Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/193 E. 2021/233 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/193 Esas
KARAR NO:2021/233

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/03/2020
KARAR TARİHİ:24/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’ın maliki ve işleteni olduğu ve davalı … şirketi nezdinde sigortalı olan … plakalı aracın, 12/01/2018 tarihinde … …’nde müvekkiline ait …plakalı araca arkadan çarpmak suretiyle hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, kaza sonrası düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağı’na göre … plakalı araç sürücüsü …’ın ndeki kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, anılan kaza sebebiyle müvekkilinin aracında maddi hasar meydana geldiğini, bu hasarın bağımsız sigorta eksperi … …tarafından KDV dahil 14.894,21-TL. olarak hesaplandığını, bağımsız eksper tarafından düzenlenen raporların mevzuat gereği birinci derecede delil niteliğinde olduğunu, TBK.’nun 49. maddesine göre kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren kişinin bu zararı gidermekle yükümlü olduğunu, davalı şirketinin de düzenlediği poliçe kapsamında sigortalısının müvekkiline verdiği zararı tazmin etmesi gerektiğini, taraflarınca davalı … şirketine 02/01/2020 tarihinde ihtarname gönderilmesine rağmen davalı tarafça müvekkiline hiçbir ödeme yapılmadığını, ihtarnameye herhangi bir cevap da verilmediğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; şimdilik 5.000,00-TL. hasar bedelinin kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faizi işletilmek suretiyle davalıdan tazminine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazanın 12/01/2018 tarihinde meydana geldiğini, dava tarihinin ise 18/03/2020 olduğunu, KTK.’nun 109. maddesi uyarınca maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin 2 (iki) yıl içinde zamanaşımına uğradığını, somut olayda zamanaşımı süresi geçtikten sonra huzurdaki davanın açıldığını, bu nedenle öncelikle davan mahkemece zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacının dava tarihi itibariyle uğramış olduğunu iddia ettiği maddi zararlarının önceden belirli olduğunu, bu nedenle HMK.’nun 107. maddesine göre mevcut davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının hukuken mümkün olmadığını, dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı aracın …’a ait olduğunu ve müvekkili şirkete 31/05/2017 ile 31/05/2018 tarihleri arasında geçerli ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, aracı kaza anında sevk ve idare ederek kazaya sebep olan kişinin ise dava dışı … olduğunu, huzurdaki davanın araç maliki …’a ihbar edilmesini, poliçe kapsamında kaza tarihi itibari ile müvekkili şirketin sorumlu tutulabileceği maddi zarar kaynaklı azami teminat limitinin araç başına 33.000,00-TL., kaza başına ise 66.000,00-TL. ile sınırlı olduğunu, dosya kapsamında mübrez kaza tutanağındaki beyanlara göre kazanın oluş şekli ve sigortalı aracın kaza anındaki 10 km/saat’lik hızı düşünüldüğünde davacıya ait araçta iddia edildiği şekilde bir hasarın meydana gelmesinin mümkün olmadığını, kaza ile iddia edilen hasar arasında uygun illiyet bağı bulunmadığını, davacı tarafın aracında daha önceden meydana gelen bir hasarı oluşan bu kazayı fırsat bilip müvekkiline yüklemeyi amaçladığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte dilekçe ekinde sundukları faturadan da anlaşılacağı üzere araçta meydana gelen hasarın davacı tarafından 4.271,00-TL.’ye giderildiğini, hal böyle iken ve davacı tarafça ayrı bir ekspertiz raporu ile 14.894,21-TL. hasar giderim bedeli hesaplanmasının fahiş olduğunu, tüm bu nedenlerle mahkemece davacının taleplerinin kabul edilmesi halinde ancak kötüniyetli davacının sebepsiz zenginleşmesine neden olunacağını belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davalı … şirketine ZMSS ile sigortalı … plakalı aracın 12/01/2018 tarihinde davacıya ait …plakalı araca çarpması sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta oluştuğu iddia edilen hasar bedelinin tahsili talepli alacak davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; arabuluculuk son tutanağı, 02/01/2020 tarihli ihtarname, hasar ekspertiz raporu, kaza tespit tutanağı, kazaya ilişkin fotoğraf ve kayıtlar, sigorta poliçesi, davalı … şirketi kayıtları,araç ruhsat örneği, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; poliçe, hasar dosyası, bilirkişi incelemesi, keşif, yemin, tanık beyanı, Yargıtay kararları ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce 28/10/2020 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı vekiline, davalı tarafın zamanaşımına yönelik itirazları hakkında beyanda bulunması için süre verilmiş, sonrasında davacı vekili tarafından 09/11/2020 tarihli dilekçe ile bu konuda dosyaya yazılı beyanda bulunulmuştur.
Dava konusu kazanın 12/01/2018 tarihinde meydana geldiği, davalı … şirketi tarafından davacıya kısmi ödeme yapıldığı tarihin 06/02/2018 tarihi olduğu, huzurdaki davanın ise 18/03/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili 17/02/2021 tarihli duruşmada; kısmi ödemeden sonra davalıya ihtarname gönderildiğini, bu arada 22/01/2020 tarihinde dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak arabuluculuk sürecinin başlatıldığını, arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçen sürenin zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınamayacağını, davalıya 02/01/2020 tarihinde ihtarname keşide ettiklerini, bu nedenle zamanaşımı süresinin kesildiğini, ayrıca Covid-19 pandemi süreci nedeniyle de ayrıca sürelerin durduğunu, dolayısıyla somut dava bakımından zamanaşımı süresinin dolmadığını beyan ve iddia etmiştir. Mahkememizce aynı celsede davacı vekilinin zamanaşımına yönelik beyanları dikkate alınarak dosya incelemeye alınmıştır.
Davacı taraf huzurdaki davada; 12/01/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında … plakalı aracın hasar gördüğünü ve kazanın meydana gelmesinde davalı … şirketi nezdinde sigortalı … plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu iddia ederek, bu kaza nedeniyle … plakalı araçta oluştuğunu iddia ettiği hasar bedelinin tahsilini talep etmektedir. Yani dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Huzurdaki davanın açıldığı tarih 18/03/2020 tarihidir. Davalı … şirketi tarafından davacıya kısmi ödeme yapılan tarih ise 06/02/2018 tarihidir.
Zamanaşımı süresini kesen nedenler 6098 sayılı TBK.’nun 154. maddesinde düzenlenmiştir. TBK.’nun 154. maddesi uyarınca; borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse, alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa zamanaşımı süresi kesilir.
Görüldüğü üzere zamanaşımını kesen nedenler arasında “ihtarname keşide edilmesi” gibi bir neden bulunmamaktadır. Bir başka ifade ile alacaklı olduğunu iddia eden tarafın alacağını ihtarname ile karşı yandan talep etmesi zamanaşımının kesilmesi sonucunu doğurmaz. Dolayısıyla, davacı tarafın davalı … şirketine 02/01/2020 tarihinde ihtarname keşide edildiğine, bu nedenle de zamanaşımı süresinin kesildiğine ilişkin beyanlarına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Öte yandan davacı tarafça dava konusu uyuşmazlık ile ilgili arabuluculuk sürecinin başlatıldığı tarih 22/01/2020’dir. Arabuluculuk sürecinin bitiş tarihi ise bundan 13 gün sonrası olan 03/02/2021 tarihidir. Yani davalı … şirketi tarafından davacıya kısmi ödemenin yapıldığı tarih olan 06/02/2018 tarihinden itibaren KTK’nun 109/1. maddesi uyarınca geçen 2 (iki) yıllık zamanaşımı süresinin sona erdiği (dolduğu) tarih olan 06/02/2020 tarihine arabuluculuk sürecinde geçen 13 günlük sürenin ilavesi ile bulunan tarih ise 19/02/2020 tarihidir. Buna göre huzurdaki davanın en geç 19/02/2020 tarihinde açılması gerektiği, oysa huzurdaki davanın bu süre geçtikten sonra 18/03/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nun 109/1 maddesine göre, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.
Davaya konu trafik kazası 12/01/2018 tarihinde meydana gelmiş, kazaya karışan araç sürücüleri arasında aynı tarihli trafik kazası tespit tutanağı düzenlenmiştir. Davalı … şirketi tarafından davacıya 06/02/2018 tarihinde kısmi ödeme yapılmıştır. Davalı … şirketi … plakalı aracın ZMMS sigortacısıdır. Davacı taraf, … plakalı aracında meydana gelen hasar bedelinin tazmini istemiyle 18/03/2020 tarihinde bu davayı açmıştır. Davalı … şirketinin dosyaya sunduğu 29/06/2020 tarihli cevap dilekçesi, 7226 sayılı kanunun Geçici 1/1-a maddesi gereğince 30/06/2020 tarihine kadar uzayan süreler içerisinde dosyaya sunulmuştur. Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddini savunmuştur.
Somut olayda; davalı … şirketi tarafından davacıya kısmi ödeme yapıldığı 06/02/2018 tarihinden itibaren işbu davanın açıldığı 18/03/2020 tarihine kadar 2918 sayılı KTK.’nun 109/1. maddesindeki 2 (iki) yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği anlaşılmakla, davalı vekilinin zamanaşımı def’inin kabulü ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,
2-Alınması gerekli 59,30-TL. karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 85,39-TL. harçtan mahsubu ile kalan 26,09-TL. harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştikten sonra ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır