Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/229 E. 2020/389 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/229 Esas
KARAR NO:2020/389

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:10/10/2011
KARAR TARİHİ:10/09/2020

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …nda feribotlarla araç ve yolcu taşımacılığı yaptığını, davalının …nda ve … hattında yaptığı taşıma hizmetlerinde 2001 yılına kadar sürekli artan bir fiyat politikası izlerken bu tarihten sonra … hattında taşıma ücretlerinde artış yapmayı durdurduğunu, zamanla fiyatların maliyetin dahi altına indirildiğini, hakim durumun kötüye kullanılması ile uygulanan fiyat politikası sonucu rakip durumundaki özel firmaların piyasa dışına itildiğini, bu nedenle müvekkilinin de zarara uğradığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 400.000,00 TL maddi tazminatın zararın meydana geldiği tarihlerden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2005 yılından itibaren …ında taşımacılık işletmeciliği yapmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 09/05/2017 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararla davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 24/01/2019 tarih, 2017/2596 Esas, 2019/56 Karar sayılı kararıyla taraf vekillerinin ayrı ayrı istinaf başvurularının reddine karar verilmiş, bu kez verilen karar davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08/01/2020 tarih, 2019/1829 Esas, 2020/179 Karar sayılı kararıyla; “1-Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermesi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazına gelince; dava, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında tazminat istemine ilişkin olup, TTK kapsamında mutlak ticari dava kapsamındadır. Dolayısıyla davacı tarafın ticari işlerde uygulanan temerrüt faizi talep etmesi mümkündür. Bu nedenle, davanın haksız fiil temeline dayalı olduğu da gözetilerek, İlk derece mahkemesince bilirkişi raporunda her bir yıl için hesaplanan zarar tutarına, takip eden mali yılın başından itibaren ticari temerrüt(gecikme) faizi işletilmesi gerekirken, sözkonusu tutara dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmesi ve buna vaki istinaf başvurusunun esastan reddi doğru görülmemiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararın bu yönden davacı yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, yargılamaya devam olunmuştur.
İddia, savunma, Danıştay kararları, Rekabet Kurumu Kararları, bozma öncesi alınan bilirkişi kurulu raporu ve toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; bozmaya konu kararda tartışılıp değerlendirildiği üzere, davaya konu … hattındaki taşıma ücretleri tarifesindeki davalı taraf uygulaması nedeniyle davacının 2001, 2002, 2003 ve 2004 yıllarında zararının oluştuğunun tespit edildiği, bozma öncesi alınan her iki raporda da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, davacının 2001 yılında 95.795,50 TL, 2002 yılında 148.147,46 TL, 2003 yılında ise 48,173 TL ve 2004 yılında da 148.357,50 TL olmak üzere toplam 439.473,46 TL zararının bulunduğu; oluşan zararın davalıdan talep edilebileceği toplanıp değerlendirilen tüm delillerden anlaşıldığından, davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak 400.000,00 TL’nin hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamında işaret edildiği gibi her bir yıl için hesaplanan zarar tutarına takip eden mali yılın başından itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
1-400.000,00 TL’nin 95.795,50 TL’sine 01/01/2002 tarihinden itibaren 148.147,46 TL’sine 01/01/2003 tarihinden, 48.173,00 TL’sine 01/01/2004 tarihinden itibaren ve bakiye 107.884,04 TL’sine 01/01/2005 tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 21.384,00-TL karar ve ilam harcı ilk karar sonrası davalı tarafından yatırılmış olmakla başkaca harç takdirine yer olmadığına,
3-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 36.450,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça ilk karar öncesi yatırılan 5.940,00 TL peşin harç, 4.500 TL bilirkişi ücreti, 224,75 TL tebligat gideri ile bozma sonrası yapılan 88,40 TL tebligat gideri toplamı 10.753,15 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Tarafça yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK.nın 373/4.maddesi gereğince 2 haftalık sürede Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/09/2020

Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …