanında, döküm işlemini gerçekleştirip ayrılmak isterken, kendisinin, “Kaza yaptığım bölgede yol vardı yolu kapatmış başka yere verdiğinden geri dönmek istedim. Bu esnada 25 metre fazla mesafeden sert biçimde geldi, korna çaldığım halde bana vurdu.” şeklindeki, ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iş makinası olan paletli dozerin çalıştığı şantiye alanında, yolun kapandığını görünce geri dönmek isteyince, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … kapı numaralı dozerin geri geri manevra yaparken, kamyonun sol ön kısımlarına çarpması sonucu dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, bu durumda, kaza yeri olan şantiye alanında dikkatli ve tedbirli olmadığı, korna ile dozeri uyardığını beyan ettiği, geceleri yakın ve uzağı gösteren ışıkları art arda ve sıra ile yakarak gelişini ve arkasında olduğunu haber vermek zorunda olduğu, bu şekilde geriye dönmek isterken tehlike yarattığı ve dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesi öznem yükümlülüğüne uymayarak dava konusu kazaya karıştığı anlaşıldığından, meydana gelen trafik kazasında, % 25 (Yüzde Yirmi Beş) oranında kusurlu olduğu …” bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime el verişli olmakla mahkememizce hükme esas alınmış, bilirkişi raporu ile belirtildiği üzere kaza mahalli olan … şantiyesi 2.Pist döküm yerinin, Karayolları Trafik Kanununun uygulandığı yerlerden olduğu, taraf sigorta şirketlerinin kaza da sigortacı olarak sorumluluklarının bulunduğu, davalı yanın sigortacısı olduğu araç sürücüsünün kusuru oranında davacının sigortalısına ödediği bedelden sorumlu olduğu,, mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporu gereği davalının sorumluluk oranının %75 olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenlerle davalının %75 kusuruna isabet eden 17.611,17 TL yönünden davanın kabulüne fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, 17.611,17 TL ‘ nin 09/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken 1.203,02-TL karar ve ilam harcından 401,20-TL peşin yatırılan harcın mahsubu ile bakiye 801,82.-TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına
3-Davacı tarafça yatırılan 401,20- TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 33,40-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 3.790,00-TL olmak üzere toplam 3.823,40-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.867,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 78,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 19,63-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, geriye kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır