Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/200 E. 2022/82 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/200 Esas
KARAR NO : 2022/82

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/03/2020
KARAR TARİHİ : 02/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/11/2011 tarihinde dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile Koşu Köyü istikametinden Bafra istikametine doğru seyir halinde iken Ağıllar Köyü’nden …’ya ait evin önünden geçmekte olduğu sırada bisiklet süren müvekkili …’e çarpması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, anılan kazaya dava dışı sürücü …’ın sebebiyet verdiğini, davacının kaza sonucunda yaralandığını ve tedavi gördüğünü, kaza nedeniyle müvekkilinin sakatlanması neticesinde oluşan maddi zararlarının tazmini için davalı Güvence Hesabı’na 27/06/2019 tarihinde başvuruda bulunduklarını, ancak davalı tarafça taleplerine olumsuz yanıt verildiğini, bu nedenle huzurdaki davayı açmak zorunda kaldıklarını belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle davacıya ödenmesi gereken şimdilik 5.390,00-TL. daimi (sürekli) maluliyet (sakatlık) tazminatının davalı Güvence Hesabı’na başvuru tarihi olan 27/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Güvence Hesabı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından kurumlarına başvuruda bulunulduğunu, ancak mevzuata uygun olarak gerekli sağlık kurulu raporu kurumlarına sunulmadığından başvuru hakkında değerlendirme yapılamadığını, müvekkili kurumun geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, öncelikle davacı tarafın talep ettiği zararların müvekkili Güvence Hesabı’nın sorumluluk alanına girip girmediğinin tespit edilmesi gerektiğini, kaza ile ilgili olarak yürütülen ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranlarının dikkate alınması gerektiğini, müvekkili Güvece Hesabı’nın sorumluluk limitinin teminat limiti ve dava dışı sürücünün kusur oranı ile sınırlı olduğunu, SGK tarafından ödenmiş olan tazminat var ise bunun tespit edilerek ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, müvekkili kurumun temerrüde de düşürülmediğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davacı tarafça usul ve yasaya uygun bir şekilde başvuruda bulunulmadığından, öncelikle davanın dava şartı yoklu nedeniyle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise haksız davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 03/11/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacı …’ün uğradığını ileri sürdüğü cismani zararların tazminine yönelik olarak, davalı Güvence Hesabı aleyhine “sürekli iş göremezlik” talepli ve belirsiz alacak şeklinde açılmış maddi tazminat davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; trafik kazası tespit tutanağı, ifade tutanakları, bilirkişi incelemesi, … Hastanesi’ndeki tedavi evrakları, … Hastanesi tedavi evrakları, …Adli Tıp Kurulu Raporu, Bafra … Sulh Ceza Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası, Güvence Hesabı’na yapılan başvuru dilekçesi, arabuluculuk son tutanağı, nüfus kayıt örneği, emsal ücret araştırması, tanık beyanı, keşif ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; davacının yazılı başvurusu, hastane raporları, …Tıp Fakültesi Dâhili Bilimler Bölümü tarafından tanzim edilen 30/10/2019 tarihli rapor, Bafra … Sulh Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında alınan kusur raporu, bilirkişi incelemesi ve diğer yasal delillere dayanmıştır.
Mahkememizce …Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak …plakalı aracın malik bilgileri sorulmuş, Güvence Hesabı’ndan davaya konu hasar dosyasının gönderilmesi istenmiştir. Davacının kaza sonrası tedavi olduğu …Hastanesi’den ve … Hastanesi’nden tedavi evrakları ile …Tıp Fakültesi tarafından düzenlenmiş kurul raporu dosyaya kazandırılmıştır.
Dava konusu kazadaki kusur durumlarının tespiti bakımından dosya mahkememizce ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiştir. ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim olunan 03/12/2020 tarihli ve …sayılı kusur raporunda özetle; sürücü …’ın idaresindeki araç ile meskun mahal içi yolda seyir halinde iken, yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, yolun sağında seyir halinde olan bisikletin solundan geçiş yapmadan önce varlığını belirtir şekilde ikaz ile birlikte her an tedbir alabilecek şekilde hareketini sürdürmesi gerekirken, bu hususlara riayet etmeyerek meydana gelen olayda tali derecede kusurlu olduğu, olaya müdrik yaşta olmayan 2003 doğumlu sürücü …’ün idaresindeki bisikletle seyir halindeyken yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, sola manevra yapmadan önce gerisinden akan trafiği yeterli ve gerekli şekilde kontrol etmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyerek yaşı gereği davranış faktörleri sonucu kontrolsüzce sola manevrası nedeniyle meydana gelen olayda olaya müdrik yaşta olmayan sürücünün davranış faktörleri olayın oluşunda asli derecede etkin olduğu, sonuç olarak sürücü …’ın %15 oranında kusurlu olduğu, olaya müdrik yaşta olmayan sürücü …’ün davranış faktörlerinin olayın oluşu üzerinde %85 oranında etken olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK kusur raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından 19/01/2021 tarihli dilekçe ile rapora itiraz edilmiştir. Davalı Güvence Hesabı vekili tarafından ise 21/01/2021 tarihinde rapora karşı yazılı olarak beyan ve itirazda bulunulmuştur. Mahkememizce 17/02/2021 tarihli duruşmada; dosyada alınan ATK kusur raporunun yargısal denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılarak, tarafların itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Dava konusu kaza sonucu davacıda oluştuğu iddia edilen maluliyetin ve oranının tespiti bakımından dosya mahkememizce ATK 2. İhtisas Kurulu’na gönderilmiştir.
ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 14/06/2021 tarihli ve …Karar numaralı maluliyet raporunda özetle; davacı …’ün 03/11/2011 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11/10/2008 tarihli ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup-1 kabul olunarak; Gr1 XII (32a……….1)a%5 E cetveline göre %3.3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin ise olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK maluliyet raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından 17/08/2021 tarihli dilekçe ile rapora karşı yazılı beyanda bulunulmuştur.
Mahkememizce 30/09/2021 tarihli ara kararla; iddia, savunma, toplanan deliller üzerinde aktüer hesabı yapılması bakımından dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir.
Aktüer bilirkişi … tarafından düzenlenen 18/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 06/01/2003 doğumlu davacı …’ün 03/11/2011 kaza tarihinde; 8 yıl, 9 ay, 29 gün üzerinden 9 yaşında olduğu, davacının kaza tarihinde gelir elde ettiğine dair dosyaya herhangi bir belgenin sunulmadığı, buna göre net asgari ücret baz alınarak hesaplama yapıldığı, hesaplamada baz alınan yaşam tablosunun ve hesaplama yönteminin ise Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin güncel kararları doğrultusunda TRH 2010 yaşama tablosu ve progresif rant yöntemi olduğu, bu bağlamda davacı vekilinin dava dilekçesinde sadece sürekli iş göremezlik (daimi sakatlık) tazminatı talep ettiğinin görüldüğü, talebe bağlılık ilkesi gereği ve kaza tarihinde henüz 9 yaşında olan davacı için geçici iş göremezlik zararı hesabı yapılmayacağı, davacının %3,3 olan maluliyetinin kaza tarihinden itibaren kabul edileceği, 06/01/2003 doğumlu davacı …’ün 03/11/2011 kaza tarihinde 8 yıl, 9 ay, 29 gün üzerinden 9 yaşında olduğu, TRH 2010 Erkek Yaşam tablosuna göre ise muhtemel bakiye ömrünün 65 yıl olduğu ve 74 yaşına kadar yaşayacağı, yapılan hesaplamaya göre davacı …’ün 03/11/2011 tarihinde geçirmiş olduğu kaza sonucu; daimi/sürekli iş göremezlik (efor kaybı) zararının %3,3 maluliyet oranına göre 65.487,70-TL. olduğu, davacının kazanın oluşumunda %85 kusurlu olduğunun kabulü durumunda davalı Güvence Hesabı’ndan talep edilebileceği sürekli maluliyet tazminatının 9.823,15-TL. olabileceği, bu tutarın ise 2011 yılı ZMMS poliçe azami limiti olan 200.000,00-TL.’nin içerisinde olduğu, diğer tüm hususlardaki takdirin mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aktüer bilirkişi raporu dosya taraflarına tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından 03/11/2021 tarihli dilekçe ile rapora karşı beyan ve itiraz edilerek davanın reddine karar verilmesinin talep edilmiştir.
Davacı vekili 10/01/2022 tarihli talep artırım dilekçesi ile dava dilekçesinde 5.390,00-TL. olarak talep ettiği daimi (sürekli) iş göremezlik tazminatı miktarını dosyada alınan aktüer bilirkişi raporunda hesaplanan miktarı dikkate alarak 4.433,15-TL. artırmış ve toplamda 9.823,15-TL.’ye yükseltmiştir. Davacı vekili 10/01/2022 tarihli makbuzla gerekli tamamlama harcını da ikmal etmiştir.
Davalı Güvence Hesabı vekili, 25/01/2022 tarihli (ıslaha cevap) dilekçesinde davacının tazminat talebinin ıslah tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığını ileri sürmüştür. Dosyanın tetkikinde; davacı tarafın huzurdaki davayı “belirsiz alacak” davası olarak açtığı, 10/01/2022 tarihli dilekçesi ile de dava dilekçesindeki talebini aktüer bilirkişi raporu sonrasında artırdığı görülmüştür. Özetle; davacı tarafın 10/01/2022 tarihli dilekçesi teknik olarak ıslah dilekçesi değil, talep artırım dilekçesi mahiyetindedir.
6100 sayılı HMK.’nun 107. maddesinin 1. fıkrasında; “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” hükmü bulunmaktadır. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise; “Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini arttırabilir.” düzenlemesine yer verildiği açıktır. Davaya konu 03/11/2011 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle davacının uğradığı cismani zarar miktarının tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yapılmasının gerektiği ve davacının alacağını dava açmadan önce belirleyebilme imkânının bulunmadığı dikkate alındığında, davacının eldeki davayı belirsiz alacak davası şeklinde açma hakkı bulunduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenle davalı yanın aksi yöndeki savunmalarına mahkememizce itibar edilmemiştir. (Nitekim Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 13/12/2021 tarihli, 2021/2194 E. ve 2021/10181 K. sayılı kararı bu yöndedir.) Sonuç olarak davalı yanın zamanaşımına yönelik itirazları mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Güvence Hesabı; 14 Haziran 2007 tarih, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesiyle Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri bünyesinde kurulmuştur. Kamusal nitelikte olan ve ayrı bir tüzel kişiliği bulunan Güvence Hesabı’nın yasal çerçevesi ise 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ve Güvence Hesabı Yönetmeliği’nde çizilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/1. maddesine göre; “Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla…Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabı oluşturulur.” Buna göre davalı Güvence Hesabı’nın sorumluluğu; rizikonun gerçekleştiği tarihte geçerli zorunlu sigorta poliçesinin teminat limitleri ile sınırlıdır. Bir başka ifade ile Güvence Hesabı, zarar görenlerin trafik kazası sonucunda uğramış olduğu zararları, ancak zorunlu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılar. Somut olayda; kaza tarihi olan 03/11/2011 (2011 yılı) itibariyle davalı Güvence Hesabı’nın sorumluluk limiti 200.000,00-TL.’dir.
Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin “Hesaba Başvurulacak Haller” başlıklı 9. maddesinin (a) bendinde açıkça; sigortalının veya sigortayı yaptırmakta sorumlu olanın tespit edilememesi hallerinde kişide meydana gelen bedensel zararlar için güvence hesabına başvurabileceği belirtilmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nda “yaralanma hallerinde”; tedavi dışında, yaralanan kimsenin çalışma gücünün tamamen veya kısmen azalması gibi durumlarda, bundan kaynaklanan zararların, ileride ekonomik yönden yoksun kalacağı zarar ve ziyan ile masrafların, kişinin olay nedeniyle mahrum kaldığı diğer ekonomik zararların poliçe kapsamında kalan zararlardan olduğu kabul edilmektedir. (Işıl Ulaş, Uygulamalı Sigorta Hukuku; 2002, 3.baskı, sh.709-710)
Sürekli iş göremezlik zararı, bir kişinin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi sonucunda fiziksel, psikolojik, duygusal ya da entelektüel potansiyelin azalmasından kaynaklanan bir zarardır. Yüksek Yargıtay kararlarında sürekli iş göremezlik zararına “güç kaybı veya efor kaybı zararı da denilmektedir. Bir başka ifade ile sürekli iş göremezlik zararı; beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır. Bu durumdaki kişi çalışmasını sürdürebilir ise de yaşıtlarına ve kendisi ile aynı işi yapanlara göre (malul kaldığı oranda) daha fazla güç ve çaba harcayacağından, kazançlarında bir azalma olmasa dahi (sakatlığı oranında) tazminat isteme hakkı bulunmaktadır.
Öte yandan 2918 sayılı KTK.’nun “Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi” başlıklı 99. maddesinin 1. fırkasına göre; “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren 8 (sekiz) iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” Aynı şekilde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.1 maddesine göre; “Sigortacı; hak sahibinin, kaza veya zararın tespit edilebilmesi için bu genel şartlar ekinde yer alan gerekli tüm belgeleri sigortacının merkez veya şubelerinden birine ilettiği tarihten itibaren 8 (sekiz) iş günü içinde tazminatı hak sahibine öder.” Somut olayda davacı vekili tarafından davalı Güvence Hesabı’na 26/07/2019 tarihinde tazminat ödenmesi için talepte bulunulmuş, işbu talep dilekçesinin tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası olan 08/08/2019 tarihi mahkememizce temerrüt tarihi olarak kabul edilmiştir.
İddia, savunma, dosyada toplanan deliller, ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 03/12/2020 tarihli kusur raporu, ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 14/06/2021 tarihli ve 10629 karar sayılı maluliyet raporu ve dosyada alınan aktüer bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirilmiş; 18/10/2021 tarihli aktüer bilirkişi raporunun güncel Yargıtay uygulamalarına, yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve aynı zamanda uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatine varılarak hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, Bafra … Sulh Ceza Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyası, … Hastanesi’nden gelen tedavi evrakları,…Devlet Hastanesi’nce gönderilen tedavi evrakları,… Üniversitesi Adli Tıp Kurulu’nun düzenlediği rapor, ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 03/12/2020 tarihli kusur raporu, ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 14/06/2021 tarihli ve …karar sayılı maluliyet raporu, dosyada alınan ve mahkememizce de benimsenen 18/10/2021 tarihli aktüer bilirkişi raporu ile toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; 03/11/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde …’ün yaralanmasına neden olan …plakalı aracın dava dışı sürücüsü …’ın %15, kazanın olduğu tarihte müdrik yaşta olmayan davacı …’ün ise %85 oranında kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacının %3.3 oranında meslekte kazanma gücü kaybına uğradığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin ise olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar olduğu, kaza tarihi itibariyle … plakalı aracın trafik sigorta poliçesinin bulunmadığı, bu nedenle davalı Güvence Hesabı’nın yasa ve ilgili mevzuat gereğince … plakalı sigortasız aracın karıştığı kaza nedeniyle davacıda meydana gelen yaralanmadan kaynaklı maddi zararlardan teminat limiti dahilinde ve sigortasız araç sürücüsünün kusuru nispetinde sorumlu olduğu, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre davacının kaza sonucu yaralanmasından kaynaklı olarak davalılardan talep edebileceği sürekli işgöremezlik (maddi) tazminatının 9.823,15-TL. olduğu, davacı tarafın davalı Güvence Hesabı’na başvuruda bulunduğu 26/07/2016 tarihinden 8 (sekiz) iş günü sonrası olan 08/08/2019 tarihinin davalı Güvence Hesabı yönünden temerrüt tarihi olduğu, davalı Güvence Hesabı’nın sürekli işgöremezlik tazminatından kaza tarihi itibariyle geçerli olan teminat limiti ile sınırlı olmak kaydıyla sorumlu olduğu, davalı Güvence Hesabı’nın kaza tarihinde geçerli teminat limitinin 200.000,00-TL. olduğu ve aktüer bilirkişi tarafından hesaplanan miktarın (9.823,15-TL.’nin) davalı Güvence Hesabı’nın sorumlu olduğu teminat limiti içerisinde kaldığı, hükmolunan tazminata 08/08/2019 (temerrüt) tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği kanaatine varılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; 9.823,15-TL sürekli iş göremezlik (maddi) tazminatının temerrüt tarihi olan 08/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Güvence Hesabı’ndan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 671,01-TL karar ve ilam harcından 124,40-TL. peşin harç + tamamlama harcının mahsubu ile kalan 546,61-TL harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 2.838,6‬0-TL. (54,40-TL başvuru harcı, 124,40-TL peşin harç + tamamlama harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 259,00-TL posta masrafı, 1.393,00-TL atk faturaları ) yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/02/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.