Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/204 E. 2023/254 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/204 Esas
KARAR NO:2023/254

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:24/10/2016
KARAR TARİHİ:30/03/2023

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı Mehmet Tuncer Süner’in eşi takip borçlusu davacı …’in davalı bankada asıl borçlu olan Tasfiye Halinde … ve Dış Tic.AŞ firmasının borcuna kefil olduğunu, akabinde davalı banka tarafından söz konusu kredi borcu kefili olan davacı … hakkında ….İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve davacının evine hacze gidildiğini, davacının hacizden dolayı kefalet durumundan haberdar olduğunu, davacı …’in evine hacze gelindiği sırada haciz baskısı altında 20/10/2016 günü 4.000,00 TL ödeme yaptığını, kefaletin davacının muvafakatinden yoksun olduğu için geçersiz olduğunu, takip borçlusu eş …’in kefaletin alındığı tarihte söz konusu şirketin ortağı veya yönetim kurulu üyesi olmadığını, …’in şirket ortaklığından ayrılması ile ilgili bir belge olduğunu zannederek kredi sözleşmesini imzalayarak hataya düştüğünü, üstelik eşinin muvafakati alınmadığından dolayı zaten hükümsüz olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle takip borçlusu …’in takip mesnedi kredi sözleşmesindeki kefaleti yönünden kredi sözleşmesinin geçersizliğine ve iptaline, davacıların aile konu olan … … Sok. No:8 B/3 … İstanbul adresinde 20/10/2016 tarihinde yapılan haczi geçersizliğine ve haciz baskısı altında ödenen 4.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davada diğer davacı …’in davacı olarak yer almasında hukuki menfaatinin bulunmadığını, … açısındaki davanın dava şartı ve husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davalı bankanın … Şubesi müşterilerinden dava dışı şirketin genel kredi sözleşmesine istinaden hesaplar açılarak krediler kullandırıldığını, davacı …’in işbu genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle hesapların kat edilerek davacı borçluya … 1.Noterliği’nin 09/08/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçlarının ödenmesinin ihtar edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine akabinde ….İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile davacı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacı …’in genel kredi sözleşmesinin imzalandığı tarih olan 06/04/2015 ile limitin arttırıldığı tarih olan 28/04/2015 tarihlerinde dava dışı şirketin ortağı olduğunu, bu durumun İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları ile sabit olduğunu, davalı borçlu tarafından borca ve ferilerine ilişkin olarak yapılan itirazların davalı bankanın alacağının tahsilini engellemeye yönelik olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği dğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 23/05/2017 tarih ve 2016/1057 Esas, 2017/392 Karar sayılı kararla davanın reddine karar verilmiş; verilen karar davacı tarafça istinaf edilmiştir.
İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi’nin 13/03/2020 tarih ve 2017/4258 E, 2020/659 K sayılı kararıyla; “Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
İlk derece mahkemesince davacı …’in davasının esas yönünden, davacı …’in davasının aktif dava ehliyeti yönünden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davalı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasındaki 06.04.2015 tarihli 825.000,00TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesinde; davacılardan …’e atfen müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile isim, imza mevcut olup kefalet bölümünde bedel, tarih ve kefalet tarihinin el yazısı ile yazılı olduğu; 28.04.2015 tarihli limit artırım sözleşmesinde de ilgili kefillerin isim ve imzasının yer aldığı görülmektedir.
Davacı … vekili istinaf isteminde imza itirazında bulunmuş ise de; yargılama aşamasında bu hususta bir iddiada bulunulmamış olmakla HMK 357. maddesi gereğince davacının bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Dava dışı asıl borçlu şirket Tasfiye Halinde … … AŞ’nin ticaret sicil kayıtlarına göre; davacılardan …’in 08.10.2014 ve 16.12.2015 tarihli sicil kayıtlarında şirket ortağı olarak yer aldığı, tüm sicil kayıtlarının dosyada yer aldığı dikkate alındığında davacı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Mahkemece 6098 sayılı TBK’nın 28.03.2013 tarihinde değiştirilerek yürülüğe giren 584/3. maddesi gereğince şirket ortak ve yöneticilerin şirket lehine verdikleri kefaletlerde eş rızası alınması şartı kaldırıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; ön incelemede duruşmasındaki tespit ve gerekçedeki kabule göre, davanın borçtan ve takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemli olarak açıldığının belirtildiği, davalının borçlu olmadığı iddiası yönünden bankacı bilirkişiden hesap için rapor alınmadığı, ….ATM’nin … Esas sayılı itirazın iptali dosyasının bekletici mesele yapılmadığı dikkate alındığında davacılar vekilinin istinaf isteminin bu yönü ile kabulüne, …” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmıştır.
Yukarıda değinilen BAM kararı sonrasında dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
İstanbul BAM kararında belirtilen, davalı banka tarafından davacılardan … aleyhine …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce itirazın iptali istemli açılan davada verilen 22/11/2018 tarih ve … E … K sayılı kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/05/2022 tarihli onama ilamı ile 23/05/2022 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Davacı… yönünden yapılan incelemede;
Davaya dayanak davalı tarafça başlatılan takipte anılan davacının borçlu sıfatının bulunmadığı gibi davalı banka ile diğer davacı arasında yapılmış genel kredi sözleşmesinin de tarafı olmadığı anlaşıldığından bu davacı tarafından açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı … yönünden yapılan incelemede;
Bilindiği üzere, borçlunun menfi tespit davasını açmakta hukuki yararının bulunması zorunludur. Zira menfi tespit davasında ileri sürülebilecek hususlar itirazın iptali davasında da ileri sürülebilir. Hukuki yarar, HMK’nın 114/1-h md gereğince dava şartı olup; aynı yasanın 115.md gereğince dava şartlarının bulunup bulunmadığı hususu, taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınır ve yokluğunun tespiti durumunda, davanın usulden reddine karar verilir.
Bu bilgiler ışığında somut olayda; davacı tarafça davaya dayanak takipten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemli eldeki dava açılmış ise de; işbu menfi tespit davasından önce davalı banka tarafından davacı taraf aleyhine aynı hukuki ilişkiden dolayı …. ATM’nin … E sayılı dosyasından açılan itirazın iptali istemli davasında, davaya dayanak kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalayan anılan davacı borçlunun, savunma yoluyla eldeki davadaki sebeplerle borçlu olmadığını ileri sürüldüğü ve mahkemece bu konudaki savunmaların etraflıca tartışılarak değerlendirildiği ve kesin olarak hükme bağlandığı; bu durumda anılan davacının aleyhine açılan itirazın iptali davasından sonra açılan menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından anılan davacı yönünden açılan davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacı … yönünden Açılan Davanın Aktif Husumet Yokluğu Nedeni ile Reddine,
2-Davacı … yönünden Açılan Davanın Hukuki Yarar Dava Şartı Yokluğu Nedeni ile Usulden Reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 29,20 TL peşin harç ile 7.617,80 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 7.615,60 TL’den mahsubu ile bakiye 7.435,70 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davacı … yönünden 9.200 TL ve davacı … yönünden 9.200 TL vekalet ücretinin belirtildiği şekilde davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 13,00 TL tebligat masrafının davacılardan alınıp davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 30/03/2023

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı