Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/198 E. 2021/194 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/198 Esas
KARAR NO:2021/194

DAVA:Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/03/2020
KARAR TARİHİ:16/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili aleyhine 7.140,00 TL, 7.060,00 TL, 7.230,00 TL, 7.650,00 TL’ lik bonolar işleme konularak takip başlatıldığını ve takip …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası ile takibin yürütüldüğünü, müvekkilinin böyle bir borcu olmadığı için tüm borçlara ve ferilerine itiraz ettiklerini, müvekkili … isimli şahsın adına çekin krediyi kendisinin kullandığını, 15/01/2014 tarihli kredinin bedelini kendisi kullanacağından bunun karşılığında da 10/04/2017 ödeme tarihli 7.650,00 TL, 10/01/2017 ödeme tarihli 7.230,00 TL, 10/10/2016 ödeme tarihli 7.060,00 TL ve 10/07/2016 ödeme tarihli 7.140,00 TL lik bonoları sözleşme teminatı olarak … ‘ a verdiğini, müvekkilinin ödemeleri aydan aya yapmasına karşın, … bonoları cirolayarak diğer müşterek kefile verdiğini ve … alacaklı duruma geldiğini, müvekkili … ‘ un bankaya yaptığı ödemelerin dekontları …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasında mevcut olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine ve takibin iptaline, davalının %20 ‘ den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; icraya konu edilen senetler teminat senedi olmadığını ve senet metninde de böyle bir yazının mevcut olmadığını, ayrıca davacı tarafından dosyaya sunulan hiçbir sözleşmenin de mevcut olmadığını, davacının yıllardır ticaret yaptığı göz önüne alındığında … ‘ a ödeme yapmış olmasına rağmen dilekçesinde iddia ettiği gibi senetleri geri almaması tamamen kendi hatasından kaynaklandığını, müvekkilinin hukuki dolanarak sebepsiz bir zenginleşmek isteminden söz edilemeyeceği gibi haksız bir takip de söz konusu olmadığını, iddiasına göre … ‘ a ödeme yapmış olsa bile senedin ticari yaşamda varlığını sürdürmesine müsade eden davacı bunun hukuki sonuçlarına da katlanmakla mükellef olduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya dair tüm haklar saklı kalmak kaydıyla, iş bu haksız davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava …. İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası ile takibe konu edilen 4 adet bononun teminat senedi olduğu iddiası ile açılan menfi tespit davasıdır.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle ortadan kalktığını ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkâr ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle sona erdiğini ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı borcun varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira davacı borçlu, senedin varlığını kabul etmekle birlikte bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir. (YHGK 2017/19-821 E-2019/58K)
Somut olaya göre; davacı dava konusu 4 adet bonoyu, dava dışı …’a kendisi için…Aş’den aldığı 15.01.2014 tarihli kredi için teminat olarak verildiğini iddia etmiştir. Uyuşmazlık konusu 4 adet bono incelendiğinde, davacının keşideci olduğu, lehtarın dava dışı … olduğu bonoların tamamının 21.04.2015 düzenleme tarihli olduğu , 10.07.2016, 10.01.2017, 10.10.2016 ve 10.04.2017 vade tarihli olup sırası ile 7.140,00 TL, 7.230,00 TL 7.060,00 TL ve 7.650,00 TL bedelli oldukları senetler üzerinde nakden kaydının olduğu, senetlerin tamamının dava dışı lehtar tarafından davalı yana ciro edildiği anlaşılmıştır.
Davacı senetler üzerinde nakden olarak yazan ihdas nedenini talil ederek teminat senedi olduklarını ileri sürmüş ve ispat yükünü üzerine almıştır. Bu durumda davacı senetlerin teminat amacı ile verildiğini ve davalı yanın bu durumu bilerek kötü niyetle senetleri iktisap ettiğini ispat yükü altındadır. (Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 15/03/2012 tarih 2011/9709 esas 2012/4210 karar sayılı kararı) Davacı bu iddialarını kesin delillerle ispatlamak zorundadır. Davacı tarafından kesin bir delil sunulmuş değildir.
Davacının iddiasını dayandırdığı kredi 125.000 TL bedelli olup 15.01.2014 tarihinde kullanılmıştır. Uyuşmazlık konusu senetler ise kredi tarihinden sonra 21.04.2015 tarihinde düzenlenmiş olup toplam 29.080,00 TL bedellidir ve kredi miktarının yaklaşık 1/4’ü kadardır. Dosya kapsamı itibariyle senetlerin kredinin teminatı için verildiğini kabul etmek mümkün değildir.
Davacı tarafından iddiasını ispata yarar herhangi bir kesin delil ibraz edilmediği gibi dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanılmamıştır ve senetlerin teminat amacıyla verildiğini ispat edememiştir. İspat edilemeyen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin ödenen 496,62 TL harçtan mahsubu ile bakiye 437,32 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacıya iadesine
3-)Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına
4-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 4.362,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
5-)Gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde iadesine
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır