Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/220 E. 2021/137 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/220 Esas
KARAR NO:2021/137

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:01/05/2020
KARAR TARİHİ:23/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili sigorta şirketi tarafından … sigorta poliçesi ile sigortalanan, … plakalı araç, 06.12.2018 tarihinde … ili … mevkiinde sürücü … idaresinde seyir halindeyken, …A.Ş.’ye ait olan rüzgar nedeniyle yola devrildiği tespit olan elektrik direğine çarpması sonucu tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, …’a ait olan elektirik direğinin bakım onarım ve hasarlarından sorumlu olduğu sigortalı araç sürücüsünün kazada kusuru bulunmadığının kaza tutanağı ile sabit olduğunu, kazada sigortalı araçta toplamda 3,602.91 TL hasar meydana geldiğini, hasar tutarı ekspertiz raporu ile tespit edildiğini, meydana gelen hasar turarı, müvekkili sigorta şirketi tarafından 22/01/2019 ve 25/01/2019 tarihlerinde ödendiğini, davacı … şirketince ödenen tazminatını davalının kusuru oranında, ödeme tarihinden işleyecek faizi ile TTK m.1481 rücuen tazminin talep etmekte olduklarını, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davalı tarafın itirazının iptali ile 3,602.91 TL asıl alacağın hasar tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsiline, alacak tutarının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, dosyanın tensibi ile birlikte yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zaman aşımı itirazlarının bulunduğunu, müvekkili şirkete mevzuatta öngörülen süre içinde başvuru yapılmadığını, huzurdaki davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğundan, mahkemenizce görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun yahut sorumluluğunun bulunmadığını, davaya konu hasarı kabul etmemekle birlikte davaya dayanak olarak gösterilen kaza bakımından illiyet bağı da dahil olmak üzere haksız fiil şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun irdelenmesinin gerektiğini, illiyet bağının varlığını ve müvekkili şirketin tazminat ödemesi gerektiğini davacı tarafından ispatlanmasının gerektiğini, açıklanan nedenlerle davacı tarafın haksız iddiaları karşısında eldeki davanın öncelikle usulden reddine, aksi kanaat halinde haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, davacı tarafın %20 ‘ den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava, İİK’nun 67. maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce davaya konu edilen …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasının UYAP sureti celp edilip incelenmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacının davalıdan takip tarihi itibariyle varsa ferileri ile birlikte borç miktarı, alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Mahkememizin 27/10/2020 tarihli celse altı nolu ara karar gereğince, iddia, savunma, toplanan deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişiler olarak konusunda uzman … ile … seçilmiş, adı geçen bilirkişi heyetince sunulan 04/12/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; … sigortacısı olduğu araçta meydana gelen hasar nedeni ile sigortalısına ödeme yapan davacı sigortacı tarafından, hasara neden olduğu iddia edilen davalıya karşı halefiyet ilkesine dayalı olarak talep edilen alacak davasıdır.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davalarında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 3. maddesi, tüketici işleminin kapsamını esaslı biçimde değiştirmiş, aynı Kanunun 83/2. maddesi ise “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme yapılması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” diyerek kanunun uygulama alanını daha da genişletmiştir.
6502 sayılı Kanunun 3. maddesinde “Tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi kapsar.” şeklinde yeniden tanımlanmıştır. Bu hüküm mülga 4077 sayılı Kanunun 3/h bendindeki tüketici işlemi tanımından daha kapsamlıdır. Bundan böyle 6502 sayılı Kanunun tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile içeriği az yukarda yer alan 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle yukarda sayılan sözleşme ve işlemler tüketici mahkemesinin görev alanına girmiştir.
Davacı ve davalı tacir olmakla birlikte davacının sigortalısı gerçek kişi olup sigorta sözleşmesine konu araçta ticari vasıfta olmadığından açılan dava TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde ticari dava niteliğinde değildir. Dava dışı sigortalı gerçek kişi, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3.maddesinin k bendi kapsamında tüketici olduğundan eldeki uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemeleri görevlidir. (Emsal İstanbul BAM 37HD’nin 2018/3084E-2019/945K sayılı 27.03.2019 tarihli kararı , İstanbul BAM 9HD’nin 2019/380E-2019/148K sayılı 08.02.2019 tarihli ve 2018/3852 E-2020/3908 K sayılı 11.11.2020 tarihli kararları)
Yukarıda yapılan açıklamalar gereği, mahkememizin görevsizliğine İstanbul Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-)Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)Görevli mahkemenin … TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
3-)Karar kesinleştikten sonra HMK.nın 20.maddesi gereğince yasal sürede başvuru halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemelerine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına mahkememizce karar verilmesine,
4- )Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır